Birleşen dava davacısı vekili, davalılar ... ve ...’nın alacaklarının muvazaalı olduğunu, fazla faiz talep edildiğini, ayrıca bu davalılar lehine şerh edilen ihtiyati tedbirlerin hacze iştirak edemeyeceklerini, tasarrufun iptali davasının sadece davacı lehine sonuç doğuracağını ve açtıkları tasarrufun iptali davasının sonucunun sıra cetvelinde dikkate alınmadığını, ... vekilince açılan tasarrufun iptali davasında ihtiyati tedbirin 12.1.2007 günü ihtiyati hacze dönüştürüldüğünü, böyle bir dönüştürme işleminin yasal dayanağı bulunmadığını ileri sürerek, müvekkilinin alacağının davalılara ayrılan paydan ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
ye sattığını,ancak satışların gerçek bir satış olmayıp muvazaaya dayandığını taşınmazın halen borçlu tarafından kullanıldığını, tarım desteğinin borçlunun eşi ... tarafından alındığını belirterek son malikler..... ve ... adına tapuda kayıtlı hisseler üzerinde muvazaa nedeniyle satış yetkisi verilmesine veya davalılar arasındaki tasarrufların iptaline karar verilmesini dava ve talep etmiş, ........2011 tarihli duruşmada taşınmazın bir kısmının davalı ... bir kısmınında davalı ...'de olduğunu, bu hisseleri dava konusu yaptıklarını, davanın kabulüne karar verilmesini ayrıca değil ise ... . yönünden davayı atiye terk ettiklerini sadece ....'ye ait olan hisseye ilişkin davaya devam ettiklerini beyan etmiş ........2011 tarihli dilekçe ile de davayı terditli açtıklarını öncelikle BK ... madde kapsamında muvazaa nedeniyle haciz ve satış yetkisi verilmesini olmazsa tasarrufun iptaline karar verilmesini istemiştir. Davalılardan borçlu ..., ..., ..., ... davanın reddini savunmuştur....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalılar vekili istinaf dilekçesi ile özetle; Yerel mahkemece verilmiş olan kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacı tarafın dava dilekçesi incelendiğinde davanın İİK 277 ve devamı uyarınca açılan tasarrufun iptali davası olduğunun açıkça görüldüğünü, davacı vekili her ne kadar konu kısmında hem TBK 19 hem de İKK 277 ve devamı maddeleri gereğince tasarrufun iptalini talep etmiş ise de İİK 281. Maddesi uyarınca ihtiyati haciz talep edildiğini, gerekçelerde tasarrufun İİK 278....
Ancak, İİK'nun 283. maddesinin kıyas yoluyla uygulanması durumu, TBK'nun 19. maddesine dayanılarak, muvaza nedeniyle açılan davanın niteliğini değiştirmez. Yani bu davayı tasarrufun iptali davasına dönüştürmez. Yüzeysel bakıldığında iptal davaları ile muvazaa davaları arasında bir benzerlik görülmekte ise de bu benzerlik her iki davanın güttüğü amaçtan öte gitmemektedir. İİK'nun 277. maddesinde sözü edilen iptal davaları borçlu tarafından geçerli olarak yapılmış bazı tasarrufların hükümsüz kılınması için açılır. Oysa muvazaa davası borçlunun yaptığı tasarrufi işlemlerin gerçekte hiç yapılmamış olduğunu tespit ettirmeyi amaçlar. Davacının bu davadaki amacı alacağını tahsil edebilmek için muvazaa nedeniyle temelde geçersiz olan işlemin hükümsüzlüğünü sağlamaktır. Muvazaaya dayalı davalarda davacının icra takibine geçmesi ve aciz belgesi almasına gerek yoktur....
Dava dilekçesinde alacağın tahsili amacıyla davalı borçlu T6 aleyhine başlatılan Büyükçekmece 1'inci İcra Dairesinin 2019/29174 (E) sayılı ilamsız takibine borçlunun itiraz ettiğini belirten davacı vekili cevap dilekçesinde davalı takip borçlusuna karşı Büyükçekmece 5'inci Asliye Hukuk Mahkemesinin 2020/418 (E) sırasına kayıtlı itirazın iptali davası ikame edildiğini beyan etmiştir. İİK'nin 277 ve devamı maddeleri uyarınca açılan tasarrufun iptali davaları, aynı Kanunun 281/1'inci maddesi uyarınca basit yargılama usulüne göre, muvazaa hukuki nedenine dayanan tasarrufun iptali davaları ise HMK'nin 118 ve devamı maddeleri uyarınca yazılı yargılama usulüne göre görülür....
nun 280 maddeleri gereği ilgili tasarrufların iptaline, davalı N.İ.C şirketine aidiyetine karar verilmesini, usulü bir nedenle tasarrufun iptal edilememesi halinde TBK'nun 19. maddesi gereğince muvazaa nedeniyle yapılan işlemin iptaline, karar verilmesini talep etmiştir. CEVAP: Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; görev ve arabuluculuk itirazları olduğunu, davacının tasarrufun iptali davasının görülmesi için ön koşul niteliğinde olan geçici veya kesin aciz belgesi sunmadığını, davalının alacağı karşılayacak miktarda mal varlığının bulunduğunu, bu davanın açılmasında davacının hukuki yararı bulunmadığını, dava konusu temliğin icra takibinden önce yapıldığını, ayrıca temlik ile davalı N.İ.C Medical Ltd Şti'nin borçlarının ödendiğini, muvazaa söz konusu olmadığını beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İzmir 16....
Mahkemece iddia, savunma toplanan delillere göre, davalı şirketler arasındaki organik bağ nedeniyle davanın 6183 sayılı AATUHK'nun 30. maddesi gereğince kabulüne, Ankara, Yenimahalle, Ergazi Mah. ... Ada, 2 parselde bulunan taşınmazın muvazaalı olarak satılmış olduğu anlaşıldığından bu taşınmazın satışına ilişkin tasarrufun iptaline karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından vekalet ücreti yönünden temyiz edilmiştir. Dava, 6183 sayılı AATUHK'nun 24 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkin olup, dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle gerektirici nedenlerle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA ve 492 sayılı Harçlar Yasasının 13/J maddesi uyarınca Hazineden harç alınmamasına 23.3.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi -K A R A R- Dava dilekçesinden anlaşılacağı gibi davacı taraf muvazaa nedenine dayanarak ...’nın, ...’a devrettiği taşınmaz paylarına ilişkin tapunun iptali ile ilk malik adına tescilini istemiştir. Davada tasarrufun iptali ve cebri icra yetkisi verilmesine ilişkin bir talep bulunmamaktadır. Mahkemenin kabulü de bu yöndedir. Başkanlar Kurulunun 29.1.2007 tarihli ve 1 sayılı kararının 4. maddesinde 15. Hukuk Dairesince temyiz incelemesi yapılmakta olan İİK ile 6183 sayılı kanundan kaynaklanan tasarrufun iptali davalarının temyiz incelemesi görevi dairemize verilmiştir. Bu durumda temyiz incelemesini yapmak görevi dairemize ait olmayıp Yargıtay Yüksek 4.Hukuk Dairesine aittir. Bu nedenlerle dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE 03.07.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Dava; ileri sürülüş biçimine göre İİK'nın 277 ve devamı madde hükümlerine dayalı tasarrufun iptali, olmadığı taktirde de TBK'nın 19.maddesinde düzenlenen muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal isteğine ilişkindir. (Terditli Dava) Yüzeysel bakıldığında İİK 277 vd maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davaları ile TBK 19. (BK 18) maddesine dayalı genel muvazaa davaları arasında bir benzerlik görülmekte ise de bu benzerlik her iki davanın güttüğü amaçtan öte gitmemektedir. İİK 277. maddesinde sözü edilen iptal davaları borçlu tarafından geçerli olarak yapılmış bazı tasarrufların hükümsüz kılınması için açılır. Oysa muvazaa davası borçlunun yaptığı tasarrufi işlemlerin gerçekte hiç yapılmamış olduğunu tespit ettirmeyi amaçlar....
Dava dilekçesindeki ileri sürüşe göre dava niteliği itibarıyla TBK'nın 19.maddesinde tanımını bulan muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal davasıdır. Mahkemece verilen karar davalılarca istinaf edilmiş ancak istinaf aşamasında davalı borçlu Recai tarafından istinaf talebinden feragat edilmiş olmakla, inceleme diğer davalılar yönünden yapılacaktır. Yüzeysel bakıldığında tasarrufun iptali davaları ile muvazaa davaları arasında bir benzerlik görülmekte ise de bu benzerlik her iki davanın güttüğü amaçtan öte gitmemektedir. İİK'nın 277 .maddesinde sözü edilen iptal davaları borçlu tarafından geçerli olarak yapılmış bazı tasarrufların hükümsüz kılınması için açılır. Oysa muvazaa davası borçlunun yaptığı tasarrufi işlemlerin gerçekte hiç yapılmamış olduğunu tespit ettirmeyi amaçlar....