Ancak, dava BK'nun 19.maddesine dayalı muvazaa nedeniyle tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Davacının bu davadaki amacı, yaptığı icra takibi nedeniyle alacağını tahsil edebilmek için yapılan taşınmaz satışının kendisi yönünden geçersizliğini sağlamak olduğu, davacının bu hakkının ayni değil şahsi sonuç doğurduğu, davada muvazaanın ispatı halinde tapunun iptaline değil (olayda kıyasen uygulanması gereken İİK'nun 283/1. maddesi uyarınca) iptal ve tescil olmaksızın, taşınmazın haciz ve satışına karar verilmesi gerekir....
Dava, tasarrufun iptali istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK'nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. İİK'nın 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır. Bu tür davaların dinlenebilmesi için davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK'nın 277 maddesi) bulunması gerekir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:Bafra 3.Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2023/106 esas sayılı derdest dava dosyasında verilen tasarrufun iptali (muvazaa nedeniyle) talepli davada verilen ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin ara kararın kaldırılması için davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, yapılan inceleme sonucunda; İstinaf incelemesine konu ve esas teşkil eden eldeki dava; tasarrufun iptali (muvazaa nedeniyle) istemine ilişkindir. Davacı vekili tarafından süresi içinde yapılan istinaf başvuru incelemesine konu istem ise; Bafra 3.Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2023/106 esas sayılı derdest dosyasındaki 26/05/2023 tarihli ara kararın kaldırılarak, taleplerinin kabulüne, ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesine ilişkindir. İlk derece mahkemesince, verilen 26/05/2023 tarihli ara karar ile; "......
edilen dosya kapsamı bütün olarak değerlendirildiğinde; Dava, İİK 277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili davalılardan ...’ın müvekkiline olan vergi borcunu ödemediğini ancak kendisine ait taşınmazı aynı yer nüfusuna kayıtlı diğer davalılara sattığını öne sürerek yapılan tasarrufun iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Davalılardan ... davaya karşı cevap vermemiş, diğer davalılar satışta muvazaa bulunmadığını, vergi borcunun kesinleşip kesinleşmediğini bilmediklerini savunarak davanın reddini istemişlerdir. Mahkemece satış işleminin muvazaalı olmaması nedeniyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava 6183 sayılı yasanın 24 devamı maddeleri uyarınca açılan tasarrufun iptali isteğine ilişkindir....
Dava dilekçesindeki ileri sürülüşe ve yargılama aşamasındaki açıklamalara göre, dava niteliği itibariyle BK'nın 18. maddesinde tanımını bulan muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal davasıdır. Yüzeysel bakıldığından iptal davaları ile muvazaa davaları arasında bir benzerlik görülmekte ise de bu benzerlik her iki davanın güttüğü amaçtan öte gitmemektedir. Davacının iddiasına göre bu davadaki amacı alacaklarını tahsil edebilmek için muvazaa nedeniyle temelde geçersiz olan işlemin hükümsüzlüğünü sağlamaktır. İİK'nın 277. ve izleyen maddelerinde düzenlenen iptal davası açma hakkı davacının genel hükümlere muvazaaya dayanarak dava açmasına engel değildir. Açıklanan bu maddi ve hukuksal olgulara göre, davanın İİK'nın 277. ve devamı maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkin olduğu yolundaki mahkemenin kabulüne katılma imkanı yoktur....
-YTL'ye satış için anlaştığını ancak tapudaki tedbir kararı nedeniyle tapu devrini yapamadığını iyiniyetli olduğunu belirterek hacizin kaldırılmasını ve davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere göre davalılar arasındaki muvazaa ve davalı ...'nın kötüniyetli olduğu ispatlanamadığından davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava İİK 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Anılan madde de bu davaların amacı 278, 279, 280.maddelerde yazılı, borçlunun borcun doğumundan sonra yaptığı mevcudunu azaltmaya yönelik tasarrufların butlanına hükmettirmek olduğu açıklanmaktadır. Mahkemece davalı ...'nın taşınmazı satın alırken tapu kaydına güvendiği ve bu nedenle iyiniyetli olduğu ve muvazaa iddiası ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de varılan sonuç dosya kapsamına uygun düşmemektedir....
Şti. temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir. 2010/1917 2010/4796 1)Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, ortaklarının aynı kişilerden oluşması nedeniyle üçüncü kişi konumundaki davalı ... Ltd. Şti.nin borçlu davalı şirketin mali durumu ile alacaklıları ızrar kastını bilebilecek durumda olduğunun anlaşılmasına ve kararda yazılı diğer gerekçelere göre davalıların tasarrufun iptali davasına ilişkin temyiz itirazlarının reddine, 2)Davalı- karşı davacı ... Ltd. Şti. vekilinin manevi tazminat davasına ilişkin temyiz itirazlarına gelince; Davalı- karşı davcı ... Ltd. Şti. yapılan hacizler nedeniyle kendilerinin güç durumda kalması ve itibarlarının zedelendiği gerekçesiyle tasarrufun iptali davasına karşı verdiği cevap dilekçesi ile birlikte manevi tazminat isteğinde bulunmuş, mahkemece bu davanın reddine karar verilmiştir....
İcra Müdürlüğü'nün 2016/7945 Esas Sayılı takip dosyasına konu alacağın davalılar arasındaki muvazaa sebebiyle geçersizliğinin tespiti ile, takip dayanağının batıl olması nedeniyle söz konusu takibin davalılar bakımından iptaline karar verilmesini talep ettiği görülmüştür. Dava, tasarrufun iptali davasıdır. Duruşma açılmasını gerektiren gerektiren sebep bulunmadığından HMK'nın 353. ve 355. Maddeleri gereğince inceleme ve müzakereler kamu düzeni ve istinaf nedenleriyle sınırlı biçimde dosya üzerinden yürütülmüştür....
İcra Müdürlüğü'nün 2016/2379 Esas sayılı dosyasında takibe dayanak bonolar nedeni ile gerçek bir alacağının bulunup bulunmadığı, gerçek bir alacak var ise davacılar ve davalılar ... ile ... arasındaki tapuda devir işlemlerinin muvazaalı olup olmadığı hususlarının açılmış olan tasarrufun iptali davasında irdelenmesi ve buna göre mahkemece gerçek bir alacağın bulunduğu ve muvazaalı işlemlerin olduğunun kabulü halinde mahkemece tasarrufun iptaline karar verileceği, bu itibarla açılan menfi tespit davasında davacıların davalılar ..., ... ve ... arasında gerçek bir alacak borç ilişkisi bulunup bulunmadığı, aralarında muvazaa olup olmadığı hususlarının incelenmesinde davacıların ve birleşen dosya davacılarının bonoda taraf sıfatları olmadığı, alacağın muvazaalı olup olmadığının tasarrufun iptali davasında çözülmesi gerektiği gerekçesiyle, asıl ve birleşen davanın aktif husumet yokluğu ve hukuki yararının bulunmadığından usulden reddine karar verilmiştir....