Davalı T8 vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacılar tarafından aynı konuya dayalı olarak beş ayrı tasarrufun iptali davası açıldığını, bunun kötü niyetli olduğunu, her dosya için ayrı ayrı yargılama gideri ve vekalet ücreti olamayacağını, esasen tasarrufun iptali koşullarının da oluşmadığını belirterek ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri gözetilerek Dairemizce yapılan incelemede; Dava, TBK 19 md uyarınca tasarrufun iptaline ilişkindir. Davacılar tarafından davalılar hakkında beş ayrı tasarrufun iptali davası açıldığı, hepsinde ayrı ayrı aynı mahiyette (KVYO) karar verildiği, bunların bir kısmının istinaf incelemesi için halen dairemizde olduğu, bir kısmının ise daha önce Bursa BAM 1 HD tarafından karara bağlandığı, her dosyada farklı bir taşınmazın dava konusu edildiği yapılan araştırmalar sonucu tespit edilmiştir....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO: 2021/682 Esas KARAR NO: 2022/207 DAVA: Tasarrufun İptali (İİK 277 ve Devamı) DAVA TARİHİ: 14/10/2010 BİRLEŞEN DAVA DOSYASI DAVA: Tapu İptali ve Tescil DAVA TARİHİ: 03/06/2011 KARAR TARİHİ: 16/03/2022 Mahkememizde görülmekte olan Tasarrufun İptali ile Tapu İptali ve Tescil davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: ASIL DAVADA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; borçlu ---tarafından müvekkili lehine ---- düzenlendiğini, bononun vadesinde ödenmemesi üzerine, ------ borçlu aleyhine kambiyo senetlerine özgü icra takibi başlatıldığını, takibin kesinleşmesi üzerine borçlunun işyeri ve ---- adreslerine ----- tarihinde haciz tatbik edilmiş ise de, haczi kabil mal bulunamadığını, -----, ------ ve bankalara yazılan müzekkerelere verilen cevaplarda borçlunun haczi kabil malının bulunmadığının tespit edildiğini, yapılan araştırmalar sonucunda borçlunun ortağı olduğu --------hisselerini diğer davalılara devrettiğinin anlaşıldığını, borçlunun...
Şti'nin ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak taraflar arasında ticari ilişki, cari hesap ilişkisi bulunup bulunmadığı, var ise hangi tarihte başladığı, takip konusu senetlerin bu ticari ilişki ve cari hesap ilişkisine ilişkin verilip verilmediği dolayısıyla borcun doğum tarihinin tespit edilmesi, tespit edilecek borcun doğum tarihi iptali istenen tasarruftan sonra ise davanın ön koşul yokluğundan reddine, aksi halde yani ticari ilişki ve cari hesap ilişkisinin iptali istenen tasarruftan önce olduğunun belirlenmesi halinde ise davanın esasına girilerek taraf delillerinin toplanması ve sonucuna göre dava konusu tasarrufun İİK 277,278,279,280 maddeler gereğince iptale tabi olup olmadığı belirlenerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinden bahisle bozulmuş, bozmadan sonra mahkemece bilirkişi incelemesi yaptırılmış ve borcun doğum tarihinin tasarruftan önce olduğunun belirlenmesi nedeniyle davanın esasına girilerek keşif yapılmış, taşınmazın devir tarihindeki...
Sayılı dosyalarından anlaşıldığı belirtilmiş ise de eldeki davanın borçlunun borcunun bulunup bulunmadığına yönelik menfi tespit davası değil tasarrufun iptali davası olduğundan borçlunun takip konusu miktar kadar borcunun bulunup bulunmadığının bu davada ele alınmayacağı, borçlunun haricen açacağı menfi tespit davasında bu hususta araştırma yapılabileceği, tasarrufun iptali davalarında, davalı üçüncü kişi, davacının alacağının gerçek bir alacak borç ilişkisine dayanmadığını iddia ettiği takdirde, davacı-alacaklının bu durumda alacaklı olduğunu ispat etmesi gerektiği, 19.03.2022 tarihli bilirkişi raporuna göre davacı ile kendisinden önceki ciranta olan dava dışı Soylu Taah. Ltd Şti arasında ticari ilişkinin bulunduğu, Soylu Taah. Ltd Şti ile kendisinden önceki ciranta olan dava dışı T3 İnş Ltd....
Dava İİK'nun 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali istemine ilişkindir. 1-İcra ve İflas Kanununun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun aciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır. Tasarrufun iptali davasını elinde geçici veya kesin aciz belgesi bulunan alacaklı açabilir. (İİK.m.277) Bu husus, dava şartı olup, hâkim görevi gereği doğrudan gözetmek zorundadır. Ancak, bu eksikliğin yargılamanın her aşamasında hatta temyiz aşamasında dahi giderilebilmesi mümkündür....
Dava, İİK 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir....
Bu hali ile dosyada haklılık durumunun değerlendirilmesi için öncelikle tasarrufun iptali davasının önkoşullarının gerçekleşip gerçekleşmediğinin saptanması zorunludur. Somut olayda, dava koşulları yönünden dosya incelendiğinde, davacının alacağının Akcaabat İcra Müdürlüğünün 2020/1997 E. sayılı takip dosyasına konu edilen 05.04.2020 keşide tarihli 85.000 TL bedelli çeke dayalı olduğu, borçlu hakkındaki takibin kesinleştiği, borçlu şirketin yargılama sırasında takibe konu çekteki keşidecinin imzasının kendilerine ait olmadığı iddiasıyla Trabzon Asliye Ticaret Mahkemesinde menfi tespit davası açtığı, ancak mahkemece bu dosya incelenmeden haklılık durumunun değerlendirdiği, yine dosyanın incelenmesinden takibe konu icra dosyasında geçici ya da kesin aciz vesikası alınmadan eldeki tasarrufun iptali davasının açıldığı anlaşılmıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVACILAR :1) Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına dair verilen hükmün süresi içinde davalılar vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili davalılardan ...’nin müvekkiline olan borcu nedeniyle hakkında yaptıkları icra takibi sırasında borcuna yetecek haczi kabil malının bulunmadığını; ancak, alacaklılardan mal kaçırmak amacıyla kendisine ait taşınmazlardan bir kısmını kız kardeşi olan davalı ... ...’ye, bir kısmını da arkadaşı olan diğer davalı ...’a sattığını öne sürerek, yapılan tasarrufların iptalini talep etmiştir. Davalılar, davanın haksız ve yersiz olduğunu savunarak davanın reddini istemişlerdir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Hükmüne uyulan bozma ilamında özetle: Takip konusu senetle ilgili açılan menfi tesbit ve senet iptali davasına ilişkin hüküm henüz kesinleşmediğinden kararın kesinleşmesinin beklenmesi, kesinleştikten sonra senedin geçersizliği sabit olduğu takdirde şimdiki gibi davanın reddine, aksi halde yeni senedin geçerli olduğu subuta erdiğinde uyuşmazlığın esası incelenerek hükme varılmasına, karar kesinleşmeden yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmesinin doğru olmadığı gereğine değinilmiştir. Mahkemece iddia, savunma, toplanan delillere göre davalı borçlu ...'...
İİK 277 ve devamı maddeleri uyarınca açılan davaların dinlenebilmesi için, davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin bulunması gerekir. Bu ön şartların bulunması halinde İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılır. Davacı alacağının doğum tarihi 21/09/2017 tarihli ihtiyaç kredisi sözleşme tarihidir. Dolayısıyla alacak devirden önce doğmuştur. Somut olayda dava ön şartlarının tümünün mevcut olduğu anlaşılmaktadır. Aynı konuda başka bir alacaklı tarafından açılan tasarrufun iptali davasının istinaf incelemesi yine dairemiz tarafından yapılmış ve 2020/654 esas 2021/1010 karar sayılı 10/06/2021 tarihli ilam ile tasarrufun iptaline karar verilmiştir, kararın davalı tarafça temyiz edilmesi üzerine Yargıtayda olduğu tespit edilmiştir....