İcra Müdürlüğü'nün 2005/2326 sayılı takip dosyasına konu alacak ve fer'ileriyle sınırlı olarak iptaline, davacıya bu taşınmazı haciz ve satış isteme yetkisi tanınmasına, ...plakalı 1997 model Reusput marka davalı borçluya ait ticari minibüs ve hattı üzerinde 1.12.2005 tarihinde davalı ... adına kurulan 450.000.00YTL rehine ilişkin tasarrufun alacak ve ferileriyle sınırlı olarak iptaline, davacıya dava konusu araç ve hattını rehinsiz olarak haciz ve satış isteme yetkisi tanınmasına karar verilmiş, hüküm davalı ... tarafından temyiz edilmiştir. Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, davalı borçlu ...'ın açtığı menfi tespit davasının lehine sonuçlanabilmesi halinde takibin iptalinin olanaklı bulunmasına göre temyiz eden davalı ...'ün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA ve ve aşağıda dökümü yazılı 20.655.-YTL kalan onama harcın temyiz eden davalı ...'...
a devrine ilişkin tasarrufların iptaline, davacı tarafa, tasarrufun iptaline konu şirket payları yönünden ... 8.İcra Müdürlüğü'nün 2012/15768 sayılı dosyasındaki asıl alacak ve fer'ileriyle sınırlı olmak üzere cebri icra yetkisi tanınmasına, karar verilmiş; hüküm, davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava İİK’nun 277. ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.İcra ve İflas Kanunu'nun 277. ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır. Bu özelliği nedeniyle iptal davasının dinlenebilmesi için, öncelikle davacının borçludaki alacağının gerçek olması, tasarrufta bulunan kişinin de gerçekten borçlu olması gerekir....
nın 277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. İcra ve İflas Kanunu'nun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz yada iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır. Dava konusunun yargılama sırasında davacı tarafından devri halinde HMK’nun 125/2. maddesine göre; devralmış olan kişi, görülmekte olan davada davacı yerine geçer ve dava kaldığı yerden itibaren devam eder....
Esas Sayılı dosyasında görülmekte olan tasarrufun iptali davasında davacı borçlunun müvekkili bankadan mal kaçırma kastı ile hareket ettiğinin açıkça ortada olduğunu, davacının ''satışın iptalini sağlamak için boş senedin bu şekilde düzenlendiği'' şeklindeki iddiasının dayanağı olmadığını, zira senetten önce dahi sözleşme ile borcun doğduğunun kabul edildiğini, davacı tarafın borca değil borcun doğum tarihine itiraz ettiğini, bu durumun menfi tespit davasının amacı ile bağdaşmadığını, davacı tarafın borçlu olduğu inkar etmediğini, icra takibine konu bononun tüm şekil şartlarına haiz olduğunu ve davacının imzasının bulunduğunu, senet üzerindeki imzaya davacı tarafça itirazda bulunulmadığını, bu nedenlerle Konya . İcra Müdürlüğü'nün ......
nın davalı olma ehliyetinin olduğu, ispat yükünün menfi tespit davasında kural olarak davacı-borçluya ait olduğu, çekin bir ödeme aracı olduğu, uyuşmazlığın miktarı gözetildiğinde davacı-borçlu vekilinin dava dilekçesine konu ettiği iddialarını yazılı belge ile kanıtlaması gerektiği, davacı vekilinin delil olarak dayandığı Cumhuriyet Savcılığındaki soruşturma dosyası ile Asliye Hukuk Mahkemesindeki tasarrufun iptali dosyasındaki delillerin davacının iddialarını kanıtlayıcı mahiyette olmadığı, kambiyo senedinin anlaşmaya aykırı doldurulduğu iddisının yazılı belge ile kanıtlanamadığı, hatırlatılmasına rağmen davacı vekilince yemin deliline başvurulmadığı, davacının borçsuz olduğuna ilişkin ispat külfetini yerine getirmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A. İstinaf Yoluna Başvuranlar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. B....
Muvazaa davası, yani yapılan işlemin muvazaa nedeniyle hükümsüz olduğunu belirtmek için açılan dava ile tasarrufun iptali davası amaçları bakımından birbirlerine yaklaşırlarsa da gerçekte nitelikleri, koşulları, doğurduğu sonuçlar bakımından birbirinden farklıdırlar. Tasarrufun iptali davası, borçlunun tasarruf işlemlerinden zarar gören ve elinde aciz belgesi bulunan alacaklılar tarafından açılabilir. Ne var ki, tasarrufun iptali davası, borçlu tarafından geçerli olarak yapılan tasarruf işlemlerin davacı bakımından hükümsüz olduğunu tespit ettirmek için açıldığı hâlde, muvazaa davasında borçlunun yaptığı tasarruf işleminin gerçekte hiç yapılmamış olduğunun tespiti istenir. Yani yapılan işlemin geçersizliği ileri sürülür. 16. Tasarrufun iptali davası, ayni nitelikte olmayıp kişisel (şahsi) bir dava olduğu hâlde, muvazaa davası ayni nitelikte bir davadır. Muvazaanın kanıtlanması hâlinde dava konusu mal, borçlunun mal varlığından hiç çıkmamış hâle gelir....
e taşınmazı devrettiğinin tespit edildiğini, kısa sürede satışların yapıldığını, bu satışların muvazaalı olduğunu belirterek, tasarrufun iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalıların ayrı ayrı verdiği dilekçelerde kısaca davanın reddi talep edilmiştir. Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan kanıtlara göre; davalı borçlu ...'nun ... ili, ... ilçesi, ... köyü, ... ada ... parselde bulunan taşınmazını 02.01.2006 tarihinde ...'e sattığı, satışla ilgili tasarrufun genel kredi sözleşmesinin imzalandığı 06.01.2006 tarihinden önce olduğu, İİK.nun 277 ve devamı maddelerinde öngörülen iptal davalarının kabul edilebilmesi için yapılan tasarrufun tarihinin borcun doğumundan sonra olması gerektiği, dava konusu iptali istenen tasarruf borcun doğumundan önce yapılmış olması hususu dikkate alındığında tasarrufun iptali davasının şartları oluşmadığından davacının talebinin reddine karar verilmiş; hüküm, süresi içerisinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere mahkeme kararının gerekçesinde ve değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve dosya kapsamı ile borçlunun aciz halinin sabit olup, borç hakkında açılmış bir menfi tesbit davasının da olmadığı ve takibin kesinleşmiş bulunmasına, kardeşler arasındaki tasarrufun İİK'nun 278/3-1 md. gereğince bağış niteliğinde olup iptali gerekmesine göre davalıların yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanunun uygun bulunan hükmün ONANMASINA, duruşmada vekille temsil edilmeyen davalılar yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, aşağıda dökümü yazılı 3.503,77 TL kalan onama harcının temyiz eden davalılardan alınmasına 24.01.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....
EKSİK İNCELEMEKÖTÜ NİYETTASARRUFUN İPTALİ 2004 S. İCRA VE İFLAS KANUNU [ Madde 277 ] 2004 S. İCRA VE İFLAS KANUNU [ Madde 278 ] 2004 S. İCRA VE İFLAS KANUNU [ Madde 280 ] "İçtihat Metni" Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı A.P. tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili, borçlu davalı Yusuf Yıldız hakkında icra takibi yaptıklarını, borçlunun Bağcılar ilçesi Bağcılar köyü 186 ada 14 parsel sayılı taşınmazını alacaklılardan mal kaçırmak amacıyla muvazzaalı olarak davalı A.P.'a devrettiğini, ve düşük bedelli satış işleminin bağış hükmünde olduğunu ileri sürerek tasarrufun iptalini talep etmiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE Dava, İİK 277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. İcra ve İflas Kanununun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır. Bu tür davaların dinlenebilmesi için, davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277 md) bulunması, davanın beş yıllık hükdüşürücü süre içinde açılmış olması gerekir....