"İçtihat Metni" Mahkemesi :Asliye Hukuk Hakimliği Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: K A R A R Dava 6183 sayılı Yasanın 24 ve devamı maddeleri uyarınca tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Mahkemece ...’a yapılan tasarrufla ilgili davanın reddine, diğer davalı şirkete yapılan tasarrufun iptaline dair verilen karar ... yönünden davacı vekilince temyiz edilmiştir. Davalı ...'in davalı borçlunun durumunu ve kamu alacağının tahsiline olanak vermemek amacıyla tasarrufta bulunduğunu hayatın olağan akışına göre ve yakınlığı nedeniyle bilmesi gerektiğinin kabulü zorunludur. Bu nedenle 6183 sayılı Yasanın 30.maddesi uyarınca yaptığı tasarruf iptale tabidir....
Davalı ... vekili aciz vesikasının bulunmadığı ve 5 yıllık hak düşümü süresinin geçtiğini ifade ederek davanın reddini savunmuştur. Davalı ... satışların başka borçların ödenmesi maksadıyla yapıldığını ve gerçek satış olduğunu belirtmiş, diğer davalılar duruşmalara gelmemiş, davaya cevap vermemişlerdir. Mahkemece, dava 6183 sayılı yasanın 24 ve devamı maddelerine göre açılmış tasarrufun iptali davası olduğu değerlendirilerek aynı yasanın 26. maddesi uyarınca dava tarihi ile tasarruf tarihi arasında 5 yıldan fazla süre geçtiği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Mahkemece iddia, savunma, toplanan delillere göre, borçlunun davalı torununa yaptığı satış işleminin 6183 sayılı Yasanın 28/1 maddesi gereğince bağışlama hükmünde olup iptale tabi olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne davalılar arasındaki dava konusu 7.5.2004 tarihli tasarrufun iptaline karar verilmiş; hüküm, davalı ... tarafından temyiz edilmiştir. Dava, 6183 sayılı AATÜHK'nun 24 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Dosya içeriğine kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, davalı borçlunun torununa yaptığı satış işleminin yasanın 28/1 ve 30.maddeler gereğince iptale tabi bulunmasına ve davanın yasanın 26. maddesi gereğince tasarruf tarihinden itibaren beş yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmış olmasına göre, davalı ...'ın yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 281.40....
Tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır. Bu tür davaların dinlenebilmesi için,davacının borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması,iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması gerekir. Bu ön koşulların bulunması halinde ise 6183 sayılı Yasanın 24 ve devamı maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. Anılan yasanın 30.maddesinde ise iki yanlı tasarrufların iptal edilebilmesi için borçlu ile işlemde bulunan üçüncü kişinin kötü niyetli olduğu yani borçlunun kamu veya kurum alacağının tahsiline olanak vermemek amacıyla tasarrufta bulunduğunu bilmesi veya bilebilecek durumda olması gerekmektedir....
in müvekkili idareye olan borcu nedeniyle hakkında yaptıkları icra takibi sırasında borcuna yetecek haczi kabil malının bulunmadığını, ancak alacaklılardan mal kaçırmak amacı ile kendisine ait taşınmazı diğer davalıya sattığını öne sürerek tasarrufun iptali istemiyle İş Mahkemesine açılan dava görevsizlik kararı ile Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmiş davacı tarafın temyizi üzerine Yargıtay 10.Hukuk Dairesinin 02.12.2008 tarih ve 2007/17830-2008/15778 sayılı kararı ile görevsizlik kararı onanmış olup, mahkemece bozmaya uyulduktan sonra davanın kabulüne dair verilen karar davalılar vekilleri tarafından ayrı ayrı temyiz edilmiştir. Dava 6183 sayılı yasanın 24 ve devamı maddeleri uyarınca açılan tasarrufun iptali isteğine ilişkindir. Davacı S.....
in borçlu oğlunun ekonomik durumunu bilebilecek şahıslardan olduğundan bahisle davanın kabulüne ve davacı hazine yararına maktu vekalet ücretine hükmedilmesine karar verilmiş; hüküm vekalet ücreti yönünden davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava 6183 sayılı Yasa'nın 24. ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali davasına ilişkindir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki 6183 sayılı Yasaya dayalı tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava; 6183 sayılı Yasanın 24 ve devamı maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Mahkemece hükmüne uyulan Yargıtay (Kapatılan) 17. Hukuk Dairesi’nin 15.02.2021 tarih, 2019/5358 Esas ve 2021/1317 Karar sayılı bozma ilamında; "bilirkişi tarafından belirlenen rayiç değer ile davalı 3. kişi tarafından ödendiği ispat edilen değer arasında bedel farkı bulunmadığı anlaşıldığından mahkemenin bu yöndeki gerekçesine katılma imkanının bulunmadığı, ayrıca mahkemece dava konusu bu satışlardan sonra davalı borçlu ...’in, davalı 3. kişi ...'...
Dava 6183 sayılı yasanın 24 ve devamı maddeleri uyarınca açılan tasarrufun iptali isteğine ilişkindir. 5510 sayılı Kanunun 88 ve 101.maddesinde, kurumun prim ve diğer alacaklarının tahsilinde 6183 sayılı Kanunu'nun uygulanmasından doğan uyuşmazlıkların çözümlenmesinde kurumun alacaklı biriminin bulunduğu yer iş mahkemesinin yetkili olduğu hükme bağlanmıştır. Bu durumda uyuşmazlığa Asliye Hukuk Mahkemesinde bakılamayacağından davanın görev yönünden reddi ile dosyanın görevli ve yetkili iş mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekirken işin esasına girilerek yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA 23.10.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Şti. vekili, devir işleminin iyi niyetle yapıldığını, borçlu davalının vergi borcunu bilmediklerini, gazetenin basımı için gerekli malzeme ve makinaların başkasından alındığını savunarak davanın reddini istemiş, diğer davalı cevap vermemiştir. Mahkemece davanın kanıtlanamaması nedeniyle reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava 6183 sayılı yasanın 24 ve devamı maddeleri uyarınca açılan tasarrufun iptali isteğine ilişkindir. Mahkemece davacının davasının kanıtlanamaması nedeniyle reddine karar verilmiş ise de verilen karar toplanan delillere ve dosya içeriğine uygun düşmemektedir. 6183 sayılı yasanın 30. maddesi uyarınca ‘amme alacaklarının bir kısmının veya tamamının tahsiline imkan bırakmamak maksadı ile borçlu tarafından yapılan bir taraflı tasarruflar ile borçlunun maksadını bilen veya bilmesi lazım gelen kimselerle yapılan bütün muameleler tarihleri ne olursa olsun hükümsüzdür....
Dava,alacaklının 6183 sayılı yasanın 24 ve devamı maddelerine dayalı olarak açtığı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. 1-Dosyadaki yazılara toplanan delillere hükmün dayandığı gerektirici sebeplere ve 6111 sayılı yasanın uygulamasında, yapılandırmanın, davacı tarafça açılmış tasarrufun iptali davalarını durduracağı ya da ertelemesini sağlayacağı yolunda bir hüküm bulunmamasına göre davalıların aşağıda yazılı bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 168.maddesinde 16/06/2009 tarihinde ve 5904 sayılı Kanun’un 35. maddesi ile yapılan değişiklik sonucu hazırlanan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinde 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun uygulanmasından doğan her türlü davalar için avukatlık ücreti tutarının maktu olarak belirlenmesi gerekirken nisbi vekalet ücretine hükmedilmesi de isabetsizdir....