Dava; İİK'nun 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Hukuk Muhakemeleri Kanununun 355. maddesi gereğince, istinaf sebepleri ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda; İİK'nın 277 ve devamı maddeleri uyarınca açılan tasarrufun iptali davalarının dinlenebilmesi için davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nın 277 md) bulunması gerekir. Bu ön koşulların bulunması halinde ise İİK.nın 278, 279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır....
borçlunun maliki bulunduğu taşınmazları 29.01.2015 tarihinde kardeşi olan diğer davalıya devrettiğini, bu devirler açıkça muvazaalı olup TBK 19.madde hükmü gereğince geçersiz olduğunu, Yargıtay'ın konuya ilişkin içtihatları uyarınca İİK 283. maddesi kıyasen uygulanarak kendilerine icra ve satış hakkı verilmesini talep ettiklerini, TBK madde 19 uyarınca genel hükümler uyarınca açılan muvazaa davasının tasarrufun iptali davasından ayrıştığı birkaç önemli husus bulunduğunu, muvazaaya dayalı davalarda herhangi bir hak düşürücü süre ya da zamanaşımı süresi mevcut olmadığını, muvazaa davalarında aciz vesikası dava şartı olmadığını, muvazaa davalarında tasarrufun borcun doğum tarihi ile bağlantısı bulunmadığını, muvazaa davalarında icra dosyasının varlığı ve kesinleşmesi dava şartı olmayıp, borçludan alacaklı olunduğunun ispatlanılmasının yeterli olduğunu, dava konusu tasarrufların İİK 278/ııı-1 uyarınca batıl olduğunu, dava konusu tasarrufların iik 280 uyarınca iptali gerektiğini, davalı/borçlu...
Dava dilekçesindeki ileri sürüşe ve yargılama sırasındaki sözlü ve yazılı açıklamalara göre davanın niteliği itibarıyla İİK 277 ve devamı maddeleri uyarınca tasarrufun iptali talep edilmiştir. İİK 277 ve devamı maddelerine dayalı açılmış tasarrufun iptali davaların dinlenebilmesi için,davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277 md) bulunması gerekir. Bu ön koşulların bulunması halinde ise İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır....
Mahallesi 2169 ada 4 parsel, 2169 ada 3 parsel, 2169 ada 2 parsel, 2168 ada 4 parsel, 2171 ada 5 parsel, 2171 ada 4 parsel, 2171 ada 7 parsel sayılı taşınmazları alacaklıdan mal kaçırmak üzere diğer davalıya 03/02/2012 tarihinde muvazaalı bir şekilde ve değerinin çok altına bir fiyata devredildiğini belirterek, dava konusu taşınmazlarla ilgili tasarrufun iptaline ve dava konusu taşınmaz üzerine İİK. madde 283 gereğince cebri icra yoluyla takip yapma hakkı tanınmasını talep ve dava etmiştir. Davalılar vekilleri davanın reddini savunmuştur. Mahkemece toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, İİK 277 vd. maddelerine dayanılarak açılan tasarrufun iptali istemine ilişkindir. İİK'nun 277/1. maddesi tasarrufun iptali davasını; “Elinde muvakkat yahut kati aciz vesikası bulunan alacaklı”nın açabileceği hükmünü öngörmektedir....
olduğunun tespiti ile İİK m. 277 vd. uyarınca işlemin iptaline ve taşınmaz üzerinde cebri icra yetkisi verilmesini talep etmiştir....
Hemen belirtmek gerekir ki, TBK'nin 19 uncu maddesine göre muvazaa hukuki sebebine dayanarak açılan tasarrufun iptali davaları İİK'nin 284 üncü maddesinde öngörülen 5 yıllık hak düşürücü süreye tâbi değildir. İİK'nin 277 vd. maddelerine göre açılan iptal davalarında aranılan icra takibine geçilmesi ve aciz belgesi alınması şartı muvazaaya dayanan iptal davalarında aranmaz. Gerek İİK'nin 277 vd. maddeleri uyarınca açılan tasarrufun iptali davalarında gerekse muvazaa hukuki olgusuna dayanılarak açılan tasarrufun iptali davalarında, davacının borçludan gerçek bir alacağının var olması dava şartlarındandır....
Asliye Hukuk Mahkemesinin 01/01/2017 gün ve 2015/639 esas, 2017/468 sayılı kararı ile davanın İİK'nun 277 vd. maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davası niteliğinde olduğu, tasarrufun iptali davasının dinlenebilmesi için alacağın kesinleşmiş olmasının zorunlu olduğu, davacı alacaklı tarafından yapılan icra takip dosyasında davalı borçlu T3 hakkında icra takibinin kesinleşmemiş olması nedeniyle kesinleşmiş bir alacağın varlığından söz edilemeyeceği gerekçesiyle davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiş, bu karara karşı davacı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusu üzerine Dairemizin 14/12/2017 gün ve 2017/1217 esas, 2017/1251 sayılı kararı ile; davanın muvazaa yahut İİK.'nun 277 ve mütakip maddelerine dayalı tasarrufun iptali davası olması karşısında ve takibin kesinleştirilmesini tamamlanabilir dava şartı bulunmasına göre davacı tarafa TBK.'...
Ne tasarrufun iptali davası, ne de TBK m. 19 gereğince İİK’nin 283. maddesinin kıyasen uygulanması istemli muvazaa davası TTK’nın 4. maddesinde belirtilen mutlak ya da nispi ticari dava niteliğine haiz olduğundan 6100 sayılı HMK’nin 2. maddesi gereğince genel görevli Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görev alanında kalmaktadır." şeklinde karar verilerek görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu belirlenmiştir. Yine emsal nitelikte ki Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 09/04/2018 tarih, 2016/8983 E. ve 2018/3951 K. sayılı kararında da " ... Dava, İİK'ın 277 ve devamı maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Tasarrufun iptali, davaları mutlak ticari dava niteliğinde olmayıp şahsi nitelikte ve borçlunun tasarruflarına yönelik bulunduğundan asliye hukuk mahkemelerinin görevine girmektedir." şeklinde karar verilmiştir....
Madde ile İİK 277 vd maddeleri gereği iptal edilmesi gerektiğini tüm bu nedenlerle fazlaya ilişkin her türlü talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile davanın kabulü ile TBK 19. Madde ile İİK. 277 maddesi gereğince dava konusu taşınmazın davalılar arasındaki devrine ilişkin tasarrufun iptali ile Mersin 6. İcra Müdürlüğü'nün 2015/3672 Esas sayılı dosyasında dava konusu taşınmaz üzerinde tapu kaydının tashihine mahal olmadan İİK 283/1 madde gereğince cebri icra yapabilme yetkisinin davacı bankaya verilmesine yargılama giderleri ve ücreti vekaletin müteselsilen davalılara tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. CEVAP: Davalı T3 vekili cevap dilekçesinde özetle haksız ve dayanaksız davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
taşınmazın satış işleminin muvazaalı olduğunun tespiti ile taşınmazın haciz ve satışını isteyebilmelerine, iddialarının kabul edilmemesi halinde tasarrufun iptali ile satışa konu taşınmaz üzerinde taraflarınca icra takibindeki alacak ve tüm ferileri hakkında haciz isteme yetkisinin tanınmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....