Mahkemece iddia, savunma, toplanan delillere göre davalı borçlunun dava konusu taşınmaz hissesini borçlarından kurtulmak amacıyla diğer davalı kardeşine devrettiği, satışın gerçek olmadığı İİK 277 ve 278 maddesinde öngörülen satışın ve tasarrufun iptali şartlarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı ... tarafından temyiz edilmiştir. Dava İİK'nun 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Bu tür davaları elinde geçici (İİK 105) veya kat'i (İİK 143)aciz belgesi bulunan alacaklılar açabilir. Aciz belgesinin varlığı dava koşulu olup mahkemece resen araştırılmalıdır. Somut olayda borçlu hakkında düzenlenmiş kat'i aciz belgesi bulunmadığı gibi borçlu aleyhine yapılan takip sonucu düzenlenen haciz olmadığından geçici aciz belgesi de yoktur....
Mahkemece, davanın BK’nun 19.maddesine dayalı olarak açılan muvazaalı işlemin iptali olduğu, borç kaynağı senedin Konya 14.İcra Müdürlüğünün 2013/1289 sayılı dosyasından takibe konulduğunu, takipten önce senet borçlusunun diğer davalı çocuklarına 18.10.2012 tarihinde temlik ettiği, temlik alanların borçlunun çocukları olması nedeni ile borçlunun mali durumunu bilebilecek şahıslardan olduğu, muvazaa olgusunun açık olduğundan bahisle davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalılar Mehmet ve İrfan vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava BK’nun 19.maddesine dayalı olarak açılan muvazaalı işlemin iptaline ilişkindir. Davacının kendisinin alacağını akim bırakan bir işleme karşı, takip yapılmamış olması, İİK. 284. maddedeki hak düşürücü sürenin geçmiş olması gibi değişik düşüncelerle BK 18.(yeni 19.) maddeye dayalı olarak bir dava açabileceği gibi aynı işlem için İİK. 277 vd maddelerine göre bir tasarrufun iptali davası açması da mümkündür....
İİK 277 ve devamı maddeleri uyarınca açılan davaların dinlenebilmesi için, davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin bulunması gerekir. Bu ön şartların bulunması halinde İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılır. Davacı alacağının doğum tarihi 21/09/2017 tarihli ihtiyaç kredisi sözleşme tarihidir. Dolayısıyla alacak devirden önce doğmuştur. Somut olayda dava ön şartlarının tümünün mevcut olduğu anlaşılmaktadır. Aynı konuda başka bir alacaklı tarafından açılan tasarrufun iptali davasının istinaf incelemesi yine dairemiz tarafından yapılmış ve 2020/654 esas 2021/1010 karar sayılı 10/06/2021 tarihli ilam ile tasarrufun iptaline karar verilmiştir, kararın davalı tarafça temyiz edilmesi üzerine Yargıtayda olduğu tespit edilmiştir....
Yukarıda belirtilen yasa maddeleri ve emsal içtihatlar doğrultusunda yapılan değerlendirmede; Taraflar arasındaki uyuşmazlığın, namı müstear, muvazaa ve kanuna karşı hile iddiasıyla tüzel kişilik perdesinin kaldırılması teorisine dayalı açılmış olan TBK 19 maddesi kapsamındaki iptal davası niteliğinde olduğu, davanın TBK 19 ve İİK 277 vd....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : Dava, TBK'nın 19. Maddesi kapsamında tasarrufun muvazaa nedeniyle iptali, bu olmadığı taktirde İİK 277. maddesine dayalı olarak tasarrufun iptali istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince, davanın TBK'nın 19. Maddesi kapsamındaki talep yönünden reddine, İİK 277. maddesine dayanan tasarrufun iptali yönünden KABULÜNE karar verilmiş, karar davalı T5 vekili tarafından istinaf edilmiştir. İlk derece mahkemesinin 2017/954- 2018/776 sayılı kararının Dairemizin 2019/454- 2020/616 sayılı kararı ile davanın öncelikle TBK'nın 19. Maddesi kapsamında değerlendirilmesi gerektiği gerekçesiyle eksik inceleme nedeniyle HMK'nın 353/1- a-6. maddesi uyarınca kaldırılmıştır....
Dava, tasarrufun iptali istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK'nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Somut uyuşmazlıkta davacı vekili, dava dilekçesinde davalı T4 tarafından diğer davalı T6 verilen bono ve bono sebebiyle bu davalı tarafından da borçlu T4'a yapılan takibin, maddi ve manevi tazminat davasında hükmedilen tazminatın tahsilini engellemek, mal kaçırmak amacı ile muvazaalı olarak yapıldığını iddia ederek İİK 277 ve devamı maddeleri ve TBK'nın 19. maddesi gereğince muvazaalı takibin iptalini talep ve dava etmiştir....
Asliye Hukuk Mahkemesinin 2023/36 E. sayılı dosyası kapsamında 10/02/2023 tarihinde verilen ihtiyati tedbirin reddine dair kararın kaldırılması ile, dosyadaki ihtiyati tedbir talebin kabulüne karar verilmesini, istinaf ve tkalep etmiştir. İstinaf sebepleri ile sınırlı dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda; İhtiyati tedbir kararı, ancak dava konusu hakkında verilebilir. (HMK. m. 389/1). Diğer yandan, Gerek 6098 sayılı TBK. M.19' da düzenlenen muvazaa davaları ve gerekse de İİK. m.277 ve devamı hükümlerinde düzenlenen iptal davaları; tasarrufa konu malların ayni ile ilgili olmayıp, alacaklıya, alacağını temin imkanı sağlayan nispi nitelikte bir dava türüdür....
İstinaf edenlerin sıfatı ve istinaf sebepleri ile kamu düzenine ilişkin olup resen gözetilmesi gereken hususlara hasren yapılan incelemede; Dava; davalılar arasında yapılan taşınmaz devrine ilişkin tasarrufların iptali istemine ilişkin olup; dava dilekçesinde hem TBK'nun 19. maddesine, hem de İİK'nun 277 ve devamı madde hükümlerine dayanıldığı açıklanmıştır. Yüzeysel bakıldığında İİK.nun 277 ve devamı maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davaları ile TBKnun 19. (BK 18) maddesine dayalı genel muvazaa davaları arasında bir benzerlik görülmekte ise de bu benzerlik her iki davanın güttüğü amaçtan öte gitmemektedir. İİK 277. maddesinde sözü edilen iptal davaları borçlu tarafından geçerli olarak yapılmış bazı tasarrufların hükümsüz kılınması için açılır. Oysa muvazaa davası borçlunun yaptığı tasarrufi işlemlerin gerçekte hiç yapılmamış olduğunu tespit ettirmeyi amaçlar....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ Taraflar arasındaki dava, İİK 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Uyuşmazlığın niteliğine ve tarafların sıfatına göre, dosyanın temyiz incelemesi, Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin görevine girmektedir. SONUÇ : Yukarıdaki açıklanan nedenlerle, dosyanın görevli Yargıtay 17. Hukuk Dairesi Başkanlığı’na GÖNDERİLMESİNE, 12/06/2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Mahkemece, mülkiyet karinesinin borçlu lehine olduğu vborçlu elinde bulunma nedeninin izah edilemediğinden ve borçlu kooperatifin lbaşkanının kardeşi olan davacının ,aracın gerçek bedelinin çok altında bir fiyatla satın aldığının anlaşıldığından bahisli istihkak davasının reddine karşılık olarak açılan tasarrufun iptali davasının kabulüne karar verilmiş hüküm davacı -karşılık davalı 3.kişi vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, 3.kişinin İİK’nun 96 ve devamı maddelerine dayalı olarak açtığı istihkak davası ile alacaklının İİK’nun 277-280,maddesine dayalı karşılık dava olarak açtığı tasarrufun iptali davasına ilişkindir. 2010/7727 2010/11396 Dosyadaki bilgi ve belgelerden yargılama devam ederken 14.04.2010 tarihinde alacaklı takip konusu alacağı tahsil ettiğini ve dava konusu ara üzerindeki haczin kaldırılmısını istemiş ve belirtilen tarihte haciz kalkmıştır....