müvekkiline ait taşılan arazinin değerinin müvekkiline verilmek suretiyle davacılar lehine tapu iptali ve tescil yapması kararının verildiğini, oysa müvekkilinin taşkın yapı sebebiyle uğradığı zararın sırf bu yapının değeriyle sınırlı olmadığını; müvekkilinin söz konusu taşınmazı üzerindeki evi yanma sonucu hasar görmüş olup müvekkilinin yanma sonucunda iş bu taşınmazın tamamını yeniden tadil etme mecburiyetinin doğduğunu, müvekkilinin mülkiyet hakkı gereğince doğal olarak taşınmazın tamamı üzerinde tasarrufta bulunmak istediğinden bahisle taşkın bölümünün yıkılması gerekmekte iken 22.11 m2 kısmın müvekkili adına olan tapu kaydının iptali ile davacıya ait 1151 parsel içerisine dahil edilerek davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu; inşaat mühendisi bilirkişi Murat Bilçen tarafından dosyaya sunulan 13.09.2018 tarihli bilirkişi raporunda "Dava konusu 1551 nolu parseldeki yapının 1....
Dava; tespit sonrası ve kesinleşme öncesi yapılan satış senedine dayalı olarak açılan tapu iptal ve tescil olmadığı taktirde temliken tescil talebine ilişkindir. 1- DAVACI TARAFIN TAPU İPTAL TESCİL DAVASINA YÖNELİK OLARAK YAPTIĞI İSTİNAF TALEBİ İNCELEMESİNDE; Dairemizce Dereli Tapu Müdürlüğüne ve Dereli Asliye Hukuk Mahkemesine müzekkere yazılarak taşınmaza ait eski tapu kayıtları ve bu kayıtlara dayanılarak oluşturulmuş kadastro tespit tutanakları ile satış akit tabloları ve kadastro mahkemesine konu ilk dava dilekçesi dayanak belgelerin gönderilmesi istenmiştir. İlk derece Mahkemesince taşınmazın tapusuz taşınmaz olduğundan kadastro tespiti sonrası kesinleşme öncesinde yapılan devirlerin menkul mal hükümlerine göre yapılması gerektiği ve devirlerin geçerli olduğu yönündeki tespiti yerinde değildir. Dava konusu 548 parsel sayılı taşınmazın eski tapuya dayanılarak, her ne kadar 1957 yılında tapulaması yapılmış ise de kadastro tutanaklarının kesinleşmesi 2015 yılında gerçekleşmiştir....
Türk Medeni Kanunu'nun 725. maddesine dayalı taşkın inşaat sebebi ile yapı malikine yönelik açılan elatmanın önlenmesi ve yıkım davasında savunma yoluyla temliken tescil istenebilir. Böylece, arazi ile muhdesat arasındaki bağlantı kesilmiş ve aşağıdaki koşulların oluşması halinde bina sahibine ayrılmaz parça niteliğindeki taşkın yapı için üzerinde bulunduğu taşınmaza malik olabilme olanağı tanınmıştır. Bunun için; Tapuya kayıtlı özel mülkiyete konu bir taşınmaz üzerinde, temelli kalması amacıyla yapılan binanın yine tapuda kayıtlı üçüncü kişiye ait taşınmaza taşkın yapılmış olması gerekir. Taşkın inşaat, taşkın yapı ile iki komşu taşınmazı fiilen birleştirmekte ekonomik bir bütünlük oluşturmaktadır. Bu özelliğinden dolayı taşkın yapıya dayanan temliken tescil isteği taşınmaza bağlı kişisel hak niteliğindedir. Taşılan arsa malikinin devir borcu eşyaya bağlı bir borç olduğundan inşaat maliki hakkını taşılan arsanın her malikine karşı kullanabilir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı tarafından, davalı aleyhine 01.07.2008 gününde verilen dilekçe ile elatmanın önlenmesi, kal istenmesi, birleşen davada davacı tarafından, birleşen davada davalı aleyhine 07.03.2011 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine, birleşen davanın kabulüne dair verilen 01.06.2011 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, çaplı taşınmaza taşkın inşaat yapılarak neden olunan haksız elatmanın giderilmesi istemi ile açılmıştır. Davalı, davanın reddini savunmuş, birleşen davasında ise Türk Medeni Kanununun 725. maddesine dayanarak tapu iptali ve tescil talebinde bulunmuştur....
, binanın tamamının zarar göreceğinin belirtildiği, açılan hukuk davasında, sanığın da suç tarihinden önce 19/01/2008 tarihinde karşı dava açarak el atmanın önlenmesi talep ettiği, mahkemece, katılana ait taşınmazın, iki parsele de tecavüzlü olduğu, bu 14 ve 16 nolu parsellerin de kadastroya dayanan çaplı tapularının olduğu, katılanın iyi niyetinden bahsedilemeyeceği, taşan kısmın ifrazının da mümkün olamayacağı, bu nedenle katılan açısından, tescil koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle tescil davasının reddine karar verildiği, taşkın ve işgal durumunun kabul edilmesi nedeniyle sanığın açtığı el atmanın önlenmesi ve işgal tazminatının suç tarihinden sonra verilen 29/12/2009 tarihli kararla kabul edildiği, kararın 01/07/2010 tarihinde onanarak kesinleştiği, bu çerçevede, tescil davasının, katılan tarafından suç tarihinden önce 12/12/2007 tarihinde açıldığı, el atmanın önlenmesine ilişkin karşı davanın da yine suç tarihinden önce 09/01/2008 tarihinde açıldığı, kararın suç tarihinden sonra...
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 04/04/2019 NUMARASI : 2017/697 ESAS - 2019/235 KARAR DAVA KONUSU : Tapu İptali Ve Tescil (Taşkın Bina Yapımı Nedeniyle) KARAR : K A R A R TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin Lüleburgaz Sarıcaali Köyü 2519 parsel sayılı taşınmazın maliki olduğunu, davalı tarafın ise müvekkilin parseline komşu olan Sarıcaali Köyü 2520 parsel sayılı taşınmazın maliki olduğunu, müvekkilin taşınmazı iktisap tarihi olan 1985 tarihinde kendi arazisi üzerinde bina inşaatına başlamış olduğunu, iki yıl kadar inşaatın temel aşamasında kalmış ve kademeli olarak yapılarak 1987 yılında kullanılır hale gelmiş ve o tarihten bu yana müvekkil tarafından kullanılmakta olduğunu, müvekkilin bugüne kadar olan kullanımlarına davalının herhangi bir itirazda bulunmamış olduğunu, müvekkilin dava konusu parsel ile ilgili gerekli ölçümleri yaptırmış olmasına rağmen her nasılsa müvekkili tarafından...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen davada; Dava çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve yıkım isteğine ilişkindir. Davacı 1596 sayılı parselin 12/48 paylı maliki olduğunu,davalının 1595 sayılı komşu parselin maliki olarak inşa ettiği binanın taşınmazına taştığını ileri sürerek elatmanın önlenmesini ve taşan kısmın yıkılmasını istemiştir. Davalı yaptırdığı ölçüm neticesine binasını inşa ettiğini,bina inşa edilirken davacının itiraz etmediğini savunarak taşan kısım için temliken tescil istemiştir....
"Durum ve koşulların haklı göstermesi" şeklinde açıklanan ikinci koşuldan ise, imar durumuna göre ifrazın mümkün olması, ifraz halinde arsa malikinin uğrayacağı zarar ile taşkın yapı malikinin elde edeceği yarar arasında aşırı bir farkın bulunmaması, gibi hususlar anlaşılmalıdır. Bu iki koşulun varlığı halinde, taşkın yapı maliki uygun bir bedel ödeyeceğini bildirerek açacağı yenilik doğurucu nitelikteki temliken tescil davası ile taşkın kısımın mülkiyetini veya üzerine bir irtifak hakkı kurulmasını istiyebilir. Ayrıca, iyi niyet savunmasının yukarda açıklanan niteliği dikkate alınıp bu savunma içerisinde temliken tescil isteğinin de bulunduğu kabul edilerek, tescil talebi ayrı bir davaya gerek olmaksızın açılan davada savunma yoluyla da ileri sürülebilir. Esasen bu kuralın uyuşmazlıkların en kısa sürede sağlıklı biçimde çözümlenmesi ve dava ekonomisi yönünden büyük yarar sağlayacağı da kuşkusuzdur....
veya taşkın yapı kapsamında kendisine irtifak hakkı tanınmasını talep ve dava etmiştir....
Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 18.09.2009 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 17.11.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili ve tashih isteminin reddine dair ek kararın müdahiller vekili tarafından temyizi istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Davacı ... vekili; davacının babası ...'in ... Mesken ve Gecekondu İşleri Müdürlüğüne yaptığı 23.08.1968 tarihli 3784 sayılı başvurusuna verilen cevapta ......