Mahkemece, davacının dayandığı satın alma senedinin düzenlendiği tarihte çekişmeli 108 ada 16 parsel sayılı taşınmazın tapulu olduğu ve tapulu taşınmazların haricen satımının geçerli olmadığı, dava konusu taşınmaz bölümünün yol olduğu iddiasının ise ispat edilemediği, belirtilen yerden geçit hakkı tesisinin de mümkün olmadığı gerekçesiyle tapu iptali ve terkin isteği yönünden davanın reddine karar verilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tapu İptali ve Tescil ... ile ... ve ... (..) aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kabulüne dair Gaziantep 2....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi _K A R A R_ Davacı, 01.03.1998 tarihli arsa payı devri karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca inşa edilen binada arsa malikine bırakılan bağımsız bölümü, arsa malikinden haricen satın alan ...'den haricen temlik aldığını ileri sürerek tapu iptali ve tescil istemiş olup, davanın dayanağı tapulu taşınmazın haricen satışı yolu ile oluşan zilyetlik hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkin bulunduğundan, 2797 sayılı Yargıtay K.nun 14.maddesi gereğince temyiz incelemesi 8.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Yukarıda belirtilen nedenle dosyanın görevli sözü edilen Yüksek Daire Başkanlığına gönderilmesine, 30.11.2007 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tapu İptali Ve Tescil ... ile ... ve müşterekleri aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının reddine dair ... Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 14.10.2009 gün ve 237/241 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü: K A R A R Davacı vekili, ...adına tapuda kayıtlı bulunan 140 ve 259 sayılı parsellerin, kayıt malikinin 1970 yılında ölümü ile yasal mirasçısı ... tarafından 1984 yılında senetle 140 parselin ..., 259 parselin ...’na haricen satıldığını, satın alanların yaklaşık 15 yıl zilyet ve tasarruf ettikten sonra senet düzenlenmeksizin aynı taşınmazları vekil edenine satıp devrettiğini açıklayarak 140 ve 259 nolu parsellerin tapu kayıtlarının iptali ile vekil edeni adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir....
Her ne kadar Mahkemece; davanın ölünceye kadar bakma akdine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin olduğu gerekçesi ile ret kararı verilmiş ise de, davacı vekili dava dilekçesinde, ortak muris...’ün sözkonusu taşınmazı 9.5.2001 tarihinde 5.000 TL bedelle vekil edenine sattığını açıklamış ve bu satışa dayalı olarak iptal ve tescil isteğinde bulunmuş olmakla, dava haricen satışa dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin olup, geçerli bir ölünceye kadar bakma akdi sözleşmesi bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddi doğru değildir. Ancak, tapuda kayıtlı bulunan bir taşınmazın haricen satışı Türk Medeni Kanunu'nun 706, Borçlar Kanunu'nun 213 ve Tapu Kanunu'nun 26. maddesi hükümleri karşısında geçersizdir. Böyle bir satış haricen satın ve devralan kişiye herhangi bir hak bahşetmez. Kaldı ki satış tarihi itibariyle taşınmaz muris... adına kayıtlı olmayıp Hazine adına kayıtlı bulunmaktadır....
Davacı vekili dava dilekçesinde, tapulu taşınmazın haricen satın alınması ve eklemeli zilyetliğe dayalı tapu iptali ve tescil mümkün olmadığı takdirde, ödenen bedelin ve taşınmaz üzerine yapılan masrafların davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Ancak 18.12.2012 havale tarihli dilekçesinde, taşınmaza 20 yılı aşkın süredir iyi niyetli zilyet olduğunu, zilyetliğin başlangıç tarihi itibariyle de malikin tapu kaydından anlaşılmadığını açıklayarak, TMK 713/2 maddesi kapsamında tapu iptali ve tescil kararı verilmesini, TMK 713. maddesi uygulanmaz ise üzerine yapılan yapı ve ağaçlar nedeniyle TMK 'nun 724. maddesinin uygulanma imkanı bulunduğunu, bu iki sebep yönünden tapu iptali ve tescil talebi yerinde görülmediği takdirde, iyi niyetle yapılan yapı, dikilen ağaç, ödenen vergi ve diğer ödemelerin sebepsiz zenginleşme ve TMK 'nun 722-723. maddeleri kapsamında davacıya ödenmesini talep ettiği görülmüştür....
Dosya içinde yer alan tapu kayıtları, tapulama tutanakları, mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarına göre, taşınmazın arsa vasfıyla dava dışı ...’a satıldığı, ...’un davaya konu taşınmaza ev ve işyeri inşa ederek 2005 yılına kadar zilyet olarak tasarruf ettiği,2005 yılından sonra ise taşınmazı kiraya vermek suretiyle kullandığı,...’un davaya konu yeri 21.05.2010 tarihinde davacıya haricen sattığı, her ne kadar tapulu taşınmazın harici satışı TMK'nin 706, 6098 sayılı TBK'nin 237, (818 sayılı BK'nin 213), 2644 sayılı Tapu Kanunu'nun 26 ve Noterlik Kanunu'nun 60 ve 89. maddeleri gereğince resmi şekilde yapılmadıkça hukuken geçerli bir sonuç doğurmaz ve satın alana herhangi bir hak bahşetmez ise de, davacının ilk isteminin TMK’nin 713/2 maddesindeki ölüm nedenine dayalı tapu iptali ve tescil davası olduğu, kayıt malikinin 1930 yılında öldüğü, taşınmaza ait tapulama tutanağının kesinleştiği 20.11.1968 tarihi ile dava tarihi olan 08.10.2010 tarihine kadar 20 yıllık sürenin geçtiği, haricen satın...
Dosya içeriği ve toplanan delillerden, davacı ile davalı arasında çekişme konusu taşınmaz hakkında harici satış sözleşmesinin bulunduğu, bu sözleşmeye dayalı olarak davalı tarafından davacı aleyhine tapu iptali-tescil, olmaz ise harici satış bedelinin tahsili isteğiyle 2010/667(bozma sonrası 2014/345) esas sayılı dava açıldığı, yargılaması sonucunda tapu iptali-tescil isteğinin reddedildiği, satış bedelinin ise uyarlanmış miktarının tahsiline karar verildiği, kararın henüz kesinleşmediği anlaşılmaktadır. Hemen belirtilmelidir ki, eldeki davada, tapulu taşınmazların mülkiyetinin naklinin resmi şekle bağlı olduğu, haricen yapılan satışın mülkiyet naklini sağlayamıyacağı dikkate alınmak suretiyle el atmanın önlenmesine karar verilmesi kural olarak doğrudur....
Mahkemece davanın kabulüne ve 110 ada 16 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmiş; hüküm süresinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava tapulu taşınmazın haricen satın alma hukuki sebebine dayalı tapu iptali ve tescil olmadığı takdirde alacak istemine ilişkindir. Mahkemece, yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmişse de, mahkemenin vardığı sonuç dosyaiçeriğine uygun düşmemektedir. Uyuşmazlık konusu 110 ada 16 parsel sayılı avlulu kargir ev vasıflı taşınmaz 15.12.1986 tarihinde davalı adına tapuya tescil edilmiştir. Davacı, taşınmazı 2002 yılında davalıdan haricen satın aldığını iddia ettiğine göre, harici satış, taşınmazın tapulu olması nedeniyle TMK'nın 706, BK'nın 213 (TBK. m. 237), TK'nın 26 ve Noterlik Kanunu'nun 60. maddesi gereğince geçersizdir....
Tapulu taşınmazların satışı TMK.nun 706, BK.213, 2644 sayılı Tapu Kanunun 26 ve Noterlik Kanununun 60 ve 89. maddeleri gereğince resmi şekilde yapılmadıkça hukuken geçerli bir sonuç doğurmazlar ve satın alana herhangi bir hak bahşetmez. TMK.nun 706. maddesinde öngörülen resmi şekil bir ispat şekli olmayıp bir şekil şartıdır. Bu nedenle davacı tarafın resmi memur önünde yapılmayan harici satış senedine değer verilemez ve buna dayalı olarak iptal ve tescil isteğinde bulunulamaz. Davacılar vekilinin, tapu iptali ve tescile yönelik temyiz itirazları yerinde bulunmadığından reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan buna ilişkin hüküm fıkrasının ONANMASINA, Ne var ki, davacılar tapu iptali ve tescil olmadığı taktirde bedelin uyarlanması suretiyle hüküm altına alınması isteğinde bulunmuşlardır. Terditli açılan bu davada tapu iptali ve tescil isteği açıklanan nedenlerle yerinde bulunmadığına göre bedelin uyarlanması yoluyla hüküm altına alınması gerekmektedir....