Noterliğinin 03/08/2000 tarihli gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile 250.0000,00 TL bedelle satışının vaadedildiğini, satış bedelinin peşin ödendiğini, satış vaadi sözleşmesinin tapu siciline şerh edildiğini, ... mirasçılarının sözleşme konusu taşınmazı devretmediklerini ileri sürerek, 5 bağımsız bölümden bir tanesinin adına kayıt ve tescilini dava ve talep etmiştir. Davalılar, davanın reddini dilemişlerdir. Mahkemece, tapu İptali ve tescil davasının reddine, terditli olarak açılan alacak davasının ... mirasçıları yönünden kabulüne, davalı ... ... yönünden taraf sıfatı yokluğundan reddi ile; 60.000,00-TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte muris ...'...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 01.02.2013 gününde verilen dilekçe ile satış vaadi sözleşmesi nedeniyle tapu ve tescil veya tazminat istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; davanın kabulüne dair verilen 10.04.2014 günlü hükmün Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle tayin olunan 29.03.2016 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı vekili Av.... ile karşı taraftan davacı vekili Av. ... geldiler. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi. Duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _ K A R A R _ Dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil ıslah ile tescilin kabul edilmemesi halinde tazminat isteğine ilişkindir....
Mahkemece, tapu iptali ve tescil istemi ile sözleşmenin tapuya şerhi isteminin reddine, satış bedeli 105.365,07 TL'nin davalılardan tahsiline karar verilmiştir. Davacı vekili ve bir kısım davalıların temyizi üzerine karar Dairemizce onanmıştır. Onama kararına karşı davacı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur. Taşınmaz satış vaadi sözleşmesi, karşılıklı borç doğuran bir akittir. 22.07.1983 tarihli satış vaadi sözleşmesinde tarafların borçlarının ne olduğu açık bir şekilde belirtilmiştir. Bu durumda, sözleşmedeki edimlerin yerine getirilmemesi halinde diğer taraf BK'nun 96 ve 106. maddeleri hükümlerine uygun olarak haklarını kullanabilecektir. Somut olayda davacı tapu iptali ve tescil mümkün olmadığı takdirde taşınmazın bedelinin ödenmesini istemiştir. Sözleşme konusu dükkanların tapu kaydında hukuken mevcut olmaması yani kat irtifakı ve kat mülkiyeti kurulmamış olması nedeniyle henüz ifa kabiliyeti doğmamıştır....
"İçtihat Metni" Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 12.12.2013 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil talebi üzerine yapılan muhakeme sonunda; davanın reddine dair verilen 17.02.2016 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 14.11.2017 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı vekili Av. ... ile karşı taraftan davalı vekili Av. ... geldiler. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi. Duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: KA R A R Dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir....
Kaynağını Borçlar Kanununun 22. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Borçlar Kanununun 213. maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re’sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir. Somut olaya gelince, satış vaadi sözleşmesine konu olan 33 ve 35 parsel sayılı taşınmazların payları toplamı ile paydalarının toplamının eşit olmadığı tapu kaydı ve bilirkişi raporundan anlaşılmıştır. Davacı tapu kaydındaki bu hata nedeniyle kendisine satış vaadi sözleşmesine konu edilen miktardan daha az payın verildiğini ileri sürmüştür....
Sulh Hukuk Mahkemesinin 2006/309 Esas ve 2006/466 Karar sayılı veraset belgesine istinaden davalılar adına intikal ettiği ancak Sulh Hukuk Mahkemesinin anılan kararı daha sonra Sulh Hukuk Mahkemesinin 2005/795 Esas ve 2005/734 karar sayılı verasetin iptali konulu kararı ile kaldırıldığı ve ...'ın yeni veraset belgesi oluşturulduğundan davalılara intikalin yolsuz tescil niteliği taşıdığı, ne var ki bu arada davalıların ... lehine gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi yapmış olması ve sözleşmenin tapunun beyanlar hanesine tescil edilmişse de dosya kapsamına göre davalıların muvazaalı ya da hileli şekilde taşınmazı ...'e satış vaadi yaptıkları yönünde bir delil elde edilememiş, ... 'ün davalıların akrabası da olmaması nedeniyle tapuya güven ilkesi gereğince ... yönünden tapu kütüklerinin beyanlar hanesindeki mirasçılardan gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile edindiği hakların devamına, dava konusu taşınmazın tapu kaydındaki malik hanesinin iptali ile ......
Kaynağını Borçlar Kanununun 22. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Borçlar Kanununun 213. maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re’sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir. Taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesine dayanan tescil isteminin hüküm altına alınabilmesi için sözleşmede kararlaştırılan bedel ödenmiş olmalıdır. Ancak, bedelden ödenmeyen bir kısım var ise, bu bedel Borçlar Kanununun 97. maddesi uyarınca depo ettirilmelidir....
Dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. 25.07.2003 tarihli satış vaadi sözleşmesi ile davalının murisi ...tarafından dava konusu inşaattan 1. katta 1/4 arsa paylı (1) no'lu meskenin tamamının davacıya satışının vaat edildiği, satışın bedelinin ödendiği anlaşılmaktadır. Ancak dava konusu taşınmazda 3 adet daire inşa edildiğinden bilirkişi raporunda satış vaadine konu dairenin özellikleri gözetilerek arsa payına oranı 68/216 olarak belirlenmesi sebebiyle mahkemece bu payın iptali ile davacı adına tesciline karar verilmiştir. Satış vaadi sözleşmesinde, açıkça satıma konu taşınmazın arsa payı oranı belirtildiğine göre, talep aşılarak 54/216 (1/4) payın üzerinde davacı adına 62/216 payın tesciline karar verilmesi doğru görülmemiş bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir....
Birleştirilen dava, 08.07.1975 tarihli 14525 yevmiye nolu, 27.03.1979 tarihli 15681 yevmiye nolu satış vaadi sözleşmelerinin iptali ile davalıların müdahalesinin önlenmesine ilişkindir. 08.07.1975 tarihinde İzmir 4. Noterliği'nde düzenlenen taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile davalıların murisi ... ... ..., oğlu ...'ya, 1427 parsel sayılı taşınmazın tamamının satışını vaat etmiştir. 27.03.1979 tarihinde İzmir 1. Noterliği'nde düzenlenen taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile de, davalıların murisi ... ... ..., oğlu ... ...'nün damadı olan davacı ...'e, 1427 parsel sayılı taşınmazın tamamının satışını vaat etmiştir.Mahkemece, tapu iptali ve tescil davasının reddine, birleştirilen satış vaadi sözleşmelerinin iptali talebinin kabulüne, davalıların müdahalesinin önlenmesine karar verilmiştir. Hükmü, davacı ... ve birleştirilen dosya davalısı ... vekili temyiz etmiştir....
Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, kişisel hakka dayalı elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteğine ilişkindir. Davacı 10.12.2001 tarihli satış vaadi sözleşmesi ile satın aldığı ve kendisine teslim edilen taşınmazını davalının işgal ettiğini ileri sürerek haksız elatmasının önlenmesini ve ecrimisile hükmedilmesini talep etmiştir. Davalı aynı taşınmazı 31.7.2000 tarihli satış vaadi sözleşmesi ile satın aldığını, taşınmazın adına tescili için de dava açtığını savunmuş, mahkemece davanın kabulüne dair verilen karar davalı tarafından temyiz edilmiştir....