WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 24.10.2007 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 11.10.2011 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar ... ve ... tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, 22.02.1978 tarihli satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Davalılar ... ve ... davanın reddini savunmuşlar, diğer davalılar savunmada bulunmamışlardır. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmü, davalılar ... ve ... temyiz etmişlerdir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 17.06.2009 gününde verilen dilekçe ile satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 01.12.2011 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne, duruşma isteminin dava değeri nedeniyle reddine karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı, 08.01.1997 tarihli satış vaadi sözleşmesi uyarınca 889, 890, 891, 892, 895, 896, 897, 898, 900 ve 902 parsel sayılı taşınmazlardaki davalı payının bir kısmını satın aldığını ileri sürerek satış vaadi sözleşmesine konu payların tapusunun iptali ile adına tescilini talep etmiştir. Davalı, davacıya satış vaadinde bulunmadığını savunmuş, davanın reddini istemiştir....

      Kat 15 no'lu bağımsız bölümü satın ve teslim aldığını ileri sürmüş, tapu iptali ve tescil, mümkün olmadığı takdirde taşınmazın güncel değerinin tazminat olarak tahsilini istemiştir. Birleştirilen 2013/781 E. sayılı dosyada davacılar ..., ..., ... vekili 24.10.2013 tarihli dilekçeleriyle yüklenici şirketten davacı ...'in 06.12.2012 tarih 30445 yevmiye no'lu taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile C blok 10. kat 10 no'lu, yine ...'ın 09.03.2013 tarih 21295 yevmiye no'lu taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile A blok 8. kat 15 nolu bağımsız bölümü satın aldıklarını, yine davacı ...'ın 29.03.2013 tarih 06802 yevmiye no'lu taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile B blok 2. kat 4 no'lu bölümü satın ve teslim aldığını ileri sürmüş tapu iptali ve tescil olmadığı takdirde noter satış vaadi sözleşmelerinde ödenen bedelleri faizi ile tahsilini istemiştir....

        Tapu Kanunu'nun ve Türk Medeni Kanunu’nun yukarıda açıklanan hükmü uyarınca; kişisel hak mahiyetinde olan satış vaadi sözleşmesine dayalı hak, tapu kaydına işlenmekle kuvvetlendirilmiş nisbi hak niteliğini kazanır. Bu nedenledir ki, aynı yasa hükümlerine göre, sicile şerh verilen satış vaadi sözleşmesi, 5 yıl süre ile 3.kişilere karşı ileri sürülebilme imkanı bulur. Taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesi, tapu kütüğüne şerh edilmiş olsa dahi, lehine satış vaat edilen kişi adına tescil işlemi gerçekleşmedikçe mülkiyetin intikalini sağlamaz. Yukarıda da belirtildiği gibi, Tapu Kanunu'nun 26.maddesi uyarınca; siciline şerh verilen satış vaadi sözleşmesi, 5 yıl süreyle 3.kişilere karşı ileri sürülebilir. Ancak bunun için, anılan süre içerisinde tescil davası açılması ve 3.kişi adına tescil işleminin tamamlanması zorunludur. Bu hak, yukarıda belirtildiği gibi tescil kararı alınıp, tapuya işlenmediği sürece ayni nitelik kazanmaz. Somut olayda; ... İli, ... İlçesi, ......

          Tapu Kanunu'nun ve Türk Medeni Kanunu’nun yukarıda açıklanan hükmü uyarınca; kişisel hak mahiyetinde olan satış vaadi sözleşmesine dayalı hak, tapu kaydına işlenmekle kuvvetlendirilmiş nisbi hak niteliğini kazanır. Bu nedenledir ki, aynı yasa hükümlerine göre, sicile şerh verilen satış vaadi sözleşmesi, 5 yıl süre ile 3.kişilere karşı ileri sürülebilme imkanı bulur. Taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesi, tapu kütüğüne şerh edilmiş olsa dahi, lehine satış vaat edilen kişi adına tescil işlemi gerçekleşmedikçe mülkiyetin intikalini sağlamaz. Yukarıda da belirtildiği gibi, Tapu Kanunu'nun 26. maddesi uyarınca; siciline şerh verilen satış vaadi sözleşmesi, 5 yıl süreyle 3.kişilere karşı ileri sürülebilir. Ancak bunun için, anılan süre içerisinde tescil davası açılması ve 3.kişi adına tescil işleminin tamamlanması zorunludur. Bu hak, yukarıda belirtildiği gibi tescil kararı alınıp, tapuya işlenmediği sürece ayni nitelik kazanmaz. Somut olayda; ... İli, ... İlçesi, ......

            Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2007/ 114 esas sayılı doyasında açtığı satış vaadi sözleşmesine dayanan tapu iptali ve tescili davasının kabulle sonuçlandığını, ancak henüz kesinleşmediğini ve davalı adına tapuda sicil oluşturulmadığını, davalının önalım davası açmasını engellemek için iyiniyet kurallarına aykırı olarak dava konusu payları satış vaadi sözleşmesi ile satın aldığını ve tescil davası açmaktan kaçındığını, taşınmazda daha önce paydaş olmayan davalıya karşı önalım hakkını kullanmak istediğini, satış vaadi sözleşmelerinde kararlaştırılan pay bedelini verilecek uygun süre içinde depo edeceğini belirterek, davalı adına kayıtlı payın iptali ile adına tescilini istemiştir. Davalı vekili, dava konusu edilen payın dava tarihindeki değerinin tespiti ile bu miktar üzerinden depo kararı verilmesi gerektiğini, davanın reddini savunmuştur....

              DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER ve GEREKÇE: Taraflar arasındaki dava, gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. ** Kaynağını Türk Borçlar Kanununun 29. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Türk Borçlar Kanununun 237. maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re’sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir....

              Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 10.12.2013 tarihinde verilen dilekçeyle satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil, ikinci kademede alacak talep edilmesi üzerine yapılan duruşma sonunda davanın kısmen kabulüne, tapu iptali ve tescil talebinin reddine, sebepsiz zenginleşme davasının kabulüne, 130.000TL'nin dava tapu iptali ve tescil işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı ...'den alınıp davacıya verilmesine dair verilen 22.09.2017 tarihli hükmün istinaf yoluyla incelenmesi davalı ... vekili katılma yoluyla davacı vekili tarafından talep edilmiştir. ... Bölge Adliye Mahkemesi 7....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 09.04.2012 gününde verilen dilekçe ile taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil talebi üzerine bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 24.09.2020 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Davacı vekili, davalıların murisi ...'ın 13.12.1989 tarihli düzenleme şeklindeki taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile ... ili, ... ilçesi, 1091 parsel sayılı taşınmazdaki murisi ...'...

                  Ancak; alacağın temliki işlemi biçimine uygun satış vaadi sözleşmesi ile yapılmış ve satış vaadi sözleşmesi 2644 sayılı Tapu Kanununun 26/5.maddesinden yararlanılarak tapuya şerh verilmişse, lehine şerh konan kişinin sözleşme ile edindiği kişisel hakkı güçlenir ve bu şerhle kazanılan hak sonraki maliklere karşı da ileri sürülebilir hale gelir. Böylelikle şerhten sonra mülkiyet hakkı kazanan malikin kötüniyetli müktesip olduğu karine olarak kabul edilir. Fakat,taşınmaz satış vaadi sözleşmesi tapuya şerh edilmemişse Türk Medeni Kanununun 1023. maddesi uyarınca kural olarak tapu kütüğündeki tescile iyiniyetle dayanarak mülkiyet veya bir başka ayni hak kazanan üçüncü kişinin bu kazanımının korunması icab eder. Ne var ki, alacağı temellük eden veya satış vaadi sözleşmesine dayanan vaad alacaklısı, satış vaadi sözleşmesi tapuya şerh edilsin ya da edilmesin tapu ile mülkiyet hakkı kazanan kimsenin mülkiyeti kötüniyetli kazandığını her zaman ileri sürebilir....

                    UYAP Entegrasyonu