Dava dilekçesi içeriği ve iddianın ileri sürülüş biçimine göre de davanın, 2981 sayılı Yasa uyarınca yapılan kadastro tespitiyle mükerrer kayıt oluşturulduğu iddiasıyla yolsuz tescil nedenine dayandığı, sicile yönelik olduğu ve mülkiyet hakkından kaynaklandığı açık olup, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2. maddesi kapsamında değerlendirilemeyeceği tartışmasızdır. Bu durumda eldeki tapu iptali ve tescil davasının Adli Yargıda görülmesi ve çözüme kavuşturulması gerekir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Davacı Hazine, ... Mahallesi çalışma alanında bulunan adına tescilli 590 ada 5 parsel sayılı taşınmaz ile ... Mahallesi çalışma alanında bulunan davalılar adına kayıtlı 118 ada 1 parsel sayılı taşınmazın çakıştığını belirterek mükerrer kadastro işleminin iptali istemi ile dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, 3402 sayılı Kanun'un 22/1 madde kapsamında ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 1026. maddesinde düzenlenen ve niteliği itibariyle mülkiyet ihtilafından kaynaklanan, mükerrer kadastro nedenine dayalı tapu iptali ve tescil davasıdır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Davaya konu istem, mükerrer kadastrodan kaynaklı olmayıp, tapu kayıtlarının mükerrer olduğu iddiasına yöneliktir. Yargıtay 1. Hukuk Dairesince de aynı nitelendirme ile temyiz inceleme görevinin Dairemize ait olduğu gerekçesiyle gönderilmiş ise de; Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu'nun 30.01.2019 tarih ve 2019/1 sayılı iş bölümü kararı ile 1. Hukuk Dairesi'nin görevine ilişkin düzenlemenin 1. maddesine göre "Taşınmaz mallara ilişkin, tapu kaydına ve mülkiyet hakkına dayalı tapu iptali ve tescil istemli davalar sonucu verilen hüküm ve kararlar" olduğu açıklandıktan sonra hükmün istisnası olarak "Kadastro sonucu oluşan tapu kaydının, kadastro öncesi nedenlere dayalı iptal ve tescili (KK m.12) istemli davalar ile mükerrer kadastrodan kaynaklanan davalar sonucu verilen hüküm ve kararların temyiz inceleme görevi 16....
Dava, mükerrer tapunun iptali istemine ilişkindir. 3402 sayılı Kadastro Kanununun 22. maddesi "Evvelce tespit, tescil veya sınırlandırma suretiyle kadastro veya tapulaması yapılmış olan yerlerin yeniden kadastrosu yapılamaz. Bu gibi yerler ikinci defa kadastroya tâbi tutulmuşsa, ikinci kadastro bütün sonuçlarıyla hükümsüz sayılır ve Türk Medenî Kanununun 1026. maddesine göre işlem yapılır. Süresinde dava açılmadığı takdirde, ikinci defa yapılan kadastro, tapu sicil müdürlüğünce re'sen iptal edilir......’hükmünü içerir. Mükerrer tapu bazen kadastrodan başka işlemlerden dolayı da oluşabilir. Uyuşmazlığın taşınmaz mal mülkiyetine ,taşınmazın tapuya tesciline ilişkin hatalı iş veya işlemlerden doğduğu gözetildiğinde davanın çözümünün Kadastro Kanunu, Türk Medeni Kanunu ve Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerine göre adli yargının görevine girdiği anlaşılmaktadır....
Dava, 3402 sayılı Kanun'un 22/1 madde kapsamında ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 1026. maddesinde düzenlenen ve niteliği itibariyle mülkiyet ihtilafından kaynaklanan, mükerrer kadastro nedenine dayalı tapu iptali ve tescil davasıdır. Davacı dava dilekçesinde, paydaşı olduğu 101 ada 216 parsel sayılı taşınmazın kadastrosunun mükerrer yapıldığı belirlenen bölümünün hiçbir zaman davalıya ait taşınmazın sınırları içerisinde bulunmadığını; bu bölümün, paydaşı olduğu taşınmaza ait olup kendilerinin zilyetliğinde olduğunu ileri sürmüştür....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Davaya konu istem, mükerrer kadastrodan kaynaklı olmayıp, tapu kayıtlarının mükerrer olduğu iddiasına yöneliktir. Yargıtay 1. Hukuk Dairesince de aynı nitelendirme ile temyiz inceleme görevinin Dairemize ait olduğu gerekçesiyle gönderilmiş ise de; Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu'nun 23.01.2020 tarih ve 2020/1 sayılı iş bölümü kararı ile 1. Hukuk Dairesi'nin görevine ilişkin düzenlemenin 1. maddesine göre "Taşınmaz mallara ilişkin, tapu kaydına ve mülkiyet hakkına dayalı tapu iptali ve tescil istemli davalar sonucu verilen hüküm ve kararlar" olduğu açıklandıktan sonra hükmün istisnası olarak "Kadastro sonucu oluşan tapu kaydının, kadastro öncesi nedenlere dayalı iptal ve tescili (KK m.12) istemli davalar ile mükerrer kadastrodan kaynaklanan davalar sonucu verilen hüküm ve kararların temyiz inceleme görevi 16....
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile "İlk Derece Mahkemesince davacının mükerrer kaydın iptali davasının kabulüne karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığı bununla birlikte 152 ada 111 parsel sayılı taşınmazın tapuda ham toprak niteliği ile Hazine adına kayıtlı olması nedeniyle mükerrer kaydın iptali davasında tapu maliki Hazinenin taraf sıfatının bulunup, Kadastro Müdürlüğü ve Tapu Müdürlüğü’nün taraf sıfatlarının bulunmadığı halde İlk Derece Mahkemesince hüküm yerinde Tapu Müdürlüğü hakkındaki davanın kabulüne karar verilerek diğer davalılar hakkında olumlu veya olumsuz hüküm kurulmaması doğru olmadığı gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak" yeniden hüküm kurulmuş, hüküm, davalılar Hazine, Tapu ve Kadastro müdürlüğü tarafından temyiz edilmiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL KANUN YOLU : TEMYİZ Dava, mükerrer kaydın iptali istemiyle açılmış olup, iptali istenilen tapu kaydı kadastro tespiti sırasında tescil harici bırakılan ve tescil davası sonucunda oluşan 2360 ve 2361 parsel sayılı taşınmazlar olup kadastro işlemi sırasında oluşmuş mükerrerlik durumu söz konusu olmadığından temyiz inceleme görevi Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu'nun 09.02.2018 tarih ve 2 ... sayılı kararı ile kabul edilen Hukuk Dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca Yargıtay 1. Hukuk Dairesi'ne ait bulunmaktadır. Bu nedenle dosyanın, anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 25.12.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Dosya içeriği ve toplanan delillerden, tarafların çap komşusu oldukları, mülkiyet alanlarını belirleyen kadastral sınırların, taşınmazların bulunduğu birliklerde (Tuluntaş ve Dadurga köylerinde) ayrı ayn yapılan tapulama tespitleri sonucu oluştuğu, davacılara ait 125 parsel sayılı taşınmazın 27.09.1953 tarihinde tespit gördüğü ve 27.11.1954 tarihinde tespitin kesinleştiği ve tescil edildiği, davalılara ait 848 parselin ise 30.07.1953 tarihinde tespit edilerek tespitin itirazlar nedeniyle hükmen 23.02.1972 tarihinde kesinleştiği ve tescil edildiği, ne var ki tapulama çalışmalarında yapılan hata nedeniyle kadastral sınırların tam olarak çakışmadığı ve taşınmazların 2212 m2Tık bölümünün mükerrer olarak tespit ve tescil edildiği, başka bir ifadeyle bu bölümde mükerrer olarak çap kayıtlarının oluştuğu anlaşılmaktadır. Davacılar, 3402 sayılı Kadastro Yasası'nın 22. maddesi uyarınca mükerrer olarak yapılan tescilin iptali isteğinde bulunmuşlardır....
Tapu Müdürlüğünce davacı ve müşterekleri adına kayıtlı 282 parsel sayılı taşınmazın bir bölümünün, 1156 parsel sayılı taşınmaza bindirmeli olduğu, mükerrer kadastro durumunun oluştuğu gerekçesiyle değişiklik beyannamesi düzenlenmiş ve süresi içinde dava açılmadığı taktirde değişiklik beyannamesi uyarınca işlem tesis edileceği davacı tarafa bildirilmiştir. Davacı ..., yasal süresinde mükerrer kadastro işleminin iptali istemiyle Tapu Müdürlüğü’ne husumet yöneltmek suretiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine, çekişmeli 282 parsel sayılı taşınmazın 19.03.2012 tarihli fen bilirkişi raporunda (N) harfi ile gösterilen ve 1156 parsel sayılı taşınmaza binmeli olan 596,77 metrekarelik kısmının iptaline, bu parselle ilgili yapılan 2. kadastronun bütün sonuçlarıyla hükümsüz sayılarak ......