tarihi olduğu izlenimi verecek şekilde hatalı şekilde gösterildiği, bu durumun davacı yana hak bahşetmeyeceği gibi bu tarihin kadastro tespitinin kesinleştiği tarih olarak kabulünün de mümkün olmadığı, eldeki dosyada davacı yanın, kadastro tespitinden önceki hukuki sebebe dayanarak 12.04.2021 tarihinde harç yatırarak eldeki tapu iptal ve tescil davasını açtığı, bu durumda tutanağın kesinleştiği tarihten davanın açıldığı tarihe kadar 3402 ......
Toplanan deliller ve dosya kapsamından; dava konusu 435 parsel sayılı taşınmazın 1978 tarihinde yapılan kadastro çalışmalarında 17.11.1970 tarih .....numaralı tapu kaydına istinaden davalıların mirasbırakanı....adına tespitinin yapıldığı, itiraz üzerine komisyon kararı ile 19.1.1981 tarihinde tapuya tescil edildiği ve mirasbırakan İshak Eroğlu'nun 1987 yılında öldüğü, tapu kaydının 19.9.2001 tarihinde mirasçılarına intikalinin sağlandığı görülmüştür. Davacı tarafın TMK'nun 713/2 maddesine dayalı isteği yönünden mirasbırakan .... ölüm tarihi olan 1987 yılından, tapu kaydının intikal ettirildiği 2001 yılına kadar 20 yıllık nizasız , fasılasız zilyetlik süresi dolmadığından bu talep açısından davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik görülmemiştir....
Taraflar arasındaki kadastro öncesi sebebe dayalı tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir. Kararın davacı Hazine vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince, başvurunun esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I....
Temyiz Nedenleri Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle, İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, istinaf dilekçelerindeki taleplerini tekrar ile ret kararının hükmen bozulmasını talep etmiştir. 3. Gerekçe 3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. 3.2. İlgili Hukuk 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/3. maddesi, “Bu tutanaklarda belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak itiraz olunamaz ve dava açılamaz.” hükmünü içermektedir. 3402 sayılı Yasa’da mülkiyete ilişkin talepler yönünden hak düşürücü süre öngörülmüştür. Hak düşürücü süre dava şartı olup yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilmesi yasal zorunluluktur. 3.3....
Temyiz Nedenleri Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle, İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, istinaf dilekçelerindeki taleplerini tekrar ile ret kararının hükmen bozulmasını talep etmiştir. 3. Gerekçe 3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. 3.2. İlgili Hukuk 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/3. maddesi, “Bu tutanaklarda belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak itiraz olunamaz ve dava açılamaz.” hükmünü içermektedir. 3402 sayılı Yasa’da mülkiyete ilişkin talepler yönünden hak düşürücü süre öngörülmüştür. Hak düşürücü süre dava şartı olup yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilmesi yasal zorunluluktur. 3.3....
Dava, kadastro öncesi hukuki nedene dayalı tapu iptal ve tescil istemidir. 3402 sayılı Yasanın 12/3. maddesinde kadastro öncesi hukuki sebeplere dayalı olarak hak iddialarının kadastro tutanaklarının kesinleşme tarihinin üzerinden 10 yıl geçtikten sonra ileri sürülemeyeceği belirtilmiş olup bu husus HMK'nun 114/2 maddesi uyarınca dava şartlarındandır. Kadastro yasalarındaki hak düşürücü sürelerin kabulünden amaç kamu düzenini korumaktır. Hak düşürücü süre ile mülkiyet hakkı değil hak arama özgürlüğü belli bir süre ile sınırlandırılmıştır. Bu sürelerin doğrudan doğruya kamu düzenini ilgilendirmeleri nedeniyle davanın hangi aşamasında olursa olsun mahkemece kendiliğinden gözetilmeleri gerekir. Somut olayda dava konusu 119 ada 3 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinin 06/09/2007 tarihinde kesinleştiği, istinafa konu eldeki bu davanın ise tutanağın kesinleştiği tarihten itibaren 10 yıl geçtikten sonra 12/03/2020 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır....
ve arkadaşları, çekişmeli taşınmazın muris ...’dan gelen yerlerden olduğunu ve tüm mirasçılarının yasal miras paylarının bulunduğunu ileri sürerek, taşınmazın tapu kaydının iptali ile muris ... mirasçıları adına yasal miras payları oranında tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli 124 ada 5 parsel sayılı taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile muris ... mirasçıları adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştr. Davacılar, müşterek muristen intikal eden miras haklarının bulunduğunu ileri sürerek tescil isteminde bulunmuş olup, kadastro öncesi sebebe dayalı bu talep, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesi uyarınca hak düşürücü süreye tabidir. Anılan yasa maddesinde, kadastro tespitinin kesinleşmesinden itibaren 10 yıl geçtikten sonra "kadastrodan önceki nedenlere" dayanılarak dava açılamayacağı ifade edilmiştir....
Somut olayda, çekişmeli taşınmazın kadastro tespitinin 1979 yılında kesinleştiği dosyaya getirtilen tapu kayıtlarıyla saptanmış olup, davacı taraf kadastro sırasında çekişmeli taşınmaza yanlış kaydın revizyon gördüğü iddiası ile açıkça kadastro tespitinden önceki sebebe dayalı olarak dava açmıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : ELATMANIN ÖNLENMESİ -KARAR- Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre dava; kadastro öncesi sebebe dayalı tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir. Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 21.01.2013 tarih ve 1 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve 26.01.2013 günü Resmi Gazetede yayımlanarak 01.02.2013 tarihinde yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin işbölümü uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay 16.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Hal böyle olunca, yukarıda açıklanan nedenlerle, dosyanın ilgisi yönünden 16.Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE,16.7.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 11/03/2021 NUMARASI : None DAVA KONUSU : Tapu İptali ve Tescili KARAR : Soma 2....