malike karşı zilyetlik iddiasının ileri sürülemeyeceği gibi 6292 Sayılı Yasa gereği satış işlemi nedeniyle tapu kaydı oluşturulduktan sonra tapu iptal ve tescil istemi ile açılan davanın dinlenme olanağının bulunmadığı, kullanıcı şerhi sahibi olarak görünen davalının taşınmazı Hazine' den usulüne uygun satın almış olduğuna göre, adına oluşan tapu kaydının yolsuz olduğunun kabulüne olanak olmadığı" gerekçesiyle Asıl ve birleşen Davanın reddine karar verilmiştir....
bir tapu olması, orman kadastrosunun itirazsız kesinleşmiş olması ve tapu kaydının yüzölçümü ile dava konusu parseli kapsaması gerektiğinden, tespite esas alınan tapu kaydı ilk oluşumundan itibaren tüm gittileriyle, tarafsız ve yaşlı yerel bilirkişiler ve fen bilirkişiler eliyle yerine uygulanıp yüzölçümü ile geçerli kapsamı belirlenmeli, yerel bilirkişi ve tanık beyanlarının doğruluğu komşu parsel kayıtları ile denetlenmeli, tapu kaydına 3402 sayılı Kanunun 20/C, 21/B ve 32/3 maddeleri hükmüne göre kapsam belirlenip krokide gösterilmeli, tapu kaydının oluşumuna esas alınan 1949/904 sayılı dosyanın kendisi bulunamadığından, karar örneği ve krokisi taraflardan araştırılarak temin edilmeye çalışılmalı, yine komşu 321 (971) sayılı parselle ilgili olarak görülüp kesinleşen .............
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 2/B madde uygulamasına dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 10.11.1945 tarihinde kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır. Daha sonra 06.11.1995 tarihinde kesinleşen aplikasyon ve 2/B uygulaması ile 1966 yılında kesinleşen arazi kadastrosu bulunmaktadır....
kadastro mahkemesinin 1983/5 sayılı kararında orman sayılan yer olarak kabul edilen ve 1299 sayılı orman parseli içinde (B) işaretli 2084.57 m2'lik bölümün de kesinleşen orman kadastro çalışmasında orman sınırları dışında kalan ve orman sayılmayan yer olduğu açıklanmış ve taşınmazın tahdit hattına göre konumu göstermiştir. ... bilirkişi ise, düzenlediği raporda (A) işaretli bölümün 1299 nolu orman parseli içinde kaldığını bildirmiştir...
Dairenin bozma kararında özetle; "yörede yapılan makiye ayırma işleminin geçerli olmadığı, taşınmazın öncesinin tapuda kayıtlı Devlet Ormanı olup, kadastro sırasında bu kesinleşen orman kadastro sonucu oluşturulan tapu kaydı revizyon gösterilerek 1081 sayılı parsel olarak tesbit tutanağı düzenlendiği, kişilerin açtığı dava sonucu 1951 yılında yapılan maki işlemine değer verilmeyerek hükmen orman tapu kaydı oluşturulduğu, davacıların tutunduğu tapu kaydının orman parseli içinde ... tevzi yoluyla oluşmuşsa da 4753 Sayılı Yasada ormanların tevzi edileceğine ilişkin bir hüküm bulunmadığından ... tevzi tapusunun yolsuz tescil niteliğinde bulunduğu gibi, 3402 Sayılı Yasanın 45. maddesinin bir kısım hükümlerinin Anayasa Mahkemesince iptal edildiği, iptal edilmeyen hükümlerinin de 5403 Sayılı Yasa ile tamamen yürürlükten kaldırıldığı, öncesi orman olan taşınmazın nitelik kaybı nedeniyle 1988 yılında Hazine adına orman dışına çıkartılmasının yasaya uygun olduğundan, davanın reddine karar...
Yönetiminin davasının kadastro tespitinden önceki sebebe dayalı tapu iptal davası değil, kesinleşmiş orman tahdidi içinde kalan taşınmazın tapusunun iptali istemine ilişkin olduğundan süre ile sınırlı olmaksızın her zaman dava açılabileceği belirtilmiş, yargılama sırasında hazırlanmış orman bilirkişi raporuna göre çekişmeli taşınmazın orman sınırı dışına çıkarılan yer olduğu saptandığına göre davanın Hazineye yöneltilmesi, orman tahdidi ve 2/B uygulamasına itiraz davalarına bakmakla görevli mahkeme kadastro mahkemesi olduğundan davanın 2/B uygulamasına itiraza ilişkin kısmının ayrılarak bu yönden görevsizlik kararı verilmesi, tapu iptal ve tescil davası yönünden davanın elde tutulması, 2/B madde uygulamasına itiraz davası sonucunda verilecek ve kesinleşecek hüküm gözetilerek tapu iptal ve tescil istemi hakkında hüküm kurulması" gereğine değinilmiştir....
Bu dosyanın incelenmesinde çekişmeli 776 parsel sayılı taşınmazın maliklerinden bazılarının yörede 1980 yılında yapılan orman kadastrosu ve 2/B madde uygulamasında nizalı taşınmazın 2/B madde uygulamasına konu olması nedeni ile buna karşı itiraz davası açtıkları, Orman Yönetiminin de 2/B vasfının bulunmadığı gerekçesi ile bu uygulamaya itiraz ettiği ve bu davaların birleştirildiği, mahkemece yapılan inceleme neticesinde çekişmeli taşınmazın 1940 yılında kesinleşen orman tahdidinde tahdit sınırları içinde ve eylemli durumda da üzerinin orman ağaçları ile kaplı olmasına rağmen 1951 yılında yapılan ......
Köyü 1759, 1760, 1761, 1762, 1766, 1767, 1768, 1769, 1771, 1772, 1773, 1774, 1775, 1776, 1777, 1779. 1780, 1781, 1783, 1786, 1787, 1788, 1789 ve 1796 parseller üzerindeki 2/B şerhinin silinmesi ve orman tahdidine itiraz davasının kabulüne karar verilmişse de; 1771, 1772, 1773 ve 1774 parseller yönünden tapu kaydında herhangi bir şerhin bulunmadığı, 1944 yılında kesinleşen orman kadastro sınırları dışında kalmaları ve aplikasyon sırasında da bir işlem yapılmaması nedeniyle davacının bu parseller hakkında dava açmakta hukuki yararı bulunmadığından, davanın reddi gerektiği; 2/B şerhi olan parseller yönünden Hazinenin davaya katılımının sağlanması; 1783 parselin (B-C) bölümlerinde eğim % 14 olduğundan, 6831 Sayılı Yasanın 1/j maddesi gereğince orman sayılan yerlerden olduğu, makiye ayrılacak yer olmadığı ve şerhin silinmesine karar verilemeyeceğ; 1796 parsel hakkında 1944 yılında orman sınırları içinde olduğu, aplikasyonda yine orman alanında bırakıldığı, makiye ayrılmış ise de, tevzi yoluyla...
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve çekişmeli taşınmazın 3116 Sayılı Yasa hükümlerine göre yapılıp kesinleşen orman sınırlama tutanak ve haritası içinde kaldığı, tapu kaydının kadastro sırasında belgesizden oluştuğu, 1951 yılında yörede makiye ayırma çalışması yapılmış ve taşınmaz XVIII nolu maki poligonu içinde bırakılmış ise de maki komisyonunun yasa ve yönetmelik hükümlerine uygun olarak kurulup çalışmadığı ve böyle bir komisyon tarafından yasaya aykırı olarak yapılan makiye ayırma işleminin hiçbir hukuki sonuç doğurmayacağı, 1988 yılında yapılan orman sınırı dışına çıkarma işlemine karşı herhangi bir dava açılmadığı, kaldı ki, tapu kaydı belgesizden oluştuğuna göre somut olayda, özel yasalar uyarınca tapu kaydı oluşan taşınmazlar hakkında uygulanan 22.03.1996 gün ve 1993/5-1 Sayılı İnançları Birleştirme Kararının da uygulama yerinin olmadığı, bu nedenle kesinleşen 2B madde sahasında kalan yer hakkında Hazinenin 2/B madde sahası niteliğiyle adına tescil istemiyle...
HUKUKİ SEBEPLER ve GEREKÇE: Taraflar arasındaki dava,Tapu İptali Ve Tescil (Kadastral Parselin İhyası) istemine ilişkindir. Hakimler ve Savcılar Kurulu Birinci Dairesi'nin 01/09/2021 tarihinden itibaren geçerli 431 sayılı İş Bölümü Kararı gereği, 14. Hukuk Dairesi iş bölümünün 15, 20, 23. maddelerinde; "Kadastro sonucu tescil edilen taşınmazlar hakkında sınır ve yüzölçümünün düzeltilmesi istemiyle açılan davalar (KK. m. 41) sonucu verilen hüküm ve kararlar,Orman Kadastro Komisyonlarınca yapılan orman kadastrosu, 2/B (orman rejimi dışına çıkarma) uygulaması, aplikasyon ve maddi hataların düzeltilmesi (6831 sayılı Kanun'un 4999 sayılı yasanın 4. maddesi ile değişik 9/son maddesi uyarınca) işlemlerinden kaynaklanan davalar sonucunda verilen hüküm ve kararlar,Kadastro öncesi nedenlere (zilyetlik, kamu orta malı iddiası dâhil) dayanılarak genel mahkemelerde açılan (3402 Kadastro Kanunu m. 12) tapu iptal ve tescil davaları, " şeklindeki düzenlemeler yer almıştır....