ın aynı kişiler olup olmadığının araştırılarak aynı kişi değil iseler; adı geçen davalılar ile tapu kayıt malikleri arasındaki bağlantıyı gösterir belgenin (veraset ilamı vd. belgelerin) ilgililerden getirtilmesinden, 3-Davaya konu taşınmazın tüm tedavülleri ile birlikte tapu kaydının tapu müdürlüğünden istenmesinden, 4-Davacı vekiline gerekçeli kararın tebliğ edildiğine dair belgelere dosya içinde rastlanmamıştır....
Somut olayda, öncesi 2189 parsel (yeni 104 ada 882 parselde) hissedar Naile' nin çocuğu Iraz' ın davacının annesi olan murisi Raziye Turna olduğunun tespit edildiği, tapunun tesisine esas tapulama tutanakları ile Kadastro Mahkemesi kararı ve nüfus aile kayıtlarının birbirini teyit ettiği, ilk derece mahkemesince de; "dava konusu taşınmazın ilk tesisinden itibaren tapu kaydı getirilmiş yapılan incelemede; Dava konusu Aydın İli, Söke İlçesi, Serçin Mahallesi 104 ada 882 de kayıtlı taşınmazın tapulama tutanaklarında Nailenin çocuğu Iraz adına hükmen tescil edildiği, dinlenen tanık beyanları ve kolluk araştırması ile Iraz ile Raziye Turna isimli kişilerin aynı kişi olduğu, Raziye'nin Iraz olarak bilindiği, Iraz'ın Duriye ve Havva isminde iki kardeşinin bulunduğu, bunlara ilişkinde aynı tapu kaydında Nailenin çocuğu Duriye ve Havva tapu kayıtlarının bulunduğu, kök kayıtları, tanık anlatımlarıyla da uyumlu bulunduğu anlaşılmakla, delillerinin tetkiki neticesi tapu kaydında ‘’NAİLENİN ÇOCUĞU...
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: Turhal Sulh Hukuk Mahkemesinin 2021/1104 esas, 2022/472 karar sayılı kararında:"Davacı vekili dava dilekçesi ile dava konusu yerlerin tapu malik bilgilerinin hatalı olarak Havva Mirasçıları olarak yazıldığını, tapu malik bilgilerinin Havva Aydın olarak düzeltilmesini talep ettiği görülmüş olup; dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarının tapu müdürlüğünden celp edilerek incelenmesinde, tapu maliki olarak Havva Mirasçıları yazdığının göründüğü, davacının tapu malikinin mirasçısı olduğuna ilişkin veraset ilamının dosya arasına sunulduğu; taşınmazın bulunduğu yerde kayıt maliki Havva Mirasçıları isimli başka kişi veya kişilerin bulunup bulunmadığının, taşınmazın çevrede kimin adına kayıtlı olarak bilindiği ile kimin kullanımında olduğunun araştırılması için mahkememizce kolluğa yazılan yazıya verilen cevap ile, bahsi geçen taşınmazların kimin adına kayıtlı olduğunun veya kimin kullanımında olduğunun tespit edilemediğinin bildirildiği; mahkememizce...
Somut olayda davacı, mirasbırakanı Hasan İbriç oğlu Ali'nin tapu kaydında belirtilen Ali ile aynı kişi olduğunun tespitini talep etmiştir. Mahkemece, usulünce yapılan inceleme ve araştırma sonucunda; kolluk araştırması, keşif, tanık beyanları, mahalli bilirkişi beyanları ile tapu kaydında Sarı Hasan oğlu Ali olarak belirtilen kişi ile davacının murisi Hasan ve Arzu oğlu Ali'nin aynı kişi olduğunun anlaşıldığı kadastro tutanağında ismi geçen kişiler ile murisin mirasçılarının aynı kişiler olduğu hususları göz önünde bulundurularak ilk derece mahkemesince yazılı şekilde kabul kararı verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak mahkemece verilen hükümde " Davanın KABULÜ ile, Antalya İli Serik İlçesi Yukarı Kocayatak Mahallesi'nde bulunan 237 ve 238 nolu parselde hak sahibi olan ölü Ali mirascıları (Sarı Hasan oğlunun) davacının murisi Hasan ve Arzu oğlu 01/07/1836 doğumlu T.C....
Hukuk Dairesince: “…davanın TMK’nın 713/2 nci maddesinde açıklanan kayıt malikinin tapu kütüğünde kim olduğunun anlaşılamaması sebebine dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin olduğu, davacı tarafından daha önce kayıt malikinin murisi olduğu iddiasıyla açtığı isim tashihi davasının ispat edilemediğinden reddedilmesi kararından hareketle, kayıt malikinin bilinen kişi olduğunun kabul edilmesinin doğru olmadığı, bu tür davalarda, gerek tapu sicilinin doğru tutulmasından doğan sorumluluk gerekse son mirasçı sıfatıyla TMK'nın 501 inci maddesi uyarınca Hazinenin davalı olarak gösterilmesinin zorunlu olduğu, mahkemenin husumet yokluğundan davanın reddine karar vermesinin doğru olmadığı, mahkemece davanın niteliği göz önünde bulundurularak, dava konusu taşınmazın ilk oluştuğu tarihten itibaren tapu kayıtları, kadastro tutanağının tüm dayanaklarıyla birlikte getirtilmesi, tarafların delillerinin toplanması, kayıt malikinin kanun anlamında bilinen kişi olup olmadığının belirlenmesi...
Taşınmazların, kadastro tespiti ya da tapuya tescili sırasında mülkiyet hakkı sahibinin isim, soyisim, baba adı gibi kimlik bilgilerinin kayda eksik ya da hatalı işlenmesi, kayıt düzeltme davalarının kaynağını oluşturur. Bu tür davalarda kimlik bilgileri düzeltilirken, taşınmaz malikinin değişmemesi, diğer bir anlatımla mülkiyet aktarımına neden olunmaması gerekir. Kayıt düzeltme davalarında, mahkemece sağlıklı bir inceleme yapılmalı, kayıt maliki ile ismi düzeltilecek kişinin aynı kişi olduğu kuşkuya yer vermeyecek şekilde saptanmalıdır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ŞİLE SULH HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 02/09/2013 NUMARASI : 2013/114-2013/448 Taraflar arasında görülen tapu kaydında düzeltim davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi .......................... raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Dava, tapu kayıt maliki ile mirasbırakanın aynı kişi olduğunun tespiti isteğine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir....
Nüfusa kaydedilmeden ölmüş veya herhangi bir nedenle nüfusta kaydı bulunmayan kişilerin tapu kaydındaki kimlik bilgilerinin düzeltilmesi mümkün değil ise de, idari yoldan tapu kayıtlarında intikal yaptırılamadığından zorunlu olarak dava açılan bu gibi durumlarda, tapu malikinin davacının murisi ile aynı kişi olduğunun ispatlanması halinde “çoğun içerisinde az da vardır” kuralı gereğince bu yönde bir “tespit kararı” verilmelidir. Hemen belirtilmelidir ki, Soyadı Kanunu'nun yürürlüğe girmesinden önce ölen kişiler soyadı alamayacaklarından, bunlar yönünden asıl olan nüfus kayıtlarına göre tapu kayıtlarının düzeltilmesi ise de bu kişilerin tapuda mirasçılarının adlarına intikal yaptırabilmesi açısından tapu kaydında adı geçenlerle aynı kişi olduğunun tespitinin istenilmesinde hukuki yarar bulunduğu kabul edilmelidir. Hâl böyle olunca mevcut duruma göre tapu maliki olarak görünen ‘... Karısı ...’nin ölüm tarihinin 1921 yılı olduğu kayıtlardan anlaşılmaktadır....
E)DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE; Dava, tapu kaydında düzeltim (aynı kişi olduğunun tespiti) istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, karara karşı davalı Tapu Müdürlüğü vekili istinaf yoluna başvurmuştur. Tapu Müdürlüğüne husumet yöneltilerek açılması gereken kayıt düzeltme davalarında, mahkemece sağlıklı bir inceleme yapılmalı, kayıt maliki ile aynı kişi olduğu iddia edilenin aynı kişi olduğu kuşkuya yer vermeyecek şekilde saptanmalıdır....
Taşınmazların, kadastro tespiti ya da tapuya tescili sırasında mülkiyet hakkı sahibinin adı, soyadı, baba adı gibi kimlik bilgilerinin kayda eksik ya da hatalı işlenmesi, kayıt düzeltme davalarının kaynağını oluşturur. Bu tür davalarda kimlik bilgileri düzeltilirken, taşınmaz malikinin değişmemesi, diğer bir anlatımla mülkiyet aktarımına neden olunmaması gerekir. Tapu Müdürlüğüne husumet yöneltilerek açılması gereken kayıt düzeltme davalarında, mahkemece sağlıklı bir inceleme yapılmalı, kayıt maliki ile ismi düzeltilecek kişinin aynı kişi olduğu kuşkuya yer vermeyecek şekilde saptanmalıdır....