"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL -KARAR- Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre dava, muhtesatın aidiyetinin tespiti ve tapu kaydındaki beyanlar hanesinin iptali istemine ilişkindir. Davanın açıklanan bu nitelendirmesine göre, 14.02.2011 tarih ve 27846 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 09.02.2011 tarih ve 6110 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 8.maddesi ile 2797 Sayılı Yargıtay Kanununun 14.maddesinde yapılan değişiklik uyarınca, Yargıtay Başkanlar Kurulunun 11.04.2011 tarih ve 14 sayılı Kararı ile hazırlanıp, Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 12.05.2011 tarih ve 1 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve 02.06.2011 tarih ve 27952 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin işbölümü uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay 7.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU KAYDINDA DÜZELTİM Taraflar arasında görülen davada; Davacı, kayden maliki olduğu 1368 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydında ''...'' olan soyisminin hatalı olarak ''...'' şeklinde yazıldığını ileri sürerek, sicil kaydındaki malik soyisminin nüfus kaydına uygun olarak düzeltilmesi isteğinde bulunmuştur. Davalı ..., davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece; 17.08.2013 tarihinde yürürlüğe giren yeni Tapu Sicil Tüzüğü uyarınca, davacının öncelikle ilgili tapu müdürlüğüne başvurma zorunluluğu getiren ve Tüzükte açıklanan prosedürü izlemeden doğrudan dava açtığı gerekçesi ile, davanın usulden reddine karar verilmiştir. Karar, davacı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'nun raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU KAYDINDA DÜZELTİM Taraflar arasında görülen davada; Davacı, miras bırakan amcası ....oğlu ... 'in soyadının .... olduğu halde 2101 ada 7 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydında ....oğlu ..... olarak yazıldığını ileri sürüp, tapu kaydındaki....'in ....olarak düzeltilmesi isteğinde bulunmuştur. Davalı kurum; davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın kabulüne, dava konusu taşınmazın tapu kaydının malik bölümündeki ... oğlu ....'in, ....oğlu ....olarak düzeltilmesine karar verilmiştir. Karar, davalı kurum tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla, tetkik hakimi ...'nin raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp , düşünüldü. -KARAR- Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre; davalı kurumun temyiz itirazı yerinde değildir....
in 09.....2013 tarihli raporları kararın eki sayılmak suretiyle 124 ada ... parsel sayılı taşınmazın davacı ... adına samanlık ve bahçesi vasfıyla tapuya kayıt ve tesciline, malik hanesinin bu şekilde doldurulmasına, taşınmazın altındaki madenlerin Devlete ait olduğunun tapu kayıtlarına şerhine, 124 ada ... parsel sayılı taşınmazın muris ... mirasçıları ..., ..., ... ve ... adlarına ...'er pay olarak samanlık ve bahçesi vasfıyla tapuya kayıt ve tesciline, malik hanesinin bu şekilde doldurulmasına, taşınmazın altındaki madenlerin Devlete ait olduğunun tapu kayıtlarına şerhine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Mahallesi çalışma alanında bulunan 456 ada 24 parsel parsel sayılı 78,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, çifte tapu kaydı nedeniyle malik hanesi açık bırakılmak suretiyle tespit edilmiş, 1987 yılından yapılan imar uygulaması sonucunda ise 2785 ada 1 parsel numarası verilerek 172,00 metrekare yüzölçümü ile ... adına tescil edildikten sonra kayden ... ve ... adına tescil edilmiştir. Davacı Hazine, 31.07.2001 tarihinde çekişmeli taşınmazın kadastro tespiti sırasında malik hanesinin açık bırakıldığı, bilahare Encümen kararı ile ... adına tescil edildiği; buna karşın Encümen kararının İdare Mahkemesi'nce iptal edilerek bu kararın kesinleştiği dolayısıyla tescilin yolsuz hale geldiğini ve taşınmazın Hazine adına kayıtlı tapu kaydının kapsamında kaldığını ileri sürerek malik hanesinin Hazine adına doldurulması istemiyle dava açmıştır....
Mahallesinde kain 432 ada 15 parsel sayılı 130,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz çifte tapu kaydı nedeniyle malik hanesi açık bırakılmak suretiyle tespit edildikten sonra, 1987 yılında yapılan imar uygulaması sonucunda 106,00 metrekare yüzölçümü ile 1923 ada 3 parsel numarası verilerek ... Belediyesi adına tescil edilmiş ve bilahare 08.03.1991 tarihinde satılarak ...'e intikal etmiştir. Davacı Hazine, kadastro tespiti sırasında çekişmeli taşınmazın malik hanesinin açık bırakıldığını, bilahare Encümen kararı ile ... Belediyesi adına tescil edildiğini ve satış nedeniyle davalılara intikal ettirildiğini, buna karşın Encümen Kararının İdare Mahkemesince iptal edilerek bu kararın kesinleştiğini, dolayısı ile tescilin yolsuz hale geldiğini ve çekişmeli taşınmazın Hazine adına kayıtlı tapu kaydının kapsamında kaldığını ileri sürerek, malik hanesinin Hazine adına doldurulması istemiyle 31.07.2001 tarihinde dava açmıştır....
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişmeli, tarla niteliğindeki taşınmazın malik hanesinin boş olduğu, tapu kaydında taşınmazda bulunan evin davalıya ait olduğuna dair şerh bulunduğu, taşınmaza… kararı ile kamulaştırma yapılacağı ve malik hanesinin boş olduğu gerekçesiyle İstanbul Defterdarının kayyım olarak atandığı… anlaşılmaktadır… Somut olayda; davacı kayyımın malik hanesi boş olan taşınmaza kayyım olarak atandığı, davalının tapu iptal ve tescil davası açmış olup mülkiyetin ihtilaflı olduğu ayrıca taşınmazın tapu kaydında üzerindeki evin davalıya ait olduğuna dair şerh bulunduğu açıktır. Bu durumda, davalının kötüniyetli olduğunun kabulü mümkün değildir…” (Yargıtay 8....
Ancak, dava konusu taşınmazlar hakkında kadastro tespitinden önce Hukuk Mahkemesinde açılmış bir davanın bulunması halinde, kadastro tespiti sırasında malik hanesinin açık bırakılması zorunlu olup, bu durumda malik hanesinin doldurulmuş olması hukuken hiçbir sonuç doğurmaz. 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 30/2. maddesine göre hakim re'sen gerekli tüm delilleri toplayarak taşınmaz malın kimin adına tesçil edileceğine karar vermekle yükümlü olduğu gibi aynı zamanda doğru sicil de oluşturmak zorundadır....
nın tapu kaydındaki kimlik bilgilerine soyadı eklenmesi davasının kabulüne karar verilmesi doğru olmadığı gerekçesi ile Dairemizce bozulmuştur. Tapuda malik görünen kişinin nüfus sicilinde soyadı mevcut olmadığı takdirde kimlik bilgilerine soyadı eklenmesi suretiyle düzeltme yapılması mümkün değil ise de idari yoldan tapu kayıtlarında intikal yaptırılamadığından zorunlu olarak dava açılan bu gibi durumlarda davacıların murisi ile tapu maliki olarak görünen kişinin aynı kişi olduğunun ispatı halinde “çoğun içinde az da vardır” kuralı gereğince “dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarında malik olarak görünen “... kızı ...” ile davacıların murislerinin aynı kişi olduğunun tespitine” şeklinde bir tespit hükmü kurulması gerekirken nüfus kayıtlarında da bulunmadığı halde soyadı eklemesi yapılarak davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır....
ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Dava, tapu kaydında yazılı malik ile davacının aynı kişi olduğunun tespiti ve tapu kaydının düzeltilmesi isteğine ilişkin olup mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Davalının bu yöne değinen temyiz itirazları yerinde değildir, reddine. Ne var ki, davacı ... 426 parsel sayılı taşınmazın adına kayıtlı olduğunu, fakat doğum tarihinin yanlış yazılmasının mağduriyetine yol açtığını ileri sürerek eldeki davayı kendi mülkiyet hakkına dayanarak açtığı halde hüküm fıkrasında, tapu kaydındaki ... ile davacının miras bırakanı ...'nın aynı kişi olduğunun tespitine denmiş ise de, anılan yanılgı yeniden yargılama yapılmasını gerekli kılmadığından, hükmün, 1. fıkrasındaki, “... taşınmazın tapu kaydında “... oğlu ( 1968 d.lu ) ...” ile davacının murisi olan “7.8.1946 D.lu ... oğlu ...”'...