İlk ilan tarihine göre temyiz süresi geçmiş ise de, ilanen tebligat hükümlerine göre iki kez ilan usulü öngörülmemesine rağmen kararın ikinci kez ilanen tebliğ edilmesi ve davalının kararı bu tarihte öğrendiğini savunması karşısında öğrenme tarihi bu kabul edilerek ikinci ilana değer verilmesi gerekirken istemin süre yönünden reddi doğru görülmediğinden mahkemenin temyiz istemini red kararının kaldırılması ve hükmün esastan temyizden incelenmesi gerekmiştir. 2-Davacılara ait 12 parsel sayılı taşınmaz kaydına 05.03.1986 tarihinde imar belgelerine göre 3.600 lira değerinde ipotek konulmuştur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 29.04.2008 gününde verilen dilekçe ile haciz şerhinin terkini istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; davanın reddine dair verilen 20.02.2009 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 20.10.2009 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı vekili Av.... ile karşı taraftan davalı vekili Av.... geldiler. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tarafların sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, 1592 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydına işlenen “ihtiyati haciz” şerhinin terkini istemiyle açılmıştır....
Bu durumda eski katılımcının vermiş olduğu taahhütler yeni alıcı tarafından da aynen kabul edilmiş sayılır." şerhinin tapu kaydına işlendiğini anılan şerh nedeniyle gerek tahsis sahibi Akça Ekmek gerekse taşınmazı devralan 3. kişilerin, borçlu şirketlerin SGK'ya olan her türlü borç, prim, gecikme zammı ve cezasından 117 ada 16 parsel sayılı taşınmazın mülkiyeti miktarında sorumlu olduklarını, bu şerhin 25/06/2015 tarihinde işlendiğini ve bütün ipoteklerden önce sorumluluk doğuran bir tarih olduğunu, Kütahya Tapu Müdürlüğüne müzekkere yazılarak haczin 1. sırada işlenmesinin talep edildiğini, tapu müdürlüğünce haczin 21/06/2017 tarihli olarak işlendiğini, bu tarih itibariyle Vakıflar Bankası ve Yapı Kredi Bankası tarafından konulan ipoteklerden sonra yer aldığını ve bu ipotek bedelleri nedeniyle Kurum alacağının tahsilinin mümkün olmadığını, Kurum alacağı için 25/02/2015 tarihinde haciz konduğunun davalı T11 Müdürlüğünün 26/02/2015 tarihli ve 2015/0221 sayılı cevabı ile sabit olduğunu ileri...
İpotek tesisi için rehin edilecek taşınmaz maliki ile alacaklı arasındaki anlaşmanın (rehin sözleşmesi) bulunması ve rehin sözleşmesinin Türk Medeni Kanununun 856. maddesi gereğince tapu siciline tescil edilmesi gerekir. Alacak sona erdiği halde alacaklı, terkin taahhüdünü iradesiyle yerine getirmezse, taşınmaz maliki ipoteğin fekkini (kaldırılmasını) dava yolu ile isteyebilir. Somut olayda; incelenen ve ipotek akdinin çerçevesini tayin eden resmi akit tablosu içeriğinden ipoteğin gerçekleşen bir alacağın teminatı olarak tesis edildiği görülmektedir. Bu haliyle ipotek bir teminat ipoteğidir. Teminatın üst sınırı ise, 70.000,00 TL’dir. Taşınmaz, bu miktar kadar alacaklının alacağının teminatını teşkil ettiğinden ve davacı tarafından ipotek sebebiyle borçlu olunmadığı ileri sürüldüğünden bu savunmanın incelenmesi gerekir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince yapılan yargılamada; "dava, tapu kaydındaki haciz şerhinin kaldırılması istemine ilişkindir....
Davacı borçlunun haczedilmezlik iddiasında bulunduğu taşınmazın tapu kaydının incelenmesinde, davalı alacaklı banka tarafından 24/05//2022 tarihinde haciz şerhinin işlendiği, davacı borçlu tarafından takip tarihinden önce 26/06/2015 tarihli dava dışı Garanti Bankası lehine teminat ipoteği verildiği, banka müzekkere cevabına göre ipoteğin davacı tarafından müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla Genel Kredi Sözleşmesine istinaden Armak San. A.Ş firmasına nakti ve gayri nakti ticari kredilerinin teminatı nedeniyle ipotek tesis edildiği, ipotek alacağının devam ettiğinin bildirildiği, ipoteğin zorunlu olmayan ipoteklerden olması nedeniyle meskeniyet şikayetinden vazgeçmiş sayılacağı için mahkemece şikayetin reddine ilişkin kararın yerinde olduğu anlaşılmakla usul ve yasaya uygun olduğu tespit edilen karara karşı istinaf sebepleri yerinde bulunmadığından aşağıdaki şekilde karar verilmiştir....
İstinaf Sebepleri Davalı banka vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi tarafından verilen kararın hatalı olduğu, davalı bankanın iyi niyetli olduğu, dava konusu taşınmazın tapu kaydında aile konutu şerhi bulunmadığı, davalı bankanın tapu siciline güvenerek ipotek tesis ettiği, davalı bankanın harçtan muaf olduğu ve aleyhine harç hükmedilmesinin hatalı olduğu, yine yargılama gideri ve vekâlet ücretine dair düzenlemenin da hatalı olduğu, davanın reddi gerektiği belirtilerek; ipoteğin kaldırılması davasının kabulü, yargılama gideri, harç ve vekâlet ücreti yönünden istinaf yoluna başvurmuştur. C. Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile somut dosyada, davacı ve davalı ...'...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 26.04.2007 gününde verilen dilekçe ile ipoteğin kaldırılması, menfi tespit ve tazminat istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 26.07.2007 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, ipotek şerhinin kaldırılması, menfi tespit ve tazminat istemleri ile açılmıştır. Davalı banka, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, 176 ada 14 ve 141 ada 2 parseldeki davalı hissesindeki mevcut ipotek şerhlerinin terkinine, davacının 1996/46 esasta kayıtlı dava sebebiyle davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir. Hükmü, davalı banka temyiz etmiştir....
İcra Dairesi 2018/2345 Esas sayılı dosyası ile görüldüğünü, bir kısım davalı mirasçılarının bu takibe itiraz ettiğini, ipotek bedelinin bu icra dosyasına depo edildiğini, ancak ipoteğin çözüme kavuşturulmadığını, tüm sebepler ışığında ipoteğin kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk Derece Mahkemesince "...Dava, mülkiyetinin davacıların murisine ait olan taşınmazın tapu kaydı üzerine, davalıların murisi lehine konulan ipotek şerhinin kaldırılması istemine ilişkindir. Davacı avukatı, müvekkiline ait bulunan taşınmazın tapu kaydı üzerine davalı lehine 1. derecede faizsiz ve 24 ay süre ile konulan ipoteğin kaldırılması istemiyle dava açmıştır. İpotek kişisel bir alacağın teminat altına alınması amacını güden ve bir taşınmaz değerinden alacaklının alacağını elde etmesini sağlayan sınırlı bir ayni haktır....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile her ne kadar ipotek tarihinde davaya konu taşınmazı davacının aile konutu olarak kullandığı kanıtlanmış ise de, dava konusu taşınmazın tapu kaydında ipotek tesis edildiği tarihte aile konutu şerhi bulunmadığı, tapuda aleniyet ilkesinin geçerli olduğunu ve 4721 sayılı Kanun”un 194 üncü maddesi ile tapuya güven ilkesine bir istisna getirilmediği, ipotek tesis tarihinde tapu kütüğünde taşınmazın aile konutu olduğuna ilişkin bir şerh bulunmadığı, lehine ipotek tesis edilen bankanın kazanımı iyi niyetli olması halinde korunacağı gerekçesi ile 4721 sayılı Kanun’un 194 üncü maddesi gereğince dava reddine karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A. İstinaf Yoluna Başvuranlar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. B....