e verdiği şeklindeki beyanı ile davanın mirasçılar arasında görülen bir dava da olmadığı nazara alınarak, davanın kabulü ile davacı adına kullanıcı şerhi verilmesine karar verilmesi gerekirken, hatalı değerlendirme ile davanın reddine karar verilmiş olması isabetsiz olup, davacı ...'nın temyiz itirazları açıklanan sebeple yerinde görüldüğünden kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davacıya iadesine, 17.06.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; "kullanım kadastrosu kesinleşerek tapuya tescil edilen taşınmazın Hazinenin mülkiyetinden çıkıp 3. şahıs adına tapuya tescil edildikten sonra zilyetliğin şerhi/tapu iptaline yönelik davanın dinlenme olanağının bulunmadığı, davacının eldeki davayı 6292 sayılı Kanun uyarınca yapılan satış işleminden önce açmış olsa da, yargılama sırasında, tespit edilen kullanım durumuna göre satışın yapılmış olduğu, tapu kaydının idarece yapılan satış işlemi neticesinde oluştuğu, dayanak satış işlemi iptal edilmedikçe tapu kaydının iptali ve tescil istemli davanın görülebilmesinin mümkün olmayacağı" gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hükmün, davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince; "kullanım kadastrosu kesinleşerek tapuya tescil edilen taşınmazın beyanlar hanesindeki şerhe yönelik davanın dinlenebilmesi için davanın, 6292 sayılı Kanun uyarınca taşınmazın satış işleminden önceki bir tarihte...
sökülmediği ve bugün ise aradan geçen süre içinde fidanlar büyüyüp çam olduğunu, Orman İdaresinin ağaç dikerek ve kendi arazilerini işgal ederek çalışmalarına engel olduğunu ve kendilerini taşınmaz üzerinde tarım yapmaktan engellediğini, tarlanın bilindiği kadarıyla yaklaşık 50- 60 yıldan beridir davacının kendisi tarafından kullanılmakta olup tarlaya ilişkin her türlü vergi ve ecrimisillerin davacı ve eski selefleri tarafından eksiksiz olarak ödendiğini, bu sebeple davacının tapu iptal ve tescili talep etme hususunda kanuni dava şartları ve kanuni dava hakkı doğduğunu, İdare ile görüşmesinde ve Tapudan- T3'den tapu tescil talebinde bulunduğunda rızaen olamayacağı dava ile ve hükmen tescil talebi bulunduğu belirtildiğini, bu nedenle tapu iptal ve tescil talebinde bulunmak gerektiğini, olayda Medeni Kanun m. 713 de belirtilen olağanüstü zaman aşımı yoluyla gayrimenkul iktisabının şartları gerçekleşmiş olduğundan davacı adına tesciline karar verilmesi gerekirken davanı reddinin kanuna...
Bu genelgenin A-1.6 maddesinde, kadastro paftalarında teknik hata bulunduğunun tespit edilmesi halinde güncelleme çalışması sırasında teknik mevzuata uygun hale getirileceği bildirildiği gibi, "Fiili kullanım durumuna göre tescili yapılmış 2/B alanlarında ifraz ve tevhit haritalarının yapımında kullanıcılarının ve muhdesatlarının tespitinde izlenecek yöntem" başlığı altında yer alan 8. bendinde ise, 2/B parsellerinin kullanıcı ve muhdesat sahiplerinin zilyetliklerini veya muhdesatlarını üçüncü kişilere devretmeleri halinde, yeni duruma uygun kullanıcı ve muhdesat belirlemesi yapılacağı da düzenlenmiştir. Dosya içindeki bilgi ve belgelerden, yörede 2009 yılında anılan genelge uyarınca güncelleme çalışması yapıldığı ve sonuçlarının güncelleme listesi ile açıklandığı, güncelleme çalışmaları sırasında çekişmeli taşınmazların kullanıcı şerhlerinde değişiklik yapılmadığı anlaşılmaktadır....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : YOLSUZ TESCİLDEN KAYNAKLANAN TAPU İPTALİ VE TESCİL KANUN YOLU : TEMYİZ Dava kullanım kadastrosu ile Hazine adına tescil edilen taşınmazda gerçek kullanıcı kendisi olduğu halde, lehine zilyetlik şerhi bulunan davalı ...'e satışı sonucu oluşan tapu kaydının, yolsuz tescile dayalı olduğu iddiasına dayalı olarak iptali istemi ile açılmış olmakla, 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun Geçici 14. maddesi ve Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu'nun 2015/8 sayılı iş bölümü kararı uyarınca temyiz inceleme görevinin Yargıtay 1. Hukuk Dairesine ait bulunması nedeniyle görevli Dairenin belirlenmesi bakımından dosyanın, 6644 sayılı Kanunla değişik 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun 60/2 maddesi uyarınca Hukuk İş Bölümü İnceleme Kurulu'na GÖNDERİLMESİNE, 01.03.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Mahkemece, çekişmeli taşınmazdaki zilyetlik şerhinin idari işlem ile 1000 metrekarelik bölüm yönünden davalı ... adına, kalan kısım yönünden ise muris adına zilyetlik şerhi oluşturulduğu ve davacının 1.000 metrekarelik bölüm yönünden davadan feragat ettiği, mevcut kısmi feragat ve idari başvuru sonucu oluşan tapu kaydı kapsamında açılan davanın konusuz kaldığı kabul edilerek yazılı şekilde karar verilmiş ise de varılan sonuç yasal düzenlemelere uygun bulunmamaktadır. Kullanım kadastrosu kapsamında yapılan güncelleme ile davalı adına kullanıcı şerhi verilmiş olup, davacı müşterek murisleri lehine şerh verilmesi talebiyle dava açmıştır. Ne var ki davacının Tapu Müdürlüğüne müracaatı ile kullanıcı şerhi yukarıda yazılı olduğu şekliyle değiştirilmiştir. Tapu Müdürlüğünün bu işleminin iptali için davalı tarafça ayrı bir dava açılmıştır....
Kadastro Mahkemesi’nde açtığı dava üzerine, ....05.2012 tarihli bilirkişi raporunda çekişmeli 202 ada ... parselin (A) harfi ile gösterilen 320.93 metrekarelik bölümün davacı ... lehine şerh verilen 202 ada ... parsele eklenerek davacı ... lehine şerh verilmesine, 202 ada ... parselin yüzölçümünün 312.84 metrekare olarak belirlenmesine ve beyanlar hanesindeki şerhin aynen tesciline karar verilmiş, kararın kesinleşmesi üzerine tapuya tescil edilmiştir. ... ve ...’nin .. .... Asliye Hukuk Mahkemesi’nde açtığı dava üzerine ise, ....01.2012 tarihli raporda çekişmeli 202 ada ... parselin (A) harfi ile gösterilen 300 metrekarelik bölümünde ... ve ...’nin .../...'şer hisse ile kullanıcı olduklarına dair şerh verilmesine karar verilmiş ve bu karar da kesinleşerek tapuya tescil edilmiştir. ...’nın ... ... .......
Bu tür yani eylemli orman olması nedeniyle veya eylemli orman olmamakla birlikte ağaçlandırılmak üzere Orman Yönetimine tahsis edilen yerler özel mülkiyete konu olamayacağı gibi, bu tür taşınmazların tapu kaydının beyanlar hanesine kullanıcı şerhi verilmesine de olanak yoktur. Nitekim, dava konusu taşınmazlar yörede 2010 yılında 3402 sayılı Kanuna 5831 sayılı Kanunun 8. maddesi ile eklenen Ek 4. madde uyarınca yapılan kullanım kadastro işlemine de bu tahsis işlemi nedeniyle tâbi tutulmamıştır. İdarî yargıda idarî tahsis kararı iptal edilmedikçe veya idarece tahsis kararı kaldırılmadıkça tahsis işlemi geçerliliğini sürdüreceğinden, bu tür bir yere kullanıcı şerhi istemiyle açılan böyle bir davanın dinlenilme olanağı yoktur. Yukarıda yazılan gerekçeler karşısında Dairemiz onama kararında düzeltilmesi gereken bir yön bulunmadığından, karar düzeltme isteminin reddi gerekmiştir....
Mahkemece, taşınmaz davacının kullanımında olduğu halde sehven davalının kullanıcı olarak gösterildiği gerekçesi ile yazılı şekilde karar verilmiştir. Davanın ileri sürülüş biçimi ve mahkemenin de kabulüne göre dava, beyanlar hanesinde lehine şerh verilen kişi ile ilgili isim ya da kimlik bilgilerinin düzeltilmesine yönelik olmayıp, kadastro tutanağı kesinleşen taşınmazla ilgili tespit sırasında fiili kullanıcı olarak gösterilen davalı lehine verilen tapudaki kullanıcı şerhinin iptali ve davacı lehine şerh verilmesi istemine yöneliktir. Bu nitelikteki davalarda davacı tarafın Hazineye ve lehine kullanım şerhi bulunan kişilere karşı ispat yükümlülüğü nedeniyle husumetin, tespit maliki Hazine ile birlikte varsa tutanağın beyanlar hanesinde lehine kullanıcı şerhi verilen kişi ya da kişilere yöneltilmesi zorunlu olup, kullanıcı değişikliği sonucunu doğuracak bu tür davaların çekişmesiz yargı işi olduğundan söz edilemez....
Hal böyle olmasına ve temyize konu dosyadaki yargılama yol olarak tescil harici bırakılan kısma yönelik bulunmasına rağmen, önceki hükümle kesinleşen kısım yönünden yeniden yargılama yapılarak kesin hükme aykırı karar verilmesi, yine kullanım kadastrosuna itiraz davasında husumeti bulunmayan Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü aleyhine açılan davanın husumet yokluğundan reddine karar verilmesi gerekirken herhangi bir ayırıma gidilmeksizin tüm davalılar yönünden kabul kararı verilmesi de isabetsiz olup, davalılar Hazine ile Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 25.06.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....