"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 09.05.2014 gününde verilen dilekçe ile tapu tahsis belgesine dayalı tapu iptali ve tescil ikinci kademede tazminat talebi üzerine bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; tapu iptali ve tescil talebi yönünden karar verilmesine yer olmadığına, tazminat talebi yönünden davanın kabulüne dair verilen 10.04.2018 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, tapu tahsis belgesine dayalı tapu iptali ve tescil ikinci kademede tazminat isteğine ilişkindir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı- karşı davada davalı vekili tarafından, davalı- karşı davada davacı aleyhine 16.11.2012 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; asıl davanın kabulüne, karşı davanın reddine dair verilen 05.04.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı- karşı davada davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Asıl dava, TMK'nın 725. maddesine dayalı tapu iptali ve tescil, karşı dava ise müdahalenin men'i, kal ve ecrimisil istemine ilişkindir....
Dava Karacasu Kadastro Mahkemesine açılmış, mahkemece, yenileme tespitine itiraz davasının reddine, mülkiyete yönelik tapu iptali ve tescili davası yönünden ise görevsizlik kararı verilerek dosya Sulh Hukuk Mahkemesine gönderilmiştir. Sulh Hukuk Mahkemesince de görevsizlik kararı verilerek dosya Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmiştir. Asliye Hukuk Mahkemesince yapılan yargılama sonucu; davanın kabulü ile dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile devlet ormanı niteliği ile Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde orman kadastrosu 3116 Sayılı Yasaya göre yapılmış, 3.5.1953 tarihinde ilan edilerek, 31.5.1954 tarihinde kesinleşmiştir. Genel arazi kadastrosu ise 16.02.1954 tarihinde başlayıp 31.10.1955 tarihinde kesinleşmiştir....
Mahkemece, 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununun 5578 sayılı yasa ile değişik 8. maddesi gereğince 2 hektardan küçük hissenin davacılara satışının yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle tapu iptali ve tescil isteminin reddine alacak isteminin kabulüne karar verilmiştir. Hükmü, davacılar vekili temyiz etmiştir. Gerçekten, 19.07.2005 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 5403 Sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununun 8.maddesinde bölünemez büyüklük kavramına yer verilmemiş, bu kavram daha sonra anılan yasada değişiklik yapan 09.02.2007 tarihli 5578 Sayılı Yasanın 2.maddesiyle getirilmiştir. Davada dayanılan 21.05.2004 tarihli taahhütname, 5578 Sayılı Kanunun yürürlüğünden önceki bir tarihi taşıdığından ve bu tarihte bölünemez büyüklük miktarları yasada öngörülmediğinden, davacılar 21.05.2004 günlü taahhütnameye dayanarak tescil isteminde bulunabilir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 28.01.2011 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 31.01.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _K A R A R_ Dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Davacı, davalı ...'un dava konusu 45 ve 46 parsel sayılı taşınmazlardaki hisselerini 21.04.1983 tarihli satış vaadi sözleşmesi ile dava dışı ...'a satış vaadinde bulunduğunu, dava dışı ...'un da 28.10.1987 tarihli satış vaadi sözleşmesi ile kendisine satışı vaat edilen bu taşınmazdaki hisseleri davacıya satış vaadinde bulunduğunu ileri sürerek tapu iptal ve tescil istemiştir....
Bakanlığınca tespit olunacağı ifade edilmiştir. 27.12.1996 tarih ve 22860 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 11 seri nolu Motorlu Taşıtlar Vergisi Genel Tebliğinin taşıtların lüks dereceler başlıklı 1. bölümünün a) alt bölümünde ise motor silindir hacmi 1601 cm3 ten büyük olan otomobil ve arazi araçlarının lüks otomobil sayılacağı, b) alt bölümünde de arazi taşıtlarından münhasıran yük taşımaya mahsus olanların lüks otomobil kabul edilmeyeceği, yük ve yolcu taşıyabilen iki ve daha fazla sıralı oturma yeri bulunan açık kasalı olanların ağırlık ve yaşlarına göre lüks otomobil sayılacağı hükme bağlanmıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Yeni arazi oluşumundan kaynaklanan K A R A R Taraflar arasındaki uyuşmazlık 28 cilt 66 sayfa 83 sıra nolu tapu kaydına dayalı tapu iptali ve tescile ilişkin bulunduğuna göre, Yargıtay Başkanlar Kurulu'nun 27.12.2013 tarih 38 sayılı Kararı ile hazırlanıp, Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 24.01.2014 tarih 1 nolu Kararı ile kabul edilen ve 29.01.2014 tarih 28897 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Hukuk Daireleri'ne ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (1.) Hukuk Dairesi'nin görevi cümlesinden bulunmakla, gereği için dosyanın anılan Daire Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 08.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacılar tarafından, davalı aleyhine 06.09.2010 gününde verilen dilekçe ile taşkın inşaat sebebiyle tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 03.12.2010 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacılar, 551 parsel sayılı taşınmazına yapmış oldukları ev ahır ve samanlığın 184 m2 kısmının davalıya ait 552 parsel sayılı taşınmazın içinde kaldığını belirterek bu kısmın tapu kaydının iptali ile adlarına tescilini talep etmişlerdir. Davalı, davanın reddini savunmuş, mahkemece davacılar yeni malike karşı Türk Medeni Kanununun 725. maddesine göre talepte bulunamayacağından husumet yokluğundan davanın reddine karar verilmiş, hükmü davacılar temyiz etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : YENİ ARAZİ OLUŞUMUNDAN KAYNAKLANAN -KARAR- Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre dava,tapu kaydına dayalı olarak kadastrodan önceki nedenlerle açılan ve Asliye Hukuk Mahkemesince karara bağlanan tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir. Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 09.02.2012 tarih ve 1 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve Resmi Gazetede yayımlanarak 01.03.2012 tarihinde yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin işbölümü uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay 16.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, dosyanın ilgisi yönünden 16.Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE,7.2.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. -KARAR- 27.1.1998 tarih 5-698 sayılı Başkanlar Kurulu Kararı ile bu tür davalarda verilen kararlara yönelik temyiz itirazlarını inceleme görevi 3.2.1998 tarihinden itibaren kadastro dairelerine verilmiştir....
Yalova 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/261 Esas 2010/322 Karar sayılı dosyasının incelenmesinde; davalı adına kayıtlı olan Yalova ili, Çınarcık ilçesi, Güllük mevkii, 2031 ve 2034 parsel sayılı taşınmazların tamamının orman vasıflı arazi içerisinde kaldığı ve tapu kaydının iptali ile tescil harici bırakılmasına karar verildiği ve hükmün 19.04.2011 tarihinde kesinleştiği görülmüştür. Türk Medenî Kanununun 1007. maddesi gereğince, tapu sicilinin yanlış tutulması sebebiyle zarara uğrayan kişinin bütün zararlarından Devlet sorumludur. Tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse, tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar; tapu kaydının iptali nedeniyle, tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı, zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı, zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse, aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır....