ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 16/09/2010 NUMARASI : 2009/131-2010/316 Taraflar arasında birleştirilerek görülen alacak davası sonunda, yerel mahkemece asıl ve birleştirilen davaların kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Asıl ve birleşen davalar 3367 sayılı Yasa ile değişik 442 sayılı Köy Kanunu'nun ek 13. maddesinde ve yönetmeliğin 15. maddesinde gösterilen koşulların yerine getirilmediği iddiasına dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkin olup, yargılama sırasında talep daraltılarak taşınmazın bedeli istenmiş, birleştirilen davada ise asıl davada talep edilen miktar dışında taşınmazın bakiye bedeli isteğinde bulunulmuştur. Mahkemece davalının yükümlülüklerini yerine getirmediği gerekçesiyle asıl ve birleştirilen davanın kabulüne karar verilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Kadastro sırasında, 895 parsel 28 m2 yüzölçümüyle ... adına tescil edilmiştir. Davacı vekili, ... Köyü 895 parselin 6831 Sayılı Yasanın 2/B madde uygulaması nedeniyle Hazine adına orman sınırı dışına çıkarılan yerlerden olduğu iddiasıyla davalılar adına kayıtlı tapusunun iptali ile Hazine adına tescilini istemiş, mahkemece davanın kabulüne, çekişmeli taşınmazın tapu kaydının iptali ile Hazine adına tesciline karar verilmiş, hüküm davalılar tarafından temyiz edilmiştir. Dava, 2/B madde uygulamasına dayalı tapu iptali tescil istemine ilişkindir....
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamından; dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına ve mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verildiğine, takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. 2. Davacının irade fesadına dayalı tapu iptal ve tescil talebine yönelik itirazlarına gelince; Maddi olayları ileri sürmek taraflara, hukuki nitelendirme yapmak ve uygulanacak kanun maddelerini belirlemek hakime aittir (6100 s.lı HMK'nun 33 m). İddianın ileri sürülüş şekline göre dava, irade fesadına dayalı tapu kaydının iptali ile tescil isteğine ilişkindir. Tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde; davacının dava dilekçesinde irade fesadına dayalı tapu iptal ve tescil isteğinde bulunduğu anlaşılmıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tapu tahsis belgesine dayalı tapu iptali ve tescil; bunun mümkün olmaması halinde arsa bedeli ile üzerindeki yapı bedelinin tahsili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın reddine dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, davacılar vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R - Dava, tapu tahsis belgesine dayalı tapu iptali ve tescil; bunun mümkün olmaması halinde arsa bedeli ile üzerindeki yapı bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekilince temyiz edilmiştir. Tapu tahsis belgesi mülkiyet hakkı vermediğinden davalı idare adına kayıtlı taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacılar adına tesciline imkan olmadığı gibi, taşınmaz bedelinin tahsili de talep edilemez....
Mahkemece, davanın kadastro öncesi nedenlere dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil davası olduğu, 10 yıllık hak düşürücü süre içinde açılmadığı gerekçesiyle davalı Hazineye karşı açılan davanın hak düşürücü süre yönünden reddine, davalı Belediyeye karşı açılan davanın ise husumet yönünden reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Maddi olayları ileri sürmek taraflara, hukuki nitelendirme yapmak ve uygulanacak kanun maddelerini belirlemek hâkime aittir (6100 Sayılı HMK mad. 33). İddianın ileri sürülüş şekline göre dava, Türk Medeni Kanunu’nun (TMK’nin) 713/1 ve 713/2 maddesinde yazılı bulunan “maliki tapu kütüğünden anlaşılamayan” hukuki nedenine dayalı mülkiyet aktarımına yönelik tapu iptali ve tescil davasıdır. Kural olarak, tapulu bir taşınmazın olağanüstü zamanaşımı yoluyla iktisabı mümkün değildir....
Dava, kesinleşen tahdide dayalı tapu iptali, tescil ve elatmanın önlenmesi istemine ilişkindir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce 3116 Sayılı Yasaya göre 1939 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır. Daha sonra 1744 Sayılı Yasaya göre 14.08.1981 tarihinde bitirilip dava tarihinde kesinleşen aplikasyon ve 2. madde uygulaması ile 3302 Sayılı Yasaya göre 07.02.2003 tarihinde ilanı yapılıp kesinleşen 2/B uygulaması vardır. İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve çekişmeli taşınmazın uzman bilirkişi tarafından kesinleşen orman tahdit haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan uygulama ve araştırmada orman tahdidi dışında kalan yerlerden olduğunun anlaşıldığına göre diğer temyiz itirazları yerinde değildir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tapu tahsis belgesine dayalı tapu iptali ve tescil davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 30.04.2019 gün ve 2016/16319 Esas, 2019/3817 Karar sayılı ilamı ile onanmasına karar verilmişti. Süresi içinde davacı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, tapu tahsis belgesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Mahkemenin idari yargının görevli olduğu gerekçesiyle davanın yargı yolu yönünden reddine dair kararı Dairemizin 21.01.2015 tarihli 2014/9050 Esas ve 2015/653 Karar sayılı ilamı ile “... Davacı, tapu tahsis belgesine dayalı olarak tapu iptali ve tescil talebinde bulunmuştur. Davada idari işlem ve kararın iptali istenmediğinden uyuşmazlığın adli yargıda çözümlenmesi gerekir....
Asliye Ceza Mahkemesinin 2010/165 sayılı dosyasında mahkumiyet kararına konu olduğundan söz edilmişse de; 08/10/2013 tarihinde kararın bozulduğu ve ayrıca taşınmazın fen bilirkişi raporuna göre, 3367 sayılı kanun kapsamında, Köy Yerleşim Yeri Tesbit Komisyonunun 15.04.2003 gün ve 6 sayılı kararı gereği ..., ..., ..., ... ve ... adalarda bulunan köy yerleşim alanı parselasyon sahasında kaldığı anlaşılmaktadır. Mahkemece, bu taşınmazlara ait tapu kayıtlarının getirtilmemiş, tescil tarihleri ve tescil tarihine kadar davacı yararına zilyetlik koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği araştırılmamıştır. Çekişmeli taşınmazla aynı konumda bulunan ve doğuda ..., ... ve ... adalarda kalan aynı soyadlı kişilerce açılan tescil davalarına konu olan taşınmazlar hakkında 1. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen bir başka kararın da Dairenin 26/11/2012 gün ve 2012/5347 -13299 sayılı kararıyla zilyedlik ve orman araştırması yönünden bozulduğu anlaşılmaktadır....
Hukuk Daireleri Başkanlar Kurulu 2012/1871 E. , 2012/3367 K."İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Tarih ve numarası yukarıda yazılı hükmün incelenmesi sırasında Özel Daireler arasında meydana gelen görev uyuşmazlığının giderilmesi istenilmekle, 2797 sayılı Yasa uyarınca toplanan Başkanlar Kurulu'nca dairelerin görevsizlik kararlarıyla dava dosyası incelenerek gereği görüşüldü: Dava, vekalet sözleşmesine dayalı itirazın iptali isteminden kaynaklanmaktadır. Uyuşmazlığın bu niteliği itibariyle hükmün temyiz inceleme görevi 13. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ: 13. Hukuk Dairesinin görevsizlik kararının KALDIRILMASINA, dosyanın bu Daireye gönderilmesine, 05.07.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 2/B madde uygulamasına dayalı tapu iptali tescil ve bununla birleşen şerhin silinmesi istemine ilişkindir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 1948 yılında kesinleşen orman kadastrosu 1987 yılında ve 1991 yıllarında yapılıp kesinleşen 2/B uygulaması ile 1951 yılında 5633 Sayılı yasaya göre yapılan makiye ayırma işlemi vardır. İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve Hazine aleyhine olan kesin hüküm gözönünde bulundurularak hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, Harçlar Yasasının değişik 13/j maddesi gereğince harç alınmasına yer olmadığına 24/10/2007 gününde oybirliği ile karar verildi....