WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Hükmü, davacı temyiz etmiştir. 3402 sayılı Kadastro Kanununun 12/3 maddesi hükmüne göre; “tutanaklarda belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren 10 yıl süre geçtikten sonra kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanılarak itiraz olunamaz ve dava açılamaz”. Ne var ki eldeki davada, davacı kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanmamıştır. Aksine ileri sürdüğü sebepler kadastrodan sonra oluşan muhdesat belirtmesine konu ağaçların kendiliğinden zayi olgusudur. Bu yüzden mahkemenin 3402 sayılı Kadastro Kanununun 12/3 maddesini gerekçe göstererek davayı reddetmiş olması yasaya uygun değildir. 22.12.1995 tarihli ve 1/3 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında vurgulandığı üzere, Eşya Hukukunda “muhdesat” kavramından bir arazi üzerindeki arz malikinden başkasına veya bir paydaşa ait yapı ve tesisler ile bağ ve bahçe şeklinde dikilen ağaçları anlamak gerekir....

    Davacı ..., kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği hukuki nedenine dayanarak hem tespitten önceki hem de tespitten sonraki sebeplere dayalı olarak dava açmıştır. Taşınmazın tespit sırasında hakkında kadastro tespit tutanağının düzenlenmemiş olması, öncesinde var olan zilyetliği kesmeyeceği gibi gerek Kadastro Kanunu'nda ve gerekse de diğer yasalarımızda, hakkında tutanak düzenlenmeyen taşınmazlar yönünden tespit öncesi hakka dayanılarak dava açma hakkını süreyle sınırlayan bir düzenleme de bulunmamaktadır. Kadastro tutanağı düzenlenip kesinleşen yerlerde dahi 3402 sayılı Yasa'nın 12. maddesinin 3. fıkrasında öngörülen 10 yıllık süre içerisinde dava açılabildiğine ve yasada tescil harici bırakılan yerler hakkında kadastro öncesi sebeplere dayanılarak dava açma hakkını sınırlayan bir süre de öngörülmediğine göre mahkemenin davanın makul sürede açılmadığı şeklindeki gerekçesi usul ve yasaya uygun bulunmamaktadır....

      Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali-tescil isteğine ilişkin olup; davada, hak düşürücü sürenin uygulanıp uygulanamayacağı uyuşmazlık konusu yapılmıştır. 2. İlgili Hukuk 3402 sayılı Kadastro Kanunu′nun 12/3. maddesinde; kadastro tutanaklarında belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanılarak itiraz olunamayacağı ve dava açılamayacağı belirtilmiştir. Söz konusu hak düşürücü süre dava şartı olup, yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilmelidir. 3. Değerlendirme Hemen belirtilmelidir ki, 1.4.1974 tarih 1/2 Sayılı İnançları Birleştirme Kararı ile öngörülen muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı dava ... miras bırakanın ölümü ile doğar. Başka bir ifadeyle, mirasbırakanın ölümü ile tereke intikal eder ve terekenin açılmasıyla mirasçılar tereke üzerinde hak sahibi olurlar....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Dava konusu edilen taşınmazların, davacı tarafın dayandığı hibe senedine göre, tespit maliki ... tarafından 12.10.2004 tarihli senetle ölümünden sonrası için davacı ...'a bağışlandığı, kadastro tespitinin 04.10.2007 tarihinde ... adına kesinleştiği ve ...'ın da tespitten sonra 22.11.2010 tarihinde öldüğü, dolayısıyla hibe senedinin bu tarih itibariyle işleme konulacağı nazara alındığında, davanın kadastro tespitinden sonraki hukuki nedene dayalı olarak açılmış tapu iptal ve tescil davası olduğu anlaşılmış olmakla, 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun Geçici 14. maddesi ve Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu'nun 2015/8 sayılı iş bölümü kararı uyarınca temyiz inceleme görevinin Yargıtay 1....

          ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 30/11/2021 NUMARASI : 2020/51 ESAS 2021/350 KARAR DAVA KONUSU : Tapu İptali Ve Tescil (Tespitten Önceki Hukuki Sebeplere Dayalı) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda kurulan hükmün Bölge Adliye Mahkemesince incelenmesi davacılar T1 ve T2 tarafından istenilmekle dosya incelendi....

          ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 24/03/2022 NUMARASI : 2019/405 ESAS, 2022/103 KARAR DAVA KONUSU : Tapu İptali Ve Tescil (Tespitten Önceki Hukuki Sebeplere Dayalı) KARAR : Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı davalı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla HMK' nın 352 ve devamı maddeleri uyarınca dosya incelendi....

          HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2022/44 KARAR NO : 2022/57 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : KALKANDERE ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 28.04.2021 NUMARASI : 2020/193ESAS - 2021/93 KARAR DAVA KONUSU : Tapu İptali Ve Tescil (Tespitten Önceki Hukuki Sebeplere Dayalı) KARAR : Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sonucunda verilen nihai karara karşı davacılar vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla, HMK'nın 353.maddesi uyarınca dosya incelendi....

          Bu süre geçtikten sonra tespitten önceki hukuki sebeplere dayanılarak 21/2 madde uyarınca 5 yıllık süre içinde açılan davaların ise asliye hukuk mahkemesinde görülmesi gerekir. Bu genel açıklamalardan sonra somut olaya gelince; davacı ... kendi belde sınırları içinde kalan ve beldenin kadimden beri kullandığı 113 ada 3 parsel sayılı 35.000 m2 alana sahip meranın Mera Tahsis Komisyonunun kararı ile davalı köy tüzel kişiliği adına tahsis edildiğini belirterek dava konusu taşınmazın davalı köy tüzel kişiliğine tahsisine ilişkin 24.09.2004 tarihli mera komisyonu kararının iptali için dava açmıştır. İptali istenen Mera Komisyonu kararı 24.09.2004 tarihli 30 numaralı karar olup, 18.10.2004-17.11.2004 tarihleri arasında askı ilanının yapıldığı anlaşılmaktadır. Mahkemece, eldeki dava 26.09.2008 tarihinde açılmış olduğundan 30 günlük askı ilan süre içinde açılmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir....

            Bu süre geçtikten sonra tespitten önceki hukuki sebeplere dayanılarak 21/2 madde uyarınca 5 yıllık süre içinde açılan davaların ise asliye hukuk mahkemesinde görülmesi gerekir. Bu genel açıklamalardan sonra somut olaya gelince; davacı ... kendi belde sınırları içinde kalan ve beldenin kadimden beri kullandığı 113 ada 3 parsel sayılı 35.000 m2 alana sahip meranın Mera Tahsis Komisyonunun kararı ile davalı köy tüzel kişiliği adına tahsis edildiğini belirterek dava konusu taşınmazın davalı köy tüzel kişiliğine tahsisine ilişkin 24.09.2004 tarihli mera komisyonu kararının iptali için dava açmıştır. İptali istenen Mera Komisyonu kararı 24.09.2004 tarih 30 numaralı karar olup, 18.10.2004-17.11.2004 tarihleri arasında askı ilanının yapıldığı anlaşılmaktadır. Mahkemece, eldeki dava 23.09.2008 tarihinde açılmış olduğundan 30 günlük askı ilan süre içinde açılmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir....

              Dava dilekçesi içeriğine göre, davacı tespitten sonra başlayan zilyetliğe dayalı olarak tapu iptali ve tescil istemiyle dava açmış olup, kadastro tespitinin kesinleşmesi ile birlikte tapuya tescil edilen taşınmazların mülkiyetinin kural olarak zilyetlikle kazanılması mümkün olmadığı gibi, mera olarak sınırlandırılan ve özel siciline kaydolan taşınmazların mülkiyetinin de aynı şekilde zilyetlikle kazanılamayacağı, bu taşınmazlar üzerinde sürdürülen zilyetliğe değer verilemeyeceği, bir an için davanın tespitten önceki nedenlere dayalı olarak açıldığı düşünülse dahi, kadastro tespitinin kesinleştiği 1958 yılından eldeki davanın açıldığı 2015 yılına kadar 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde öngörülen ve dava şartı olan 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olması nedeniyle açılan davanın dinlenme olanağının da bulunmadığı anlaşıldığından, Mahkemece, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, bu hususlar göz ardı edilerek davanın esasına girilmek suretiyle...

                UYAP Entegrasyonu