"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU KAYDINDA DÜZELTİM Taraflar arasında görülen davada; Dava, tapu kayıtlarındaki kimlik bilgilerinin düzeltilmesi isteğine ilişkindir. Davacılar; miras bırakan babaannelerinin adının ... kızı...olduğu halde 1493 ada 3, 4, 5 ve 6 parsel sayılı taşınmazlara ait tapu kaydında ... oğlu...olarak yazıldığını ileri sürüp, tapu kaydındaki malik bölümünün ... kızı ... olarak düzeltilmesi isteğinde bulunmuşlardır. Davalı kurum; davanın reddini savunmuştur....
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: 1- Davacıların dayandığı Temmuz 1937 tarih 8 nolu tapu kaydının geldi kaydı olan Eylül 1289 tarih 320 nolu tapu kaydı ile Temmuz 1937 tarih 9 nolu tapu kaydının geldi kaydı olan Eylül 1289 tarih 253 nolu tapu kayıtlarının Tapu ve ... Müdürlüğünden getirtilmesi, 2- Yukarıda belirtilen tapu kayıtlarının getirtilmesinden sonra tapu maliki olarak görünen kişi ya da kişilerin nüfus kaydının getirtilmesi, 3- Davacıların dayandığı Temmuz 1937 tarih 8 ve 9 nolu tapu kayıtlarında malik olarak görünen... oğlu ... ile ... oğulları...'ın, ayrıca ...'in torunu olduğu belirtilen Hayrettin'in nüfus kayıtlarının getirtilerek dosyaya konulması, 4- Temmuz 1937 tarih 8 ve 9 nolu tapu kayıtlarının edinme sebebinde... oğlu ...'...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU KAYDINDA DÜZELTİM Taraflar arasında görülen davada; Davacı, mirasbırakanı dedesi ...nüfusa kaydedilmeden öldüğünü, maliki olduğu 1083 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının malik hanesinde “....”; 424 ada 3, 4, 5, 7 parsel sayılı taşınmazların tapu kaydında “.... mirasçıları”; 421 ada 3 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydında “....” yazıldığını ileri sürerek kayıtların “...” olarak düzeltilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Davanın reddine ilişkin olarak verilen karar 14....
Mahkemece 1929 tarih ve 3 nolu tapu kaydı ile 1926 tarih ve 16 nolu eski tapu kayıtları uygulanmak suretiyle kadastro tutanağı ve dava konusu 118 ada 8 parsel nolu tapu kaydı oluştuğu, eski tapu kaydında davalılar ile dahili davalıların 27/320 hisseye veraseten iştirak halinde malik oldukları, davacıların dava konusu ettiği bu hisseyi zilyetlikle kazanamayacakları kabul edilmek suretiyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulmuş ise de; varılan sonuç dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Çekişmeli taşınmazın edinme sebebinde açıklandığı üzere 1306 tarih 300 sayfa numaralı tesis kaydından gelen Aralık 1929 tarih 3 sıra nolu tapu kaydı ile 266/320 hissesi ... lakaplı ... oğlu ... adına, yine Mayıs 1926 tarihli 12 sıra nolu tapu kaydının iktisabında açıklandığı üzere 27'şerden 54/320 hissesinin tapunun geldi kayıtlarında ... evlatları ... adlarına müracaatlarında bırakıldığı açıklanmak suretiyle tespit ve tescil edilmiştir....
SULH HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 26/12/2013 NUMARASI : 2013/1519-2013/1587 Taraflar arasında görülen tapu kaydında düzeltim davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ....................'in raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Dava tapu kaydında düzeltim isteğine ilişkindir.Davacı, mirasbırakanı ....................'in maliki olduğu 51 adet taşınmazın tapu kaydında adının M.. D.. olarak yazıldığını ileri sürerek, anılan taşınmazların tapu kayıtlarında yanlış yazılan kimlik bilgilerinin nüfus kaydına uygun şekilde düzeltilmesini istemiştir.Davalı Tapu Müdürlüğü, davanın reddini savunmuştur....
Mahkemece davacı tarafın tutunduğu tapu kaydının, hudutları itibariyle çekişmeli taşınmazı kapsadığı kabul edilerek hüküm kurulmuş ise de; yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm kurmak için yeterli bulunmamaktadır. Davacı taraf, tapu kaydına dayalı tapu iptali ve tescil istemiyle dava açmıştır. Davacı tarafın dayandığı 14.6.1979 tarih 10 sıra numaralı ve 2.750,00 metrekare yüzölçümlü tapu kaydı, Asliye Hukuk Mahkemesinin 29.11.1978 tarih ve 1978/18-95 sayılı tescil ilamıyla oluştuğu ve dayanağı tescil haritasının bulunduğu anlaşılmaktadır. 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 20/A maddesi uyarınca haritası bulunan tapu kayıtlarının kapsamının, haritasına göre belirlenmesi zorunludur. Ancak mahkemece, tapu kaydının dayanağı tescil krokisi zemine uygulanmamış olduğu gibi haritanın zemine uygulama yeteneğinin bulunmadığı kabul edilse bile tapu kaydının kapsamı kesin olarak belirlenmemiştir....
Mahkemece, davacı dayanağı tapu kaydının yüzölçümü ile davacı adına tespit gören 137 ada 6 parsel sayılı taşınmazın yüzölçümü arasındaki farkın hesap hatasından kaynaklandığı kabul edilmek suretiyle hüküm kurulmuş ise de; yapılan araştırma ve inceleme dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Davacı taraf, 19720 metrekare yüzölçümündeki 20.11.1951 tarih ve 221 sıra sayılı tapu kaydına, davalılar ise 4000 metrekare yüzölçümündeki 20.1.1958 tarih ve 370 sıra sayılı tapu kaydı ile 11000 metrekare yüzölçümündeki 21.6.1948 tarih ve 45 sıra sayılı tapu kaydına dayanmışlardır. Davacı dayanağı tapu kaydı Asliye Hukuk Mahkemesinin 01.08.1951 tarih, 1951/610-873 sayılı kararı ile hükmen oluşmuştur. Davalı dayanağı tapu kayıtlarından 20.11.1951 tarih ve 221 sıra sayılı tapu kaydı toprak komisyonu tarafından, 21.06.1948 tarih ve 45 sıra sayılı tapu kaydı ise iskan yolu ile oluşturulmuştur. Taraf tapularının dayanağı haritalar getirtilip yöntemince kapsamları belirlenmemiştir....
O halde sağlıklı bir sonuca varılabilmesi için öncelikle tarafların tutunduğu tapu kayıtları ilk oluştuğu günden itibaren tüm tedavülleri ile birlikte Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü ve Tapu Sicil Müdürlüğünden getirtilmeli, tapu maliki ile taraflar arasındaki irs ilişkisi belirlenmeli, dayanılan kaydın dava dışı başka taşınmazlara revizyon görüp görmediği, Tapu Sicil Müdürlüğü ve Kadastro Müdürlüğünden sorulup saptanmalı, revizyon görmüş ise dava konusu taşınmaz ile revizyon gördüğü dava dışı taşınmazlara komşu taşınmazları da bir arada gösterecek şekilde geniş kapsamlı birleşik harita ile komşu taşınmazların tespit tutanakları varsa dayanakları kayıtlar Kadastro Müdürlüğü ve Tapu Sicil Müdürlüğünden getirtilmeli, daha sonra yöreyi iyi bilen yerel ve uzman bilirkişi, tutanak bilirkişilerinin tümü, taraf tanıkları ile taşınmaz başında yeniden keşif yapılmalı, dayanılan tapu kayıtları yerel bilirkişi yardımı, uzman bilirkişi eliyle yerine uygulanmalı, kayıtlarda tarif edilen sınır yerlerinden...
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 17.3.1999 tarih ve 1999/14-165-149 sayılı kararında da belirtildiği gibi, Tapu Sicilindeki yanlışlıklardan kaynaklanan davalarda yasal hasım, bunları tutmakla görevli ve sorumlu Tapu Sicil Müdürlükleridir. Bu nedenle, Tapu Sicil Müdürlüğü hasım gösterilerek dava açılması gerekir. Tapu Sicil Müdürü ve varsa o yerdeki Hazine vekili 4353 sayılı kanunun 18.maddesine göre kanuni temsilci sıfatıyla yönetimi temsil eder. Ancak, Tapu Sicil Müdürlüğüne izafeten Hazine hasım gösterilerek dava açıldığında da davanın husumet yokluğundan reddi yerine dava dilekçesinin doğru hasım olan “Tapu Sicil Müdürlüğüne” tebliğinin sağlanması ve bundan sonra davaya devamla bir hüküm kurulması gerekir. Somut olayda, dava Hazine’ye, Tapu Sicil Müdürlüğüne izafeten yöneltilmiş mahkemece de Tapu Sicil Müdürlüğüne dava dilekçesi tebliğ edilmemiştir....
Davacı Hazine temsilcisi, duruşmada 03.03.1971 tarih ve 58 yevmiye numaralı tapu kaydına dayandıklarını belirtmiş, sıra numarası bildirilmediği için davacı tarafın tapu kaydının bulunmadığı kabul edilerek uygulama buna göre yapılmış, davacı Hazine temsilcisine tapu kaydının sıra numarasını bildirmek üzere ayrıca süre verilmemiştir....