Tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse, tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar; tapu kaydının iptali nedeniyle, tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı, zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı, zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse, aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır. Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise, tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerlendirme tarihine göre belirlenecek olup, bu tarih ise zararın meydana geldiği tarihtir. TMK.705/2. maddesi uyarınca tapu iptal ve tescil istekli davaların kesinleştiği tarih itibariyle mülkiyet hakkı sona ereceğinden bu tarih itibariyle tapusu iptal edilen gerçek ve tüzel kişilerin zararı oluşacaktır....
Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise, tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerlendirme tarihine göre belirlenecek olup, bu tarih ise zararın meydana geldiği tarihtir. TMK.705/2. maddesi uyarınca tapu iptal ve tescil istekli davaların kesinleştiği tarih itibariyle mülkiyet hakkı sona ereceğinden bu tarih itibariyle tapusu iptal edilen gerçek ve tüzel kişilerin zararı oluşacaktır. Dolayısıyla bu tür bir dava, taşınmazların mülkiyetlerinin yitirilmesine ilişkin iptal ve tescil davasının kesinleştiği tarihten sonra açılabileceğinden, mülkiyetin kaybedildiği tarih itibariyle de taşınmazların değerinin tespit edilmesi gerektiği kuşkusuzdur. Zararın meydana geldiği tarihe göre, tapusu iptal edilen gayrimenkulün niteliği ve değeri belirlenmelidir.Taşınmazın niteliği arazi ise gelir metodu yöntemiyle değerlendirme yapılarak gerçek değer belirlenmelidir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 09.06.2005 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali tescil veya tazminat istenmesi üzerine bozmaya uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın tapu iptal tescil yönünden reddine tazminat yönünden kabulüne dair verilen 01.02.2007 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _K A R A R_ Yerel mahkemece, Dairemiz bozma ilamı doğrultusunda araştırma ve inceleme yapılarak verilmiş olan karar usul ve yasaya uygun bulunduğundan yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, 25.10.2007 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 10.04.2006 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali tescil veya tazminat istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; tapu iptal tescil isteminin reddine, tazminat isteminin kısmen kabulüne dair verilen 23.03.2010 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine göre, yerel mahkeme kararı ve dayandığı gerekçeler usul ve yasaya uygun bulunduğundan yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 10.12.2010 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 16.06.2014 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil mümkün olmaz ise tazminat istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; dava konusu 109 ada 4 parsel yönünden tapu iptali ve tescil davasının reddine, 137 ada 5 parsel yönünden tapu iptali ve tescil davasının kabulüne, 9.710,30 TL'nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine dair verilen 05.03.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _ K A R A R _ Dava, tapu iptali ve tescil mümkün olmadığı takdirde tazminat iteğine ilişkindir. Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur....
Asıl ve birleştirilen davalarda davalılar, çekişmeli taşınmazdaki ½ payın kendileri tarafından satın alındığını, ancak mirasbırakan adına tescil edildiğini, vekaletname verilmesinin asıl sebebinin anılan payın gerçek sahiplerine döndürülmesi olduğunu, davacıların da bunu bildiğini, temlikten yedi yıl geçtikten sonra dava açılmasının kötüniyetli olduğunu bildirip davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, asıl dava ile birleştirilen davada davacı ... yönünden tapu iptal ve tescil isteğinin kabulüne, birleştirilen davada diğer davacılar yönünden ise tapu iptal ve tescil isteğinin reddine, ancak tazminat isteklerinin kabulüne karar verilmiş, birleştirilen dava davacıları ... ve ... ile davalıların kararı istinaf etmesi üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 2....
Davalı vekilinin, müvekkilinin kadastroca yapılan tespit ve tescil işlemine göre tapuda taşınmaza malik olduğu halde, AİHS Ek-1 Nolu protokolün 1. maddesine ile korunan mülkiyet hakkının somut olayda ihlal edildiği, taşınmazın tapu kaydının iptali karşısında malikine tazmini bir bedel ödenmediği ve tazminat ödenmeden tapu kaydının iptalinin kanunlarca korunan mülkiyet hakkı ilkelerine aykırı olduğu yolundaki karar düzeltme istemlerine gelince; Mahkemece, 3402 sayılı Kanunun 14. maddesine göre kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yolu ile mülk edinme koşulları davalı yararına oluşmadığı kabul edilerek, Hazinenin davasının kabulüne karar verilmiştir. Eldeki somut dava tapu iptal ve tescile ilişkindir. Somut davada davalı tarafın tazminat talebini içeren karşı bir davası bulunmamaktadır....
3402 sayılı Kanun’un 12 nci maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca 10 yıllık hak düşürücü süre içerisinde kadastro öncesi sebebe dayanılarak açılan dava sonunda dava konusu taşınmazın 1331 sayılı Emval-i Metruke Kanunları'na göre Hazineye intikal eden yerlerden olduğu gerekçesiyle tapu kaydının iptal edilerek Hazine adına tescil edilmesi nedeniyle mülkiyetin kaybedildiği ileri sürülerek açılan tazminat davasında dava konusu taşınmazın tapu kaydının idarece sonradan oluşturulan başka bir tahdit ya da kadastro komisyonunun işlemi ile ortadan kaldırılmadığı, tapu kaydının; yasama, yürütme ve yargı erkinin birbirinden ayrı ve bağımsız olması ilkesinin doğal sonucu olarak yürütülen yargısal bir faaliyet neticesi iptal edildiği gözetildiğinde, davacı tarafın mülkiyet hakkını kaybettiğinden bahisle açtığı tazminat davasında 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi koşulları oluşmadığından, davanın reddine karar verilmesi yerindedir. 4....
Mahkemece, imar şuyulandırma işlemlerinin idari yargı yerinde iptal edilmedikçe imarla alınan tapu kayıtlarının yolsuz tescil niteliğinde olduğundan sözedilemeyeceği gibi bu konuda açılan tapu iptal ve tescil davaları ile tazminat davalarının da dinlenme imkanı bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacı Hazine vekili tarafından süresinde duruşma istemli temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'in raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, duruşma isteği değeri yönünden reddedilip, gereği görüşülüp, düşünüldü. -KARAR- Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre; davacı Hazinenin temyiz itirazı yerinde değildir. Reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, Harçlar Kanununun değişik 13. maddesinin j....
Mahallesi, 1774 ada 3, 4, 5 parsel, 1733 ada 1 parsel, 1736 ada 18 parsel sayılı taşınmazların orman olduğu gerekçesiyle tapu kayıtlarının iptal edilmesi nedeniyle tazminat talebinde bulunmuş, mahkemece eksik inceleme ile usul ve yasaya aykırı olarak hüküm kurulmuştur. Dosyada bulunan kanıt ve belgelere, kararın dayandığı gerekçelere göre, tapu kaydı mahkeme kararı ile iptal edilen arsa niteliğindeki taşınmazlara emsal karşılaştırması yapılarak tazminata hükmolunmasında yöntem itibarı ile bir isabetsizlik görülmemiştir....