ye ait olduğu hususunda açık kimlik tespiti yapılmadığı ve hakim havalesi de bulunmadığı anlaşıldığından, dilekçenin kendisine ait olup olmadığı hususunda davacının bizzat beyanının alınması ve açık kimlik tespitinin de yapılmasından sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere iadesi için dosyanın mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 21.09.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
için hükmün davacının iddia ettiği tarihte kesinleşmiş olmasının şart olduğunu, 10.Mahkemece HMK 186. maddesi gereğince, "Sözlü yargılama ve hüküm için ayrı bir duruşma talep etmiyorum" diye bir beyanının olmadığını, söylendiği gibi talebinin olmadığını, 11.Bu davaların bir proje dava olduğunu, huzurdaki dosya ve verilen gerekçeli karar ile %100 ilişkili olan EK-23'ün eki EK-4 incelendiğinde nasıl bir örgüt kıskacında olduğunun görüleceğini, 12.Geçersiz sayılan belgenin (Protokol) 1996 tarihli olduğunu, tanıma davasının ise 2014 yılında açıldığını, TTK'nın 560. maddesine göre davanın reddi gerektiğini, 13.Azerbaycan tarafı ile aralarında bir tek ticari ilişki yaşandığını ve ticari sürecin tam bir mutabakat içinde geçtiğini, aralarında hiç bir ihtilaf olmadığını, nihayet tüm taahhütlerini eksiksiz yerine getirdiklerini, Devlet Kabul Komisyonunun kararının tanzim ve imza edildiğini, buna paralel olarak parasal hesaplaşmaya oturduklarını, nihayetinde Azerbaycan tarafının kendisine...
Müdürlüğü ... takip numaralı dosyasının denetime elverişli şekilde bir örneğini dosya arasına alınmasının ardından sanığın başından beri dolandırıcılık kastı ile hareket edip etmediğinin tespiti, sanığın suç kastı ile hareket ettiğinin tespiti halinde , sanığın belirli ve belirlenebilir bir kişiyi tanıdığı yönünde beyanının olmaması dikkate alındığında eyleminin 5237 sayılı TCK 157.maddesinde düzenlenen ve 6763 sayılı Kanunun 34.maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK'nın 253. ve 254. madde fıkraları gereğince uzlaştırma kapsamına alınan basit dolandırıcılık suçunu oluşturduğu dikkate alınarak ardından sanığın hukuki durumunun tayini gerekirken eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulması, Kanuna aykırı olup, katılanlar vekilinin sübuta dair temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 26/06/2018 tarihinde oybirliğiyle karar...
Türk Medeni Kanunu'nun 282. maddesi uyarınca, ...... ile ana arasında ...... doğumla, ...... ile arasında ...... ise ana ile evlilik, tanıma veya hakim hükmüyle kurulur. ...... ayrıca evlat edinme yoluyla da kurulur, ayrıca, kısaca af kanunları olarak nitelendirilen bir evlenme aktine dayanmayan birleşmelerden doğan ......ların neseplerinin düzeltilmesine ilişkin kanunlara göre de ...... düzeltilebilir. (HGK'nin 30.01.2008 tarihli ve 2008/2-36-47 sayılı kararı) 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 295. maddeside '' Tanıma, ......nın, ...... memuruna veya mahkemeye yazılı başvurusu ya da resmî senette veya vasiyetnamesinde yapacağı beyanla olur. Tanıma beyanında bulunan kimse küçük veya kısıtlı ise, veli veya vasisinin de rızası gereklidir.'', 297. maddesinde de ''Tanıyan, yanılma, aldatma veya korkutma sebebiyle tanımanın iptalini dava edebilir....
Davacı şirket tenfizini istediği Milano Medeni Hukuk Mahkemesi’nin 14.05.2017 tarih ve ... sayılı ilamında davalı şirketten ticari ilişkiden dolayı alacaklı olduğunu ileri sürerek tanıma ve tenfiz talebinde bulunmuştur. Tanıma ve tenfiz hususları 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanunun 50. vd maddelerinde düzenlenmiştir. Tanıma, yabancı mahkeme kararının kesin hüküm etkisinin yabancı bir ülkeye teşmilini ifade eder. Tenfiz ise; yabancı mahkeme ilamının icrai etkisinin /kuvvetinin kabul edilmesidir. Dava dilekçesinde tanıma ve tenfiz istemlerinde birlikte bulunulmuştur. Bir yabancı mahkeme ilamının tenfizine karar verilebilmesi için öncelikle tanınması gerekir. Yani tenfiz zaten tanımayı da içerir....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: tanıma tenfizi istenen kararın yabancılık unsuru taşımadığını, iş bu davada her iki şirketin Türk şirketi olduğunu, aralarındaki doğabilecek her türlü hukuki ilişkide de Türk hukuku yetkili olduğunu, hakem kararında davalının imzası bulunmadığından bağlayıcılığının olmadığını, davalı şirketin yetkilisinin imzası bulunmadığından geçersiz olduğunu beyanla davanın reddini talep etmiştir. Davada, Türkiyede kurulu yabancılara ait şirketler arasındaki hakem kararına istinaden tanıma ve tenfiz talep edilmiştir. Tenfiz yabancı mahkeme kararının Türkiye'de icra edilebilmesini temin eden mahkeme kararıdır....
Bunlardan ilkini; davalı tarafından mahkemeye yöneltilmiş bulunan tek taraflı ve varması gereken bir irade beyanının mevcudiyeti oluşturur. Bu irade beyanının kendisinden beklenen hüküm ve sonuçları doğurabilmesi mahkeme veya davacı tarafından kabul edilmesine bağlı değildir. Diğer bir koşul, davayı kabule ilişkin irade beyanının, kayıtsız, şartsız ve açık olması gereklidir. Usul işlemleri kural olarak şarta bağlı olarak yapılamayacağından, şarta bağlı olarak bir kabul beyanında bulunulmuş ise, davalının bu beyanının davayı kabul olarak nitelendirilmesi mümkün değildir. Davalının, davanın kabulüne ilişkin davayı kabul eden irade beyanının, kayıtsız, şartsız olmasının yanı sıra, açık ve tereddüte yer vermeyecek bir biçimde kesin olmalıdır. Zımni olarak davayı kabul de mümkün değildir. Diğer taraftan, davalının kabule ilişkin irade beyanının davacının talep sonucunu konu alması gerekir. Davalı sözü edilen irade beyanı ile davacının dava dilekçesinin talep sonucu kısmına rıza gösterir....
Evlilik 24.3.1999 tarihinde ölümle son bulduktan sonra tanıma davası açılabilir mi? Başka bir anlatımla evlilik ölümle son bulduktan ortada hukuken geçerli bir evlilik bulunmamasına rağmen sanki taraflar halen evli imiş gibi tanıma davası açılabilir mi? Tanıma davası açılırsa verilecek tanıma kararı Türk kamu düzenine açıkça aykırılık teşkil etmez mi? Örneğin eşler Amsterdam Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından 10.9.1997 tarihinde verilen boşanma kararının tanıması yerine Türkiye’de başka bir dava ile boşanmış olsalar başka bir anlatımla eşler arasındaki evlilik “ölümle” değil de “boşanma kararı” ile son bulsa idi şehit eşi ...’ın kayınvalidesi tanıma davası açabilir miydi? Tenfizi istenilen yabancı mahkeme kararı Türk mahkemesinden verilen başka bir karar ile “bağdaşmayacak” nitelikte olması ret sebebi midir?...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Karşılıksız yararlanma HÜKÜM : Beraat Dosya incelenerek gereği düşünüldü; Sanığın aşamalardaki savunmasında, bahse konu işyerinde %2'lik hissenin sahibi olduğunu, ancak bu hissesini de ...isimli kişiye devrettiğini, şirketin işleticisi ve bütün sorumluluk sahibinin ...olduğunu, suç tarihinde işyerini devrettiğini belirtmiş olması karşısında, suça konu sayacın bulunduğu işyerinin tutanak tarihinde kim tarafından işletildiğinin ve sanığın savunmalarının doğruluğunun tespiti bakımından ...isimli kişinin varlığının tespiti halinde tanık sıfatıyla beyanının alınarak, gerekirse bu kişi veya sorumluluğun başka birisine ait olduğunun tespiti halinde, o kişi ya da kişiler hakkında suç duyurusunda bulunularak, haklarında kamu davası açıldığı takdirde bu dava ile birleştirilerek, tutanak tarihinde söz konusu işyerinin kimin idari sorumluluğunda olduğu ve sanığın işyeri ile olan ilişkisi kolluk marifetiyle ve ilgili vergi ve işyeri...
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Tanıma ve Tenfiz Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle tanıma talebi usulü eksiklik sebebiyle reddedilmiş olup, bu nitelikteki ret kararının kesin hüküm oluşturmayacağına göre yerinde bulunmayan temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine peşin alınan harcın mahsubuna ve 90.00 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 18.10.2012 (Prş.)...