hususlardan birine dayanarak tenfiz istemine karşı Türk mahkemesine itiraz etmemiş olması koşullarının varlığı gerekmektedir....
yukarıdaki hususlardan birine dayanarak tenfiz istemine karşı Türk mahkemesine itiraz etmemiş olması gerektiği belirtilmiştir....
Milletlerarası Özel Hukuk Ve Usul Hukuku Hakkında 5718 Sayılı Kanunun (MÖHUK) ilgili maddeleri: '' İKİNCİ BÖLÜM : YABANCI MAHKEME VE HAKEM KARARLARININ TENFİZİ VE TANINMASI TENFİZ KARARI Madde 50 - (1) Yabancı mahkemelerden hukuk davalarına ilişkin olarak verilmiş ve o devlet kanunlarına göre kesinleşmiş bulunan ilâmların -----icra olunabilmesi yetkili Türk mahkemesi tarafından tenfiz kararı verilmesine bağlıdır. (2) Yabancı mahkemelerin ceza ilâmlarında yer alan kişisel haklarla ilgili hükümler hakkında da tenfiz kararı istenebilir. GÖREV VE YETKİ Madde 51 - (1) Tenfiz kararları hakkında görevli mahkeme asliye mahkemesidir. (2) Bu kararlar kendisine karşı tenfiz istenen kişinin ----- yerleşim yeri, yoksa sâkin olduğu yer mahkemesinden,---- yerleşim yeri veya sâkin olduğu bir yer mevcut değilse ------ mahkemelerinden birinden istenebilir. TENFİZ İSTEMİ Madde 52 - (1) Kararın tenfiz edilmesinde hukukî yararı bulunan herkes tenfiz isteminde bulunabilir. Tenfiz istemi dilekçe ile olur....
yukarıdaki hususlardan birine dayanarak tenfiz istemine karşı Türk mahkemesine itiraz etmemiş olması gerektiği belirtilmiştir....
Yabancı mahkeme kararının ilam niteliği taşıyabilmesi için MÖHUK 57. maddesi uyarınca Türk Mahkemeleri tarafından tenfizi ve bu tenfiz kararının kesinleşmesi gerekmektedir. Yabancı mahkemeden verilen bir ilamın Türkiye'de icra edilebilmesi için söz konusu mahkeme kararının tenfizi ve bu tenfiz kararının kesinleşmesi gerekmekle birlikte bilindiği üzere, ihtiyati haciz işlemi bir icra ve infaz işlemi niteliği taşımamaktadır. İhtiyati haciz kararı verilebilmesi için söz konusu yabancı mahkeme kararının tenfizi ve bu tenfiz kararının kesinleşmesi yada tanınmış olması gerekmemekle birlikte, ihtiyati haciz şartlarının bulunup bulunmadığının İİK 257 maddesi uyarınca değerlendirilmesi gerekmektedir....
Yabancı mahkeme kararının kesin delil veya kesin hüküm olarak kabul edilmesi yabancı ilamın tenfiz şartlarını taşıdığının mahkemece tespitine bağlıdır (MÖHUK md:58). Yabancı mahkeme kararının tanınması istemli davada, karşı taraf ancak tenfiz şartlarının mevcut olmadığı öne sürerek isteğe karşı koyabilir (MÖHUK md:55/2). 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun'un tenfiz kararı verilebilmesinin koşullarının düzenleyen 54. maddesinin (ç) bendi gereğince; “o yer kanunları uyarınca, kendisine karşı tenfiz istenen kişinin hükmü veren mahkemeye usulüne uygun bir şekilde çağrılmamış veya o mahkemede temsil edilmemiş yahut bu kanunlara aykırı bir şekilde gıyabında veya yokluğunda hüküm verilmiş ve bu kişinin yukarıdaki hususlardan birine dayanarak tenfiz istemine karşı Türk mahkemesinde itiraz etmemiş olması” şarttır. Bu koşul, yabancı mahkeme ilamının tanınmasında da aranır (5718 s. MÖHUK. md:58)....
Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2012/38 sayılı dosyasıyla davalıya karşı tapu iptal/tescil davası açtıklarını; tapu iptal/tescil için öncelikle yabancı mahkeme kararının mal paylaşımına ilişkin bölümünün tenfizine karar verilmesi gerektiği ve bu amaçla eldeki tenfiz davasının açıldığı açıklanarak tenfiz kararı verilmesi talep edilmiştir. Mahkemece, MÖHUK 38/b ve HMK 12. maddeleri uyarınca; Türk Mahkemelerinin münhasır yetkisine giren konularda verilen yabancı mahkeme kararlarının tanıma/tenfizine karar verilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine kararı verilmiş; hükmü davacı vekili temyiz etmiştir. Bir yabancı ilamın Türkiye'de icra olunabilmesi (icra takibine konu edilebilmesi) tenfiz kararı verilmesine (MÖHUK m. 50/1) kesin delil veya kesin hüküm olarak kabul edilebilmesi ise, tanıma karar verilmesine (MÖHUK.m.58/1) bağlıdır....
Görüldüğü üzere Sözleşme, iki grup tenfiz engeli düzenlemiştir. Birinci gruptakiler davalı tarafından savunma olarak ileri sürülüp ispat edilmesi gereken tenfiz engelleri, ikinci gruptakiler ise mahkemece resen gözetilecek tenfiz engelleridir. Esasen tanıma ve tenfiz davalarında taraflar, maddi vakıaların yeniden tartışılmasını isteyemez ve tenfiz davasında mahkemece yapılacak inceleme, tanıma ve tenfiz engellerinin mevcut olup olmadığıyla sınırlıdır. Mahkeme, hakem kararının maddi hukuk yönünden isabetli olup olmadığı denetleyemez. Aleyhine tanıma ve tenfiz talep edilen taraf, ancak tenfiz şartlarının bulunmadığını (tenfiz engellerinin mevcut olduğunu) öne sürerek itiraz edebilir. Yani uyuşmazlığın esasına ilişkin savunma sebeplerine dayanamaz ve bunlara ilişkin olarak delil gösteremez. Bu hukuki açıklamalar ışığında somut olaya gelindiğinde; Öncelikle resen incelenmesi gereken iki tenfiz engeli değerlendirilmelidir....
Maddesi (mülga 2675 sayılı MÖHUK 40) uyarınca; (1) Tenfizine karar verilen yabancı ilâmlar Türk mahkemelerinden verilmiş ilâmlar gibi icra olunur. (2) Tenfiz isteminin kabul veya reddi hususunda verilen kararların temyizi genel hükümlere tâbidir. Temyiz, yerine getirmeyi durdurur. Yasa gereği tenfiz kararının temyizi onun yerine getirilmesini durdurur. Bir başka anlatımla tenfiz kararlarının temyizi takibi durdurur. Bu husus kamu düzenine ilişkin olup, mahkemece re'sen göz önünde bulundurulması gerekir. Somut olayda tenfizine karar verilen ilam, tazminat alacağa ilişkin olup, tenfiz kararının infazı kesinleşmesine bağlı değildir. Ancak, yasa hükmü uyarınca ilamın istinaf edilmiş olduğu dikkate alınarak, ilama karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine takibin durmasına karar verilmelidir....
Davalı vekili, tenfiz şartlarının oluşmadığını savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamına göre, tenfizi istenen kararın davalıya tebliğine ilişkin belgelerin sunulmadığı, kararın usulünce tebliğ edilmemiş olması halinde kesinleşmeyeceği, kararın kesinleşmemiş olması halinde ise tenfiz isteminde bulunulamayacağı, taraflardan her birinin iddiasını ispata mecbur olduğu, buna göre tenfiz şartlarının oluşmadığı gerekçesiyle, davanın reddine dair verilen karar davacı vekili tarafından temyizi üzerine Dairemizin 04.06.2015 tarihli kararı ile bozulmuştur. Davalı vekili, karar düzeltme isteminde bulunmuştur. Dava, yabancı mahkeme kararının tenfizi istemine ilişkin olup, yabancı mahkeme kararının tenfiz edilmesi için öncelikle kararın usulünce kesinleşmiş olması gerekmektedir....