Aleyhine ihtiyati haciz istenen davalı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle: davacının istinaf dilekçesinde yer verdiği iddia ve açıklamalarının bir çoğunun tenfiz talebine ve davalı şirketin tenfiz talebine cevaplarına ilişkin olup istinaf başvurusunun konusunun davacının ihtiyati haciz talebinin reddine ilişkin olup davacının tenfiz talebine dair açıklamalarının istinaf edilen karar ile bir ilgisi bulunmadığını, davacının vadesi gelmiş bir alacağı bulunduğunu kanıtlayacak başkaca hiçbir delil sunmadığını, davacı ancak İİK'nın 257/2'inci maddesindeki şartların mevcudiyeti halinde ihtiyati haciz isteyebileceğini ve aranan bu şartların uyuşmazlıkta mevcut olmadığını, davacının tenfiz talebine ilişkin iddialarının tümünü reddettiklerini ve istinaf talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir. GEREKÇE: Talep, yabancı mahkeme kararının tanınması/tenfizi istemiyle açılan davada ihtiyati haciz kararı verilmesi, istemidir....
Gerçekten de, yabancı mahkemelerden hukuk davalarına ilişkin olarak alınmış ve kesinleşmiş ilamlar hakkında, yetkili mahkemenin tenfiz kararı verebilmesi için 5718 sayılı Kanun’un 54/c maddesi uyarınca, hükmün kamu düzenine açıkça aykırı bulunmaması gereklidir. Kanunda kamu düzeni kavramının zamana ve yere göre değişebilen niteliği gereği bir tanımlama yapılmaktan kaçınılmış ve konunun hakimin takdirine bırakılması tercih edilmiş, ancak kamu düzenine aykırılığın “açıkça” olmasının aranmasıyla bu konuda takdir hakkı bulunan hakime bir sınırlama getirilmek istenmiştir. Bu düzenleme, Türk tenfiz hukukunda, kamu düzeni kavramının izin verdiği ölçüde, yabancı mahkeme kararlarının tanınması ve tenfizi lehine bir eğilimin bulunduğunu göstermektedir. Doktrinde de bu konuda hakime yardımcı olması bakımından bazı kriterler verilmiştir. Buna göre örneğin Türk tenfiz hakimi “kural olarak” yabancı mahkeme kararının doğruluğunu inceleyemez (revision au fond yasağı)....
tenfiz hakimi “kural olarak” yabancı mahkeme kararının doğruluğunu inceleyemez (revision au fond yasağı). Zira aksinin kabulü, aynı davanın ... mahkemesinde tekrar görülmesi ve yeni bir ... mahkemesi kararının ortaya çıkması sonucunu doğurur. Ancak örneğin ... hukukunun vazgeçilmez kabul ettiği temel prensiplerini ihlal eden veya milletlerarası alanda geçerli olan ortak ilkelere aykırı bulunan yabancı mahkeme kararları tenfiz edilemez. Tenfiz hakimi takdir hakkını kullanırken, her somut olayın kendine mahsus özelliklerini de dikkate almalıdır. O halde dava konusu uyuşmazlık yönünden de somut olayın özelliklerine göre bir inceleme ve değerlendirme yapılmalıdır. Burada ilk olarak yabancı mahkemece davalının savunma hakkının ihlal edilip edilmediğinin incelenmesi gereklidir....
sağlandığını, Yargıtay Hukuk Dairelerinin çoğunluğunun tenfiz yargılamasından önce veya tenfiz yargılaması sırasında geçici koruma tedbirlerine karar verilebileceği görüşünde olduğunu ileri sürerek, alacak miktarı kadar ihtiyati haciz kararı verilmesini talep etmiştir....
Tanıma, yabancı mahkeme kararına kesin delil veya kesin hüküm vasfını kazandırır (MÖHUK m. 58).Yabancı mahkeme kararının kesin delil veya kesin hüküm olarak kabul edilmesi yabancı ilamın tenfiz şartlarını taşıdığının mahkemece tespitine bağlıdır. (MÖHUK m. 58). Yabancı mahkeme kararının tanınması istemli davada, karşı taraf ancak tenfiz şartlarının mevcut olmadığı öne sürerek isteğe karşı koyabilir (MÖHUK m. 55/2). 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanunun tenfiz kararı verilebilmesinin koşullarının düzenleyen 54. maddesinin (ç) bendi gereğince; “o yer kanunları uyarınca, kendisine karşı tenfiz istenen kişinin hükmü veren mahkemeye usulüne uygun bir şekilde çağrılmamış veya o mahkemede temsil edilmemiş yahut bu kanunlara aykırı bir şekilde gıyabında veya yokluğunda hüküm verilmiş ve bu kişinin yukarıdaki hususlardan birine dayanarak tenfiz istemine karşı Türk mahkemesinde itiraz etmemiş olması” şarttır....
Buna göre örneğin Türk tenfiz hakimi “kural olarak” yabancı mahkeme kararının doğruluğunu inceleyemez (revision au fond yasağı). Zira aksinin kabulü, aynı davanın Türk mahkemesinde tekrar görülmesi ve yeni bir Türk mahkemesi kararının ortaya çıkması sonucunu doğurur. Ancak örneğin Türk hukukunun vazgeçilmez kabul ettiği temel prensiplerini ihlal eden veya milletlerarası alanda geçerli olan ortak ilkelere aykırı bulunan yabancı mahkeme kararları tenfiz edilemez. Tenfiz hakimi takdir hakkını kullanırken, her somut olayın kendine mahsus özelliklerini de dikkate almalıdır. O halde dava konusu uyuşmazlık yönünden de somut olayın özelliklerine göre bir inceleme ve değerlendirme yapılmalıdır. Burada ilk olarak yabancı mahkemece davalının savunma hakkının ihlal edilip edilmediğinin incelenmesi gereklidir....
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinden özetle; Yabancı hakem kararının tanınması ve tenfiz edilebilmesi için gerekli belgelerin usulünce onaylanmış suretinin sunulmadığını, tenfiz aşamasına kadar ki süreç içinde tüm aşamalarda müvekkili tarafından tahkim şartı içeren sözleşmenin müvekkili tarafından imzalanmadığın, davacının iddiasına konu sözleşmenin aslının sunulması gerektiğini ve yetkisine itiraz edildiğini, davacının tahkim şartı içerdiği iddia edilen sözleşme aslını tenfiz davasına kadar olan aşamada ICA tahkime sunulmadığını, davacı tarafından dosyaya sunulan fotokopi belge üzerindeki imzanın müvekkiline ait olmadığını, imza itirazını tahkim aşamasında ileri sürdüklerini ancak ICA tahkim tarafından fotokopi belge ile karar verildiğini, sözleşme aslının dava taraftan talep edilmediğini, dava tarafından aslına uygunluğu tasdik edilmiş hakem şartı içeren sözleşme suretinin sunulmadığını, hakem kararının dayandığı tahkim şartı veya sözleşmesinin aslını veya aslına uygunluğu onaylanmış...
Tanıma ve tenfizin şartları MÖHUK' un 54.maddesinde; " (1) Yetkili mahkeme tenfiz kararını aşağıdaki şartlar dahilinde verir: a) Türkiye Cumhuriyeti ile ilamın verildiği devlet arasında karşılıklılık esasına dayanan bir anlaşma yahut o devlette Türk mahkemelerinden verilmiş ilamların tenfizini mümkün kılan bir kanun hükmünün veya fiili uygulamanın bulunması, b) İlamın, Türk mahkemelerinin münhasır yetkisine girmeyen bir konuda verilmiş olması veya davalının itiraz etmesi şartıyla ilamın, dava konusu veya taraflarla gerçek bir ilişkisi bulunmadığı halde kendisine yetki tanıyan bir devlet mahkemesince verilmiş olmaması, c) Hükmün kamu düzenine açıkça aykırı bulunmaması, ç) O yer kanunları uyarınca, kendisine karşı tenfiz istenen kişinin hükmü veren mahkemeye usulüne uygun bir şekilde çağrılmamış veya o mahkemede temsil edilmemiş yahut bu kanunlara aykırı bir şekilde gıyabında veya yokluğunda hüküm verilmiş ve bu kişinin yukarıdaki hususlardan birine dayanarak tenfiz istemine karşı Türk mahkemesine...
Anılan bu hükümlerde her ne kadar adli kararların tenfiz edilebileceği belirtilmiş ise de, davacı tarafça tenfizi talep edilen karar ihtar usulüne göre verilmiş olduğundan Türk Hukuku’na göre adli bir karar olarak kabul edilemez. İhtar usulüne göre verilmiş bir kararın adli karar olarak kabul edilmesi, kamu düzenine aykırıdır. Öte yandan Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuk Hakkında Kanun m. 50 uyarınca, “Yabancı mahkemelerden hukuk davalarına ilişkin olarak verilmiş ve o devlet kanunlarına göre kesinleşmiş bulunan ilamların Türkiye’de icra olunabilmesi yetkili Türk mahkemesi tarafından tenfiz kararı verilmesine bağlıdır.” Bu sebeple tenfiz kararı verilebilmesi için öncelikle yabancı mahkemelerden hukuk davalarına ilişkin verilen kesinleşmiş bir ilamın bulunması gerekir. Somut olayda ise tenfiz isteyen tarafça mahkemeye başvurulmuş, Varşova Asliye Mahkemesi 20....
CEVAP: Davalı vekili, davacının MÖHUK 52. maddesi gereğince tenfizi istenen yabancı mahkeme kararının aslını, tasdikli tercümesini ve ilamın kesinleştiğini gösterir onanmış yazı aslını mahkemeye ibraz etmesi gerektiğini, MÖHUK 51, tenfiz ve tanıma kararları hakkında görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu, yabancı mahkeme kararının Lahey sözleşmesine uygun bir şekilde davalı müvekkiline tebliğ edilmediğini, ayrıca yabancı mahkeme kararına konu edilen ihtilafta, Türk mahkemelerinin yetkili bulunduğunu, yabancı mahkeme kararının MÖHUK 54/ç bendi gereğince tenfiz edilemeyeceğini, yabancı mahkemenin, kendi usul hukuku kurallarına aykırı davranarak tesis ettiği kararın MÖHUK 54/c gereği de tenfiz edilemeyeceğini savunarak, davanın reddini istemiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, "...Bu yasal düzenlemeler çerçevesinde somut uyuşmazlığın irdelenmesinde; dosyada toplanan tüm deliller ve özelikle ......