Tüm dosya kapsamı, tanık beyanları birlikte değerlendirildiğinde; Davacı derneğin kuruluş tüzüğünün ikinci maddesi çerçevesinde Türkiye'de bulunan Keldani-Asurler arasında Yardımlaşma ve Dayanışmayı sağlamak ve Türkiye'de bulunan Keldani-Asuri göçmenlerinin sorunlarının çözümünde yardımcı olmak, kültürleri yaşatmak, geliştirmek ve aralarındaki kardeşlik bağlarını güçlendirmek amacı doğrultusunda tanınma ve saygınlığın korunması ve artırılması yönünde çalışmalar yapmak amacıyla kurulduğu ve davacı derneğin bu amaç doğrultusunda faaliyette bulunduğu, iptali istenen işleme dayanak Hatay Valiliği Dernekler İl Müdürlüğünce yapılan 15.04.2015 tarihli denetim raporunda davacı derneğin 23 Suriye uyruklu 8 farklı ülkelerin uyruğunda yabancı olmak üzere toplam 31 yabancıyı dernekte çalıştırıldığı iddiasının raporda yer aldığı ancak Suriye ülkesinde çıkan savaş nedeniyle Türkiye'de bulunan göçmenlere yardım amaçlı faaliyet çerçevesinde tahkikatta isimleri geçen yabancı uyruklu şahısların gönüllülük...
. ----- mahkeme kararlarının tanınma ------ inceleme yetkisi ----- kararının kesinleşip kesinleşmediği, ------ arasında ----bulunup bulunmadığı ve ---- mahkeme kararında ---- aykırı bir husus bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlıdır. Bunun dışında mahkemenin geniş bir yerindelik incelemesi yapması mümkün değildir. Sunulan ----- kararı incelendiğinde, davalısının ---- adi ortaklığı olarak gösterildiği, bu adi ortaklığın ------ tebligat çıkarıldığı, bu nedenle davalıların davayı takip etmemelerinden kaynaklanan bir sebebin kamu düzeni yapılamayacağı; söz konusu ---- pay durumunun aşağıda açıklanacağı üzere her üç davalı --- ortaklıkta hissedar olduğu için artık davadan ---- olmadıkları, kendilerini temsil ettiremedikleri şeklindeki savunmalarının da yerinde olmadığı belirlenmiş; kamu düzeninin tebligat yönünden hukukumuza aykırı olmadığı kabul edilmiştir....
Yapılan yargılamada; davalı Kurum tarafından, Avusturya Mahkemeleri tarafından verilen boşanma ilamının tanınma ve tenfizi için 06.02.2014 tarihinde açılan dava neticesinde kabule yönelik kurulan hüküm Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 2021/8407 Esas ve 2021/8403 Karar sayılı ilamı ile 10.11.2021 tarihinde onama yoluyla kesinleşmiştir. Davaya konu boşanma ilamının tenfizinin ülkemizde hüküm ifade edebilmesi için kesinleşmiş olması şartı arandığına göre anılan ilamın kesinleşme tarihinden sonra hüküm ifade edebileceği hususu açıktır. Mahkemece; tenfiz kararın kesinleştiği tarih olan 10.11.2021 tarih sonrası için Kurum işleminin yerinde olacağı ancak öncesi yönünden Kurum işleminin yerinde olmadığı hususu gözetilmeksizin karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirdiğinden bahisle karar bozulmuştur. B....
kullandığını, müvekkil şirketin tescilli markasının SMK ve TTK hükümleri gerekince korunmaya değer olup izni olmaksızın başka bir şirketin ticari unvan ve işletme adı olarak kullanılamayacağını, ilk derece mahkemesi yargılamasında müvekkil şirketin tanınmış marka tescili ve tanınmış marka haklarını dikkate almayarak eksik inceleme yapıldığını, dava dilekçeleri kapsamında dosyaya sunulan müvekkil şirkete ait MUYA markasına dair tanınmış marka tescil belgesi ile yurt dışı tescil kararı ile ortaya konulduğu üzere MUYA markasının tüm mal ve hizmet sınıflarında yurt içi ve yurt dışında hukuki korunma altında olduğunu, Yargıtay içtihat ve doktrinlerine göre tanınmış markanın tanınmışlığından faydalanılarak arklı mal ve hizmetlerde kullanılmasının tanınmış markanın yarattığı algı ve imaja zarar verdiğini, markanın farklı mal ve hizmetler üzerinde kullanılmasının itibarına zarar verdiğini ve ayırt edici karakterinin zedelenmesine sebep olduğunu, toplumda ulaşılan tanınmışlık düzeyinden kastın markanın tanınma...
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, davalının süpermarket sektöründeki kullanımının unvan kullanımını aşarak markasal nitelikte olduğu ve davalının eyleminin 556 sayılı KHK'nun 49 ve 61. maddeleri anlamında davacının marka hakkına tecavüz teşkil ettiği, tarafların ticari faaliyet alanlarının gıda maddeleri ticareti ve perakendecilik bakımından ortak olduğu, ayrıca davacının marka tescilinin 2000 yılından itibaren davacıya hukuki koruma sağladığı, bu durumda gerek davacının daha eski tarihli ticaret unvanı tescili gerekse perakendecilik sektörünü de kapsayan 2000 yılına ait marka tescili karşısında, davalının ticaret unvanını kullanmasının davacı şirket unvanı ile iltibas yaratacağı, tüketicilerin, davalıya ait işletmeyi davacı ile karıştıracakları, dolayısıyla unvan yönünden de iltibasın söz konusu olduğu ve davalıya ait ticaret unvanında yer alan Gelişim ibaresinin sicilden çıkarılmasının gerektiği, davacının markasının tanınma derecesinin yüksek olmadığı...
İlk derece mahkemesince, davalının nüfusa tesciline esas doğum tutanağının, varsa eklerinin, davalının tanınma yoluyla nüfusa kaydedildiği bildirildiğinden tanıma senedinin, davalının annesine ait kayıtların T4 getirtilmesi, dosyaya delil olarak bildirilen 13. Aile Mahkemesinin 2018/236 esas sayılı dosyasının dosya içine alınması, davalının annesi olduğu bildirilen Emine Ünlü'nün aile nüfus kayıt tablosunun dosya içerisine alınması, tarafların dilekçelerinde bildirdikleri delillerin toplanması, dosya istinaf aşamasında iken davalı T3'in ölmesi nedeni ile mirasçılarının davaya dahil edilerek tüm deliller toplandıktan sonra oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekir....
(Yargıtay İçt.Birl.K.10.02.2012 gün ve 1/1 K) Yabancı Mahkemelerden verilen kararların tamamının veya kısmen tanınma imkanı dahilindedir (MÖH md 40). Çekişmesiz kaza kararlarında aynı usul uygulanır (MÖH md 42/2). Ölüme bağlı tasarruflar ölenin milli hukukuna veya ölüme bağlı tasarrufun yapıldığı yer hukukuna tabidir ( 2675 S.Y. m. 22 ), ( Locus regit açtum )....
Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2014/16 D.iş sayılı dosyasında düzenlenen bilirkişi raporunun da değerlendirildiği belirtilmek suretiyle, 18/02/2015 ve 31/05/2016 tarihli raporlara üstünlük tanınması gerektiği açıklanarak, birbirini teyit eden raporlar doğrultusunda karar verildiğinden, rapora üstünlük tanınma gerekçesi olmadığı ve raporun bilimsel olmadığına ilişkin davacı istinaf sebebinin yerinde olmadığı, davalı cevap dilekçesindeki "direksiyonun manevra kabiliyetini yitirecek ölçüde sertleştiği" yönündeki beyandan aracın ayıplı olduğunun ikrarı olduğu sonucu çıkarılamayacağından, bilirkişiler tarafından direksiyondaki sertleşmenin hava süspansiyon modülü değiştirilmek suretiyle giderildiği tespit edilerek ve arıza bütün olarak değerlendirilip, 31/05/2016 tarihli raporun İTÜ Makine Fakültesi'nde öğretim görevlileri tarafından aracın fiziken incelenmesi sonucu, ayıplı imal edilmediği belirlendiğinden, genel hukuk kuralı olarak, bir iddiadan yarar sağlayan iddiasını kanıtlamakla yükümlü olup...
nın boyunun uzun olması ve tanınma ihtimali nedeniyle sanık ...'dan motosikleti kullanmasını istedikleri, sanık ...'in de bu durumu kabul ettiği, daha sonra sanık ... ile de bu konuyu konuştukları ve olayı gerçekleştirdikten sonra kendilerini belirledikleri bir adresten almasını istedikleri, yine sanık ...'in de bunu kabul ettiği, parkta yaptıkları bu plan dahilinde ...'in kuzeni ...'ye ait olan aracı sanık ...'in kullandığı, yanına sanık ...'in oturduğu, arkaya da sanıklar ... ..., abisi sanık ... ve ...'un oturduğu, sanık ...'nın da suçta kullanılan motosikleti sürerek peşlerinden geldiği ve olayın gerçekleştiği yere yaklaştıklarında sanık ...'in aracı durdurduğu, sanık ... ve sanık ...'in motosiklete bindikleri, sanık ...'in kask takarak, sanık ...'in puşi ile yüzlerini gizledikleri ve sanık ...'ın motosikleti kullandığı, arkasında oturan sanık ...'...
Davada tanınma ve tenfizi talep edilen Kempten Eyalet Mahkemesinin 13/05/2016 kesinleşme tarihli 13 0 2016/13 Sayılı kararı ile 4.627,99 EURO alacağın tahsiline karar verilmiştir. Karar, davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Dava, yabancı mahkeme kararının tanıma ve tenfizi istemine ilişkindir. Öncelikle tenfizle ilgili kısa açıklama yapılmasında yarar vardır: Yabancı mahkemelerden hukuk davalarına ilişkin olarak verilmiş ve o devlet kanunlarına göre kesinleşmiş bulunan ilâmların Türkiye'de icra olunabilmesi, yetkili Türk mahkemesi tarafından tenfiz kararı verilmesine bağlıdır (5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun, m. 50). Yabancı mahkeme ilâmının ve bu ilamın kesinleştiğine ilişkin belgenin, o ülke makamlarınca usulen onanmış aslının veya onaylı sureti ile bu belgelerin onanmış tercümelerinin yetkili Türk mahkemesine ibrazı zorunludur (MÖHUK, m. 53)....