WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

DAVA Şikayetçi borçlu vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin takip dayanağı bonoda lehtar-ciranta olduğunu, müvekkiline karşı zamanaşımı süresinin 1 yıl olduğunu, müvekkili hakkında takip sonrası zamanaşımının gerçekleştiğini iddia ederek icranın geri bırakılmasına karar verilmesini talep etti. II. CEVAP Alacaklı vekili cevap dilekçesinde; davacı şirketin iflas ettiğini, müflis şirket adına vekilinin yahut şirket yetkilisinin davaları ve takipleri yürütme yetkisi bulunmadığından davanın dava şartı yokluğundan reddi gerektiğini, borçlu şirketin 18.08.2014 tarihinde sicilden resen terkin edildiğini, borçlu şirketin malvarlığını muvazaalı olarak devretmesi nedeniyle açtıkları ... 6. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2011/172 E. sayılı tasarrufun iptali davasının 25.06.2018 tarihli kararı ile ve "S.S. ... Deri Sanayicileri Toplu İşyeri ......

    Öte yandan borçlu 16.03.2013 tarihli ve takip sonrası aylık %10 üzerinden faiz hesap edilerek bulunan dosya borcuna KMK 20. maddesinde 14.11.2007 tarihinden sonrası için aylık %5 gecikme faizi ve (tazminatı) düşünüldüğünden bu tarihten sonrası için aylık %5 yerine %10 faizden hesaplama yapılmasına itiraz etmiştir. Borçlu bu talebi ile de takipten sonrası için KMK 20. maddesine göre faiz işletilmesi gerektiğini kabul etmektedir. Alacaklının şikâyete konu yaptığı 28.03.2014 tarihli memurluk işleminde itirazın iptali ilamında faiz konusunda hüküm bulunmadığı için takip sonrası faiz işletilemeyeceği, dosya borcunun takip sonrasında borçlu tarafından ödendiğinden dosyanın infazının işlemden kaldırılmasına karar verildiği anlaşılmaktadır. Şikâyet üzerine, İcra mahkemesince şikâyetin kabulü ile memurluk işleminin iptaline karar verilmiştir....

      Somut olayda takip talebi ve ödeme emrinde takip sonrası için istenen işleyecek %29 faiz oranına borçlunun açıkça bir itirazı olmayıp, bu yöne ilişkin itirazın iptaline dair bir karar da mevcut değildir. %29 faiz oranı takip tarihi itibarı ile avans faiz oranına denk düşmektedir. Hal böyle olunca istenen faiz türünün avans faizi olup takip sonraki dönem için işleyecek faiz oranının kesinleşen faiz türüne göre %29 ve değişen oranlarda hesaplanması gerekir. O halde mahkemece, yukarıda belirtilen kurallar göz önünde bulundurularak ve HMK. nun 266/1. maddesi koşullarında, konusunda uzman ehil bir bilirkişiye dosya tevdii olunarak, Yargıtay denetimine elverişli rapor alınmak suretiyle, icra müdürlüğünce yaptırılan hesaplamanın doğruluğu denetlenerek, İİK'nun 17. maddesi gereğince hesap tablosunun düzeltilmesine karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde sonuca gidilmesi isabetsizdir....

        Y A R G I T A Y K A R A R I Dairemizin “yargılamanın yapıldığı tarih itibariyle sözlü yargılama usulü uygulanmakta olup, zamanaşımı itirazının tebliği izleyen ilk oturuma kadar (o oturum dahil) yapılması gerektiği, davalı vekili tebliğden sonraki ilk oturum olan 23/02/2011 tarihine kadar zamanaşımı itirazında bulunmadığından bu tarihten sonra yapılan zamanaşımı itirazı gecikmiş olup, davacı vekilince açıkça karşı çıkıldığından hüküm ifade etmeyeceği, 06/01/2011 tarihinde tebliğ edilen ıslah dilekçesinin 06/04/2011 tarihli duruşmada tekrar elden tebliğinin de sonuca etkili olmadığı, bu itibarla davalı vekilinin gecikmiş zamanaşımı itirazı reddedilerek hüküm kurulması gerekirken geçersiz zamanaşımı definin dikkate alınmasının hatalı olduğu” gerekçesi ile verilen karara karşı yerel mahkemece direnilmiş ise de temyize konu edilen miktarın karar tarihi itibarı ile kesinlik kapsamında kaldığı, kesinlik konusunda kararın değerlendirilmesinin Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun yetki ve...

          Mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen kararın davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 30.09.2013 gün ve 2011/30661 Esas, 2013/24581 Karar sayılı kararı ile “yargılamanın yapıldığı tarih itibariyle sözlü yargılama usulü uygulanmakta olup, zamanaşımı itirazının tebliği izleyen ilk oturuma kadar (o oturum dahil) yapılması gerektiği, davalı vekili tebliğden sonraki ilk oturum olan 23/02/2011 tarihine kadar zamanaşımı itirazında bulunmadığından bu tarihten sonra yapılan zamanaşımı itirazı gecikmiş olup, davacı vekilince açıkça karşı çıkıldığından hüküm ifade etmeyeceği, 06/01/2011 tarihinde tebliğ edilen ıslah dilekçesinin 06/04/2011 tarihli duruşmada tekrar elden tebliğinin de sonuca etkili olmadığı, bu itibarla davalı vekilinin gecikmiş zamanaşımı itirazı reddedilerek hüküm kurulması gerekirken geçersiz zamanaşımı definin dikkate alınmasının hatalı olduğu” gerekçesi ile bozulmasına karar verilmiştir.Mahkemece bozma sonrası yapılan yargılama sonunda, “davalının...

            Mahkemece, zamanaşımı itirazı süresinde yapılmadığı gerekçesiyle zamanaşımı itirazı reddedilmiş ise de zamanaşımı itirazının 6100 sayılı HMK'nun 114 ve 116.maddeleri kapsamında değerlendirilerek takip konusu alacağın zamanaşımına uğrayıp uğramadığının tespiti gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir. Ayrıca, takip talebinde işlemiş faiz talebinde bulunulmuş,davalı tarafça faize itiraz edilmiş, mahkemece davanın kabulüne, itirazın iptaline ve dolayısıyla işlemiş faize yapılan itirazın tümünün iptaline karar verilmiş ise de, işlemiş faiz talebi üzerinde durulmamış, hesabın denetlendiğine dair hükümde bir gerekçe yazılmamıştır. Zira davada dayanılan kira sözleşmesinde aylık kira bedelinin 450 TL olduğu yazılmış ise de ödeme zamanı gösterilmemiştir....

              Mahkemece; davacı hakkında başlatılan takipte 24.10.2008 tarihinden 15.02.2012 tarihinde kadar icra takip işlemi yapılmadığı anlaşıldığından davanın kabulüne karar verilmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesindeki beyanlarını tekrarla kararın birlikte dosyada belirtilen tarihler arasında çok sorgulama yapıldığını, dosyanın aslının getirtilerek mahkemece incelendiğini, ancak aktarma sonrası ve öncesi belgeler getirtilmeden karar verildiğini beyanla kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Takip dayanağı belge kambiyo senedi niteliğinde bono olduğundan, şikayete konu olayda takip dayanağı senedin tanzim ve takip tarihi itibarı ile yürürlükte bulunan 6762 sayılı TTK 661, 662 ve 663 maddelerinin uygulanması gerekir....

              A.Ş. hakkında başlatıldığı, borçlunun yetkiye itirazı üzerine mahkemece takibin durdurulmasına yönelik tedbir kararı verilmediği anlaşılmakla, İİK'nun 170/1. maddesinin ikinci cümlesi gereğince, tedbir kararı verilmeden yetkiye itiraz edilmiş olması zamanaşımını kesmeyeceği gibi, itiraz satıştan başka icra takip muamelelerini durdurmayacağından 18.07.2012-09.08.2012 tarihli satış talepleri ile yetki itirazının kabulüne dair kararın verildiği 10.03.2014 tarihleri arasında takip işlemi yapılmamış olup, 6 aylık zamanaşımı süresi dolmuştur. O halde mahkemece, borçlunun zamanaşımı itirazının kabulüne karar verilmesi gerekirken, reddi yönünden hüküm tesisi isabetsizdir....

                Uyuşmazlık, kambiyo senetlerine özgü takipte, takip sonrası zamanaşımı nedeniyle icranın geri bırakılması istemine yöneliktir. Takip dosyası incelendiğinde; davalı alacaklı vekili tarafından, davacı borçlu hakkında 01/06/2007 tarihinde kambiyo senedine mahsus haciz yoluyla takip başlatıldığı, ödeme emrinin davacıya 04/06/2007 tarihinde tebliğ edildiği ve takibin kesinleştiği, takibe dayanak 30/12/2006 tanzim ve 25/04/2007 vade tarihli, 80.775,00 TL bedelli bononun keşidecisinin davacı borçlu T1 lehtarının ise davalı T3 A.Ş. olduğu, 23/05/2010 tarihinden yenileme tarihi olan 26/07/2018 tarihine kadar yapılmış bir icra-takip işleminin bulunmadığı, bu tarihler arasında mülga 6762 sayılı Türk Ticaret Kanununun 666/1 maddesindeki 3 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu anlaşılmış, bu konudaki mahkemenin değerlendirmesi yerinde görülmüştür....

                mahsus haciz yoluyla takipte takibin kesinleşmesinden önceki zamanaşımı def'inin İİK'nın 168/5 maddesi uyarınca 5 günlük sürede ileri sürülmesi geretiği, takipten sonraki zamanaşımı def'inin ise İİK'nun 170/b maddesi yollaması ile aynı Kanun'un 71 ve 33/a maddesi uyarınca süresiz olarak ileri sürülebileceği, takip dosyasında borçlu adına çıkarılan ödeme emrinin usulüne uygun olarak yapıldığı ve takibin kesinleşmediği, TTK 750 maddesinde açıklandığı gibi zamanaşımının dava açılması, takip talebinde bulunulması, davanın ihbar edilmesi veya alacağın iflas masasına bildirilmesi ile kesileceği. 751/2 maddeye göre de zamanaşımı kesilince müddeti aynı olan yeni bir zamanaşımı işlemeye başlayacağı, takip dosyasında; dayanak teşkil eden 11 adet senedin tamamı yönünden zamanaşımı süresinin dolduğu, davacının borca itiraz yönündeki talebinin kabulünün gerektiği, bu haliyle İİK'nın 168/5 maddesi de gözetilerek davacı hakkındaki takibin durdurulmasına karar vermek gerektiği gerekçesi ile davanın...

                UYAP Entegrasyonu