İcra dairesine itiraz eden borçlu, zamanaşımı itirazında bulunmasa dahi, İİK'nun 63. maddesi uyarınca, senet metninden anlaşılması nedeniyle itirazın kaldırılması aşamasında zamanaşımı itirazında bulunabilir. Somut olayda da, borçlu icra dairesine verdiği dilekçede zamanaşımı itirazında bulunmamış ise de, icra mahkemesinde zamanaşımı itirazını ileri sürdüğü, bu takipten önce de, takip konusu çeke dayalı olarak kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile alacaklı tarafından yapılan takibin, Aşkale İcra Mahkemesi'nin 14.09.2011 tarih ve 2011/11 E.-2011/17 K. sayılı kararı ile zamanaşımından dolayı iptaline karar verildiği görülmektedir. Kambiyo senetlerinde takip yolunun değiştirilmiş olması, bu senetlerle ilgili olarak TTK'nunda düzenlenen zamanaşımı ile ilgili hükümlerin uygulanmasına engel değildir....
Borçlunun 04.06.2014 tarihinde icra mahkemesine başvurusunda dile getirdiği zamanaşımı iddiası, icra takibinin kesinleşmesinden sonraki döneme ilişkin olup, takipten önceki döneme dair bir zamanaşımı itirazı yoktur. Kaldı ki, takibin kesinleşmesinden önceki döneme ilişkin zamanaşımı itirazının, takibin şekline göre yasal süresi içerisinde icra mahkemesine yapılması gerekir. Borçlunun İİK'nun 168/5. maddesi hükmüne göre yasal 5 günlük süre içerisinde itiraz etmediği ve takibin bu haliyle kesinleştiği görülmüştür. İİK'nun 71/2. maddesinin göndermesi ile uygulanması gereken aynı Kanun'un 33/a maddesi gereğince, takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde borcun zamanaşımına uğradığına yönelik şikayet, herhangi bir süreye tabi olmayıp iddianın yerinde olduğunun belirlenmesi halinde icranın geri bırakılmasına karar verilir....
- K A R A R - Davacı vekili, müvekkilinin dayanıklı mallar toptancısı olduğunu, davalının aldığı faturalı malların bedeli olarak verdiği çekin karşılıksız çıkması üzerine alacağın tahsili için çeke dayalı olarak başlatılan ilamsız takibin davalının haksız itirazı sonucu durduğunu belirterek itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı davaya cevap vermemiştir. Mahkemece, davacının keşide yeri Pazarcık olan zamanaşımı nedeniyle kambiyo senedi niteliğini yitiren çeke dayalı olarak takip başlattığı, davacı yanca takip yapılan ... İcra Dairesi’nin yetkili olduğunu gösteren yazılı belge sunulmadığı, bu durumda TTK’nun 693/2 hükmü gereğince ödeme yeri olarak Pazarcık ilçesinin kararlaştırıldığının kabulü gerektiği, somut olay bakımından BK’nun 73. maddesinin uygulanamayacağı, böylelikle yetkili icra dairesinde takip yapılmadığı gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir....
Bu durumda, zamanaşımı süresi bakımından 5198 sayılı Yasanın yürürlüğü sonrasına ilişkin prim ve gecikme zamları yönünden, T3 alacak hakkı, Borçlar Kanunu’nun 125. maddesinde öngörülen 10 yıllık zamanaşımı süresine tabidir. Giderek, zamanaşımının başlangıç tarihi ise, yine, Borçlar Kanunu’nun 128. maddesi gereğince alacağın muaccel olduğu tarihtir. 08.12.1993 tarihinde yürürlüğe giren, 3917 sayılı Yasanın getirdiği düzenlemenin geçerli olduğu döneme ilişkin prim ve gecikme zammı alacakları yönünden ise, 6183 sayılı Yasanın zamanaşımına ilişkin 102. ve ardından gelen maddeleri geçerlidir. Bu yönde 102. madde hükmüne göre zamanaşımı süresi 5 yıl olup, zamanaşımı süresinin başlangıcı ise, alacağın vadesinin rastladığı takvim yılını takip eden yıl başıdır....
Teslim tarihine davalı kooperatifin de bir itirazı bulunmamaktadır. Davalı kooperatif vekili 02.12.2008 havale tarihli dilekçesiyle, zamanaşımı def'inde bulunmuştur. Davacı vekili zamanaşımı def'inin ileri sürüldüğü dilekçeye yazılı olarak cevap vermemiştir. Dilekçenin verildiği tarihi takip eden oturumda da davalı tarafın beyanlarını kabul etmediğini bildirmiştir. Davalı vekilinin zamanaşımı def'ine karşı davacı vekili savunmanın genişletilmesi itirazında bulunmamıştır. Bu durumda davalı vekilinin zamanaşımı def'inin süresinde yapıldığının kabulü zorunludur. Zamanaşımı def'i konusunda işin esası hakkında karar oluşturulmadan değerlendirme yapılıp bir karar verilmesi gerekir. Mahkemece davalı vekilinin zamanaşımı def'i konusunda herhangi bir karar verilmediği gibi, gerekçeli kararda da bu konuya değinilmemiştir. Davalı vekilinin zamanaşımı def'i konusunda değerlendirme yapılıp karar verilmeden işin esası hakkında hüküm oluşturulması doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir....
İcra kefillerinin taahhüdü, kambiyo taahhüdü niteliğinde bulunmadığından, onlar bakımından uygulanacak zamanaşımı, kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla yapılan takipteki dayanak belge için TTK'nun ilgili hükümleri gereğince uygulanması gereken zamanaşımı süresi değildir. İcra kefilinin borcunun icra kefaletinden kaynaklandığı, icra kefaletinin ise İİK'nun 38. maddesinde belirtilen ilam niteliğinde bulunduğu tartışmasız olup, bu gibi hallerde İİK'nun 39. maddesinde belirtilen 10 yıllık zamanaşımının uygulanacağı tabiidir. O halde, mahkemece, yukarıda yapılan açıklama ve ilkeler doğrultusunda 10 yıllık zamanaşımı süresinin geçip geçmediği belirlendikten sonra, oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, takibin kesinleşmesinden soraki döneme ilişkin zamanaşımı şikayeti yönünden olumlu-olumsuz bir karar verilmeden yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....
Somut olayda: mahkeme tarafından yapılan keşif sonrası aldırılan 14.04.2014 tarihli inşaat bilirkişisi raporunda dava konusu minarenin malzeme ve işçilik olarak inşaa değeri 22.000 TL olarak belirlenmiş, tarafların itirazı üzerine aynı bilirkişiden alınan 20.11.2014 tarihli ek raporda önceki 14.04.2014 tarihli değerlendirme ve sonuç bölümünde bir değişiklik olmadığı, ancak minarenin içinin temizlenmesi, minarenin gövde bölümünün çıkarılabilecek hale getirilmesi halinde gövde bölümünün yeniden değerlendirilebileceği görüş ve kaanatine varıldığı belirtilmiştir.Yine tarafların itirazı üzerine başka bir inşaat mühendisi bilirkişisinden alınan raporda dava konusu minarenin imalatının yapım bedeli 61.778,99 TL olarak bulunmuş tespit edilen bu miktar üzerinden davanın kabulüne karar verilmiş, raporlar arasındaki bedel farkının neden kaynaklandığı anlaşılamamıştır....
SUÇ : Hırsızlık HÜKÜM : Mahkumiyet TEMYİZ EDENLER : Suça sürüklenen çocuk müdafii, O yer Cumhuriyet Savcısı Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü: Dairemizin 05.02.2019 tarih, 2018/8972 esas ve 2019/1398 karar sayılı bozma kararı sonrası işyeri dokunulmazlığını ihlal etme ve 6136 sayılı Yasaya muhalefet suçlarından hüküm kurulmadığı anlaşılmakla; anılan suçlardan dava zamanaşımı süresi içerisinde hüküm kurulması mümkün görülmüştür. Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçların suça sürüklenen çocuk tarafından işlendiğini kabulde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir....
E, sayılı dosyasında ilamsız icra takibi başlattığı, takip borçlusunun borca itirazı üzerine takibin durduğu, sonrasında eldeki davanın süresinde açıldığı uyuşmazlıkta; davalı vekilinin ödeme emrine konu; ... numaralı ve 4.583,12 TL miktarlı fatura, ... numaralı ve 4.056,84 TL miktarlı fatura ve ... numaralı ve 5.520,04 TL miktarlı fatura alacakları ( 3 adet 18.802,12 TL bedelli fatura tutarı) takip tarihinden önce 25.02.2022 tarihinde, ... Bankası aracılığıyla ödemiş olduğu, takip konusu 2 adet 11.040,08 TL tutarında fatura bedellinin ( Asıl alacak(takip çıkışı 11.040,08-TL +Takip sonrası işlemiş faiz 43,55 +Tahsil Harcı (%4,55) : 504,06 +Vekalet Ücreti (3/4) : 1.350,00 +İcra Masrafı : ₺214,50 ) olmak üzere toplam 13.152,19-TL ödemenin 26/01/2023 tarihinde icra dosyasına yapıldığı, alacaklı vekiline reddiyatın 27/01/2023 tarihinde yapıldığı görülmüştür....
İcra Müdürlüğü’nün 2011/12145 E.sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, takip dosyasında davalı hakkındaki takip yönünden tefrik kararı verilerek dosyanın ... İlçesi’ne gönderildiğini ve ... İcra Müdürlüğü’nün 2013/415 E. sayılı dosyası üzerinden gönderilen ödeme emrine davalı tarafından itiraz edilmesi üzerine takibin durduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini istemiştir. Davalı, zamanaşımı itirazında bulunmuş ve davanın reddini dilemiş, kötüniyetli takip başlatan davacı aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilmesini istemiştir....