. - K A R A R - Davacı vekili, müvekkilinin, davalı şirket ortağı iken 15.01.2000 tarihinde şirket ortaklığından istifa ederek, hisselerini devrettiğini, davalı şirkete ortak olduğu dönemde şirket adına çekilen krediyi şahsen ödemesi nedeni ile davalı aleyhine daha önceden icra takibine girişildiğini, davalının itirazı üzerine açılan itirazın iptali davasının kabul edildiğini, ancak ödenen bu bedele takip tarihinden (20.05.2003) itibaren işleyecek yasal faizin istenmesi, maddi hata yapılarak bedelin ödeme tarihi olan 01.02.2000 ile takip tarihi olan 20.05.2003 tarihindeki yasal faizin talep edilmemesi nedeni ile yeniden icra takibi yapılması lazım geldiğini, davalının haksız itirazı ile takibin durduğunu ileri sürerek davanın kabulü, itirazın iptali ile %40 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Taraf vekilleri, rapora karşı beyan ve itiraz dilekçeleri sunmuştur.Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller ve bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde; trafik kazası nedeniyle davacının aracının hasarlandığı, taraflar arasındaki e-posta yazışmalarında kabul edildiği üzere davalı sigorta şirketi tarafından davacıya 2.250,91-TL hasar ödemesi yapıldığı, davacının bakiye hasar bedeli ve ekspertiz rapor ücreti bedeli için davalı aleyhine icra takibi başlattığı, davalının itirazı üzerine icra takibinin durduğu anlaşılmıştır. Öncelikle davalı sigorta şirketi tarafından davacıya yapılan ödeme ve davacı tarafından başlatılan icra takibi nedeniyle zamanaşımı iki kere kesilip 2 yıllık zamanaşımı süresi yeniden başladığından ve arabuluculuk sürecinde zamanaşımı durduğundan dava tarihi itibariyle dava konusu alacak, zamanaşımına uğramamıştır. Bu nedenle, davalı vekilinin zamanaşımı def'i reddedilmiştir....
(eski 663/2.) maddesi gereğince, zamanaşımı kesilince son işlem tarihinden itibaren, müddeti aynı olan yeni bir zamanaşımı işlemeye başlar. Ayrıca, alacaklı tarafından yapılan takibin devamını sağlayıcı nitelikte her takip işlemi ile de zamanaşımı kesilir ve yeni bir süre işlemeye başlar....
İcra Müdürlüğü'nün 2006/15019 sayılı dosyası üzerinden ilamsız icra yoluyla takip başlattığı, takip dosyasının işlemden kaldırıldığı, takibin 02.07.2015 tarihinde yenilendiği ve ... 4.İcra Müdürlüğü'nün 2015/6797 sayılı takip dosyası üzerinden takibe devam olunduğu anlaşılmaktadır. Alacağın faturaların son ödeme tarihinden itibaren muaaccel olduğu hususunda ise taraflar arasında bir ihtilaf bulunmamaktadır. Yukarıda yazılı yasal hükümler ve açıklamalar ışığında uyuşmazlık ele alındığında; BK'nun 133/2. maddesi ( TBK. m.154/2) gereğince icra takibine başlanılması zamanaşımını kesen sebepler arasında sayılmakla, davacı tarafından takibin yapıldığı 31.10.2006 tarihinde zamanaşımı süresi kesilmiştir. Takip dosyasının işlemden kaldırılması halinde takip derdest kalmaya devam edeceğinden takip dosyasının işlemden kaldırılması ile takibin zamanaşımını kesici etkisinin ortadan kalktığından söz edilemeyecektir....
Bu durumda, takip dayanağı bonoda tanzim yeri unsuru bulunmadığından anılan belge kambiyo senedi vasfı taşımamaktadır. Dolayısıyla, dayanak belge bono niteliğinde olmayıp, adi senet hükmünde bulunduğundan bu belge, 6098 sayılı TBK.'nun 146. maddesinde (mülga 818 sayılı BK.'nun 125. maddesi) düzenlenen on yıllık zamanaşımına tâbi olup; sözkonusu senetteki alacak ile ilgili olarak on yıllık zamanaşımı süresinin dolmadığı açıktır. Öte yandan borçlular icra dairesine yaptıkları itirazlarında zamanaşımı itirazında ya da İİK'nun 63. maddesi uyarınca duruşmada zamanaşımı def'inde bulunmadıkları halde, zamanaşımı itirazı mahkemece re'sen nazara alınacak itirazlardan olmayıp, bu hususun re'sen incelenmesi de doğru görülmemiştir....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemenin zamanaşımı konusunda yaptığı değerlendirmenin hatalı olduğunu, kambiyo senetleri için yasal zamanaşımı süresi 3 yıl olmakla, kambiyo senetlerinin sözleşmeye tabi olduğunda bu sürenin 10 yıla çıktığını, taraflar T4 sözleşmesinden doğan borç ilişkisi olduğu zamanaşımı konusunda 6361 sayılı Kanun’da hüküm bulunmadığı için TBK’nun 146. maddesindeki genel zamanaşımı süresi olan 10 yıllık zamanaşımı süresinin geçerli olduğunu, 10.05.2011 tarihinde 3 yıllık zamanaşımı dolmaksızın takibe girişildiği, zaman aşımının kesildiği sözleşme ilişkisine bağlı bonolar açısından 10 yıllık yeni zamanaşımı süresi başladığını ileri sürerek istinaf talebinde bulunmuştur....
Öte yandan; 6102 sayılı TTK’nun 750. maddesinde zamanaşımını kesen sebepler, dava açılması, takip talebinde bulunulması, davanın ihbar edilmesi veya alacağın iflas masasına bildirilmesi şeklinde sınırlı olarak sayılmış ve aynı Kanun'un 751/2. maddesinde de, zamanaşımı kesilince, süresi aynı olan yeni bir zamanaşımının işlemeye başlayacağı düzenlenmiştir. Somut olayda; ilamsız takibe konu alacak fatura alacağı olup, alacaklının cevap dilekçesindeki faturaların sebebinin eser sözleşmesi olmadığına yönelik beyanı ve borçlunun bu yönde delil sunmamış olması birlikte değerlendirildiğinde, zamanaşımının on yıl olduğunun kabulü gerekmektedir. 08.12.2009 ve 31.12.2009 tarihli faturalara ilişkin olarak borçlunun takibin kesinleşmesinden önceki devreye ilişkin zamanaşımı itirazı bulunmayıp şikayet tarihine göre takip kesinleşmiş olmakla, takibin kesinleştiği 05.11.2015'ten şikayet tarihi olan 30.12.2015'e kadar on yıllık zamanaşımının dolmadığı tabidir....
Müdürlüğünün 2017/22405 esas sayılı takip dosyasına vaki itirazının iptaline, takibin; takip talebindeki koşullarla(tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla) devamına, B)Ek hesap borcu yönünden; davalının, ... ......
-KARAR- Davacı vekili, davalının dava dışı abone şirketinin müvekkili ile yaptığı taksitlendirme protokolüne kefil olduğunu, borcun ödenmemesi üzerine yapılan icra takibinin davalının haksız itirazı nedeniyle durduğunu ileri sürerek itirazın iptaline, % 40 tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı borcu üstlenmediğini beyan ederek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne, davalının icra takip dosyasında 6.551.66.-TL. alacağa yaptığı itirazın iptaline karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Dairemizin 2008/10460 Esas, 2009/5989 Karar sayılı ve 18.6.2009 tarihli ilamıyla davalının sair temyiz itirazlarının reddine, mahkemece hükmedilen miktar içinde gecikme zammının da bulunduğu gecikme zammı faiz niteliğinde olduğundan takipten sonrası için faize faiz yürütülmesine imkan tanıyacak şekilde hüküm kurulmasının B.K.nun 104/son maddesine aykırı olduğu gerekçesiyle hüküm bozulmuştur....
İcra Müdürlüğünün 2011/7208 Esas sayılı dosyası ile takip yapıldığını takip konusunun alacaklının uzunca zamandır herhangi bir takip işlemi yapmaması sebebiyle mülga TTK 726.Maddesi gereğince 6 aylık zamanaşımı süresi geçirildiğini, bu nedenle İİK 71 VE İİK 33 gereğince müvekkili şirket aleyhine takibi yapılan Fatih 1.İcra Müdürlüğünün 2011/7208 Esas sayılı takip dosyasının yasa maddeleri ve yerleşim Yargıtay Kararları ve İçtihatları gereğince iptaline karar verilmesini talep etmiştir....