DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Tüm dosya kapsamına göre; davacı aleyhine bono alacağından dolayı kambiyo senedine özgü takip başlatıldığı, davacı takip borçlusunun maaşı üzerine konulan haczin İİK 106/110 maddesi kapsamında fekki talebinin icra müdürlüğünce reddedildiğinden bu kararın kaldırılmasına aksi takdirde takip sonrası zamanaşımı nedeni ile icranın geri bırakılmasını talep ettiği, ilk derece mahkemesince 19/07/2019 tarihinde 2019/361 Esas sayılı dosya üzerinden verilen şikayetin reddi kararına karşı davacı tarafın istinaf yoluna başvurması üzerine dairemizce 05/03/2021 tarih 2020/1885 Esas 2021/544 Karar sayılı kaldırma kararı ile takip sonrası zamanaşımı iddiasıyla ilgili değerlendirme yapılarak hüküm oluşturulmak üzere dosyanın mahkemesine iadesine karar verildiği, mahkeme gerekçesinde de belirtildiği üzere bonoya dayanan takipte takip kesinleştikten sonra 3 yıllık zamanaşımı süresi içerisinde zamanaşımını kesen takibin devamına yönelik işlem yapılmadığı mahkeme kararının...
KARAR Borçlu vekili, müvekkili aleyhine nafakanın tahsili için takip başlatıldığını, takip öncesi ve sonrası nafaka borçlarının ödendiğini belirterek takibin iptalini talep etmiştir. Mahkemece, İİK'nun 33. maddesine göre, icra emrinin tebliği üzerine borçlunun 7 gün içinde dilekçe ile icra mahkemesine başvurarak borcun zamanaşımına uğradığı veya imhal veya itfa edildiği itirazında bulunabileceği, icra emrinin davacı borçluya 01/09/2015 tarihinde tebliğ edildiği, davacı borçlunun ise icra emrinin tebliğinden önceki itfaya dayalı itirazlarını 7 günlük hak düşürücü sürenin dolmasını müteakiben 10/09/2015 tarihinde yaptığı gerekçesiyle talebin süre yönünden reddine karar verilmiş, hüküm borçlu vekilince temyiz edilmiştir. Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; Somut olayda borçlu takip öncesi ödeme itirazı yanında takip sonrası dönemlere ilişkin de itirazların sunduğu anlaşılmaktadır....
Müdürlüğünün 2011/1094 esas nolu takip dosyası ile ... takibine başlandığını, davalıların itirazı sonucunda takibin durdurulduğunu, davacıların takibe yapmış oldukları itirazlarının haksız olduğunu belirterek itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı ... vekili ve davalı ..., davanın reddini savunmuştur. Diğer davalı, cevap dilekçesi vermemiştir. Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre davalıların kooperatife olan kredi sonucundan dolayı hakkında yürütülen takibe itiraz etmeleri neticesinde ... bu davanın açıldığı, bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen rapora göre davaya konu kredi taksitlerinin ödenmediğinin belirtildiği, dosya kapsamından davalıların davaya konu kredi taksitlerini ödemedikleri sabit olduğundan ve haklarında daha önce de takip yürütülerek zamanaşımı kesildiğinden, zamanaşımı itirazı da yerinde görülmediği gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir Kararı, davalı ... vekili temyiz etmiştir....
. - K A R A R - Davacı vekili, müvekkilince davalıya yemek satışı yapıldığını, fatura bedelinin ödenmemesi üzerine başlatılan icra takibinin davalının haksız itirazı sonucu durduğunu belirterek itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, yetki, zamanaşımı ve davanın süresinde açılmadığı itirazlarından başka, esas yönünden davacıya borç bulunmadığını, ödeme konusunda belgelerinin olduğunu bildirerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur....
- K A R A R - Davacı vekili, davalının keşide ettiği zamanaşımına uğramış bonolara dayalı olarak icra takibi yaptığını, takibin davalının haksız itirazı ile durduğunu belirterek, itirazın iptaline ve inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davanın reddini istemiş, cevap dilekçesini ıslah ederek, zamanaşımı definde bulunmuştur. Mahkemece, toplanan kanıtlara göre, takip konusu bonoların en son vade tarihi ile takip tarihi arasında 10 yıllık genel zamanaşımı süresinin dolduğu belirtilerek, davalının cevap dilekçesinin ıslahı suretiyle sunduğu zamanaşımı def'inin kabulü ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
TTK.nun 661. maddesi uyarınca bonolar için 3 yıllık zamanaşımı öngörülmüştür. Diğer yandan 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 133. maddesine nazaran daha özel nitelikte bulunan TTK.’nun 662. maddesinde “müruruzaman; dava açılması, takip talebinde bulunulması, davanın ihbar edilmesi veya alacağın iflas masasına bildirilmesi sebepleriyle kesilir.” hükmüne yer verilmiştir. Bu ilkeler ışığında somut olaya bakıldığında, senedin vade tarihi 29.06.2011 olup, takip tarihi ise 26.06.2014 olduğundan; zamanaşımını kesen işlem olan takip talebinin yapıldığı 29.06.2011 tarihi itibariyle zamanaşımı dolmamıştır. O halde mahkemece istemin reddi gerekirken yazılı şekilde kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....
A- Hükümlü ... hakkında kurulan hükmün temyiz incelenmesinde; İlk hükmü temyiz etmeyen hükümlünün sirayet nedeniyle bozma sonrası verilen hükmü temyiz etme hakkı hukuken mümkün olmadığından; lehe bozmadan sirayet nedeniyle yararlanan hükümlü hakkında, bozma sonrası ileri sürülen mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz talebinin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi delaletiyle halen yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK'un 317. maddesi uyarınca tebliğnameye uygun olarak REDDİNE, B- Sanıklar ... ve ... haklarında kurulan hükümlerin temyiz incelenmesine gelince; Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, uyulan bozmaya, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre sanıklar ... ve ... müdafiinin temyiz itirazı yerinde görülmemiş olduğundan reddiyle, usul ve yasaya uygun bulunan hükümlerin tebliğnameye uygun olarak ONANMASINA, 25.10.2017 tarihinde oy birliği ile karar verildi....
İlk derece Mahkemesi; TTK'nın 778/1 maddesi delaletiyle bonolar hakkında da uygulanması gereken 749/1. maddesi gereğince, keşideciye karşı başlatılacak takiplerde zamanaşımı süresinin vadeden itibaren üç yıl olduğu, 750/1 maddesi gereğince takip talebinde bulunulması ile zamanaşımının kesildiği, zamanaşımının kesilmesi için borçluya ödeme emri tebliğ edilmesinin zorunlu olmadığı, bu durumda vade tarihi ile takip tarihi arasında zamanaşımı süresi dolmadığı gibi, takip tarihi ile dava tarihi arasında da zamanaşımı süresinin dolmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; dava dilekçesinde ileri sürdüğü nedenleri tekrarlamakla birlikte, ödemelere ilişkin belgeleri sundukları halde mahkemece borca ve faize itirazlarının hiç incelenmediğini beyan ederek mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir....
Bu durumda HMK 33. maddesi uyarınca yapılan hukuki nitelendirmede talebin takip sonrası zamanaşımı itirazına dayalı icranın geri bırakılması istemine ilişkin olduğu belirlenmiştir. HMK.'nun 355. maddesi hükmüne göre istinaf incelemesinin bu yönde sunulan dilekçede belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılması ancak kamu düzenine aykırılık görülmesi halinde bu hususun re'sen gözetilmesi gerektiği dikkate alınarak davalı vekilinin istinaf sebeplerinin değerlendirilmesinde; Takip dayanağı belge kambiyo senedi niteliğinde bono olduğundan, davaya konu olayda takip dayanağı senedin tanzim ve takip tarihi itibarı ile yürürlükte bulunan 6762 sayılı TTK’nun 661, 662. ve 663. maddelerinin uygulanması gerekmekte olup, TTK'nun 661. maddesi uyarınca bonolar için 3 yıllık zamanaşımı öngörülmüştür....
Borçlunun zamanaşımı ve itfa itirazı, takibin kesinleşmesinden önceki döneme ilişkin olup takibin şekline göre İİK' nun 62. maddesi uyarınca ödeme emrinin tebliğinden itibaren icra dairesine yapılması gerekir. Somut olayda borçlunun yasal sürede borca itirazı üzerine takip kesinleşmemiştir. İcra dairesi yerine, icra mahkemesine yapılan itiraz sonuç doğurmayacağından, mahkemece, bu gerekçe ile istemin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile ret kararı verilmesi isabetsiz ise de sonuçta istem reddedildiğinden sonucu itibariyle doğru olan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Borçlunun temyiz itirazlarının reddi ile sonucu doğru mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.'...