İcra Müdürlüğü'nün 2002/238 sayılı dosyası ile takip yapıldığı, bu takip sonucu açılan itirazın iptali davanın kısmen kabulüne karar verildiği, kararın temyizi üzerine 19. Hukuk Dairesi'nin 15.09.2006 tarih, 2006/2312 esas, 2006/8395 karar sayılı ilamı ile onandığı, onama kararı sonrası davalılar ve davadışı asıl borçlu aleyhine takibe devam edildiği, takip dosyasının 2007 yılında işlemsiz bırakılması sonrası 2008 yılında yenilenmesi neticesinde 2008/38 numarasını aldığı ve davacının müştereken ve müteselsilen kefil sıfatıyla 22.10.2013 tarihinde ödeme yaparak borcu kapatması nedeniyle davadışı ...bankası'nın takipten feragat ettiği 24.12.2013 tarihinde işlemden kaldırılıncaya kadar icra dosyasında alacaklı tarafından işlem yapıldığı anlaşılmaktadır. ../.. S.2....
Takibin itirazla durmasından sonra, alacaklı yeni bir takip işlemi yapma yetkisini kazandığı anda süre yeniden işlemeye başlayacaktır. Borçlunun takibe itirazı giderilmeden alacaklının icra takip işlemi yapması mümkün değildir. Bu nedenle borçlunun itirazı, alacaklıya tebliğ edilmediği sürece hakdüşürücü süreler ve zamanaşımı süreleri işlemez. Zamanaşımı süresinin işlemeye başlayabilmesi için alacaklının icra takip işlemi yapabilecek durumda olması gerekir. İtiraz giderilmediği sürece alacaklı, icra takip işlemi yapamayacağı için bu dönemde zamanaşımı süresi işlemez. İİK'nun 62. maddesine göre itiraz eden borçlu itirazla birlikte itirazın tebliği için gerekli masrafı vermek zorundadır. Borçlunun masraf vermemesi nedeniyle itiraz dilekçesi tebliğ edilmediği dönemde zamanaşımı süresinin işlediğini kabul alacaklının maddi hukuka göre takipte haklı olduğu bir alacağı borçlunun insiyatifine bırakmış olur....
İcra Müdürlüğü' nün 2009/11806 Esas Sayılı dosyası ile müvekkili hakkında kambiyo senetlerine dayalı takip başlatıldığını ,ödeme emrinin müvekkiline 12.06.2009 tarihinde tebliğ edildiğini, takip sonrası zaman aşımının gerçekleştiğini ileri sürerek icranın geri bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesi tarafından ," 6762 sayılı TTK'nun 726. maddesinde, çek için düzenlenen zamanaşımı süresi 6 ay iken 03/02/2012 tarih ve 28193 (mükerrer) sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6273 sayılı Kanunun 7. maddesiyle bu süre üç yıla çıkarılmıştır. Yine 01/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı TTK'nun 6273 sayılı Kanun'un 8. maddesi ile değişik 814. maddesine göre de, çeklerde zamanaşımı süresi üç yıldır. Çekler yönünden zamanaşımı süresinin başladığı tarihte hangi yasa yürürlükte ise, o yasada öngörülen zamanaşımı süresinin uygulanması gerektiği kabul edilmelidir....
İcra Dairesi'nin 2019/10063 E. sayılı takip dosyasında alacaklı bankanın yeniden takip başlatma hakkını saklı tuttuğunu belirterek icra takibinden vazgeçtiği dikkate alındığında, yeniden aynı alacak için takip başlatmasında usul ve yasaya aykırı bir durum bulunmadığı anlaşılmakla davalının buna dair istinaf itirazı da yerinde değildir. İlk derece mahkemesince, davalının davaya konu kredi sözleşmesinden kaynaklanan borcunun tespiti için bilirkişiden rapor alınarak hüküm kurulmuş ise de, alınan raporda, 6098 Sayılı TBK'nın 88....
HMK’nun 33. maddesi uyarınca, hukuki tavsifin hakime ait olması nedeniyle, mahkemenin, şikayet dilekçesinin takip sonrası zamanaşımına ilişkin olduğu yönünde değerlendirmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde zamanaşımının oluşması halinde, takibin şekline göre İİK'nun 170/b maddesi göndermesi ile olayda uygulanması gerekli aynı Yasanın 71/2 ve 33/a-1. maddeleri gereğince icranın geri bırakılmasına karar verilir. Takip dayanağı belge kambiyo senedi niteliğinde bono olduğundan davaya konu olayda takip dayanağı senedin tanzim ve takip tarihi itibarı ile yürürlükte bulunan 6762 sayılı TTK’nun 661, 662 ve 663. maddelerinin uygulanması gerekir. TTK'nun 661. maddesi uyarınca bonolar için 3 yıllık zamanaşımı öngörülmüştür. Somut olayda, ödeme emrinin 15.04.2015 tarihinde borçluya tebliğ edildiği, şikayetin ise 09.07.2015 tarihinde yapıldığı dolayısıyla 3 yıllık zamanaşımının dolmadığı anlaşılmıştır....
Sözleşmeden doğan alacaklarda zamanaşımı süresi alacağın muaccel olduğu tarihten başlayacaktır. Davalı hakkındaki kredi hesabının kat tarihi 14.08.2007'dir. Yani 6098 sy TBK yürürlüğe girmeden önce kredi hesabı kat edilmiş ve kredi alacağı muaccel olmuştur. Bu durumda işleyecek zamanaşımı süresi 818 sy BK 125 maddesindeki 10 yıllık süre olup, TBK'nın 146 maddesindeki süre ile aynıdır. 818 sayılı yasanın 133. maddesi 6098 sayılı yasanın 154/2.maddesi gereğince alacaklının borçlu aleyhine icra takibine başlaması işleyen zamanaşımını kesen bir nedendir. Davacı tarafça 01/05/2008 tarihinde davalı hakkında icra takibine girişilmekle, bu tarih itibarı ile zamanaşımı süresi kesilmiş ve yeni bir 10 yıllık zamanaşımı süresi işlemeye başlamıştır.Alacaklı tarafından yapılan takibin devamını sağlayıcı nitelikte her takip işlemi ile zamanaşımı kesilir ve yeni bir süre işlemeye başlar....
Sözleşmeden doğan alacaklarda zamanaşımı süresi alacağın muaccel olduğu tarihten başlayacaktır. Davalı hakkındaki kredi hesabının kat tarihi 14.08.2007'dir. Yani 6098 sy TBK yürürlüğe girmeden önce kredi hesabı kat edilmiş ve kredi alacağı muaccel olmuştur. Bu durumda işleyecek zamanaşımı süresi 818 sy BK 125 maddesindeki 10 yıllık süre olup, TBK'nın 146 maddesindeki süre ile aynıdır. 818 sayılı yasanın 133. maddesi 6098 sayılı yasanın 154/2.maddesi gereğince alacaklının borçlu aleyhine icra takibine başlaması işleyen zamanaşımını kesen bir nedendir. Davacı tarafça 01/05/2008 tarihinde davalı hakkında icra takibine girişilmekle, bu tarih itibarı ile zamanaşımı süresi kesilmiş ve yeni bir 10 yıllık zamanaşımı süresi işlemeye başlamıştır. Alacaklı tarafından yapılan takibin devamını sağlayıcı nitelikte her takip işlemi ile zamanaşımı kesilir ve yeni bir süre işlemeye başlar....
Takip konusu alacak, genel kurullarca belirlenmiş, konutu erken teslim edilen ortaklardan alınan ek aidat niteliğindedir. Bu itibarla mahkemenin alacağın ortaklık yükümlülüğünden kaynaklanan bir alacak olmadığı yolundaki gerekçesinde isabet bulunmamaktadır. Yine davalı tarafça icra takibine itirazında zamanaşımı ileri sürülmüşse de davada, süresinde zamanaşımı def'inde bulunulmamış, sonradan ileri sürülen bu savunmaya davacı tarafça muvafakat edilmemiştir. Bu durumda mahkemece, tüm bu açıklamalar doğrultusunda takip konusu dönemin tamamı yönünden taraf delilleri toplanıp, incelendikten sonra oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı gerekçe ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir. 2-Davalının temyiz istemine gelince; Davalı yan bilirkişi raporlarına itirazında, banka aracılığı ile yatırdığı 8.010,00 TL ile birlikte borcun tamamını ödediğini savunmuştur....
Mahkemenin 25.09.2014 tarih ve 2014/396-939 E.K. sayılı ilamında; alacaklının, icra takip dosyasına sunmuş olduğu dilekçede “fazlaya ilişkin dava ve talep hakkımız saklı kalmak üzere borçlu vekilinin itirazları doğrultusunda takip öncesi ve takip sonrası yasal faiz işletilmesini ve takibin bu hali ile devamını” talep ettiğinden bahisle takipte, ticari faiz uygulanmamasına ve bilirkişi raporu doğrultusunda (takip öncesi ve sonrası) yasal faiz uygulanmasına, ticari faiz uygulanamayacağına ilişkin itirazın kaldırılması talebinin reddine karar verilmiştir....
Alacaklı tarafından bu ilam ile borçlu aleyhinde ilamlı takip başlatılmış ve örnek 4-5 icra emriyle; 97.500 TL asıl alacak, 48.408,75 TL işlemiş faizi, ilam yargı gideri ve vekalet ücreti olmak üzere toplam 158.953,92 TL'nin asıl alacak kaleminin takip tarihinden itibaren işleyecek % 25 reeskont faiziyle tahsili talep edilmiştir. Borçlunun takip öncesi işlemiş faiz miktarına ve takipten sonrası için uygulanacak faiz oranı ile niteliğine itirazı üzerine, mahkemece işlemiş faize itiraz incelenip karar verildiği halde takipten sonrası için istenen faize itiraz hususunda olumlu ya da olumsuz bir karar verilmediği anlaşılmaktadır. İcra mahkemesince, ilamda belirtilen faizin niteliği nazara alınarak, takip tarihinden sonrası için uygulanacak faiz oranının tespit edilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken , eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....