İcra Müdürlüğünün 2018/8803 E sırasına kaydının yapıldığı, örnek 10 ödeme emrinin borçluya 07/07/2019 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun 16/07/2019 tarihinde zamanaşımı itirazında bulunduğu anlaşılmıştır. Somut olayda, icra mahkemesince borçluya gönderilen ödeme emri tebliğ tarihinin 07/07/2019 olduğu, borçlunun bu tarihten önce takip dayanağı senetlerin zamanaşımına uğradığı iddiasıyla zamanaşımı itirazında bulunduğu, bu haliyle başvurusunun takibin kesinleşmesinden önceki döneme ilişkin zamanaşımı itirazı olarak değerlendirilmesi gerektiği anlaşılmaktadır. Takibin kesinleşmesinden önceki zamanaşımı itirazı İİK'nun 169. maddesi kapsamında borca itiraz niteliğinde olup, anılan maddede başvurunun İİK'nun 168. maddesinin 5. bendi gereğince 5 günlük süreye tabi olduğu hususu düzenlenmiştir(Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 29/06/2020 tarih 2019/14316 Esas 2020/5781 Karar sayılı İçtihadı)....
Tanıma kararının kesinleştiği tarihten itibaren davacı tarafın ilamsız icra takip talebinde bulunduğu 09.04.2015 tarihine kadar 6098 sayılı TBK'nun 146. maddesinde yer alan 10 yıllık zamanaşımı süresi dolduğuna ve davalı tarafça hem borçlusu olduğu .... İcra Müdürlüğü'nün 2015/5083 Esas sayılı İcra dosyasına hem de temyize konu iş bu dava doyasına süresi içinde sundukları cevap dilekçesinde zamanaşımı def'inde bulunduğuna göre zamanaşımı süresi dolduğundan davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi hatalıdır....
Kocaeli ...İcra Müdürlüğünün ... esas sayılı dosyasının faturaya dayalı başlatılan takip olduğu, bu takibe yapılan itiraz üzerine yapılan itirazın iptali yargılamasının mahkememizce reddedildiği, davacının reddedilen bu dava sonrası cari hesap ilişkisinden kaynaklı alacaklarının tahsili için Kocaeli ... İcra Müdürlüğünün ... esas sayılı dosyası ile takip başlattığı, her iki takip dayanağı alacağın farklı olduğu görülmekle, davalının mükerrerlik ve derdestlik itirazı yerinde görülmemiş, keza alacağın doğumundan itibaren 10 yıllık zamanaşımı dolmamış olmakla, davacının zamanaşımı itirazı da yerinde görülmemiştir....
Şöyle ki; davacı aleyhine, 2004/10740, 2007/17134, 2007/17135, 2007/17136 sayılı dosyalar ile başlatılan takibe konu prim, işsizlik sigortası ve damga vergisi borcu ve gecikme faizlerinin 2003/01-2007/3 aylar arası döneme ait olduğu, bu alacakların takip tarihi itibariyle takip konusu yapılan alacakların 06.07.2004 öncesi döneme ait olanların 5 yıllık, 06.07.2004 sonrası döneme ait olanların ise 10 yıllık zamanaşımı süresine tabi bulunduğu, takibe konu borçlardan 2005/8 döneminden öncesine ait prim ve ferilerinin, ödeme emirleri tebliğ tarihi nazara alındığında zamanaşımına uğradığı belirgin olmakla, davacının 31.01.2005 sonrası ortaklık ve temsilcilik sıfatının bulunmaması karşısında, 31.01.2005 öncesine yönelik borçların zamanaşımı, anılan tarih sonrasına ilişkin borçlardan ise, davacının sorumlu olmaması nedeniyle hüküm kurulması gerekirken, bu çerçevede karar verilmemiş olması isabetsiz olmuştur....
Takibin kesinleşmesinden önce zamanaşımı itirazı İİK'nun 168/3. maddesine göre 5 günlük süreye tâbi ise de, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede bonoda zamanaşımının geçtiğine ilişkin şikayet ise İİK'nun 170/b maddesinin göndermesi ile uygulanması gereken aynı Kanun'un 71/2 ve 33/a maddesine göre herhangi bir süreye tabi olmayıp, iddianın yerinde olduğunun belirlenmesi halinde icranın geri bırakılmasına karar verilir. Takip dayanağı belge, kambiyo senedi niteliğinde bono olduğundan davaya konu olayda takip dayanağı senedin tanzim ve takip tarihi itibarı ile yürürlükte bulunan 6762 sayılı TTK’nun 661, 662. ve 663. maddelerinin uygulanması gerekir. TTK'nun 661. maddesi uyarınca bonolar için 3 yıllık zamanaşımı öngörülmüştür....
Davalının itirazı üzerine davacı tarafından itirazın iptali davası açılmıştır. Davalı vekili cevap dilekçesinde zamanaşımı definde bulunmuştur. Mahkemece, davalının zamanaşımı defi nazara alınmadan davacının alacak talepleri hakkında karar verilmiştir.Yukarıda açıklanan yasal düzenleme ve açıklamalar karşısında Mahkemece davalının süresindeki zaman aşımı itirazının değerlendirilmemesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir." denmiştir. Davacı süresinde sunduğu cevap dilekçesinde zamanaşımı defi öne sürdüğü halde bu hususta bir değerlendirme yapılmamıştır. Zamanaşımı itirazı yönünden değerlendirme yapılması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması hatalıdır." gerekçesiyle ortadan kaldırılmıştır. Kaldırma kararından sonra mahkemece ek rapor alınarak yukarıda belirtildiği şekilde karar verilmiştir....
Somut olayda takip dayanağı ilamın, 05/08/2004 tarihinde kesinleştiği ve şikayete konu ... 7. İcra Müdürlüğü'nün 2015/13468 E. Sayılı dosyası ile 18/12/2015 tarihinde takibe konulduğu görülmüştür. O halde, mahkemece, şikayete konu takibin ... 7. İcra Müdürlüğü'nün 2015/13468 E. Sayılı dosyası olduğu ve dayanak ilamın takip öncesi on yıllık zaman aşımı süresi dolduktan sonra takibe konu edildiği gerekçesiyle şikayetin kabulü ile icranın geri bırakılmasına karar verilmesi gerekirken, takibin kesinleşmesi sonrası zaman aşımına uğradığı gerekçesiyle şikayetin kabulüne karar verilmesi isabetsiz ise de sonuçta istem kabul edildiğinden, sonucu doğru mahkeme kararının onanması gerekmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; Alacaklı tarafından başlatılan genel haciz yolu ile ilamsız icra takibinde borçlu tarafından, zamanaşımı itirazı ile birlikte usulsüz tebligat şikayetinde bulunulduğu, mahkemece usulsüz tebligat şikayetinin kabulüne, tebliğ tarihi olarak tespit edilen tarih ile takip tarihi arasında 10 yıldan fazla süre geçtiğinden bahisle takibin ertelenmesine karar verildiği görülmüştür. Takibin şekline göre İİK'nun 62. maddesi uyarınca her türlü itirazın icra dairesine bildirilmesi zorunludur....
Dosyadaki bilgi ve belgelere göre; davalı aleyhine İstanbul 37.İcra Müdürlüğü'nün 2017/9113 Esas sayılı takip dosyası ile icra takibi başlatıldığı, davalı tarafından 04.04.2017 tarihli dilekçe ile icra takibine, İcra Müdürlüğünün yetkisine, borca, faize ve ferilerine ilişkin itiraz dilekçesi sunulduğu, davacı alacaklı tarafından icra takip dosyasına 07.07.2017 tarihli talep dilekçesi sunularak dosyanın yetkili İcra Müdürlüğü'ne gönderilmesi talebinde bulunulduğu,takip dosyasının Bakırköy 14. İcra dairesinin 2019/150 esas numarasına kaydedildiği anlaşılmaktadır. Konu ile ilgili Yargıtay'ın emsal kararları ve İİK hükümleri uyarınca ; Alacaklı vekilinin talebi üzerine takip dosyasının gönderildiği İcra Müdürlüğündeki takip yeni bir takip olmayıp, yetkisiz İcra Müdürlüğünde başlatılan takibin devamıdır ve kural olarak yetkisiz icra müdürlüğünde yapılan işlemler geçerlidir....
Takip dayanağı bono olup, 6102 sayılı TTK'nın 778/h maddesi göndermesiyle bonolar hakkında da uygulanması gereken aynı Kanun7un 749/1 maddesi gereğince; poliçeyi kabul eden muhataba (bonoyu düzenleyene) karşı başlatılacak takiplerde zamanaşımı süresi vadeden itibaren 3 yıldır. Somut olayda; takip dayanağı bononun 02/02/2017 vade tarihli olduğu, 02.07.2020 tarihinde genel haciz yoluyla ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalı borçlu tarafından cevap dilekçesinde zamanaşımı itirazında bulunulduğu, takibe konu bono kambiyo vasfına haiz olup vade tarihinde yürürlükte olan 6102 sayılı TTK'nın 778. maddesinin göndermesiyle bonolar hakkında uygulanması gereken aynı Kanun'un 749. maddesi gereğince takip tarihi itibariyle 3 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu anlaşılmıştır. Yukarıda açıklanan nedenlerle davanın reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur." şeklindeki gerekçelerle davanın reddine karar verilmiştir....