"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından bonoya dayalı olarak başlatılan kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takipte borçlunun takip sonrası zamanaşımı nedeniyle icranın geri bırakılmasını talep ettiği, mahkemece istihkak davasının zamanaşımını kestiği gerekçesi ile itirazın reddine karar verildiği görülmektedir. Bononun vade tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6762 sayılı TTK'nun 690. maddesinin yollaması ile uygulanması gereken aynı Yasa'nın 661/1. maddesi gereğince, bonoda keşideciye karşı yapılacak takiplerde zamanaşımı süresi üç yıldır....
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne dair verilen kararın davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 02.12.2012 gün ve 2010/21936 Esas, 2012/32772 Karar sayılı kararı ile “davalı vekilinin ıslaha karşı süresinde yaptığı zamanaşımı itirazı değerlendirilmeden hüküm kurulması ve temerrüt ihtarında davalı tarafa tebliğinden itibaren 30 gün süre verildiği halde temerrüt tarihinin tebliğden sonraki 30. gün yerine 20.06.2009 olarak kabulü de hatalı olduğu” gerekçesi ile bozulmasına karar verilmiştir. Mahkemece bozma sonrası yapılan yargılama sonunda, temerrüt tarihi konusundaki bozmaya uyulmuşken, ıslaha karşı zamanaşımı konusundaki bozmaya karşı davacının davalıyı temerrüde düşürmesi ve temerrüt tarihi itibari ile zamanaşımına uğrayan alacak bulunmadığı gerekçesi ile direnilmiştir....
Zamanaşımı, tazminat yükümlüsüne karşı kesilirse, sigortacıya karşı da kesilmiş olur. Sigortacı bakımından kesilen zamanaşımı, tazminat yükümlüsü bakımından da kesilmiş sayılır...” şeklindedir. Dava, kasko sigorta sözleşmesinden kaynaklanan rücuen tazminat alacağının tahsili amacıyla yapılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Somut olayda, davaya konu trafik kazası 01/06/2016 tarihinde meydana gelmiş; 27/04/2018 tarihinde davacı alacaklı tarafından davalı borçlular aleyhinde icra takibi yapılmıştır. İcra takibi, olay tarihinden itibaren 2 yıllık zamanaşımı süresi içinde yapıldığından, takip tarihinde zamanaşımı kesilmiş ve 2 yıllık süre yeniden işlemeye başlamıştır....
Ancak, tazminat ceza kanunlarının daha uzun bir zamanaşımı öngördüğü cezayı gerektiren bir fiilden doğmuşsa, bu zamanaşımı uygulanır." hükmüne yer verilmiştir. Görüleceği üzere, kanunda düzenlenen bu üç çeşit zamanaşımı süresi; sübjektif/nispi nitelikteki iki yıllık kısa zamanaşımı süresi, objektif/mutlak nitelikteki on yıllık uzun zamanaşımı süresi ile olağanüstü nitelikteki ceza zamanaşımı süresidir. ----maddesi uyarınca zarara neden olan eylem, aynı zamanda ceza kanunları uyarınca suç teşkil eden bir eylem oluşturuyor ve bu eylem için ceza kanunlarının öngördüğü zamanaşımı süresi daha uzun bir süre ise, bu takdirde uygulanacak olan zamanaşımı süresi, o suçun bağlı olduğu ceza zamanaşımı süresidir. Ceza zamanaşımı süresinin başlangıç anı da, zarar verici eylemin gerçekleştiği tarihtir....
in imza itirazında bulunanlardan olmamasına rağmen ilgili mahkemece takibin tümden durdurulmasına karar verilmiş ve adı geçenin de takip borçlularından olması nedeniyle onun yönünden de zamanaşımının işlemeyeceğinin kabulü gerektiğinden bahisle zamanaşımı şikayeti reddedilmiştir. Takip dayanağı senetlerin tanzim tarihleri itibariyle yürürlükte bulunan 6762 sayılı TTK’nun 690. maddesinin göndermesi ile bonolar hakkında da uygulanması gereken aynı Kanun'un 662. maddesinde zamanaşımını kesen sebepler “dava açılması, takip talebinde bulunulması, davanın ihbar edilmesi veya alacağın iflas masasına bildirilmesi” şeklinde sınırlı olarak sayılmıştır. TTK'nun 663/2. maddesine göre ise, zamanaşımının kesilmesi ile kesildiği tarihten itibaren yeni bir süre işlemeye başlar. Somut olayda, takibin muris Murat Nazik ile borçlu ... hakkında başlatıldığı, mirasçılar ... ve ...'in ......
Kaldı ki, ikinci icra takibi ile talep edilen işlemiş faiz alacağının detay açıklamasında işbu faizin---- takip talebinde yer alan tarih ile yetki itirazı sonrası---- verilen takip talebinin tarihi arasındaki faize ilişkin olduğu anlaşılmakla, davacının işbu istemi mükerrer faiz teşkil etmektedir. Ancak davacı taraf ikinci takip talebi ile yıllık %13,75 oranında faiz isteminde bulunmuş ve ödeme emri de buna göre düzenlenmiştir. Bu durumda, taleple bağlılık ilkesi gereğince; asıl alacağa takip tarihinden itibaren artan azalan oranlarda uygulanacak ve yıllık %13,75 avans faizi oranını aşmayacak şekilde hüküm kurulması gerekmiştir. Takibe konu alacağın miktarı kesin ve belirli olduğu gibi hesaplanması bir tespit yapılmasını gerektirmediğinden davalının haksız itirazı nedeniyle alacaklının alacağına geç kavuşmasına neden olduğu kanaatine varılmıştır....
HMK'nın 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve re'sen kamu düzeni yönünden yapılan inceleme sonucunda; tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, ilk derece mahkemesinin dosya içeriği ile çelişmeyen tespitlerine, takip dosyasında alacaklı tarafça en son 15/02/2017 tarihinde ödeme emri tebliği ve adres araştırması talebinde bulunduktan sonra 19/11/2020 tarihli yenileme talebine kadar takip dosyasında davacı/borçlu yönünden zamanaşımını kesen bir takip işlemi yapılmadığının anlaşılmasına, borçluya ödeme emrinin ilk kez 06/02/2021 tarihinde tebliğ edilmiş olması ve davanın 5 günlük süre içerisinde açılması nedeniyle eldeki başvurunun mahkemece takibin kesinleşmesinden önceki döneme ilişkin zamanaşımı itirazı olarak nitelendirilmesinin yerinde olmasına, alacaklı vekilince 22/07/2020 tarihinde sadece vekaletname sunulmuş olmasının takibi ilerletici bir takip muamelesi sayılamayacağına, 7226 sayılı Kanun ve...
İcra Müdürlüğü'nün 2012/3049 esas sayılı dosyası ile ilamsız takip başlattığı, bu takibin de davalının itirazı üzerine durduğu, dolayısıyla tüm bu takip ve dava dosyaları aynı alacağa yönelik olduğu, bu durumda dava tarihi itibariyle Kooperatifler Kanunu, Borçlar Kanunu ve Türk Ticaret Kanunu'nda öngörülen 1 yıl, 3 yıl ve 5 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu kanaatiyle, davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Dava, kooperatifin sulama suyu ve enerji kullanımından kaynaklı borca dayalı açılmış itirazın iptali istemine ilişkindir. İİK'nın 68/1-son cümlesi itirazın iptali davalarında da uygulanacağından, takip alacaklısı 7.000,00 TL'lik alacağı için daha önce ilamsız genel takip başlattığı, vaki itiraz üzerine, .... 2. Asliye Ticaret Mahkemesi'nde açılan 2011/352 Esas sayılı dosyada "davanın açılmamış sayılmasına" karar verildiği ve bu karar kesinleştiği anlaşılmıştır....
Cihaz Sigorta Poliçesi ile sigortalandığını 08.12.2011 tarihinde meydana gelen voltaj dalgalanması nedeniyle işyerinde bulunan bir kısım cihazların hasar gördüğünü, yapılan ekspertiz incelemesi sonucunda hasar nedeniyle sigortalıya 10.01.2012 tarihinde 3.994,44 TL ödeme yapılıp ibraname alındığını, ödeme sonrası davalıya ihtarname gönderilerek hasar bedelinin ödemesinin istenildiğini, davalının ödeme yapmaması üzerine, ... 7. İcra Müdürlüğünün 2012/3331 Esas sayılı dosyasında ilamsız icra yoluyla takip başlatıldığını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu ileri sürerek davalının icra takibine yaptığı, itirazın iptaline davalı aleyhine alacağın %20'sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir....
Somut olayda, alacaklı tarafından başlatılan ilamsız takipte ödeme emrinin tebliğ edilmesi üzerine davacı borçlu tarafından icra dosyasına zamanaşımı def'i ile takibin derdest olduğuna ilişkin itiraz dilekçesi sunulmuş, icra müdürlüğünce derdestlik ve zamanaşımı itirazını değerlendirme yetkisinin bulunmadığından bahisle itiraz talebinin reddine karar verilmiş, davacı tarafından icra müdürlük kararının kaldırılması istemiyle icra mahkemesine başvurulması üzerine şikayetin kabulüne karar verilmiştir. Davalı vekilince davacı borçlu tarafından derdest olduğu iddia edilen takip de olmak üzere yapılan tüm takiplere itiraz edildiği ve alacağın sürüncemede bırakılmaya çalışıldığı ve kararın bu nedenle yasaya aykırı olduğundan bahisle istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Borçlunun icra dosyasına ileri sürdüğü derdestlik itirazı (Yargıtay 12. HD'nin E:2015/22001,K:2015/32459) ve zamanaşımı itirazı (Yargıtay 12....