Davada, sebepsiz zenginleşmeden doğan alacak için 3.900 TL asıl, 533.32 TL işlemiş faiz toplam 4.433,32 TL alacak için icra takibine vaki itirazın iptali, takibin devamı istenilmiştir. Mahkemece toplam alacak üzerinden (4.433,32 TL) takibin devamına karar verilmiştir. Oysa ki icra takibi öncesinde davalı temerrüte düşürülmemiştir. Temmerrüt icra takibi ile oluşmuştur. Bu durumda asıl alacak olan 3.900 TL üzerinden takibin devamına ve icra takibinden itibaren faize hümolunması gerekirken yazılı şekilde takibin devamına karar verilerek faize faiz yürütülecek şekilde BK.nun 104/1.maddesine aykırı karar verilmesi doğru görülmemiştir. Ayrıca, alacağın varlığı ve miktarı yargılama ile belirlendiğinden likit değildir....
-TL aidat borcunun 10 gün içinde ödenmesi için ihtarname gönderdiğini, verilen süre içinde borcun ödenmediğini, davalı hakkında aidatlarını ödemediğinden icra takibi başlatıldığını, ...İcra Müdürlüğünün 2013/1322 Esas sayılı takip dosyasına davalının kötü niyetli olarak itiraz ettiğini ve takibin durduğunu, takibe konu edilen alacağın aidat alacağı olduğunu, bu nedenle davanın kabulü ile ...İcra Müdürlüğünün 2013/1322 Esas sayılı takip dosyasına yapılan haksız itirazın iptali ile icra takibini devamına, davalının ödeme emrine itiraz ederek takibin durmasına neden olduğundan %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Mahkemece davalının aidat borcu iddialarına ilişkin borcu olmadığını ispatlanamadığından yapılan takibin haklı olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile ......
Borçlunun başvurusu; takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun zamanaşımına uğradığı iddiasına ilişkin olup, bu husus mahkemenin de kabulünde olduğu halde mahkemece, İİK'nun 71/2. maddesi göndermesiyle aynı kanunun 33/a-1. maddesi uyarınca icranın geri bırakılmasına karar verilmesi gerekirken, takibin iptaline hükmedilmesi isabetsiz olup, kararın belirtilen nedenle bozulması gerekir ise de, anılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından kararın düzeltilerek onanması gerekmiştir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile ......
Mahkemece, borçluların borca itirazı kabul edildiğine göre, İİK'nun 169/a-5. maddesi uyarınca haklarındaki takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekirken, takibin iptali yönünde hüküm tesisi isabetsiz olup, mahkeme kararının belirtilen nedenle bozulması gerekir ise de, anılan yanlışlığın giderilmesi, yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından, kararın düzeltilerek onanması gerekmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki taraflarca istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Borçlu şirket hakkında fatura ve cari hesap ekstresine dayalı olarak yapılan ilamsız takibin itirazsız kesinleşmesinden sonra borçlu, icra mahkemesine verdiği şikayet dilekçesinde; takip talepnamesinde ve ödeme emrinde belirtilen şirketle kendilerinin aynı şirket olmadığını, öncelikle takibin husumet yönünden reddedilmesi gerektiğini, diğer taraftan Tebligat Kanunu'nun 35.maddesine göre yapılan ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunu, takibin dayanağı olan belgelerin de ödeme emri ekinde gönderilmediğini belirterek takibin iptalini istemektedir....
Mahkemece, alacaklı vekilinin cevap dilekçesindeki beyanları dikkate alınarak dayanak senedin genel kredi sözleşmesi kapsamında alındığının alacaklı tarafça da kabul edildiği ve bu durumda karşılıklı edimleri içeren kredi ilişkisi sebebi ile verilen senetten doğan alacağın varlık ve miktarı ile tahsilinin yargılamayı gerektirdiğinden bahisle borçlu hakkındaki takibin iptaline karar verilmiş, dairemizce borçlular vekilinin dilekçesinde borca kısmi itirazın kabulü ile ödemeler miktarınca takibin iptaline karar verilmesini istediğine göre, borcun varlığını kısmen kabul ettiği ve bu durumda, alacağın tahsilinin yargılamayı gerektirdiği nedeni ile 170/a maddesi uyarınca takibin iptaline karar verilemeyeceğinden bahisle, borçlunun itfa ve sair itirazlarının incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği belirtilerek mahkeme kararı bozulmuştur....
Somut olayda borçlu aleyhine başlatılan genel haciz yolu ile ilamsız takibin dayanağı, rehinli olan ... plakalı kamyonete dayalı olarak, daha önce... 2. İcra Müdürlüğü'nün 2009/5323 sayılı dosyası ile icra takibi yürütüldüğü ve bu takibin halen derdest olduğu ileri sürülerek mükerrerlik itirazı ile İcra Mahkemesine başvurulmuştur. Yukarıdaki açıklamalar nedeniyle Mahkemece istemin reddine karar vermek gerekirken yazılı gerekçe ile takibin iptaline karar verilmesi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4....
Takip öncesi zamanaşımı itirazı borca itiraz olup, takibin şekline göre İİK'nun 150/a göndermesiyle İİK'nun 62. maddesi uyarınca yasal 7 günlük süre içinde takibin yapıldığı icra dairesine yapılır. Yapılan bu itiraz üzerine takip durur. Alacaklı duran bu takibe devam etmek isterse yasal süre içinde itirazın kaldırılması talebiyle icra mahkemesine ya da itirazın iptali talebiyle genel mahkemeye dava açabilir. Dolayısıyla bu itiraz ile icra mahkemesine şikayet fuzuli bir başvurudur. Takibin şekline göre alacaklı itirazın kaldırılmasını istediğinde bu husus değerlendirilip itirazın kaldırılması istemi şartları var ise reddedilir. Mahkemece şikayet konusu olmadığı halde, alacağın tüketici kanunundan doğduğundan bahisle takibin iptaline karar verilmiş ise de bu husus Dairemiz içtihatlarında öngörüldüğü üzere ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı takibe karşı yapılacak şikayette resen değerlendirilebilecek bir husustur....
Mahkemece, ilamın taşınmazın aynına ilişkin olmadığı ancak, ilam olarak dosyaya sunulan evrakın, onaysız ve ıslak imzasız olduğu, bu haliyle İİK’nun 33. vd. maddeleri uyarınca ilam hükmünü taşımadığı gerekçesiyle şikayetin kabulüne, takibin iptaline karar verilmiş üzerine hüküm, alacaklılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. 6100 sayılı HMK'nun 26/1. maddesinde "Hakim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir." düzenlemesi yer almaktadır. İcra takip talepnamesinde..... Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 01.07.2014 tarihli, 2013/129 Esas, 2014/87 Karar sayılı ilamına dayanılmaktadır. Borçlunun, dayanak ilamın, niteliği geçerliği ya da sıhhati hususunda şikayeti ve bu nedenlerle takibin iptali yönünde bir istemi bulunmamaktadır. Mahkemece talebin aşılarak, anılan nedenle takibin iptaline karar verilmesi doğru değildir....
Mahkemece, açılan davada önce menfi tespit talebi ile takibin iptali talebi tefrik edilerek, takibin iptali talebi ayrı bir esasa kaydedilmiş ve temyize konu eldeki davada takibin iptali talebiyle ilgili, yapılan yargılama sonucu belitildiği şekilde karar verilmiştir. Dosya kapsamından, açılan davanın 2004 sayılı İİK'nun 72. maddesi uyarınca menfi tespit davası olduğu anlaşılmaktadır. Bu davalara Asliye Hukuk Mahkemeleri bakmakla görevlidir. Menfi Tespit davasının davacı lehine sonuçlanması durumunda, icra takibi derhal durur ve bu hükmün kesinleşmesi ile icra takibi iptal edilir. Dolayısıyla, takibin iptali istemi menfi tespit davasının içinde olan bir taleptir. Her iki talebin ayrı dava konusu olarak görülüp; tefrik kararı ve ardından da görevsizlik kararı verilmesi doğru görülmemiştir....