durdurulmasına ve takibin iptal edilmesine karar verilmesini talep etmiştir....
Bu durumda, borçlu tarafın eksik gösterilmesi kabul edilebilir bir yanılgıya dayandığından, alacaklı tarafça talepte bulunulduğu takdirde mahkemece, takibin asıl borçlu şirkete yöneltilmesi için alacaklıya ara kararla kesin süre verilmeli, verilen süre içinde alacaklı tarafından ek takip talebi düzenlenerek takibin asıl borçluya yöneltilmesi (icra emri gönderilmesi) gerekir, verilen kesin sürede takibin asıl borçluya yöneltilmemesi halinde ise takibin iptali yönünde karar verilmelidir. O halde, yukarıda açıklanan nedenlerle borçlu ... şirketi yönünden takibin iptali, ipotek veren ... yönünden ise alacaklı tarafa kesin süre verilerek sonucuna göre hüküm tesisi gerekirken mahkemece, yazılı şekilde sonuca gidilmesi isabetsizdir....
Dava, İİK 71 maddesi gereğince takibin kesinleşmesinden sonraki döneme ilişkin itfa itirazıdır. İİK'nun 71/1. maddesinde; "Borçlu takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun ve fer'ilerinin itfa edildiğini yahut alacaklının kendisine bir müddet verdiğini, noterden tasdikli veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat ederse takibin iptal veya talikini her zaman icra mahkemesinden isteyebilir." hükmü yer almaktadır....
Davalı işveren, 08/03/2010 tarihinde 7.038,77 TL'lik kısmı ihtirazi kayıtla olmak şartıyla icra dosyasına 43.376,89 TL yatırmış ve aynı tarihli dilekçe ile 5.781,65 TL tutarlı asıl alacak kısmına itiraz ettiklerini belirterek, takibin bu kısım için durdurulmasını istemiştir. İcra müdürlüğünün 08/03/2010 tarihli kararı ile “borçlu vekili itirazının yasal süresinde olup olmadığı tam olarak tespit edilemediğinden borçlu hakkındaki takibin kısmi itirazla ilgili olarak durdurulmasına veya devamına dair kararın tebliğ parçasının dosyaya dönmesinden sonra karar verilmek üzere borçlu hakkındaki takibin kısmi itirazla ilgili olarak itiraz edilen kısım üzerinden takibin durdurulmasına, kabul edilen borç ve masrafları yönünden takibin şimdilik devamına” karar verilmiş ve yine aynı tarihli ikinci kararı ile de “borçluya tebliğe çıkarılan tebligat parçasının dosyaya dönmesi ile dosyadan yapılan incelemede borçlu vekili Av. M....
İcra Müdürlüğünün 2017/16197 Esas sayılı dosyasıyla takip başlatıldığını, aynı ilamın birden fazla takibe konulamayacağını, takibin mükerrer olduğunu, ilama dayanılarak ilamsız takip başlatılmasının da mümkün olmadığını, takibin yetkisiz icra dairesinde başlatıldığını ve müvekkilinin takip alacaklısına borcunun bulunmadığını, ayrıca müvekkili ilamda vekille temsil edildiği halde asıla tebligat yapılmasının usulsüz olduğunu ileri sürerek itiraz ve şikayetlerinin kabulü ile ödeme emrinin, takibin ve takip işlemlerinin iptali ile tazminat ve para cezasına karar verilmesini talep etmiştir....
Takibin dayanağı bonolar 28/06/2013 tanzim tarihli, 15/08/2013 ödeme tarihli, 5.383,00 TL bedelli bono, 28/06/2013 tanzim tarihli, 30/09/2013 ödeme tarihli, 5.383,00 TL bedelli bono ile 28/06/2013 tanzim tarihli, 15/10/2013 ödeme tarihli, 5.383,00 TL bedelli bonodur. Davacı borçlu takibin dayanağı bonoların keşidecisidir. Takibin dayanağı bonoların tanzim tarihi itibari ile uygulanması gereken 6102 sy. T.T.K'nun 778/1- h .maddesinin göndermesi ile aynı yasanın 749/1 maddesine göre takibin dayanağı bonoların zamanaşımı süresi 3 yıldır. Takibin dayanağı bonolar takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde 27/04/2015 ile 25/10/2018 tarihleri arasında zamanaşımına uğramıştır. Hal böyle olunca 2004 sayılı İ.İ.K'nun 170/b maddesi yollamasıyla aynı yasanın 71/son ve 33/a maddesine dayalı zamanaşımı şikayetinin KABULÜNE, İstanbul 28....
Şti. aleyhine genel haciz yolu ile başlatılan takipte, borçlular tarafından borca kısmi itiraz edildiği, takibin kısmen kesinleştiği, borçlular vekilinin, icra mahkemesine başvurusunda; takibin kesinleşmesinden sonra taraflar arasında 23/05/2014 tarihli “Protokol” başlıklı sözleşmenin imzalandığını, dosya borcunun ödenmesi için müvekkillerine mehil verildiğini ileri sürerek, takibin 23/05/2014 tarihinden başlayarak 4 yıl süreyle talikini talep ettiği, mahkemece; alacaklı vekilinin, taraflar arasında imzalanan protokolün ... 57....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkiline karşı açılmış bu davanın konusu itibariyle takibin iptali davası olup İİK'nın 71. maddesi ile düzenlendiğini, öncelikle davacının işbu davayı açmakta hukuki yararı bulunmadığını, İİK md. 71 hükmünün ''Borçlu, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun ve ferilerinin itfa edildiğini yahut alacaklının kendisine bir mühlet verdiğini noterden tasdikli veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat ederse, takibin iptal veya talikini her zaman icra mahkemesinden isteyebilir.'' şeklinde olduğunu, madde metninden anlaşıldığı üzere takibin iptalini isteyebilmenin ön koşulunun itfa yahut alacaklı tarafından mehil verildiğinin ispatı olduğunu, borçlunun borcunu itfa ettiğini bu belgelerden başka bir delil ile ispat edemeyeceğini, ancak davacının delil olarak sunabileceği sayılan belgelerden hiçbirinin mevcut olmadığını, açıklanan sebeplerle kötü niyetli olarak açılmış takibin iptali davasının HMK'nın 114. maddesinde sayılan dava şartı olan...
Mahkeme; borçlu muris Nuran Özer'in 21/05/2018 tarihinde vefat ettiği, icra takibinin ise 31/05/2018 tarihinde başlatıldığı ve ölü kişiye davetiye çıkarılarak takibin kesinleştirildiği, İİK'nın 53. maddesine göre, borçlunun ölüm günü ile beraber üç gün içinde takibin geri bırakılacağı, mirasçı, mirası kabul veya reddetmemişse mirası ret süresince mirasçılar hakkında takip yapılamayacağı, TMK'nın 606/1. maddesine göre ise; mirası ret süresinin üç ay olduğu ve murisin ölümü üzerine üç gün ve devamında üç ay süre ile mirasçıları hakkında takip yapılamayacağı, İİK'nın 53 ve TMK'nın 606/1 maddesine aykırı olarak muris öldükten sonra başlatılan takibin usule aykırı olduğu, bu durumun kamu düzeninden olması ve resen nazara alınacak hususlardan olması sebebiyle takibin iptaline karar vermiştir....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle davacının yapmış olduğu zaman aşımı itirazı karşısında icranın geri bırakılmasına karar verilmesi gerekirken takibin durdurulmasına karar verilmesinin hatalı olduğunu mahkemece her iki tarafın da talepleri bulunmamasına rağmen takibin durdurulmasına karar verdiğini söyleyerek kararın kaldırılmasını davanın reddini istemiştir....