Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, davacının usulüne uygun tutulan ticari defter kayıtlarına göre davalıdan 13.467,68 TL alacaklı olduğu, davalının ticari defterlerini sunmadığı, davalı yanca 29.09.2014 tarihli duruşmada sunulan 27.11.2012 tarihinden 5.000 TL ödeme yapıldığına ilişkin belgedeki imzaya davacı yanca itiraz edilmediği gibi, bu ödemenin dava konusu borca yönelik olmadığının da ispat edilemediği, dolayısıyla davacı alacağından ödeme belgesinde belirtilen 5.000 TL ödemenin mahsup edildiği, buna göre bakiye alacağın 8.467,68 TL kaldığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davalının itirazının kısmen iptali ile takibin 8.467,68 TL asıl alacak ve ferileri üzerinden devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine ve davacı yararına icra inkar tazminatına karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; İİK.nun 170/3. maddesi gereğince, imzaya itirazın kabulü halinde takip durur. Somut olayda, alacaklı tarafından bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla başlatılan takibe karşı borçlunun, dayanak bonodaki imzanın kendisine ait olmadığını ileri sürerek takibin iptali istemi ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece imzaya itirazın kabulü ile takibin iptaline karar verildiği anlaşılmaktadır....
İcra Hukuk Mahkemesi'nin 15.03.2022 tarih ve 2021/130 Esas, 2022/209 Karar sayılı ilamı ile imzaya itiraz reddedilmiş olduğundan talebin reddine" karar verilmiş olup iş bu kararın kanuna aykırı olduğunu, icra dairesince taleplerinin "imzaya itiraz" olarak nitelendirildiğini, oysa ki taleplerinin takibe konu senetlerin "sahteliğine" yönelik olduğunu, bu doğrultuda HMK 208- 209. Maddeleri gereği durdurma talep edildiğini, hal böyle iken icra dairesince taleplerinin "imzaya itiraz" olarak nitelendirmek suretiyle reddedildiğini, icra dairesinin bu işleminin kanuna muhalif olup iptali ile kararın kaldırılmasını talep ettiklerini, icra dairesine sunmuş oldukları taleplerinde de detaylıca yer verildiği üzere; icra dosyasına konu senetlerle ilgili Kayseri 5....
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Davacılar vekili 12/02/2020 tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkilleri aleyhine başlatılan takibin yetkisiz yerde açıldığını, çeklerin düzenlenme yerinin Mardin/Kızıltepe olduğunu, müvekkilleri aleyhine girişilen takipte çekin altındaki imzaya süresi içinde itiraz ettiklerini, Garanti Bankası'nın 30/08/2019 günlü, 0003272 seri no lu çekinin altında bulunan imzanın müvekkillerine ait olmadığını, ayrıca ve açıkça imzaya itiraz ettiklerini, bu nedenlerle İnegöl İcra Müdürlüğü'nün yetkisizliğine, dosyanın Mardin/Kızıltepe İcra Müdürlükleri'ne gönderilmesine, aksi kanaatte ise takibe müstenit olan çek altındaki imza müvekkillerine ait olmadığından, itirazlarının kabulüne ve alacaklının kötü niyeti ve ağır kusuru bulunması sebebiyle, alacağın %20'si oranında lehine tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir....
Alacaklı lehdar tarafından, keşideci Nihal Modaevi ve Tekstil San. ve Tic. Ltd. Şirketinin tek imza ile keşide ettiği çeke dayalı olarak, TTK'nın 678. maddesi uyarınca keşide tarihinde keşideci şirketin müşterek imza ile temsil edildiği halde, tek imza ile çek düzenlediğinden imzasından şahsen sorumlu olduğunu belirterek şirket yetkilisi gerçek kişi hakkında başlattığı takibe, borçlunun imzaya ve borca itirazı üzerine dosyada imzaya itiraza yönelik bilirkişi incelemesi yapıldığı ve imzanın davacının eli ürünü olmadığı tespit edilmekle birlikte, ilk derece mahkemesince takibin şirkete yönelik olduğu yanılgısına düşülmek suretiyle itiraz şirketin borca itirazı olarak değerlendirilmek suretiyle davanın kabulü cihetine gidilmiştir. Oysa, takip şirkete yönelik olmayıp, borçlu şirket yetkilisinin şahsına karşı başlatılmıştır....
Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 355. maddesi gereğince, istinaf sebepleri ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda; Tasarrufun iptali davasının görülebilmesi için genel dava koşullarının yanında, davacının borçludan bir alacağının olması ve bu koşulun kararın kesinleşme aşamasına kadar varlığını devam ettirmesi gerekmektedir. Somut olayda, dava dayanağı alan senetler ile ilgili olarak, davalı borçlu tarafından davacı alacaklı aleyhine Nusaybin İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2016/8 Esas sayılı dosyasında imzaya itiraz davası görülmektedir. Bu durumda, imzaya itiraz davasının sonuçlanması bekletici mesele yapılarak bu davanın sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu gibi davanın usulden reddine karar verilmesi doğru olmamış, davacı vekilinin bu yöndeki istinaf itirazının kabulü ile mahkeme kararının kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir....
Somut olayda davacı alacaklı tarafından borçlu hakkında Batman İcra müdürlüğünün 2007/5029 sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığı ancak borçlu tarafından imzaya itiraz nedeniyle Batman İcra Hukuk mahkemesinde dava açıldığı ve bu davada takibin durdurulmasına karar verildiği dosyadaki belgelerden anlaşılmaktadır. O halde mahkemece, Batman İcra Hukuk mahkemesine açılan imzaya itiraz davası ‘ön mesele’ sayılarak bu davanın sonucu beklenilmeli, dava sonucunda takibin devamına karar verilmesi halinde davacı alacaklıdan geçici veya kesin aciz vesikası istenilmeli, ondan sonra toplanan ve toplanacak olan tüm deliller birlikte değerlendirilerek hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere davanın reddine karar verilmiş olması doğru değildir....
Mahkemece yapılan yargılama ve toplanan delillere göre, davacıların murisi ...hakkında bonoya istinaden murisin ... İcra Hukuk Mahkemesi’nde açmış olduğu imzaya itiraz ve takibin iptali davasından, tarafların aralarında anlaşmaları nedeniyle feragat ettiği, murisin vefatı üzerine, davalı tarafın, yenilenen takip dosyası ile mirasçılar hakkında takibe devam ettiği, davalının takibe konu ettiği senet için ... Cumhuriyet Başsavcılığı’nca tanzim ettirilen uzmanlık raporunda, senette tahrifat yapıldığı, senede sonrada ''1'' ve ''yüz'' ibarelerinin eklendiği, 23.10.2015 tarihli raporda ise senetlerdeki imzanın muris ...'e ait olmadığının tespit edildiği, davalı tarafın, tahrifat yapılmış ve muris ...'...
Somut olayda hükme esas alınan bilirkişi raporunda yalnız lehtarın ciro imzası yönünden imza incelemesi yapılmış, icra mahkemesine imzaya itiraz ile başvuran keşideci ... San. Ve Tic. A.Ş. yönünden bir inceleme yapılmamıştır. O halde mahkemece, bilirkişiden ek rapor alınarak, oluşacak sonuca göre keşideci ... San. Ve Tic. A.Ş.'nin imzaya itirazı hakkında bir karar verilmesi gerekirken, yetersiz bilirkişi raporuna dayalı olarak hüküm tesisi isabetsiz olduğu gibi, hüküm kısmında hangi borçlu yönünden takibin durdurulmasına karar verildiği belirtilmeden davacı hakkında açılan davanın kabulü yönünde hüküm tesisi de doğru görülmemiştir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08.06.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....
İmzaya itiraz hakkında uygulanması gereken İİK. nun 170/3. maddesi uyarınca; “İtirazın kabulü kararı ile takip durur.” O halde, mahkemece, borçluların, imzaya itirazı kabul edildiğine göre, İİK.nun 170/3. maddesi uyarınca takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekirken, takibin iptaline hükmedilmesi isabetsiz olup hükmün bu nedenle bozulması gerekir ise de anılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından kararın düzeltilerek onanması gerekmiştir....