Hukuk Dairesince ancak bir parsel yönünden meskeniyet şikayetinde bulunulabileceği gerekçesiyle verilen kararın kaldırıldığı, davacının çiftçi olmadığı, maişet şikayetinin reddinin gerektiği belirtilerek istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İstinaf konusu, takip borçlusu tarafından açılan meskeniyet ve maişet nedeniyle haczedilmezlik şikayetine ilişkindir....
Hukuk Dairesinin 21/04/2022 tarih 2021/218 esas 2022/1231 karar sayılı ilamı ile istinaf başvurusunun kabulü ile " öncelikle dava konusu taşınmazın tapu kaydı üzerinde mevcut ipoteğin haciz tarihi itibariyle devam edip etmediği araştırılarak ipoteğin meskeniyet şikayetine engel mahiyette olup olmadığının tespiti yapılarak, ipoteğin meskeniyet şikayetine engel olmayacağının anlaşılması halinde ise yukarıda belirilten şekilde, borçlunun bulunduğu yerden daha mütevazi semt veya semtlerde, daha mütevazi koşullarda haline münasip evin değeri, denetime elverişli, somut veriler içeren ve açık, net ve tek rakam olarak yukarıda değinilen ilke ve kurallar gözetilerek, bilirkişiden denetime ve hüküm kurmaya elverişli ek rapor alınmak suretiyle karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğu" gerekçesiyle kararın kaldırılmasına karar verildiği, yeniden verilen kararın yine davalı vekili tarafından istinaf edildiği anlaşılmıştır....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı T1 ile müvekkili banka arasında 04.04.2014 tarihinde Genel Nakdi ve Gayri Nakdi Kredi sözleşmesi ve Vadematik Kart üyelik sözleşmesi imzalandığını, banka tarafından davacı borçluya kredi kartı verildiğini ve kredi kullandırıldığını, akabinde davacının borçlarını ödememesi üzerine alacağın tahsili için icra takibi başlatıldığını, borçlu adına birden fazla taşınmaz olmakla birlikte, davaya konu 105 ada 36 parselde kayıtlı taşınmazın 2.09,54 m2 yüzölçümüne sahip ve bahçe niteliğinde taşınmaz olduğunu ve davacının 1/4 oranında paylı mülkiyete sahip olduğunu, borçlunun süresinde meskeniyet iddiasında bulunmadığını, ayrıca taşınmazın 27.09.2013 tarihinde Babaeski Esnaf ve Sanatkarlar Kooperatifine ipotek edildiğini beyan ederek, davacının hiç bir maddi delile dayanmayan şikayetinin reddine karar verilmesini talep etmiştir....
Yukarıda belirtilen yasal düzenleme ve Yargıtay uygulaması doğrultusunda meskeniyet şikayetinde bulunma hakkı sadece borçluya ait olup, takip dışı olan ve taşınmazın maliki de olmayan davacının meskeniyet nedeniyle haczin kaldırılmasını talep etme hakkı bulunmadığından, mahkemece davanın süreden reddine karar verilmesi yerinde olmamakla , istinaf talebinin reddi ile HMK 353 /1b-2 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına , şikayetin aktif husumet yokluğundan reddine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur. HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1- İstinaf talebinin REDDİNE, 2- HMK. 353- 1- b-2 maddesi gereği İstanbul 2....
İcra Hukuk Mahkemesi 2021/184 esas sayılı dosyası ile yapılan yargılamada anılan ipotek borcunun devam ettiğinin anlaşıldığını ve şikayetin reddine karar verildiğini, tüm bu hususlar göstermektedir ki mevcut dosyada eksik inceleme ile kurulan hüküm ile haczin kaldırılmasına karar verildiğini, eksik inceleme ile kurulan hükmün istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasına, meskeniyet şikayetinin reddi ile yargılama giderleri ve ilam vekalet ücretinin karşı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE; Dava, İİK'nın 82/1- 12. maddesi uyarınca meskeniyet iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayetine ilişkindir. Kocaeli İcra Müdürlüğü'nün 2019/114872 esas sayılı dosyasının incelenmesinde; alacaklı banka tarafından borçlu davacı hakkında genel haciz yolu ile ilamsız icra takibi yapıldığı, borçlu hakkındaki takibin kesinleştiği, borçlu adına kayıtlı Kocaeli İli İzmit İlçesi Yenimahalle Mah. 27 Ada 116 Parsel B Blok 1....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Alacaklı tarafından borçlu ... hakkında genel haciz yolu ile yapılan takibin kesinleşmesinden sonra, adı geçen adına kayıtlı taşınmaz üzerine 27/11/2013 tarihinde haciz konulduğu, borçlunun 07/02/2014 tarihinde meskeniyet şikayeti nedeniyle İİK'nun 82/1-12. maddesine dayalı olarak haczin kaldırılması talebi ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece istemin kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 82/1-12. maddesi gereğince; borçlunun “haline münasip” evi haczedilemez....
olduğunu, işyeri olmadığını ve işyeri olarak kullanılan bir yer olmadığını, taşınmazın davacının oturabileceği tek ve haline münasip evi olduğu, bu evin icra yoluyla satılması halinde davacının telafi edilemeyecek bir durum içine gireceğini, borçlunun “haline münasip” evi, borçlunun ve/veya ailesinin yaşaması ve ekonomik varlığını devam ettirebilmesi için haczi caiz olmayan mallardan olduğu için Bursa 5....
Zira zorunlu olarak kurulan ipoteğin meskeniyet şikayetine engel teşkil etmeyeceği ilkesi, bu ipoteğin sosyal amaçlı olarak verilen kredinin teminatını oluşturmasından kaynaklanmaktadır. Bunun dışında, borçlunun serbest iradesi ile kurduğu ipotekler, adı geçenin daha sonra bu yerle ilgili olarak meskeniyet iddiasında bulunmasını engeller ise de, haciz tarihi itibariyle ipotek konusu borcun ödenmiş olması halinde, ipotekle yükümlü bulunmayan taşınmaz hakkında meskeniyet şikayetinde bulunulabilir. Somut olayda, dosyada mevcut ipotek akit tablosunda ipoteğin genel kredi sözleşmesine istinaden konulduğu dolayısıyla zorunlu ipoteklerden olmayıp, mahkemece haciz tarihi itibariyle ipoteğe konu borcun ödenip ödenmediği tespit edilerek ve ödenmiş ise meskeniyet şikayetinde bulunulabileceği, ödenmemiş ise meskeniyet iddiasına engel olacağı değerlendirilmek suretiyle oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Meskeniyet iddiasında bulunma hakkının sadece takip borçlularına tanınmış bir hak olduğunu, lehine aile konutu şerhi verilmiş olsa bile icra takibinde taraf olmayan kişi tarafından meskeniyet iddiasında bulunulamayacağını, meskeniyet iddiasının yasal süresi için yapılmadığını, meskeniyet iddiasına konu taşınmazın hacizli yolu ile takipten değil, ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı takip dosyasından satışa çıkarıldığını, taşınmazın ipotek edilmiş olması halinde, ipotek alacaklısına karşı meskeniyet iddiasında bulunulamayacağını, meskeniyet iddiasına konu taşınmaz üzerinde aile konutu şerhi olsa bile, davacının taşınmaz üzerinde müvekkili banka lehine ipotek kurulmasına dair açık izni ve rızası olduğunu, haczedilen meskenin aile konutu niteliğinde olması taşınmaza haczedilmezlik vasfını kazandırmayacağını, meskeniyet iddiasına konu taşınmaz üzerinde, müvekkili banka lehine ipotek tesis edildiğini, davacı tarafça açıkça izin ve rıza gösterilen...
Meskeniyet şikayetinde; ipoteğin zorunlu ipotek olmadığı ve şikayetçinin haciz tarihi itibariyle bankaya kredi borcunun devam ettiği durumlarda, borçlunun konulan haciz dolayısıyla meskeniyet şikayetinde bulunma hakkı yoktur. Zaten ipotek olarak gösterilen taşınmazın, her türlü borç için haczedilme ve paraya çevrilme konusunda riske atma iradesini borçlu göstermiş sayılır. O halde, taşınmazın kaydında hacizden önce tesis edilen ve haciz tarihi itibari ile ipoteğe bağlı borcu ödenmeyen, zorunlu olmayan ipotek mevcut olduğu anlaşılmakla, borçlu meskeniyet şikayetinden vazgeçmiş sayılacağından, İlk Derece Mahkemesince, meskeniyet şikayetinin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi ve istinaf başvurusunun da Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddedilmesi isabetsiz olup, Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılması, İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması gerekmiştir....