Trabzon İcra Müdürlüğünün 2022/35 Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; borçlu vekilince usulsüz tebligat şikayeti gereği takibin durdurulmuş olması nedeniyle, dosyamızdan alacaklıya ödenen miktarın iadesi için muhtıra gönderilmesini ve bekleyen tahsilatların kendilerine iadesini talep etmiş olduğu Trabzon İcra Müdürlüğünce ilgili talep hakkında, Yargıtay 12.Hukuk Dairesinin 2014/9415 Esas,2014/12051 Karar sayılı ve 2016/3551Esas ve 2016/17359 Karar sayılı kararları ile "İİK'nın 361. madde hükmünün uygulanabilmesi için icra dairesince borçludan fazla para tahsil edilmiş olması ya da yanlışlıkla ödeme yapılmış olması gerekmektedir. Haczin sonradan kaldırılmış olması önceden yapılan kesintileri hükümsüz kılmaz. Borçlunun usulsüz tebligat şikayeti üzerine takibin durdurulması ve hacizlerin bu karar üzerine kaldırılması işlemi İİK'nın 361. maddesi koşullarının oluştuğunun kabulü için yeterli değildir....
Kaldı ki, İİK.nun 361. maddesi gereğince, dosyaya yatırılan paranın ilgilisine geri verilebilmesi için, borçludan fazla para alınması veya taraflardan birine yanlışlıkla ödeme yapılması gerekir. Somut olayın incelenmesinde; düzenlenen örnek 7 ödeme emrinin 25.04.2014 tarihinde borçluya tebliğ edildiği, takibin durmadığı, 15.05.2014 tarihinde 3. kişi tarafından dosyaya 282.404,25 TL'nin yatırıldığı, bu arada usulsüz tebliğe ilişkin şikayetin ..... İcra Mahkemesi'nin 2014/549 - 745 E/K sayılı kararı ile kabul edilerek tebliğ tarihinin 09.05.2014 olarak düzeltildiği, 16.05.2014 tarihinde ise takibin durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır....
Hukuk Dairesinin 2015/20078 Esas 2015/20852 Karar sayılı ilamında da eksikliğin icra emrinin tebliğinden sonra giderilemeyeceğinden bahisle icra emrinin iptali gerektiği belirtilmiş olup takibin iptaline veya icra emri yerine ödeme emri gönderilmesi gerektiğinden bahsedilmediği, alacaklı tarafından eksiklikler giderilerek tebliğe çıkartılan icra emrinin usul ve yasaya uygun olduğu belirtilerek şikayetin reddine karar verilmiştir IV. İSTİNAF A. İstinaf Yoluna Başvuranlar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde borçlu istinaf başvurusunda bulunmuştur. B....
İcra Müdürlüğü'nün 2018/22673 esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, ödeme emrinin müvekkiline 29/08/2018 tarihinde tebliğ edildiğini, takip dosyasına yasal süre içerisinde itiraz edilerek takibin durdurulduğunu, alacaklı vekilinin yetki ve borca itiraz dilekçesine istinaden dosyanın Develi İcra Müdürlüğüne gönderildiğini, takibin durmuş olmasına rağmen Develi İcra Müdürlüğü tarafından müvekkili aleyhine yeniden ödeme emri gönderildiğini, dosyada vekil olması nedeni ile ödeme emrinin vekil olarak kendilerine çıkartılması gerekirken müvekkiline çıkartıldığını, müvekkilinin 15/10/2020 tarihinde durumu kendisine haber vermesi üzerine haberdar olduğundan bahisle ödeme emrinin tebliğ tarihinin 15/10/2020 tarihi olarak kabul edilmesi gerektiğini belirterek yapılan usulsüz tebligat nedeni ile 15/10/2020 tarihinin tebliğ tarihi olarak kabul edilmesine, itirazın reddi ile takibin durdurulmasına, karşı tarafın % 20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine...
, takibe konu alacağın işlemiş faize, faiz oranına, ferilerine itirazlarının kabulüne, icra emrinin iptaline, takibin durdurulmasına, yargılama giderinin ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir....
Dava konusu icra takip dosyasının incelenmesinde; davacının faturaya dayalı ilamsız icra takibi başlattığı, ödeme emrinin davalı borçluya 30.06.2009'da tebliğ edildiği, davalının süresi içinde, 06.07.2009'da ödeme emrine itiraz ettiği, ancak masraf verilmediğinden borçlunun itirazının alacaklıya tebliğ edilmediği, icra müdürlüğü tarafından takibin durdurulması yönünde bir karar da verilmediği, 31.12.2009 da dosyanın takipsizlik nedeni ile işlemden kaldırıldığı, alacaklı vekilinin 27.09.2011'de yenileme talebinde bulunduğu, aynı tarihte yenileme dilekçesinin borçluya tebliğine ve borcun 7 gün içinde ödenmesi ihtarını içeren yenileme emrinin borçluya tebliğine karar verildiği, yenileme emrinin 02.12.2011'de tebliğ edildiği, borçlunun süresi içinde, 09.12.2011'de yenileme emrine ve borca itirazda bulunduğu anlaşılmaktadır....
Somut olayda; mahkemece, davacının ödeme emri ve takip iptalini nedeni olarak ileri sürdüğü hususlar hakkında bir değerlendirme yapılmamış ve karar verilmemiş olup bunun yerine "davacının itirazı üzerine duran bir takiple ilgili ayrıca İcra Mahkemesinde menfi tespit davasının konusunu teşkil edecek hususlar ileri sürülerek takibin iptaline karar verilmesinin mahkememizden talep edildiği görülmekle bu bağlamda hukuki olanağı bulunmayan davanın reddi gerektiği" gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Borçlunun takibin şekline göre yasal sürede icra dairesine itiraz ederek icra takibini durdursa dahi, icra mahkemesinden takibin ve ödeme emrinin iptalini İİK'nun 58 ve 61. maddelerine dayalı olarak talep etmesinde hukuki yararı vardır. Mahkemece, davacı tarafın şikayet nedeni yaptığı hususlara yönelik herhangi bir inceleme ve değerlendirme yapılmadığı ve hüküm tesis edilmediğinden davacı tarafın takibin ve ödeme emrinin iptali taleplerine yönelik olarak, HMK.'...
Somut olayda; davacı tarafından başlatılan ilamsız takibe süresinde itiraz edildiği, itiraz üzerine davalı tarafından itirazın iptali davası açıldığı ve davanın halen derdest olduğu anlaşılmış ise de, takibin durdurulmuş olmasının veya itirazın iptali davasının açılmış olmasının takip yolunun bir defa mahsus olarak değiştirilmesine engel olmadığı, her ne kadar icra müdürlüğü daha önce verdiği karardan kendiliğinden dönemez ise de, sonuç olarak takip yolunu değiştirmesine yönelik talebin kabulüne dair verilen kararda hukuka aykırılık bulunmadığı, mükerrer olduğu ileri sürülen takibin iptal edilmesi nedeniyle eldeki takibin mükerrer olmadığı, ilamsız takip ile dayanak belgenin tebliğ edilmiş olması nedeni takip yolunun değiştirilmesine dair düzenlenen ödeme emri ekine faturaların eklenmemiş olmasının ödeme emrinin iptali sebebi olmadığı, ihtiyati haciz üzerine yatırılan teminatın dosyada bulunmasının takip yolunu değiştirmesine engel olmadığı, ileri sürülen istinaf sebepleri yerinde olmadığından...
İlk derece mahkemesince; davacının takibin iptali ve ödeme emrinin iptali taleplerinin ayrı ayrı reddine, dair karar verilmiştir. İlk derece mahkemesi kararına karşı; davacı vekili yasal süresi içerisinde istinaf talebinde bulunmuş, gerekli harçlar yasal süresinde yatırılmıştır. İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; alacaklı tarafından düzenlenen ödeme emrinde borcun sebebi belirtilmemiş olup, İcra ve İflas Kanunu m.58 gereğince şeklen içermesi gereken zorunlu unsurları mevcut olmayan ödeme emrinin iptali gerektiğini, alacaklı tarafça her iki yükümlülüğün de yerine getirilmediğini, mahkemece ödeme emrine dayanak belgelerin eklendiğinden bahisle karar verildiğini, ödeme emrine borcun kaynağı ile ilgili dayanak belgeler eklense de ödeme emrinin içeriğinin kanuna uygun olarak düzenlenmemiş olmasının takibin iptalini gerektirdiğini belirterek, mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir....
Noterliğinin 09/10/2018 tarih ve 26148 yevmiye numaralı vekaletname ile T3 Ayşe Raika Tanrıöver'e vekalet verdiği, noterlik şerhinde en alt kısımda vekilin dava ve takip yetkisi konusunda başkasını tevkil yetkisi bulunduğunun belirtildiği, bu yönüyle takibin usulüne uygun olarak başlatıldığı anlaşıldığından takibin iptali talebi yerinde görülmemiş olup; ödeme emrinde icra müdürlüğünün banka hesap (Iban numarasının bulunmadığı, İİK 58 maddesi gereğince ödeme/icra emrinde icra müdürlüğünce paranın yatırılacağı banka hesap numarasının yazılmasının zorunlu olduğu, buna rağmen takip dosyasında icra emrinde hesap numarası yazılmadığı anlaşıldığından terditli olarak ileri sürülen ödeme emrinin usulsüzlüğü şikayetinin kabulü ile ödeme emrinin iptaline karar vermek gerekmiş, her ne kadar ödeme emrinde borcunuzu itiraz süresi içinde öderseniz şeklinde ibare bulunduğu görülmüş ise de; bu ibarenin ödeme emrinin sıhhatini etkilemediği, sadece ödeme emrinden çıkartılabileceği, zaten ödeme emrinin iptaline...