DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE: Uyuşmazlık, Bursa 2. İcra Müdürlüğünün 2020/3531 Esas sayılı dosyasında ödeme emrine ilişkin şikayet ve yetkiye, borca, faiz ve ferilerine itiraza ilişkindir. Bursa 2. İcra Müdürlüğü 2020/3531 E. Sayılı takip dosyası incelendiğinde; davalı/alacaklı tarafından davacı/borçlu aleyhine ilamsız takibe girişildiği, borçlu adına çıkartılan ödeme emrinin 08.07.2020 tarihinde davacı borçluya bizzat tebliğ edildiği anlaşılmakla davacı vekilinin usulsüz tebliğ şikayeti yerinde değildir. Davacının ödeme emri ekine takip dayanağı belgenin eklenmediği, ödeme emrinde icra dosya numarası ile iban numarasının bulunmadığı ile ilgili şikayetlerinin 7 gün içerisinde ileri sürülmesi gerektiği sabittir....
yapılarak takibin durdurulmasını talep ettiklerini, şikayetlerinin kabulü ile ödeme emrinin iptalini, ödeme emrinde açıklama kısmının "teslimi emredilen mal yedinizde bulunmazsa ilamda yazılı değerinin" şeklinde düzeltilmesine karar verilmesini talep etmiştir....
Somut olayda ödeme emrinin davacıya 29.04.2021 tarihinde tebliğ edildiği, davacının 06.05.2021 tarihinde icra mahkemesine başvurarak imzaya itirazlarının yanında tebliğin usulsüz olduğunu ve bundan 05.03.2021 tarihinde haberdar olduklarını ileri sürdüğü, mahkemece usulsüz tebligata şikayetine yönelik bir değerlendirme ve hüküm kurulmadığı, yalnız imzaya itiraz değerlendirildiğinden ve takip durduğundan davacının usulsüz tebligat şikayeti hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği, ancak imzaya itirazın esasının incelenebilmesi için öncelikle davanın süresinde ileri sürülüp sürülmediğinin tetkikinin gerektiği, mevcut durumda buna yönelik dava süresinde değil ise de davacının usulsüz tebligat şikayetini de ileri sürmüş olması karşısında bu şikayetinin haklı görülmesi ve düzeltilecek tebliğ tarihine göre imzaya itirazın süresinde ileri sürüldüğü durumda anılan itirazın esasının incelenebileceği, Somut olayda, mahkeme gerekçesinde ödeme emrinin usulsüz tebliğine ilişkin şikayetine...
İcra Müdürlüğü'nün 2021/1058 Esas sayılı dosyasında davalı borçlu aleyhine takip başlatıldığını, ödeme emrinin borçlunun mernis adresine, Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesi uyarınca 12.02.2021 tarihinde tebliğ edildiğini ancak icra müdürlüğünce talep olmaksızın ödeme emrinin üçüncü kez tebliğe çıkartıldığını, icra müdürlüğünce resen tebligat çıkartılamayacağını bu sebeple sonradan hukuka aykırı olarak çıkartılan ödeme emrinin yok hükmünde olduğu kabul edilerek üçüncü ödeme emri tebliğ tarihi esas alınarak borçlu tarafından yapılan 23.02.2021 tarihli itirazın süresinde olmadığının kabul edilmesi gerektiğini ileri sürerek resen gönderilen ödeme emri tebligatının iptali ile ödeme emrine süresinde itiraz edilmemesi sebebiyle takibin kesinleştirilmesi talebinin reddine dair 03.04.2021 tarihli müdürlük işleminin iptalini talep etmiştir. II....
İcra Müdürlüğüne gönderildiği ve yetkili icra müdürlüğünce düzenlenen örnek 7 ödeme emrinin borçlu asile tebliğ edildiği anlaşılmaktadır. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 11 ve Tebligat Kanunu'nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 18. maddeleri gereğince vekil ile takip edilen işlerde, tebligatın vekile yapılması zorunludur. Borçlunun, vekili aracılığıyla .... İcra Müdürlüğü 2014/7078 Esas sayılı dosyasından gönderilen ödeme emrine karşı süresi içerisinde yetki ve borca itiraz ettiği ve vekaletnamenin takip dosyası içinde bulunduğu görülmektedir. Bu durumda, yukarıda açıklanan maddeler gereğince, yetkili icra müdrülüğünce düzenlenen ödeme emrinin itiraz eden vekile tebliği gerekir. Emredici nitelikteki bu düzenlemelerden kaynaklanan yasal zorunluluğa aykırı olarak, vekili varken asile gönderilen ödeme emri tebligatı yok hükmündedir....
Mahkemece dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda; ödeme emrinin davacıya 16/10/2019 tarihinde tebliğ edildiği, borca ve imzaya itirazın İİK'nın 169/5. maddesine göre ödeme emrinin tebliğinden itibaren 5 gün içerisinde ileri sürülmesi gerektiği halde davanın 01/11/2019 tarihinde 5 günlük süreden sonra açıldığı gerekçesiyle borca ve imzaya itirazın süre aşımından reddine karar verilmiştir....
İcra Daireleri olduğunu, müvekkilinin borcunun bulunmadığını, borca, faize ve oranı ile tüm fer'ilere itiraz ettiklerini belirterek şikayet ve itirazlarının kabulü ile takibin durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir....
Mehmet Cengiz Dikmetaş'ın da borçtan şahsen sorumlu olduğunu, ancak takibin adı geçene yönetilmediğini, gönderilen protestonun müvekkiline tebliğ edilmediğini, ödeme emri ekinde dayanak senedin onaylı örneğinin bulunmadığını, alacaklının adını vekil olarak yazarak ödeme emri tebliğini talep ettiğini, imzaya, borcun tamamına ve faize, tüm ferilere itiraz ettiğini belirterek, ihtiyati haciz kararının kaldırılarak hacizlerin fekkini, aksi halde ihtiyati haciz teminat miktarının %120 olarak belirlenmesini, ödeme emrinin iptalini, müvekkilinin borçlu olmadığının tespiti ile takibin iptaline, kötüniyet tazminatı ve para cezasına hükmedilmesini talep etmiştir....
Bu durumda hesaplamanın, dosyanın infaz edildiği tarih itibariyle, takip talebi ve icra emrindeki istemlere uygun şekilde yapılması, yapılan ödemeler nedeniyle bakiye alacak kalıp kalmadığının belirlenmesi, bakiye alacağın bulunduğunun anlaşılması halinde, dosya infaz edilmediğinden ilama aykırılık şikayetinin, süresiz olarak inceleneceği düşünülerek icra emrinde fazla talep varsa bu miktar için icra emrinin iptali gerekir. Dosyanın infaz edildiğinin anlaşılması halinde ise, icra emrinin iptali talebi reddedilmelidir. Mahkemece anılan hususlar değerlendirilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde sonuca gidilmesi isabetsizdir. SONUÇ: Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4....
İcra takibine itiraz ederek takibin durmasını sağlayan davacı-borçlunun ayrıca takibin durdurulması ve takibe konu ödeme emrinin iptali davasının açılmasında bu aşamada hukuki yararı bulunmadığından..." gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. D) Temyiz: Kararı davacı temyiz etmiştir. E) Gerekçe: Davacı, davalı kamu kurumu tarafından 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanunu uyarınca idari para cezası kesildiğini, cezanın kesinleştiğini, davalı kurumun idari para cezasının tahsili için icra takibi başlattığını, takibe itiraz ettiğini, takibin durduğunu ileri sürerek, icra takibinin durdurulmasına, icra takibinin ve ödeme emrinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili, davacının icra takibine itiraz ederek zaten takibi durduğunu, bu nedenle takibin durdurulması için ayrı bir dava açmakta hukuki yararının bulunmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davacının icra takibine yaptığı itiraz icra takibini re'sen durdurur....