İcra Hukuk Mahkemesi nezdinde kambiyo senedine dayalı icra takibinin zamanaşımın dolması sebebiyle geri bırakılması talepli dava açıldığını, davanın süresinde açılmadığı yönündeki iddianın hatalı ve hukuka aykırı olduğunu, takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde meydana gelen zamanaşımı itirazının süreye bağlı olmadığını, ihalenin feshi davasının zamanaşımını kestiği hususunun değerlendirilmediği yönündeki iddianın da yerinde olmadığını, ihalenin feshi davasının zamanaşımını kesmediğini, eksik inceleme suretiyle hüküm tesis edildiği iddiasının da yerinde olmadığını, davalı vekilinin istinaf dilekçesinde, takibe konu senedin kambiyo vasfını yitirdiğini ve adi senet vasfının bulunduğunun tespiti halinde 10 yıllık zamanaşımı süresinin uygulanması gerektiğini ifade ettiğini, davalının bu iddiasının hukuka uygun olmayıp kabulünün mümkün olmadığını, somut olayda icra takibine konu alacak, kambiyo senedine dayalı bir alacak olup zamanaşımı süresinin 3 yıl olduğunu, davalının bahsettiği gibi...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından çeke dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla ilamsız icra takibine başlandığı, takibin kesinleştiği, borçlunun zamanaşımı süresinin dolduğunu ileri sürerek takibin iptali, takibin iptalinin mümkün olmaması halinde icranın geri bırakılması talebiyle icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, dosyanın infaz edilmesi ve davanın konusuz kalması nedeniyle istemin reddine karar verildiği, Dairemizce yapılan temyiz incelemesi sonucunda borçlunun icra mahkemesine başvurusu takibin kesinleşmesinden sonraki döneme ilişkin zamanaşımı itirazı olup, yasal dayanağı...
Bölge Müdürlüğü'ne haciz müzekkeresi yazıldığı ve maaşından kesintiler yapıldığı, borçlunun sonraki süreçte 17.09.2014 tarihli dilekçesi ile icra müdürlüğüne başvurarak maaşından her ay kesilmekte olan 1.800,00 TL tutarındaki kesintinin 1.200,00 TL ye düşürülmesini ve kesintiye bu miktar üzerinden devam edilmesini talep ettiği, alacaklının kabulü üzerine maaşından yapılan kesintilere bu miktar üzerinden devam edildiği anlaşılmıştır. TCDD'de bakım atölye müdürü olduğu anlaşılan borçlunun icra dosyasındaki 21.06.2011 tarihli muvafakat beyanı, takibin kesinleşmesinden önce olduğundan geçersizdir. Ancak borçlu tarafından, takibin kesinleşmesinden sonra 17.09.2014 tarihinde maaşından 1200,00 TL kesilmesine muvafakat edilmiş olup, takibin kesinleşmesinden sonra verilen bu muvafakat geçerlidir....
İİK'nun 71/1. maddesinde; "Borçlu, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun ve fer'ilerinin itfa edildiğini yahut alacaklının kendisine bir mühlet verdiğini noterden tasdikli veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat ederse, takibin iptal veya talikini her zaman icra mahkemesinden isteyebilir" hükmüne yer verilmiştir. Bu madde hükmünden de anlaşılacağı üzere, itfa şikayetinin, noterden tasdikli veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispatı mümkündür. Somut olayda, alacaklı, borçlunun itfa iddiasına dayanak yaptığı 07.01.2012 tanzim, 22.01.2012 vade tarihli 2.500 TL bedelli bono yönünden ödeme yapıldığını kabul etmediği gibi, alacaklıya bono verilmiş olması da ödeme yerine geçmez. O halde mahkemece, 2.500 TL bedelli bonoya ilişkin ödeme yapılmadığının kabulü ile 64.680,00 TL yönünden takibin iptaline karar verilmesi gerekirken, anılan bono bedelini de içerir şekilde takibin iptali yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....
nun 71. maddesine göre; “Borçlu, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun ve ferilerinin itfa edildiğini yahut alacaklının kendisine bir mühlet verdiğini noterden tasdikli veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat ederse, takibin iptal veya talikini her zaman icra mahkemesinden isteyebilir.” Somut olayda, borçlu aleyhine yapılan takip genel haciz yolu ile ilamsız takip olup, borçluya ödeme emri 08.10.2012 tarihinde tebliğ edilmiş, yasal itiraz süresinde itiraz edilmediğinden takip kesinleşmiştir. Borçlu, icra mahkemesine başvurusunda, alacaklının 2577 sayılı Kanunun 6532 sayılı Kanunla değişik 28. maddesinin 2. fıkrasına aykırı şekilde, idareye yazılı şekilde başvurmaksızın kanuna aykırı şekilde icra takibi başlatmış olduğundan takibin iptalini talep etmiştir. Borçlu kesinleşen takibin iptalini ancak İİK'nun 71. maddesinde belirtilen nedenlerle ve anılan maddeye dayalı olarak icra mahkemesinden isteyebilir....
Somut olayda, genel haciz yolu ile ilamsız takipte, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun ödendiği iddiasıyla takibin iptali istendiğinden bu talep İİK'nın 71/1 maddesi kapsamında bir taleptir. Mahkemece hukuki nitelendirme hatalı yapılarak talebin İİK'nın 62. maddesi uyarınca takibin kesinleşmesinden önceki döneme ilişkin borca itiraz olduğu kabul edilerek, İİK'nın 71/1 maddesi kapsamında taraflarca ileri sürülen iddia ve savunmalar ile sunulan deliller irdelenerek işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırıdır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından borçlu aleyhine, kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile ilamsız icra takibi başlatıldığı, borçlunun icra mahkemesine başvurarak, takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde zaman aşımına uğradığı iddiasıyla icranın geri bırakılmasını talep ettiği, mahkemece davanın reddine dair verilen kararın Dairemizin 10.12.2015 tarihli 2015/18320 E. 2015/31223 K. sayılı kararı ile ......
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Alacaklı tarafından kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla icra takibine başlandığı, borçlunun, borcun ödendiğini ileri sürerek takibin iptali talebi ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, istemin borca itiraz niteliğinde olduğu ve ödeme emrinin tebliğinden itibaren İİK'nun 168. maddesi gereği beş günlük süreden sonra talepte bulunulduğundan bahisle istemin süreden reddine karar verilmiştir. Somut olayda, borçlunun başvurusu İİK'nun 71. maddesine dayalı, takibin kesinleşmesinden sonraki döneme ilişkin itfa itirazı olup, anılan maddenin 1. fıkrası uyarınca süreye tabi değildir....
İcra Hukuk Mahkemesince 16.3.2009 tarih 2009/271 Esas, 2009/203 sayılı kararıyla takibin kesinleşmesinden sonraki devrede zamanaşımına uğradığı gerekçesiyle icranın geri bırakılmasına karar verilmesi karşısında, borçlu sanıklar hakkında devam eden geçerli takibin varlığından söz edilemeyeceğinden Yargıtay C.Başsavcılığının görüşüne iştirak edilmemiştir. Dosya içeriğine, toplanan delillere, kararda yazılı gerektirici nedenlere, yapılan yargılama ve uygulamada isabetsizlik bulunmadığına göre yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun bulunan hükmün İİK.’nun 366. maddesi uyarınca ONANMASINA, 20.09.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Ancak murisin takibin kesinleşmesinden sonraki vefatı halinde takip mirasçılar açısından da kesinleşmiş bulunduğundan yani muris döneminde kesinleşen takibe mirasçıların itiraz etme hakları bulunmadığından bu dönemde alınan mirası ret kararı gereğince takibin iptali her zaman talep edilebilir....