O halde mahkemece; şikayetçi borçlunun senedi düzenleyen olması nedeniyle takip konusu bononun 3 yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğu nazara alınarak, takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde zamanaşımının oluşup oluşmadığı incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi için İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması gerekmiştir. SONUÇ : Borçlunun temyiz isteminin kısmen kabulü ile yukarıda yazılı nedenlerle 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK'nın 364/2. maddesinin göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK'nın 373/1. maddesi uyarınca, Adana Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesinin 01.11.2023 tarih ve 2022/97 E. - 2023/2041 K. sayılı kararının (KALDIRILMASINA), Adana 4. İcra Hukuk Mahkemesinin 07.10.2021 tarih ve 2021/149 E. - 2021/690 K. sayılı kararının (BOZULMASINA), peşin alınan temyiz harcının istek halinde iadesine, dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 23.05.2024 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Mahkemece; alacağını temlik ederek artık alacaklı sıfatı kalmayan Akbank’ın ipotekten kaynaklı takip ve dava dışı kredi kefili olan kişilerin takip hesabı kapatma yazısına ve temlik alanın kefiller hakkında alacak talebinin bulunmadığına ilişkin 12.06.2020 tarihli yazısına itibar edilerek dosya borcunun itfa edildiği kabul edilemeyeceği, şikayete konu icra dosyalarına atfen takip kesinleşmesinden sonra borcun itfa edildiği itirazı İİK 71 maddesinde açıklanan belgelerle ispatlanamaması nedeniyle itirazın reddine karar verilmiştir. Davacı vekili dava dilekçesindeki beyanlarını tekrarla kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Borçlunun icra mahkemesine başvurusu, takibin şekline göre İİK'nin 71/1. maddesine dayalı olarak takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde borcun ödenmesi nedeniyle itfa şikayetidir....
a 03.02.2010 tarihinde tebliğ edildiği, adı geçen borçlu yönünden takibin kesinleşmesinden sonra 22.02.2010 ile 27.09.2010 tarihleri arasında ve 03.10.2011-06.04.2012; 11.04.2012-22.11.2012 tarihleri arasında da zamanaşımını kesen ya da durduran icra takip işlemi yapılmadığı anlaşılmakla sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; İİK'nun 170/b maddesi göndermesiyle uygulanması gereken aynı Kanun'un 71/2. maddesine göre; "Borçlu, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun zamanaşımına uğradığını ileri sürecek olursa, aynı yasanın 33/a maddesi hükmü kıyasen uygulanır." Aynı Yasanın 33-a/1. maddesi hükmüne göre de; "İlamın zamanaşımına uğradığı veya zamanaşımının kesildiği veya tatile uğradığı iddiaları icra mahkemesi tarafından resmi vesikalara müsteniden incelenerek icranın geri bırakılmasına veya devamına karar verilir."...
İİK'nın 71/2. maddesinde; "Borçlu, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun zamanaşımına uğradığını ileri sürecek olursa, 33/a maddesi hükmü kıyasen uygulanır" hükmüne, İİK'nun 33/a-1. maddesinde de; "ilamın zamanaşımına uğradığı veya zamanaşımının kesildiği veya tatile uğradığı iddiaları icra mahkemesi tarafından resmi vesikalara müsteniden incelenerek icranın geri bırakılmasına veya devamına karar verilir" hükmüne yer verilmiş bulunmaktadır. Görüldüğü üzere, borçluların takibin kesinleşmesinden sonraki döneme ilişkin olarak İİK'nun 71/2. ve 33/a maddelerine dayalı zamanaşımı isteminin incelenmesi, bu istemin belli bir sürede ileri sürülmesi koşuluna bağlı değildir (HGK'nun 04/11/1998 tarih ve 1998/12- 763 E., 1998/797 K. sayılı kararı.)....
İcra Müdürlüğü'nün 2009/6296 Esas sayılı dosyasında ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı takip başlatıldığı, borçlu icra mahkemesine başvurarak; her iki dosya borcu toplamının aynı alacağa ilişkin olduğu ve ipotekli takipte taşınmazın satışı ile her iki dosya borcunun sona ereceğinden bahisle icra dosyaları arasında fiili iritbatın tespiti ile.... 3.İcra Müdürlüğü'nün 2009/5406 Esas sayılı dosya borcunun bilirkişi marifeti ile belirlenerek takibin tedbiren durdurulmasına karar verilmesini talep ettiği, mahkemece bilirkişi incelemesi yaptırılarak itirazın kabulüne, dosya borcunun tesbitine karar verildiği anlaşılmıştır. İlamsız takipte itirazın şekli İİK'nun 62. maddesinde gösterilmiş olup, ödeme emrinin tebliğinden itibaren 7 gün içerisinde icra dairesine yapılması gerekmektedir. Takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde yapılacak dosya hesabına karşı tarafların aynı süre içerisinde icra mahkemesi nezdinde şikayet hakları bulunmaktadır....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; takibin kesinleşmesinden sonra takibi ilerletici birçok talepte bulunduklarını, zamanaşımının kesildiğini, borcun kabul edilmesinden sonra zamanaşımı definde bulunulmasının dürüstlük kuralı ile bağdaşmadığını söyleyerek kararın kaldırılmasını istemiştir....
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, bonoya dayalı olarak başlatılan kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla ilamsız icra takibinde, takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde gerçekleşen zaman aşımı şikayetine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 170/b, 71/2. madde delaletiyle 33/a maddeleri, 6762 sayılı TTK’nın 661, 662, 663 ve 690. maddeleri, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu, sair yasal mevzuat 3....
İİK'nun 71/2. maddesine göre; "Borçlu, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun zamanaşımına uğradığını ileri sürecek olursa, aynı Yasanın 33/a maddesi hükmü kıyasen uygulanır". İİK'nun 33-a/1. maddesine göre ise; "İlamın zamanaşımına uğradığı veya zamanaşımının kesildiği veya tatile uğradığı iddiaları icra mahkemesi tarafından resmi vesikalara müsteniden incelenerek icranın geri bırakılmasına veya devamına karar verilir". Somut olayda, örnek 10 numaralı ödeme emri borçluya 02/03/2016 tarihinde tebliğ edilmiştir. Borçlunun 04/03/2016 tarihinde, İİK'nun 168/5. maddesi hükmüne göre yasal 5 günlük sürede icra mahkemesine başvurusunda dile getirdiği zamanaşımı iddiasının, hukuki tavsifin hakime ait olduğu dikkate alınarak; takibin kesinleşmesinden önceki devreye ilişkin zamanaşımı itirazı olarak kabulü gerekir....
kesinleşmesinden sonraki dönemde ise takibin kesinleşme tarihinden itibaren henüz 3 yıl geçmediğinden reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur....
Borçluya, takibin kesinleşmesinden sonra çıkartılan yenileme emri, takibin kesinleşmesinden önceki sebeplere dayalı olarak yeni bir itiraz hakkı vermez. Borçlu ödeme emri tebliğine karşı şikayette bulunmuş ise de, ödeme emrinin 28/11/2005 tarihinde tebliğ edildiği, 18/01/2006 tarihinde ise menkul haczi yapıldığı ve menkul haczi sırasında borçlunun bizzat hazır bulunduğu görülmekle, ödeme emri tebligatı usulsüz olsa dahi borçlunun tebligattan en geç 18.01.2006 tarihinde haberdar olduğu, öğrenme tarihi itibariyle de süresi içerisinde usulsüz tebligat şikayetinde bulunmadığı anlaşıldığından, mahkemece, ödeme emri tebligatnın usulsüzlüğüne ilişkin şikayetin süre aşımından reddi gerekirken, istemin kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. Öte yandan, İİK.'nun 71/2 ve 33/a maddeleri gereğince, takibin kesinleşmesinden sonraki zamanaşımı şikayetinin kabulü halinde icranın geri bırakılmasına karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde takibin talikine hükmedilmesi de doğru görülmemiştir....