WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

E) Gerekçe: Dosyada davaya konu edilen dönem TİS 'lerine, davacının faize ilişkin olarak itirazi kayıt konulduğunu iddia ettiği belgelere ve belediyenin bildirdiği ödemelerin banka kayıtlarına rastlanmamıştır. Mahkemece yukarıda sayılan belgeler dosya içine getirtilmelidir. Mahkemenin hükme esas aldığı bilirkişi raporu denetime açık değildir.Her bir alacak kalemi ile ilgili olarak TİS 'in ilgili maddesine göre hesap yapılması, davacının ödenmemiş alacağının varlığı halinde TİS'de ödeme tarihi varsa buna göre hesap yapılması, taraflar arasında imzalanan 03.70.2007 tarihli protokol ve belediyenin bildirdiği cevabi yazıdaki ödemeye ilişkin banka kayıtları ile davacının itirazi kayıtları bir değerlendirmeye tabi tutularak denetime elverişli bilirkişi raporu aldırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekir....

    E) Gerekçe: Dosyada davaya konu edilen dönem TİS 'lerine, davacının faize ilişkin olarak itirazi kayıt konulduğunu iddia ettiği belgelere ve belediyenin bildirdiği ödemelerin banka kayıtlarına rastlanmamıştır. Mahkemece yukarıda sayılan belgeler dosya içine getirtilmelidir. Mahkemenin hükme esas aldığı bilirkişi raporu denetime açık değildir.Her bir alacak kalemi ile ilgili olarak TİS 'in ilgili maddesine göre hesap yapılması, davacının ödenmemiş alacağının varlığı halinde TİS'de ödeme tarihi varsa buna göre hesap yapılması, taraflar arasında imzalanan 03.70.2007 tarihli protokol ve belediyenin bildirdiği cevabi yazıdaki ödemeye ilişkin banka kayıtları ile davacının itirazi kayıtları bir değerlendirmeye tabi tutularak denetime elverişli bilirkişi raporu aldırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekir....

      Takip dosyasının incelenmesinde takibin durmasına ilişkin karardan sonra sonra herhangi bir işlem yapılmadığı davacı vekilinin son celse vermiş olduğu beyanı ile takip dosyasının fiziken incelenmesinden sabittir. Her ne kadar takip talebi ile zaman aşımı kesilse de takip talebi ile takibin kesinleşmesi arasında alacağın zaman aşımına uğraması söz konusu olmasa da takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde alacağın zaman aşımına uğraması mümkündür. Haciz ve satış isteme sürelerinin geçmesi hallerinde takip düşmemekte takip dosyası derdest kalmaya devam etmektedir. Bir yenileme talebi ile haciz istemek suretiyle takibe her zaman devam edilebilir. Takibe ilişkin son işlem tarihinden itibaren borcun tabi olduğu zaman aşımını geçirdikten sonra yenileme talebinde bulunulursa borçlu alacağın zaman aşımına uğradığını ileri sürebilmelidir. (İcra ve İflas Hukuku Ders Kitabı, Prof Doktor Baki Kuru, Ramazan Arslan, Ejder Yılmaz 21....

        Ayrıca, İİK.nun 71. ve 33/a maddelerine göre de, "takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde" zamanaşımının gerçekleştiği tespit edildiği takdirde icranın geri bırakılmasına karar verilmesi zorunlu bulunmaktadır. Somut olayda zamanaşımı şikayetinde bulunulan takip dosyası ile ilgili ... İcra Müdürlüğü'nün 2010/ 4150 Talimat sayılı dosyasında 17.04.2012 tarihinde 94.100.-TL bedelle ihale yapıldığı ve borçlu tarafından ... İcra Hukuk Mahkemesinin 2012/ 430 Esas sayılı dosyası ile ihalenin feshi istemine başvurulduğu, Uyap kayıtlarının tetkikinden ihalenin feshine dair verilen kararın Dairemizce bozulduğu, mahkemece bozma ilamına uyularak davanın reddine karar verildiği, bu kararın Dairemizce onandığı, karar düzeltme isteminin de 09/06/2015 tarihinde reddine karar verildiği anlaşılmıştır....

          HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2020/2010 KARAR NO : 2021/1735 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 10/09/2020 NUMARASI : 2020/282 ESAS, 2020/380 KARAR DAVA KONUSU : TAKİBİN KESİNLEŞMESİNDEN SONRAKİ DÖNEMDE KARAR : İzmir 6. İcra Hukuk Mahkemesinin 2020/282 Esas, 2020/380 Karar sayılı dosyasında verilen şikayetin kabulü kararına karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine istinaf incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilen ve heyetçe incelenen dosyada; İSTEM : Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle, İzmir 9. İcra Müdürlüğünün 2019/1359 Esas sayılı dosyası ile yapılan takipte zamanaşımının oluştuğunu, takip dayanağının çek olup 6762 Sayılı Kanunun 7....

          Davalı tarafça her ne kadar yasal süresi içerisinde ve usulüne uygun şekilde satış avansı yatırılarak satış talep edildiğinden haczin düşmediğinden bahisle davanın kabulü kararının hatalı olduğunu ileri sürmüş ise de, uyuşmazlık haczin düşüp düşmediğine ilişkin olmayıp takibin kesinleşmesinden sonraki evrede zamanaşımının gerçekleştiği iddiasına ilişkindir. Masrafı yatırılarak süresinde satış istenmiş olması haczin düşmesine engel olsa da zamanaşımının işlemesine engel değildir. 26.02.2014 tarihli son işlem tarihinden 13.09.2019 yenileme tarihine kadar işlem yapılmadığından 6762 sayılı Kanunda belirtilen 3 yıllık süre fazlasıyla geçmiştir. Mahkemece zamanaşımını durduran ya da kesen sebeplerin neler olduğu yasal dayanakları ile birlikte gerekçeli kararda açıklanmıştır. Satış talebinden sonra takipte ilerletici işlemlerin yapılmadığı açıktır. Takibin kesinleşmesinden sonraki evrede gerçekleşen zamanaşımı itirazı süreye tabi değildir. Bu nedenle ilk derece Mahkemesi kararı isabetlidir....

          Bu durumda İİK.nun 169/a-5.maddesi gereğince takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekirken, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede uygulanacak olan aynı yasanın 71/2 ve 33/a maddeleri gereğince icranını geri bırakılması yönünde hüküm tesisi isabetsiz olup, kararın bu nedenle bozulması gerekir ise de, yapılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından mahkeme kararının düzeltilerek onanması yoluna gidilmiştir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile ... 2....

            İİK’nın 71/1. maddesine göre, borçlu, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun ve fer'ilerinin itfa edildiğini yahut alacaklının kendisine bir mühlet verdiğini noterden tasdikli veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat ederse, takibin iptal veya talikini her zaman icra mahkemesinden isteyebilir. Bu istemin kabul edilmesi için itfa itirazının İİK’nın 71/1. maddesinde açıklanan nitelikte bir belge veya alacaklının kabul beyanıyla kanıtlanması zorunludur. Somut uyuşmazlıkta; takibin kesinleşmesinden sonra birleşen dosyada ileri sürülen itfa şikayetinde borçlu tarafından 03.10.2019 tarihli ödeme belgesinin sunulduğu, alacaklının 04.11.2019 tarihli cevap dilekçesi ile söz konusu belgedeki imzanın alacaklıya ait olmadığını ve böyle bir ödeme yapılmadığını ileri sürdüğü görülmüştür. Borçlunun dayandığı belgenin, ESAS NO : 2023/6226 alacaklı tarafından imzası ikrar edilmiş bir belge olmaması halinde, icra mahkemesince itfa itirazının reddine karar verilmesi gerekir....

              Ayrıca, alacaklının yaptığı, takibin devamını sağlayıcı nitelikte her takip işlemi ile de zamanaşımı kesilir ve yeni bir süre işlemeye başlar. İİK’nun 168/5. maddesi hükmü gereğince borçlunun, borcu olmadığını veya borcun itfa edildiğini, mehil verildiğini, alacağın zamanaşımına uğradığını, yetki itirazını sebepleri ile birlikte beş gün içinde icra mahkemesine bildirmesi gerekir. İİK’nun 71. maddesine göre süresiz olarak ileri sürülebilecek olan zamanaşımı şikayeti ise, takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde zamanaşımının gerçekleşmesi hali için geçerlidir. Ancak, takibin kesinleşmediği hallerde, takip tarihinden sonra, fakat ödeme emrinin tebliğinden, diğer bir anlatımla takibin kesinleşmesinden önce gerçekleşen zamanaşımı itirazı hakkında İİK'nun 168/5 ve 169/a maddeleri koşullarında inceleme ve değerlendirme yapılması zorunludur....

                Tüm bu açıklamalar ışığında somut olaya bakıldığında, takibe konu bonoda keşideci konumunda olan borçlu hakkında 18.02.2000 tarihinde takibe başlandığı, 22.02.2000 tarihinde ödeme emri tebliğ edilerek takibin kesinleştiği, alacaklı tarafça 24.04.2000 tarihinden 07.05.2003 tarihine kadar borçlu ile ilgili zamanaşımını kesen bir işlem yapılmadığı görülmektedir. Öyleyse, takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde belirtilen tarihler arasında keşideci konumunda olan borçlu hakkında üç yıllık zamanaşımının gerçekleştiği anlaşılmakta olup; esasen, bu husus mahkemenin de kabulündedir. O halde, mahkemece, istemin açıklanan nedenle kabulüne karar verilmesi gerekirken; yazılı gerekçeyle hüküm tesisi yerinde değil ise de; sonuçta istem kabul edildiğinden sonucu doğru mahkeme kararının onanması gerekmiştir. SONUÇ: Alacaklı....'nin temyiz itirazlarının reddi ile sonucu doğru mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.'...

                  UYAP Entegrasyonu