Davalı vekili, müvekkilinin davacı hakkında senetlere dayalı olarak yaptığı icra takibinde davalı tarafından borca itiraz edilmesi üzerine Bartın İcra Hukuk Mahkemesi' nce alacak ve faiz miktarlarının hesaplatılarak karar verildiğini, yine davacının icra muamelesini şikayette de bulunmuş olduğunu, takip talebindeki işlemiş faize karşı takibin kesinleşmesinden sonra menfi tespit talebinde bulunulamayacağını, kaldı ki bahsİ geçen diğer davalarda faiz hesabının yapıldığını beyanla, davanın reddine ve davacı aleyhine %40 kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir....
Somut olayda, borçlu Ali Günel hakkında ilamlı takibe başlandığı ve icra emri tebliği ve takibin kesinleşmesinden sonra borçlunun 24/05/2020 tarihinde vefat ettiği anlaşılmaktadır. Bu durumda, borçlu takipten sonra öldüğünden İİK.nun 53. maddesi gereğince alacaklının tereke aleyhine veya mirasçıların aleyhine takibin devamını istemesi gerekir. Eğer mirasçılar hakkında takibin devamını isterse reddi miras için Medeni Kanun gereğince tayin edilen 3 aylık süre içerisinde takibin geri bırakılması gerekir. Alacaklı terekeye karşı takibe devam etmek isterse bundan sonraki işlemlerin tereke mümessillerine tebliği gerekir, ancak bu durumda üç aylık mirasın reddi süresi beklenmez. Alacaklının bunlardan hangisini seçtiğini bildirmeden takibin yürütülmesi mümkün değildir....
İİK'nun 71/1. maddesinde; "Borçlu, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun ve fer'ilerinin itfa edildiğini yahut alacaklının kendisine bir mühlet verdiğini noterden tasdikli veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat ederse, takibin iptal veya talikini her zaman icra mahkemesinden isteyebilir" hükmüne yer verilmiştir. Bu madde hükmünden de anlaşılacağı üzere itfa şikayetinin noterden tasdikli veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispatı mümkündür. Somut olayda, borçlu taraf, ödemeye ilişkin herhangi belge sunmamış, temlik alacaklısı ....'nin ise borçlunun takibin kesinleşmesinden sonra 3.000,00 TL ödeme yapıldığı iddiasını kabul etmediği görülmektedir. Mahkemece alınan 07/07/2014 havale tarihli ve 29/09/2014 havale tarihli raporlarda bilirkişinin, ödemeye ilişkin herhangi bir tespitinin olmadığı anlaşılmaktadır....
Davacı borçlunun takibin işlemsiz bırakıldığını iddia ettiği dönem, takibin kesinleşmesinden önceki devreye ilişkin olup, başvuru bu hali ile İİK'nın 169a/4- 5. maddesi kapsamında, takibin kesinleşmesinden önceki dönemde çekin zamanaşımına uğradığı iddiasına dayalıdır....
Esas sayılı icra dosyasındaki takibin durdurulmasını, uygulanan hacizlerin banka blokelerinin kaldırılmasını ve İcra Müdürlüğü kasa hesabına ödenen meblağ olması halinde bu ödemenin de takip alacaklısına yapılmamasını, haklı davanın kabulünü ve ... 1. İcra Müdürlüğü'nün ...E. Sayılı icra takibinin iptalini, alacağın %20 sinden az olmamak kaydıyla davalının kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir. Dava her ne kadar menfi tespit davası olarak belirtilmiş ise de talep ve dava dosyası nazara alındığında davanın, takibin iptali istemine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. İİK 71 maddesinde; "Borçlu, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun ve ferilerinin itfa edildiğini yahut alacaklının kendisine bir mühlet verdiğini noterden tasdikli veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat ederse, takibin iptal veya talikini her zaman icra mahkemesinden istiyebilir....
İcra dairesi ...Esas ( eski ... ) sayılı dosyası, İ.İ.K 71 maddesi " Borçlu, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun ve ferilerinin itfa edildiğini yahut alacaklının kendisine bir mühlet verdiğini noterden tasdikli veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat ederse, takibin iptal veya talikini her zaman icra mahkemesinden istiyebilir. " uyarınca, Davacı tarafından davalı aleyhine, İstanbul ...İcra Dairesi ... Esas ( ... yeni esas ) sayılı dosyasına ilişkin olarak borçlu olmadığının tespiti ve takibin iptali talepli dava ikame edilmiş ise de dava dilekçesi gerekçeleri dikkate alındığında takibin kesinleşmesinden sonra borcun itfa edildiği iddiasına ilişkin olduğu anlaşıldığından İ.İ.K 71/1 md gereği görevli mahkeme İstanbul İcra Mahkemeleri olduğundan mahkememizin görevsizliğine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. HÜKÜM : 1-Her ne kadar davacı tarafından davalı aleyhine, İstanbul...İcra Dairesi......
İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Alacaklı tarafından çeke dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile yapılan takipte, borçlunun icra mahkemesine başvurusunda, çekin takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde zamanaşımına uğradığını ileri sürerek takibin geri bırakılmasını istediği, mahkemece, son işlem ile icranın geri bırakılmasının istendiği tarih arasında zamanaşımı süresi geçmediğinden istemin reddine karar verildiği anlaşılmıştır. 6762 Sayılı TTK.'...
Borçlunun takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde takibin zamanaşımına uğradığı yönünde talebi bulunmadığı gibi İİK 39. Maddesi gereğince ilama dayalı takiplerde geçerli olan 10 yıllık zamanaşımını da geçmemiştir. O halde mahkemece, borçlular vekilinin ileri sürdüğü şikayet nedenleri incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile icranın geri bırakılması yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklıların temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 05.06.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....
O halde, Mahkemece, takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde yukarıda belirtilen tarihler arasında lehtar konumunda olan muteriz borçlu hakkında 3 yıllık zamanaşımının gerçekleştiği anlaşıldığından mahkemece, İİK'nun 71. maddesi yollamasıyla aynı Yasa'nın 33/a maddesi gereğince icranın geri bırakılmasına karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle istemin reddi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22.02.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi. ZA...
Maddesinde “Borçlu, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun ve ferilerinin itfa edildiğini yahut alacaklının kendisine bir mühlet verdiğini noterden tasdikli veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat ederse, takibin iptal veya talikini her zaman icra mahkemesinden istiyebilir.” Şeklinde hüküm bulunduğu, Şikayetçinin talebinin takibin kesinleşmesinden sonra ki dönemde itfa ya da imhal iddiası niteliğinde olduğu ve her zaman ileri sürülebileceği, her ne kadar dayanılan belgede bulunan imza Davalı-Alacaklı Tarafından inkar edilmemiş ise de; belgenin itfa yada imhal unsurlarını taşımadığı, şarta bağlı edimler ve yükümlülükler içerdiği ve bu şarta bağlı yükümlülüklerin dar yetkili İcra Mahkemesinde dikkate alınamayacağı, dolayısıyla Davacı-Borçlunun itfa-imhal iddiasının ispat edilemediği kanaatine varılmakla şikayetin reddine " dair karar verilmiştir....