WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İcra Hukuk Mahkemesince, somut olayda takibin türü ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip olup, haciz aşaması söz konusu olmadığı, taşınmazın bulunduğu yer icra müdürlüğünce taşınmazın haczedilmesine ilişkin bir talimat bulunmayıp, doğrudan ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takibin yapıldığı yer icra müdürlüğünce işlemler yapıldığı, bu nedenle, kıymet takdirine itiraza ilişkin şikayeti inceleme yetkisi, kıymet takdiri kararı alan esas icra müdürlüğünün bağlı olduğu icra mahkemesine ait olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. İstanbul 6. İcra Hukuk Mahkemesince ise, somut olayda öncelikle takibin ipoteğin paraya çevrilmesine ilişkin olduğu, haciz aşaması söz konusu olmadığından nokta haczinden bahsedilemeyeceği, ... İcra Hukuk Mahkemesi yetkisizlik kararının bu yönüyle yerinde olmadığı ayrıca kıymet takdirinin ......

    Borçlu vekili İcra Mahkemesine başvurusunda ödeme emri tebligatının usulsüzlüğü şikayeti yanında yetki itirazında bulunmuş ve ayrıca İİK.nun 170/a ve 58.maddelerine dayanarak ödeme emri ile takibin iptalini istemiştir. Mahkemece ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğinden bahisle borçlunun tebligat usulsüzlüğü şikayeti kabul edilmiş, ancak, sair itiraz ve şikayetleri konusunda bir hüküm kurulmamıştır. Takibin şekline göre her türlü itiraz ve şikayetin İcra Mahkemesince değerlendirilmesi gerektiğinden mahkemece eksik inceleme ile sair hususlar incelenmeksizin yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.  SONUÇ :Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.366. ve HUMK.428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 29.05.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.  ...

      Zamanaşımını kesen dava ibaresinden, takibin devamına ve alacağın tespitine yönelik davaların anlaşılması gerekir. Usulsüz tebliğ şikayeti, yetki itirazı, ortaklığın giderilmesi gibi davalar zamanaşımını kesen dava niteliğinde olmayıp, anılan davaların devamı süresince zamanaşımı işlemeye devam eder. Ancak ortaklığın giderilmesi davasının açılması için İİK'nun 121. maddesi uyarınca yetki alınması konusunda icra mahkemesine başvurulması, alacaklının takibin devamına yönelik iradesini gösteren bir icra takip işlemi olup, anılan işlem zamanaşımını keseceğinden, alacaklının talebi üzerine, ... İcra Hukuk Mahkemesi'nin 20/01/2012 tarih ve 2012/3 E.-2 K. sayılı kararı ile İİK'nun 121. maddesi uyarınca alacaklıya yetki belgesi verildiği görülmekle, bu durumda 3 yıllık zamanaşımının dolmadığı anlaşılmaktadır....

        ın şikayeti üzerine Balıkesir 1. İcra Hukuk Mahkemesi tarafından dava konusu çekin 6 aylık zamanaşımı süresi içinde icra takibinde hiçbir işlem yapılmadığı gerekçesi ile İİK'nın 33/a maddesi uyarınca takip hakkında icranın geri bırakılmasına karar verildiğini, İİK'nın 33a/II maddesi uyarınca alacağın ve icra takibinin zamanaşımına uğramadığını, zamanaşımı nedeni ile kambiyo senedi vasfını yitiren çeke ilişkin temel ilişkinin satım sözleşmesi olması nedeni ile zamanaşımı süresinin BK'nun 125. maddesi uyarınca 10 yıl olduğunu belirterek Balıkesir 3. İcra Müdürlüğü'nün 2008/8947 Esas sayılı takip dosyasındaki alacağın takibin zamanaşımına uğramadığının, takibin devamının tespitini talep ve dava etmiştir. Davalı ... vekili, Balıkesir 1. İcra Hukuk Mahkemesi tarafından verilen kararın Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiğini, davacının kambiyo senetlerine mahsus takip yoluyla takip yapmasının mümkün olmadığını bildirerek davanın reddini savunmuştur. Davalı ... Tic. Ltd....

          İcra Müdürlüğünün 2018/8855 Esasına (2007/ 4831 Eski Esas) kayıtlı takibe konu senedin tanzim tarihinin 30/12/2006 olup vade tarihinin 25/04/2007 tarihi olduğunu, senedin 01/06/2007 tarihinde takibe konulduğunu, bu tarihten sonra takip edilmeyen dosyanın işlemden kaldırıldığını ve yenileme dilekçesinin müvekkiline 01/11/2019 tarihinde tebliğ edildiğini, bu nedenlerle takibin takip zamanaşımına, alacağın da genel alacak zamanaşımına uğradığını, takibin yenilenmesine dair memur işleminin mesele ile örtüşmediğini belirterek, zamanaşımı sebebiyle de takibe devam etme imkânı olmadığından takibin iptaline karar verilmesini, zamanaşımı kat etmiş olan icra dosyasından dolayı, icra memurluğunun takibin yenilenmesine ilişkin talebi kabulü de yerinde olmadığından icra memurluğunun bu yöndeki işleminin de şikayeten kaldırılmasını, haksız ve kötüniyete dayalı icra ve işlemler nedeniyle alacağın % 20'sinden az olmamak üzere davalı yanın icra inkâr tazminatı ödemesini ve takibin dava sonuna kadar durdurulmasına...

          İcra Müdürlüğünün 2020/11299 esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde borçlu hakkında 04/12/2015 tarihinde başlayan takibin borçluya 10/12/2015 tarihinde ödeme emri tebliğ edilerek kesinleşmesi üzerine, 09/03/2016 tarihinde yapılan haciz ile 17/04/2020 tarihli sorgu ve haciz tarihi arasında borçlu yönünden zamanaşımını kesen hiç bir işlem bulunmadığı görüldüğünden, borçlu yönünden 3 yıllık bono zamanaşımı süresinin dolduğu anlaşılmış İİK'nun 71/son maddesi göndermesiyle uygulanması gereken aynı Kanun'un 33/a maddesi uyarınca, şikayetin kabulü ile icranın geri bırakılmasına karar verilmiştir..." şeklinde açıklanan gerekçeleriyle, Şikayetin kabulüne, İstanbul 27. İcra müdürlüğünün 2020/11299 esas sayılı dosyası zaman aşımı nedeniyle takibin davacı yönünden geri bırakılmasına, İ.İ.K.'...

          O halde, dava tarihi itibarı ile davacının usulsüz tebligat şikayeti bakımından dava açma süresi dolmuş olup açılan dava süresinden sonradır. Mahkemece şikayetin süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygundur. Davacı borçlu yetkilisi dava dilekçesinde usulsüz tebligat şikayeti ile birlikte İİK'nın 62. maddesi uyarınca icra dairesinin yetkisine yönelik itirazlarını da bildirmiş ise de, takibin şekline göre yetki itirazının icra müdürlüğüne yapılması gerekmektedir. Takibin ilamsız icra takibi olduğu gözetildiğinde yetki itirazının İİK'nın 62. maddesi uyarınca icra dairesine yapılması gerekmekte olup, icra mahkemesinin bu itirazı değerlendirme yetkisi bulunmamaktadır. Bu gerekçeyle yetki itirazının reddine karar verilmesi gerekirken, karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş ise de, bu yanlışlığa işaret edilmekle yetinilmiş, sonuca etkili görülmemiştir....

          Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 14.07.2010 tarih ve 2009/429- 2010/288 sayılı kararla itiraz iptal edilerek 50.000 TL asıl alacak üzerinden takibin devamına karar verildiği, tehir-i icra kararı alınması için borçlu tarafından verilen teminat mektuplarının alacaklının talebi ile paraya çevrilerek 10.12.2010 tarihinde alacaklıya ödendiği, Yargıtay 13....

            -KARAR- Davacı vekili, müvekkili şirket tarafından davalı şirketin keşide ettiği toplam 22.801 YTL’lik 4 adet çeke dayanılarak kambiyo senetlerine mahsus yolla takip başlatıldığını, icra dosyasının iki defa yenilendiğini, davalı şirketin şikayeti sonucu İcra Mahkemesince icranın geri bırakılmasına karar verildiğini, davalı şirketin borcunu inkar etmediğini belirterek, İİK’nun 33-a maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden itibaren 7 günlük süre içinde takibe konu alacağın zamanaşımına uğramadığının tespiti için iş bu davayı açmak zorunda kaldıklarını, ayrıca BK’nun 125.maddesinde öngörülen 10 yıllık zamanaşımı süresinin dolmadığını beyanla davaya konu alacağın zamanaşımına uğramadığının tespiti ile takibin kaldığı yerden devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar vekili, eda davası açılması gerektiği yerde tespit davası açılamayacağını, davacının alacak davası açarak mahkemeden karar almasının uygun olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir....

              Kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile yapılan takibin kesinleşmesi, sözü edilen durumu değiştirmeyeceğinden olayda uygulanması gereken zamanaşımı süresi, Türk Borçlar Kanunu'nun 146. maddesi uyarınca 10 yıl olup zamanaşımı süresi dolmadığından borçlunun istemi yerinde değildir. O halde, ilk derece mahkemesince, yukarıda açıklanan nedenlerle icranın geri bırakılması talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, zamanaşımı sürelerinde yanılgıya düşülerek yazılı gerekçe ile istemin kabulü isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz isteminin kabulü ile yukarıda yazılı nedenlerle 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK'nun 364/2. maddesinin göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK'nun 373/1. maddesi uyarınca, Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 4....

                UYAP Entegrasyonu