Mahkemece, davanın kabulü ile itirazın iptali ile takibin devamına, davalının alacağın %40'ı oranında icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmiş; hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Davacı takibe geçerken 68.500.00.TL asıl alacak 30.140.00.TL işlemiş faiz olmak üzere 98.640.00.TL toplam alacağın takip tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte tahsilini istemiş, mahkemece “davanın kabulüne, itirazın iptali ile takibin devamına” şeklinde hüküm kurulmuş olmakla faize faiz yürütülmesine karar verilmiş olunmaktadır ki, bu durum B.K.nun 104/son maddesinde düzenlenen faize faiz yürütülemez hükmüne aykırı olup, bozmayı gerektirir....
Bu durumda mahkemece, kazanın meydana geldiği maden sahası içerisinde kaza tarihinde özel araçların girmesinin yasak olduğunu gösteren tabela olup olmadığının ilgili maden kazı işini yapan kuruluştan sorulması ve gerekli araştırma yapıldıktan sonra kusur konusunda uzman bilirkişi veya bilirkişi heyetinden rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken kusur raporu alınmadan, yazılı olduğu biçimde hüküm tesisi doğru görülmemiş ve kararın bozulması gerekmiştir. 2-Kabule göre de eldeki itirazın iptali davasının dayanağı olan ... 2. İcra Müdürlüğü'nün 2011/3243 takip dosyasında davalı-borçlu asıl alacak ve faize itiraz etmiş ve takip her ikisi yönünden durmuştur.Davacı tarafca açılan bu davada asıl alacak miktarı üzerinden harç yatırılarak davanın açıldığı, icra takibindeki faizin dahil edilmediği, faize yönelik harç yatırlmadığı halde, takipte itiraz edilen faiz alacağı yönünden de itirazın iptaline karar verilmesi doğru olmamamıştır....
Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2008/123 Esas sayılı dosyasından verilen kararın icra takibine konulması neticesinde murisleri tarafından 26.11.2011 tarihinde 17.000 TL ödeme yapıldığını, daha sonra ilgili kararın Yargıtay tarafından bozulduğunu, sonrasında da verilen davanın reddine ilişkin mahkeme kararının kesinleştiğini, ancak murisleri tarafından yapılan ödemenin iade edilmediğini, bunun üzerine davalı aleyhine alacağın tahsili için ilamsız icra takibine başlandığını, davalının borca itiraz ederek icra takibini durdurduğunu, davalının itirazının haksız olduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile takibin devamına ve davalı aleyhine inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davanın kabulüne, itirazın iptaline, takibin devamına, asıl alacağın %20'si oranında icra inkar tazminatının davalı taraftan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir." 1-Davacılar, murisleri ... tarafından Bursa 7....
Mahkemece, toplanan delillere ve alınan bilirkişi raporlarına göre, taraflar arasında kredi kartı sözleşmesi imzalandığı, kredi hesabının kat edildiğini bildirir ihtarnamenin davalının bildirdiği adrese tebliğ edilmediği, bu durumda temerrüt şartlarının oluşmadığı, davalının takibe temerrüt faizi yönünden itiraz ettiği gerekçesiyle davanın reddine, itiraz edilen kısım yönünden takibin iptaline karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Dava, kredi kartından kaynaklanan alacağın tahsiline ilişkin icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. Davalı borçlu, asıl borcu kabul etmiş ancak faize itiraz etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda hesap kat ihtarnamesinin davalıya tebliğ edilmemesi nedeniyle, temerrüt faizi istenemeyeceği belirtilerek, davanın reddine karar verilmiştir. Dava konusu icra takip talebinde temerrüt faizi istenmemiş, işlemiş akdi faiz talep edilmiştir....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı/ borçlu vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin borca itiraz dilekçesinde "Müvekkil Şirket’e 02.05.2019 tarihinde tebliğ olunan ödeme emrindeki asıl alacağa, faize, fer’ilerine kısmi itirazımızı içeren dilekçedir." denilerek faize ve ferilerine itiraz edildiğini, ancak alacaklı şirketin Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/549 esas sayılı itirazın iptali davası dava dilekçesinde "faize itirazın kaldırılmasını" dava ve talep etmediğini, davacının "faize itirazın kaldırılması " talebinde bulunmadığından söz konusu mahkemece faiz hususuna yer verilmediğini, dolayısıyla Ticaret Mahkemesi ve İcra Dairesi'nin kararında hata bulunmadığını, icra dairesinin faizsiz dosya kapak alacağı hesaplamasında bir hata bulunmadığını, yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; yapılan takibin ilamsız takip olması nedeniyle genel haciz yolu ile başlatılan bir takipte her türlü itirazın İİK'nın 62. maddesi uyarınca icra dairesine bildirilmesi zorunlu olduğu, borçlunun icra mahkemesinde ileri sürdüğü husus, temerrüt gerçekleşmediğinden ödeme emri ve takibin iptali ile faiz başlangıç tarihine ve dolayısıyla işlemiş faiz miktarına itiraz olup İİK'nın 62. maddesi kapsamında takibin şekline göre ödeme emrinin tebliğinden itibaren yedi gün içinde icra dairesine (dosyasına) bildirilmesi gerektiği, takibin şekline göre borçlunun icra dairesi yerine mahkemeye yaptığı itirazın sonuç doğurmayacağı, itirazda bulunulmasında hukuki yarar bulunmadığı gerekçesi ile HMK' nın 114/1-h ve 115/2 maddeleri uyarınca bu yöndeki şikayetin hukuki yarar yokluğu nedeni ile usulden reddine karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A....
Esas sayılı dosya ile icra takibine başlandığını, davalı tarafın icra takibine borca ve faize haksız ve kötü niyetli olarak 04.07.2019 tarihinde itiraz ettiğini, davalı şirket vekilinini faize itirazı da haksız ve mesnetsiz olduğunu, davalı tarafın vekili marifetiyle yaptığı takibe itirazında takip konusu alacağın varlığını kabul ettiğini ancak ödediklerini iddia ederek borca itiraz ettiğini, Hukuki uyuşmazlıklarında dava şartı arabuluculuk kapsamında, arabuluculuk bürosuna başvuruları üzerine arabuluculuk süreci başlatıldığını, ancak davalı şirket mazeret göstermeden arabulucuk 1(ilk) toplantısına katılmadığından taraflar arasında anlaşma sağlanamadığını, bu nedenlerle davalı tarafın itirazları haksız, mesnetsiz ve kötü niyetli olduğunu, itirazın iptali ve takibin devamı için iş bu davanını ikamesi zaruret halini aldığını, sonuç olarak açıklanan nedenlerle, fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla; davalı tarafın ......
Davacı itiraz üzerine duran icra takibinin kısmen devamını sağlamak amacıyla şimdilik 1.000 TL'ye yönelik itirazın iptalini talep ve dava etmiştir. Takip konusu alacak davadan önce ödendiğine ve dava 1.000 TL'lik kısma yönelik bulunduğuna göre davacının itirazın iptali davası açmasında hukuki yararı bulunmamaktadır. Mahkemece bu yön gözetilmeksizin işin esasına girilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. SONUÇ:Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin öteki temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte belirtilen sebeplerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 06.03.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi. -KARŞI OY YAZISI- Genel hükümlere göre açılan davalarda kural olarak haklılık durumu dava tarihine göre belirlenir. İtirazın iptali davasının amacı itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamaktır. Bu nedenle davada haklılık durumu takip tarihi itibariyle belirlenmelidir (HGK 16.10.1996,19-601/711)....
Sistemleri Sanayi Ve Ticaret Limited Şirketi olduğu, takibin 20.666,25 TL asıl alacak, 667,68-TL işlemiş faiz, 120,18-TL KDV olma üzeri toplam 21.454,11-TL alacağa ilişkin ilamsız takip olduğu, takip dayanağının ihlalli geçişten kaynaklanan geçiş ücreti para cezasına ilişkin olduğu, 16/02/2019 takip tarihli ödeme emrinin 21/02/2019 tarihinde borçluya tebliğ edildiği, borçlunun 21/02/2019 tarihinde, süresi içerisinde borca, ferilerine ve faize itiraz ettiği, itiraz üzerine takibin durdurulmasına dair bir kararın alacaklı/vekiline tebliğine dair takip dosyası kapsamında mazbataya ve sair bilgi belgeye rastlanmamakla birlikte, eldeki itirazın iptali davasının 21/04/2021 tarihinde açıldığı, alacaklı/vekiline itiraz üzerine takibin durdurulması kararının tebliğine dair mazbata, sair bilgi belge de bulunmadığından İİK madde 67'de öngörülen bir yıllık sürenin işlemeye başlamadığı görülmekle eldeki itirazın iptali davasının süresi içerisinde açıldığının kabulü gerektiği anlaşılmıştır....
Takibin şekline göre, İİK'nun 62. maddesi uyarınca; borçlunun her türlü itirazını ödeme emrinin tebliğ tarihinden itibaren (7) günlük sürede icra dairesine yapması zorunludur. Borçluların borca ve faize itiraz niteliğinde iddiaları olduğundan anılan itirazların yasal sürede icra dairesine yapılması gerekir. Kaldı ki, borçlular vekilinin 16/05/2016 tarihli itiraz dilekçesinde, aynı yöndeki itirazlarını icra dairesine de bildirdiği görülmektedir. Borçluların, borca itirazlarını icra dairesi ile birlikte ayrıca icra mahkemesine de bildirmeleri, fuzuli bir başvurudan ibaret olup hukuki sonuç doğurmaz....