Somut olayda, borçlu tarafından sunulan 27.08.2021 tarihli itiraz dilekçesinde, "... Alacaklı tarafça başlatılan icra takibine, takip konusu alacağa itiraz ediyorum." beyanında bulunulmuş, dilekçenin istem ve sonuç kısmında da " Yukarıda arz ve izah olunduğu üzere, aleyhime alacaklı yanca başlatılan icra takibi sonucu gönderilen ilamsız ödeme emrine itiraz ediyorum. Söz konusu takibin durdurulmasını ve gerekli diğer işlemlerin yapılmasını saygılarımızla arz ve talep ederim." şeklinde beyanda bulunulduğu görülmüştür. Borçlunun " ... İtiraz ediyorum" şeklindeki beyanı, yukarıda belirtildiği üzere itiraz istemini dile getiren, itiraz iradesini ortaya koyan bir beyan olup, geçerli bir itiraz söz konusudur....
İcra Emri Tebliğ Edilmeden Kıymet Takdirinin Yapılmış Olması: Davacılar vekili mahkememize verdiği dilekçede, icra emrinin müvekkiline 27/10/2020 tarihinde tebliğ edildiği ancak kıymet takdiri raporunun müvekkiline tebliğ edilmediğini ve rapora itiraz hakkının kısıtlandığını ve usulüne uygun olmadan yapılan kıymet takdirine dayalı olarak başlatılan takibin hukuka aykırı olduğunu ileri sürmüştür. Davacının dilekçesinde "takibe itiraz" ettiklerini belirtmesi ancak itirazın gerekçesini açıklamaması karşısında mahkememizce davacıya itirazdan neyi kast ettiğini açıklaması için bir haftalık kesin süre verilmiş, davacı vekili mahkememize verdiği 16/03/2021 tarihli dilekçesi ile müvekkillerine bilirkişi raporu tebliğ edilmediği ve itiraz haklarının kısıtlandığını, usulüne uygun olmadan yapılan kıymet takdirine dayalı olarak başlatılan takipte icra emrinin iptalini istediklerini belirtmiştir....
Borçlunun başvurusu, bu hali ile borca itiraz niteliğinde olup, borca itirazın ise takibin şekline göre uygulanması gereken İİK.'nun 62/1. maddesi uyarınca, ödeme emrinin tebliğinden itibaren yasal yedi günlük süre içerisinde icra dairesine yapılması zorunludur. Borçluya tebligatın 13/12/2019'da tebliğ edildiği, borçlunun 24/01/2020 tarihinde borca itiraz ettiği, itirazın yasal 7 günlük süre geçtikten sonra yapıldığı, bu haliyle takibin kesinleştiği anlaşılmakla icra müdürlüğünün takibin durdurulması ve maaş haczinin kaldırılması talebinin reddine ilişkin kararı usul ve yasaya uygun olduğundan borçlunun şikayetinin reddine dair mahkemece verilen kararda hukuka aykırılık bulunmamaktadır....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; alacaklılar tarafından takibe dayanak ilamdan kaynaklanan kamulaştırma bedel tespiti ve tesciline yönelik açılan davada verilen karara ilişkin alacaklarının tahsili için ilamlı takip yapıldığı, hükme esas alınmaya yeterli görülen bilirkişi raporu ile 29.04.2018-17.12.2020 tarihleri arasında işlemiş olan faiz hesabının denetlendiği ve takibin/icra emrinin iptalini doğurmayan fazla hesap açısından icra emrinin düzeltilerek davanın kısmen kabulü ile takip dosyasında 29.04.2018-17.12.2020 tarihleri arasında işlemiş faizin 896.342,01 TL olarak tespitine, takibin toplamda 985.445,97 TL üzerinden devamına, icra emrinin tespit edilen şekilde düzeltilmesine ve fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A....
İİK'nın 142. maddesinde, cetvel suretinin tebliğinden yedi gün içinde her alacaklının takibin ... edildiği mahal mahkemesinde alakadarlar aleyhine dava etmek suretiyle cetvel münderecatına itiraz edebileceği düzenlenmiş olup, bu madde hükmü ile sıra cetveline itiraz hakkı takip alacaklılara tanınmış ise de her alacaklı bu hakkı haiz değildir. YHGK'nın 05.03.2008 tarih ve ...-161 Esas, 213 K. sayılı ilamında da açıklandığı üzere, sıra cetveline itiraz eden alacaklının ... takibinin ve buna bağlı olarak geçerli bir haciz işleminin bulunması gerekir. Sıra cetveline yönelik itirazda bulunma yetkisi, bu itiraz üzerine düzenlenecek yeni sıra cetveline girme hakkı bulunan alacaklılara tanınmıştır. Bir diğer ifade ile bedeli paylaşıma konu mal üzerinde haczi ya da rehni bulunmayan alacaklının, sıra cetvelinin iptalini istemekte de hukuki yararı yoktur. Sıra cetveli bedeli paylaşıma konu mal üzerinde, satış tarihi itibariyle haczi bulunan alacaklılar dikkate alınarak düzenlenir....
Borçlu vekili 12.04.2005 tarihinde icra mahkemesine başvurarak; örnek 163 ödeme emrinin müvekkiline tebliğinden sonra icra takibinin, takipsiz bırakılarak takibin kesinleşmesinden sonra zamanaşımının oluştuğunu bu nedenlerle icranın geri bırakılmasına karar verilmesini istemiştir. Borçlu vekilinin bu istemi, borçluya yapılan kambiyo senetlerine mahsus iflas yoluna ait ödeme emrinin tebliğinden sonradır. İİK.nun 43/2.maddesinde; “haciz ve iflas yollarından birini seçen alacaklı bir defaya mahsus olmak üzere o yolu bırakıp harç ödemeksizin diğerine yeni baştan müracaat edebilir” yasal düzenlemesine yer verilmiştir. Evvelki takibin kesinleşmiş olmasının veya itiraz üzerine durmasının bu işleme etkisi bulunmamaktadır. Yukarıda açıklandığı üzere alacaklı takip yolunu değiştirdiğinden borçlunun İİK.nun 172.maddesi gereğince tüm itiraz ve şikayetlerini icra dairesine bildirmesi gerekmektedir....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; daha önce Çayırlı İcra Müdürlüğünün 2020/35 Esas sayılı dosyası ile açmış oldukları kambiyo sentlerine özgü takibinin borçluların itirazları üzerine yetkili Araklı İcra Müdürlüğüne gönderilmesine ilişkin karar verildiğini, ancak talep olmaması nedeniyle dosyanın gönderilmemiş olduğunu, bunun üzerine taraflarınca Araklı İcra Müdürlüğünün 2020/256 esas sayılı dosyası ile yeni bir ilamsız takip başlatıldığını, yeni takip dosyasından taraflara usulüne uygun ödeme emrinin tebliğ edildiğini, süresinde itiraz edilmemesi üzerine takibin kesinleştiğini, ancak borçlu vekilinin itirazı üzerine takibin durdurulmasına karar verildiğini, kararın dosyaya girdiğini ve borçlu vekilinin talebi olmaması üzerine ödeme emrinin tebliğe çıkarılmadığını, takibin durdurulması üzerine arabuluculuğa başvuru yapılarak işlemlerin başlatıldığını, davalı tarafın görüşmelere katılmadığını beyan ederek istinaf başvurusunda bulunduğu görülmüştür...
Takip dosyası incelendiğinde; alacaklı kurum tarafından borçlu hakkında ilamsız takip başlatıldığı, borçluya ödeme emrinin 31/07/2015 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu tarafından süresinde itiraz ediliği görülmüştür....
Mahkemece İİK'nun 8/a maddesi dayanak gösterilerek kamu düzeni gerekçesi ile resen ödeme emrinin iptaline karar verilmiştir. Ödeme emrinin takip talebine uygun olarak düzenlenmesi yasal olarak zorunludur. Ödeme emrinin takip talebine uygun düzenlenmesi zorunlu ise de takip talebine aykırı olarak düzenlenen icra emrinin iptali istenilmemiştir. Borçlunun itiraz ve şikayet nedenleri konusunda inceleme yapılarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken HMK.nun 26. maddesine aykırı şekilde şikayet konusu yapılmayan bir husus nedeniyle ödeme emrinin iptali isabetsizdir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İncelenen icra dosyası fotokopisi ve tüm dosya kapsamına göre; davacı şirket aleyhine 27/01/2020 tarihinde ilamsız icra takibine gidildiği, ödeme emrinin 30/01/2020 tarihinde davacı şirkete tebliğ edildiği, davacı takip borçlusu vekilinin 29/09/2020 tarihinde icra dosyasına itirazlarını içerir dilekçe verdiği, icra müdürlüğünce takibe itiraz nedeni ile 30/09/2020 tarihinde takibin durdurulmasına karar verildiği, 02/10/2020 tarihli karar ile de borca itiraz süresinin geçmiş olmasına rağmen dosyanın sehven durdurulduğu anlaşıldığından takibin devamına şeklinde karar oluşturulduğu görülmüş olup, davacı şirkete ödeme emri 30/01/2020 tarihinde tebliğ edilmiş olup, ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğini takipten daha sonra haberdar olduğunu ileri süren davacının takipten haberdar olduğunu iddia ettiği tarihten itibaren yasal 7 günlük süre içerisinde tebliğ tarihinin düzeltilmesi için şikayet yolu ile icra mahkemesine başvurması gerektiği, icra dosyasına...