Gemi İnşa A.Ş'nin alacağından takas mahsup edilmesini talep ettiklerini, farklı tüzel kişilikler olduğu için takas mahsup isteminin kabul edilmediğini, kaldı ki müvekkilinin takas mahsup talep edilen dava dışı ... Gemi İnşa A.Ş'ne borcunun olmadığını, alacağın tahsili için girişilen icra takibine haksız olarak itiraz edildiğini ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına %40 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, müvekkilinin davacıya borcunun bulunmadığını, esasen davacının ...'ya borcunun olduğunu belirterek davanın reddi ile %40 tazminatın davacıdan tahsilini istemiştir. Mahkemece yapılan yargılama neticesinde; davalı borçlunun itiraz dilekçesinde ... Gemi İnşa A.Ş'nin icra takibinin alacaklısı olan ... Gemi Elek.Mak.İnş.San.ve Tic.Ltd.Şti.'...
İcra Dairesinin 2014/70955 E. sayılı dosyasına dayanak, Araban Asliye Hukuk Mahkemesinin 11/06/2014 tarihli, 2012/86 E, 2014/113 K. sayılı kararının bozulmasına karar verilmesi sonrasında, alacaklısı T2 olan 2014/2646 E. sayılı dosyada alacaklı vekilinin talebi üzerine 22/07/2020 tarihinde borçlu T1’in mahsul ve taşınır haczi için talimat yazıldığı görülmektedir. Uyuşmazlık takas ve mahsup talebi yapılan dosyadaki dayanak ilamın bozulması sonucu takas ve mahsup işleminin geçerliliği ve hukuken devam edip etmediği ile şikayetçi vekili tarafından dosyaya sunulan protokolün İİK’nun 33. maddesi kapsamında sayılan belgelerden kabul edilip edilmeyeceği hususunda toplanmaktadır. İcra ve İflas Kanunun 33. maddesinin birinci ve ikinci fıkrasında; “İcra emrinin tebliği üzerine borçlu yedi gün içinde dilekçe ile icra mahkemesine başvurarak borcun zamanaşımına uğradığı veya imhal veya itfa edildiği itirazında bulunabilir....
İcra Müdürlüğünün 2013/550 E. sayılı dosyasındaki alacağın takas-mahsubunu talep ettiklerini, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 82. maddesinin 1. fıkrasının 11. bendi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) 144. maddesinin 3. bendi ve 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 164. maddesinin son fıkrasındaki düzenlemeler gereğince manevi tazminat ve faizi ile vekâlet ücreti ve faizinin haczedilemeyeceği gibi, takas ve mahsup edilemeyeceğini, yalnız takip konusu ilamdaki 2.020,86TL miktarındaki yargılama gideri ile 51,03TL faizine haciz konulabileceğini ileri sürerek haczedilmezlik şikâyetinin kabulü ile Ankara 6. İcra Müdürlüğünün 31.01.2013 tarihli kararı ve yazısı ile tüm dosya alacağı üzerine konulan haczin alacak kalemlerinden yargılama gideri ve faizi toplamı 2.071,89TL’lik kısmının muhafaza edilerek geri kalan alacaklar üzerine konulan haczin kaldırılmasına, takas-mahsup talebini kabul etmediklerinden takas-mahsup talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir....
Mahkemece, yukarıda yapılan açıklamalar karar yerinde tartışılıp gerekçelendirilmeksizin davalının takas talebinin usulüne uygun şekilde yapıldığının benimsenip, takas talebinin İİK’nun m.202,II hükmü gereğince reddine dair karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Yapılması gereken iş, bu açıklamalar doğrultusunda inceleme yapılıp, gerekçeleri karar yerinde gösterilip, takas talebinin usulüne uygun şekilde yapılıp yapılmadığı konusunda varılacak uygun sonuç çerçevesinde karar vermekten ibarettir....
Maddesinde, ..banka tarafından hakkımda başlatılacak icra takiplerinde SGK'ndan almakta olduğum gelir, aylık ve ödeneklerin tamamı üzerinde haciz uygulanacağını.. Gayrikabili rücu olarak kabul, beyan ve taahhüt ederim..” Şeklin kabul beyanı ve taahhüt içeren hükümler bulunduğu, Yine davacının 04.10.2017 tarihinde imzaladığı “Taahhütname, Virman, Takas ve Mahsup Talimatı” şeklindeki sözleşme ekinin 1, 2 ve 3. Maddelerinde de anılan kabul beyanı ve taahhüt içeren hükümlerin yer aldığı anlaşılmıştır. Buna göre davacı müşteri imzalanan ek“Taahhütname, Virman, Takas ve Mahsup Talimatı” ile bankadan almış olduğu emekli maaşından kullandığı kredilere ilişkin davalı banka tarafından mahsup-takas ve virman yapılması için davalı bankaya yetki ve muvafakat vermiştir....
Görüldüğü üzere davacı şirketin icra takibinden önce, icra takibinde ve birleşen dosyada mahsup talebi bulunmaktadır. Bu durumda takip tarihi ve asıl davanın açıldığı tarih itibariyle davalı-karşı davacı şirketin satım sözleşmesinden kaynaklı muaccel hale gelen alacaklarının, asıl davada talep edilen tazminat alacağından takas ve mahsup edilerek sonucuna göre davalar hakkında bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde mahsup yoluna gidilmeksizin hüküm kurulması doğru görülmediğinden hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 Sayılı HMK'ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, Yargıtay duruşması için kendisini vekille temsil ettiren davacı yararına takdir olunan 1.350....
Takas beyanı şekle bağlı olmadığı için def’i olarak, mahkeme içi beyanla veya karşılık dava olarak ileri sürülebilir. Açılmış olan bir davada, davalının aynı mahkemede ve aynı dosya üzerinde asıl davacıya karşı dava açmasına ise karşılık dava denir. Mahkemece, asıl dava karşılık dava hakkında tek bir hüküm verilir ise de, asıl dava ve karşılık dava hakkında verilen kararlar ayrı ayrı gösterilir. Bunun sonucu olarak da hükümde asıl dava için ayrı, karşılık dava için ayrı karar ve ilam harcı alınmasına, her dava için de ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesi gerekir. Ancak, somut olayda davalı, kendisinin de davacılardan alacaklı olduğunu bildirerek takas mahsup talebinde bulunmuş ise de bunun için ayrı bir dava açmayıp (karşı dava için harç yatırılmamış) takas def’inde bulunmakla yetinmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Takas mahsup talebi KARAR Karar, temyiz edene 26.06.2013 tarihinde tefhim edildiği halde temyiz dilekçesi belirli süre geçirildikten sonra 22.07.2013 tarihinde verilip kaydettirilmiştir. Süre aşımı bakımından temyiz dilekçesinin REDDİNE, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve İİK'nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine 21.10.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
E.,2008/409 K. sayılı) gereğince davalı 3.kişiden olan alacağının borca yeter kısmı üzerine haciz konulması için gönderilen 1.Haciz İhbarnamesine 3.kişi tarafından takas ve mahsup hakkı bulunduğu gerekçesiyle haksız olarak itiraz edildiğini ileri sürerek, takas ve mahsup (istihkak) iddiasının reddine ve tazminata karar verilmesini talep etmiştir. Davalı (3.kişi) vekili, davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece; davalının takas ve mahsup talebine ilişkin kesinleşmiş alacaklarını bildirmesi için verilen kesin süre gereğinin yerine getirilmediği, takas ve mahsup talebinde bulunduğu alacaklarının henüz kesinleşmediği ve bu iddiasını ispat edemediği gerekçesiyle, davanın kabulü ile davalı 3.kişinin takip dosyasından gönderilen 12.1.2009 tarihli 1.Haciz İhbarnamesine yapmış olduğu takas ve mahsup talebinin kaldırılmasına (istihkak iddiasının reddine) karar verilmiş; hüküm, davalı 3.kişi vekili tarafından temyiz edilmiştir....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 25/02/2020 NUMARASI : 2019/1205 ESAS- 2020/364 KARAR DAVA KONUSU : TAKAS MAHSUP TALEBİ KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle alacaklı oldukları icra dosyasından müdürlükçe gönderilen muhtırada dosyadaki maaş haczinin mahkeme kararı ile iptal edilmesi nedeni ile 08.03.2015 tarihinden itibaren kesilen paranın iadesi için muhtıra gönderildiğini, karşı taraftan aynı zamanda İstanbul 18. İcra Müdürlüğünün 2018/9547 sayılı takip dosyasında alacaklı olduklarını beyanla iki dosya arasında takas mahsup talebinde bulunmuştur. Davalı vekili TBK nın 144. Maddesi gereğince takas mahsup talebinin reddi gerektiğini beyan etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece, 2019/1205 Esas-2020/364 karar sayılı kararı ile "Davanın REDDİNE " karar verilmiştir....