Dava, navlun alacağının tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptaline ilişkin olup, mahkemece takas itirazının borca itiraz niteliğinde olmayıp İcra Mahkemeleri tarafından değerlendirilmesi gerektiği, itirazın iptali davası açmak için geçerli bir itirazın bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Oysa, aleyhine takip yapılan borçlunun takas-mahsup talebini ileri sürerek itiraz etmesi “borca itiraz” niteliğindedir. Takas mahsup savunmasında bulunan borçlunun başka bir mahkemede takasa konu alacağı dava etmesi takas-mahsup savunmasında bulunmasına engel değildir. Elinde dar yetkili İcra Hukuk Mahkemesinde takas-mahsup savunmasını kanıtlayacak nitelikte belge bulunmayan borçlunun bu savunmasının İcra Hukuk Mahkemelerince değerlendirilmesi mümkün olmayıp, ancak genel mahkemelerce değerlendirilmesi mümkündür....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 20/12/2019 NUMARASI : 2017/120 ESAS- 2019/727 KARAR DAVA KONUSU : TAKAS MAHSUP KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların aynı ilama dayalı olarak birbirlerinden alacaklı ve borçlu hale geldiklerini, ilamı her iki tarafında takibe koyduğunu, icra müdürülğüne takas mahsup talebinde bulunduklarını, müdürlüğün taleplerini reddettiğini belirterek, ilgili müdürlük kararının kaldırılmasına takas mahsup taleplerinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; ilamı tehiri icra talepli istinaf ettiklerini, tehiri icra kararı alındığını alacaklının teminata bağlanmış ve tehiri icra kararı alınmış bir alacak hakkında takas mahsup talebinde bulunduğunu,borçlu oldukları dosyada nakti ödeme yapılarak takip dosyasının kapatıldığını, istinaf kararı ile manevi tazminat ve yargılama giderlerinin düşürüldüğünü belirterek takas mahsup talebinin reddini talep etmiştir....
İcra Müdürlüğü'nün 2015/248 E. sayılı takip dosyasından işbu dosyaya takas def'i ileri sürdüğünü belirttiği, mahkemece, bakiye borcun bulunduğu gerekçesiyle takibin iptali talebinin reddine, davanın icra takibinin iptaline ilişkin olduğu ve takas def'inin icra dairesinde ileri sürülebileceği gerekçesi ile de takas def'inin reddine karar verildiği görülmüştür. H.G.K'nun 12.10.1994 tarih ve 1994/251-593 sayılı kararında da benimsendiği üzere dar yetkili İcra Mahkemesinin yargılama usulü gözönünde tutulduğunda takip hukuku bakımından takas ve mahsup iddiası kural olarak; 1-Takasa konu alacağın İİK.nun 68.maddesindeki belgelere dayalı bulunması, 2-Bu alacakla ilgili olarak icra takibinin yapılmış ve takibin kesinleşmiş olması, 3-Alacağın ilama bağlanması hallerinde nazara alınabilir. Borçlunun takas talebini icra mahkemesine beyan edebileceği gibi, bu başvurusunu icra dairesine sunması da mümkündür....
Tarafların biri, borcu ile alacağını takas ettiğini karşı tarafa bildirerek, bu hakkını kullanmış olacaktır. Takas hukuki niteliği itibariyle bozucu yenilik doğuran bir haktır. Borçlunun takas hakkını kullanma isteğini, alacaklıya bildirmesi gerekir. Takas bir sözleşme olmadığı içi karşı tarafın kabulüne bağlı değildir. Takas aynı zamanda borcu sona erdirdiği için bir tasarruf işlemidir. Bu nedenle, borçlu takas edilecek alacak üzerinde tasarruf yetkisine sahip olmalıdır. Takas, karşılık dava olarak ileri sürülebileceği gibi, defi olarak da ileri sürülebilir. Takasın defi olarak ileri sürüldüğü davada, takas ve mahsup sonucu kalan ve hüküm altına alınan miktar üzerinden yargılama harcı alınacak, takas ve mahsup defi nedeni ile reddedilen miktar üzerinden ileri süren yararına vekâlet ücreti ve yargılama giderine karar verilecektir....
DAVA TÜRÜ : Takas Mahsup Talebi KARAR Temyize konu İstanbul 25. İcra Müdürlüğü 2015/... Esas ve İstanbul 23. İcra Müdürlüğü 2015/... Esas ve 2015/... Esas sayılı dosyalarının onaylı suretinin eklenerek gönderilmesi için dosyanın GERİ ÇEVRİLMESİNE, 26.01.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Davalının, dava dayanağı olayı ve borcun varlığını inkâr etmeden, borçlu bulunduğu edimi, özel bir sebebe dayanarak yerine getirmekten kaçınmasına imkân veren hakka defi denir. En tipik örneği, zamanaşımı def'idir. Defiler, dava dilekçesine cevap verilirken ileri sürülmelidir. Aksi halde, davalı "savunmanın genişletilmesi yasağı" ile karşılaşabilir. Defiler, davada ileri sürülmedikçe hâkim tarafından kendiliğinden dikkate alınmazlar. Takas ve mahsup bir defidir. Bu itibarla, ileri sürülmedikçe kendiliğinden dikkate alınamaz. Takas, karşılık dava olarak ileri sürülebileceği gibi, defi olarak da ileri sürülebilir. Takasın defi olarak ileri sürüldüğü davada, takas ve mahsup sonucu kalan ve hüküm altına alınan miktar üzerinden yargılama harcı alınacak, takas ve mahsup defi nedeni ile reddedilen miktar üzerinden ileri süren yararına vekâlet ücreti ve yargılama giderine karar verilecektir....
Ancak, süresinde yapılmayan takas def'ine, HMK'nın açıkça muvafakat öngören 141/2. maddesinin yürürlüğe girdiği 01.10.2011 tarihinden önce savunmanın genişletilmesine muvafakat edilmediği bildirilerek hemen karşı konulmadığı takdirde zımni olarak savunmanın genişletilmesine rıza gösterilmiş sayılır. Takas ve mahsup birbirinden farklı kavramlardır. Mahsupta, birbirinden ayrı ve bağımsız iki alacak mevcut olmayıp, alacak miktarından belli olgular dolayısıyla indirme talebi bulunmaktadır. Alacaktan indirilecek olan meblağ bir karşı alacak değildir. Mahsup, alacağın gerçek miktarını belirlemek üzere yapılan bir işlemdir. Mahsup itirazının karşı dava olarak ileri sürülmesine gerek olmadığı gibi, ayrı bir davada istenmesi zorunluluğu da bulunmamaktadır. Takasta ise, birbirinden bütünüyle ayrı ve bağımsız, karşılıklı iki alacak (borç) vardır....
Dolayısıyla, taraflar arasında alacak ve borç miktarları yönünden yargılamayı gerektirir bir husus bulunmamakta olup İcra ve İflas Kanunu'nun 33. ve devamı maddeleri uyarınca icranın geri bırakılması (takas ve mahsup) istemine ilişkin olup bu hususta yargılama yapma görevi icra mahkemelerine ait olduğundan mahkememizin görevsizliğine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir....
Dolayısıyla, taraflar arasında alacak ve borç miktarları yönünden yargılamayı gerektirir bir husus bulunmamakta olup İcra ve İflas Kanunu'nun 33. ve devamı maddeleri uyarınca icranın geri bırakılması (takas ve mahsup) istemine ilişkin olup bu hususta yargılama yapma görevi icra mahkemelerine ait olduğundan mahkememizin görevsizliğine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir....
Hukuk Genel Kurulu'nun 12.10.1994 tarih ve 1994/251- 593 sayılı kararında da vurgulandığı üzere, dar yetkili icra mahkemesinin inceleme usulü gözönünde tutulduğunda; takip hukuku bakımından takas ve mahsup iddiasının kural olarak: 1) Takasa konu alacağın, İİK'nun 68. maddesindeki belgelere dayalı bulunması, 2) Bu alacakla ilgili olarak icra takibinin yapılmış ve takibin kesinleşmiş olması, 3) Alacağın ilama bağlanması hallerinde icra mahkemesinde incelenmesi ve istemin sonuçlandırılması mümkündür. Bir başka anlatımla, 6098 Sayılı TBK’nun 139. Maddesinde (mülga 818 Sayılı BK'nun 118. Maddesinde) takas isteminin kabulü için öngörülen koşullar genel mahkemelerde görülmekte olan davalarla ilgili olup, icra mahkemesindeki takas talebi yukarıda yazılı koşullara göre değerlendirilmelidir. Bir alacağın ilama bağlanmış olması halinde, takas ve mahsuba konu edileceği tartışmasız olup, takas ve mahsup yapılabilmesi için ilamın kesinleşmesi de zorunlu değildir....