WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkememizce Bankacı bilirkişi .... ve Hesap Bilirkişisi ........' den davalı bankanın konkordato kesin mühlet kararına rağmen takas-mahsup yasağına aykırı davranıp davranmadığı, dava konusu çeklerin banka borcuna mahsup edip etmediği, etmiş ise bu durumun takas-mahsup yasağına aykırılık teşkil edip etmediği, davacı tarafından çek bedelinin davalı bankadan talep edilip edilemeyeceği, çeklerin davalı bankaya temlik cirosu ile devredilip edilmediği hususlarında aldırılan 01/03/2022 havale tarihli kök ve 16/08/2022 havale tarihli ek raporun denetime elverişli ve açık olması nedeniyle itibar edilmiştir....

    Alacaklardan biri çekişmeli olsa bile takas ileri sürülebilir." hükmünü içermektedir. Takas ve mahsup birbirinden farklı kavramlardır. Mahsupta, birbirinden ayrı ve bağımsız iki alacak mevcut olmayıp, alacak miktarından belli olgular dolayısıyla indirme talebi bulunmaktadır. Alacaktan indirilecek olan meblağ bir karşı alacak değildir. Mahsup, alacağın gerçek değerini belirlemek üzere yapılan bir işlemdir. Mahsup itirazının karşı dava olarak ileri sürülmesine gerek olmadığı gibi, ayrı bir davada istenmesi zorunluluğu da bulunmamaktadır. Takasta, birbirinden bütünüyle ayrı ve bağımsız, karşılıklı iki alacak (borç) vardır. Ayrıca, takas edilecek alacakların muaccel, dava edilebilir olması ve takas hakkının kanunla veya tarafların yapmış oldukları bir sözleşmeyle ortadan kaldırılmaması gerekir. Bu alacak sahiplerinden her biri takas ileri sürebileceği gibi, bu yola gitmeksizin alacaklarını ayrıca dava konusu edebilirler....

    Alacaklardan biri çekişmeli olsa bile takas ileri sürülebilir." hükmünü içermektedir. Takas ve mahsup birbirinden farklı kavramlardır. Mahsupta, birbirinden ayrı ve bağımsız iki alacak mevcut olmayıp, alacak miktarından belli olgular dolayısıyla indirme talebi bulunmaktadır. Alacaktan indirilecek olan meblağ bir karşı alacak değildir. Mahsup, alacağın gerçek değerini belirlemek üzere yapılan bir işlemdir. Mahsup itirazının karşı dava olarak ileri sürülmesine gerek olmadığı gibi, ayrı bir davada istenmesi zorunluluğu da bulunmamaktadır. Takasta, birbirinden bütünüyle ayrı ve bağımsız, karşılıklı iki alacak (borç) vardır. Ayrıca, takas edilecek alacakların muaccel, dava edilebilir olması ve takas hakkının kanunla veya tarafların yapmış oldukları bir sözleşmeyle ortadan kaldırılmaması gerekir. Bu alacak sahiplerinden her biri takas ileri sürebileceği gibi, bu yola gitmeksizin alacaklarını ayrıca dava konusu edebilirler....

      Davacı ... şirketinin TTK’nun 1301. maddesinde yer alan yasal halefiyet hakkına dayanıp sigorta ettirenin yerine geçerek ve bu sıfatla dava açmış bulunmasına göre zarara sebebiyet veren davalılar sigorta ettirene karşı haiz olduğu defileri sigortacıya karşı da ileri sürebilir, karşı dava açmak veya takas ve mahsup isteminde bulunmak yetkilerini kullanabilir. Bu hale göre mahkemece davalıların süresinde yaptıkları takas ve mahsup talebi dikkate alınarak delillerin toplanması, gerçek zararların belirlenmesi, davalının uğradığı zararın kanıtlanması halinde mahsup işleminin yapılması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken davalıların talebiyle ilgili olumlu veya olumsuz bir karar verilmemiş olması doğru değildir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalılara geri verilmesine 14.06.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        Bu durumda alacağın temlik edilmiş olmasının takas mahsup talebine engel olmayacağı açıktır. Dolayısıyla alacağın temlik edilmiş olması sebebiyle temlik alana karşı takas mahsup talebinde bulunulamayacağı yönündeki mahkeme gerekçesi isabetsizdir. Buna göre; Hukuk Genel Kurulu'nun 12.10.1994 tarih ve 1994/251-593 sayılı kararında da vurgulandığı üzere dar yetkili icra mahkemesinin yargılama usulü göz önünde tutulduğunda; takip hukuku bakımından takas ve mahsup iddiasının kural olarak: 1) Takasa konu alacağın, İİK.nun 68. maddesindeki belgelere dayalı bulunması, 2) Bu alacakla ilgili olarak icra takibinin yapılmış ve takibin kesinleşmiş olması, 3) Alacağın ilama bağlanması, hallerinde icra mahkemesinde incelenmesi ve istemin sonuçlandırılması mümkündür....

          Mahkemece davalının takas- mahsup talebinde bulunduğu, her iki alacağın para alacağı olması ve muaccel olması nedeniyle takas şartlarının oluşmuş olduğu, davalının takas talebinde ileri sürdüğü alacak miktarının dava konusu alacak miktarından fazla olduğu, davalı borçlunun icra takibine itirazlarında da takas talebinde bulunduğu anlaşıldığından dava konusu icra takiplerine yönelik itirazın iptaline ilişkin talebin reddine karar vermek gerektiği, takas miktarını aşan alacağa ilişkin talep bulunmadığı ve harç yatırılmadığı anlaşıldığından bu kısma ilişkin hüküm kurulmasına yer olmadığı, davalının itirazı haksız olmadığından koşulları bulunmayan icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava ortak gider alacağına yönelik başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir....

            Davacının takas-mahsup talebi bakımından; Takas hakkı, doğduğu tarihten itibaren kullanılabilen ve karşı tarafa ulaştığı anda geriye yönelik olarak hukuksal sonuç meydana getiren ve yenilik doğuran, alacağı ve borcu küçük alacak oranında karşılıklı olarak ortadan kaldıran bir haktır. HGK'nun 12/10/1994 tarih ve 1994/251- 593 sayılı kararında da benimsendiği üzere, dar yetkili icra mahkemesinin yargılama usulü gözönünde tutulduğunda takip hukuku bakımından takas ve mahsup iddiası kural olarak; 1- Takasa konu alacağın İİK'nun 68. maddesindeki belgelere dayalı bulunması, 2- Bu alacakla ilgili olarak icra takibinin yapılmış ve takibin kesinleşmiş olması, 3- Alacağın ilama bağlanması hallerinde nazara alınabilir. Somut olayda, davacı idare tarafından, davalı hakkında uygulanan 28.01.2020 tarihli ve 20160400CK000305 sayılı para cezası kararı, takas-mahsup konusu yapılmaktadır....

            Ancak daha önce görülen yargılama sırasında davalının takas ve mahsup definde bulunmaması bu dosyanın yargılama sırasında takas ve mahsup definde bulunmasına engel teşkil etmeyecektir. Bu durum karşısında mahkemece yapılacak iş; taraflar arasında Giresun 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2017/1314 Esas sayılı dava dosyasında görülen dava sırasında davalının takas ve mahsup definde bulunup bulunmadığı, bulunmuşsa bu taleplerin reddedilip reddedilmediği hususunda değerlendirme yapmak üzere Giresun 2. Sulh Hukuk Mahkemesi dosyasının dosya içerisine alınması ve dosya kapsamında bu yönde araştırma yapılmasından ibarettir. Kabule göre de; yapılacak araştırma neticesinde daha öncesinde görülen dava sırasında davalının takas ve mahsup definde bulunmamış olduğunun tespiti halinde yukarıda belirtildiği gibi bu dosya kapsamında takas ve mahsup definin değerlendirilmesine engel bulunmamaktadır....

            Ancak takas mahsuba konu alacaklar üzerinde takas mahsup talebinden önce üçüncü kişilerin hacizlerinin bulunması halinde ise bu hacizler dikkate alınarak bakiye alacak kalmış ise bu alacak üzerinden takas mahsuba karar verilir. Bu durumda dosya alacağı üzerine takas mahsup talebinden önce 65.229,36 TL alacak için uygulanan haciz ve takipte talep olunan 19.738,00 TL vekalet ücreti ile bunun faizi 3.898,39 TL alacağın takas mahsup dışı tutulacağı nazara alındığında icra mahkemesinin takas mahsup talebinin reddine ilişkin karar sonucu itibarı ile doğru olduğundan bu gerekçe ile onanması gerekirken yazılı gerekçe ile onanması doğru olmayıp karar düzeltme isteminin kısmen kabulü gerekmiştir....

              Somut olayda, davacının 17/03/2017 tarihli ihtarnamesine davalı şirketçe cevap olarak gönderilen 24/03/2017 tarihli ihtarnamede, davacının iş akdinin istifa etmek suretiyle iş akdini sona erdirmesi nedeniyle 8 haftalık ihbar öneli borcu bulunduğundan, yıllık izin alacak tutarından ihbar öneline ait şirket alacağının mahsup edileceğinin bildirildiği, bilahare, cevap dilekçesinde aynı gerekçeyle takas ve mahsup def'inin süresinde ve yöntemine uygun şekilde ileri sürüldüğü anlaşılmaktadır. Yerel mahkemece, davalının takas ve mahsup def"i üzerinde durulmaması, olumlu ya da olumsuz bir değerlendirme yapılmaması ile hakimin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 31'inci maddesinde düzenlenen davayı aydınlatma ödevi çerçevesinde 10/03/2017 tarihli dilekçe hakkında davacının isticvabının yapılmamasının eksiklik teşkil ettiği değerlendirilmiştir....

              UYAP Entegrasyonu